Ülkemizde
ve dünyada engelliler yeterince tanınmıyor, anlaşılmıyor. Böyle olunca da doğru
iletişim kurulamıyor. Engellilere genellikle acımak ya da küçümsemek şeklinde çok
yanlış bir bakış açısı var. Bunu yapılan araştırmalardan öğrendiğimiz gibi
medyaya yansıyan haberlerden görüyor ve anlıyoruz. Öyle şeyler söylüyorlar ve
engellilere öyle bakıyorlar ki insan inanamıyor. Şimdi bazılarını sıralayayım.
İlk örnek bir şarkıcıdan... Magazin muhabirlerinin sıkça sorduğu
bir soru olan: "Hayatınızda biri var mı? Sevgiliniz var mı? " sorusu
şarkıcı Hande Yener'e de soruluyor. O da cevap olarak "Sakat mıyım? Kör
müyüm? Topal mıyım? Yaşlı mıyım yaaa? Tabi ki sevgilim var..." diyor. Evet!
Hiç çekinmeden, rahatlıkla bu cevabı veriyor. Bu cevapla engellilere nasıl bir
bakış açısı olduğunu da ortaya koyuyor. Engellileri hiç tanımadığı, bilmediği verdiği
bu cevaptan nasıl da belli oluyor.
AK
Parti Tekirdağ Milletvekili Ziyaeddin Akbulut, bir açılışta engelliler için
çıkan yasaları hatırlatıp "Bu insanlar sokağa çıkamıyorlardı, evlerde
saklanıyorlardı. Anneleri babaları bu insanları sokağa çıkarmaya sıkılıyordu,
utanıyordu. Ama hükümetimizin 2005 yılında çıkardığı yasa ile biz engellileri
insan yerine koyduk, adam yerine koyduk. Bazıları 'Eskiden evimizdeki engelli,
yatalaklar bir an önce ölse de kurtulsak diye Allah'a yalvarırdık' diyordu.
Şimdi 'Aman ölmesin, evimizin bereketi bu. Ben onun yüzünden devletten 450-500
lira bakım ücreti alıyorum, aman ona bir şey olmasın diye bakıyoruz' diyorlar.
İşte zihniyet değişikliği bu..." diyerek engelliye bakışının yanlışlığını
ortaya koyuyor.
Gazi
olan Yılmaz Yiğit, Ankara'da bir belediye
otobüsüne bindiğinde, otobüsün şoförü gaziye kartını basmasını söylüyor.
Gazi'de kartı arka cebinde olduğu ve her iki eli de olmadığı için çıkaramıyor.
Şoförden yardım istiyor. Şoför açıyor ağzını yumuyor gözünü... "Sizin gibi
şerefsizlerden bıktım. Bana ne. Çıkarmak zorunda mıyım? Bunlar hep böyle. Benim
için mi kollarını kaybettin? Sana iyi olmuş, iyi ki kaybetmişsin. Senin gibi
şerefsiz bir gaziden 2 bin 500 TL. tazminat aldım, benim için mi gazi oldun?
Şerefsiz..." gibi bir çok hakaret ettikten sonra gazinin kollarını
kastederek "Allah görmüş de elini almış işte..." diyebiliyor.
Amerika'da
2016 yılında yapılacak seçimlerde başkan aday adayı olan ünlü iş adamı Donald
Trump, yaptığı bir seçim konuşmasında New York Times muhabiri Serge Kovaleski'nin
hareket ve konuşmasını taklit ediyor. Donald Trump, mitingte Kovaleski için
"İyi bir muhabir..." diye bahsedip, sonra da "Şimdi bu zavallı
adamı görmelisiniz..." diyerek kollarını ve ellerini tuhaf hallere sokup,
çarpıtarak muhabirle engelinden dolayı alay edebiliyor.
Son
örnekte Savunma Sanayi Müsteşarlığı ARGE ve Teknoloji Yönetimi Daire Başkanı
Ata Şenlikçi'den... Ata Şenlikçi, Engelsiz Siber Güvenlik Konferansı'na konuşmacı
olarak katılıyor. Konuşmasında da "Şahsıma ait 6 çocuğum var.
Elhamdülillah hiçbirinde hata yok..." diyebiliyor. Engelli için; özürlü,
sakat, noksan, malul, aciz gibi çok tabirler kullanılıyordu. O da çıkıp "hatalı"
dedi.
İşte
böyle... Yukarıda bahsettiğim konuları zamanında uzun uzun yazmıştım. Cehalet,
eğitim vs. diyeceğiz, ancak görüyorsunuz ki değil. Her kesimden ve mevkiden
gelen bakış bu yönde... Gördüğünüz gibi bu örnekler medyaya yansıyanlar ve
benim rastladıklarım. Bunun gibi yüzlerce örnek vardır. Üstelik bunlar söze
dökülenler, bir de akıldan geçip dile getirilemeyenler var. Bunları gördükçe umutsuzluğa
düşmemek elde değil. Engele ve engelliye bakış maalesef bu... Aslında engel
olmak bu...
ALİYE
YÜCEL