> Engeloji : 1.06.2017 - 1.07.2017

Translate

25 Haziran 2017 Pazar

İŞ VE ENGEL


Engelliler de herkes gibi bir iş sahibi olmak ister. Onlar da çalışmak hem kendilerine, hem de ülkelerine faydalı olmak ister. Bu nedenle; iş bulma konusunda engelli olmayan kişilerden çok daha fazla çaba sarf ederler... İş bulmadaki en önemli aşama iş görüşmesidir. Ancak iş görüşmelerinde genellikle "Yok seni alamam", "Bu işe giremezsin", "Aradığım eleman sen değilsin" bakışlarıyla karşılaşırlar. Sanırım ki bu bakışlarla karşılaşmayan engelli yok gibidir. Çünkü, pek çok alanda olduğu gibi istihdam alanında da engellilere karşı büyük bir ön yargı vardır.

İşverenler genellikle; engellilerin verimli çalışamadıklarını ve verimli olamayacağını düşünürler. Engellileri işten çıkarmak işverene göre güç olabilir. Engeli bir hastalık gibi, engelliyi de hastalıklı olarak görünce sık sık izin alacağı varsayılır. İşverene göre; engelliler diğer çalışanları rahatsız edip ve çalışma temposunu düşünebilirler. Engel durumlarına göre yapılacak bazı özel düzenlemelerin yapılması masraflı olabilir. Engelliler alıngan olabilirler, çabuk sinirlenlenebilir. Ayrıca göz zevkini bozarlar! İşte bu gibi ön yargıları arttırmak mümkün...


Oysa işverenlerin engelliler hakkındaki bu ön yargıları yetersiz ve hatalı bilgilere dayanmaktadır. Engellileri iyi tanımadıkları için böyle düşünebilirler. Halbuki engelliler işleri çabuk kavrarlar ve kesintisiz çalışabilirler. İş bilincine sahiptirler. Sorumluluk sahibidirler. İşlerine zamanında gidip gelirler. İşlerini bırakma ihtimalleri daha azdır. Engelini ön plana çıkararak ayrıcalık istemezler. Duygu sömürüsü yapmazlar. Engelli bir eleman kadar hatta daha da verimli çalışabilirler. Önemli olan işverenin işe alacağı kişinin engelini değil, beceri ve deneyimlerini görebilmesidir.

4857 sayılı İş Kanunu'na göre; işverenler, iş yasasına göre elli ya da daha fazla işçi çalıştırdıkları takdirde engelli çalıştırmak zorundadırlar. Bu oran özel sektörde % 3, kamu sektöründe ise % 4'tür. İş yerleri ve dolayısıyla işverenler bu oranı doldurmak ve ceza almamak için kadrolarına engelli işçi alıyorlar. Oysa bu zorunluluk nedeniyle olmamalı... Herkesin çalışmaya hakkı olduğunu düşünüp engellilerde bu haklarını kullanabilmeliler.

Bazen işverenler mükemmelliği ararken gerçeği kaybedebilirler. Engelliler de  gerçek bir çalışan olabilir. Her işte başarı ile çalışabilir. Aranılan bir eleman olabilir. Engelli eleman çalıştırmak da avantaj bile olabilir. "Onu işe alsam mı?", "Acaba yapabilir mi?", "İstediğim gibi çalışabilir mi?" gibi endişeleri bir yana bırakıp, engellilere bir şans vermek gerekir. Her işveren zorunluluk olarak değil de "Aradığım eleman bu olabilir mi?" diye bakarsa engellilerin istihdamı konusunda önemli bir adım atılmış olur.

ALİYE YÜCEL


18 Haziran 2017 Pazar

SESSİZ BİR KAFE


Nikaragua'nın Managua Granada şehrinde sadece işitme engellilerin çalıştığı bir kafe var. Gülücükler Kafe (Cafe de las Sonrisas) adı verilen bu işletmede tüm personel işitme engelli kişilerden oluşuyor. Garsonlar ve aşçılar dahil kafede çalışan herkes işitme engelli... Oldukça ilginç değil mi? Sadece ellerin konuştuğu, yüzlerin güldüğü sessiz bir kafe...

Kafenin menüsünde ise "Gülümsemeden başka bir evrensel dil yoktur" cümlesi yazılmış... Bu cümle ne kadar anlamlı ve ne çok şey anlatıyor. Gülmek en etkili iletişim aracı ve gülümsemek herkesin anladığı bir dil... Kafedeki duvarlar boydan boya; hesabı isteme, su isteme, "hoş geldiniz", "teşekkür ederim" gibi bazı cümleler ve işaret dili harflerinin yer aldığı çizimlerle dolu...

Bu kafede işitme engelliler çalışsa da sadece işitme engelliler gelmiyor tabii ki...  Gelen müşteri eğer işitme engelli değilse ya da işaret dili bilmiyorsa bile isteğini anlatabiliyor. Müşteri  hiç konuşmadan, bir şey söylemeden menüdeki bir yeri işaret ediyor. Garson müşteriye bakıyor, gülümseyerek başıyla onaylıyor. Böylece sipariş verilmiş oluyor.



Bu kafenin sahibi Antonio Prieto Bunuel isimli bir İspanyol. Çevresindekiler tarafından çok seviliyor. Ona "Antonio Amca" diyorlar. Antonio Prieto Bunuel, Kafesiyle ilgili olarak "Bütün personelin işitme engellilerden oluştuğu bir yer açmaya karar verdim. Görüldüğü üzere kafe sorunsuz işliyor. Hedefim, engelli personel çalıştırma konusunda diğer işletmelerin korkularını yenmeleri için bir örnek oluşturmak..." diyor. Gerçekten de engellilere istihdam sağlayarak, örnek olabilecek bir sosyal hizmet yapıyor.

İşitme engelliler iletişimin çok yoğun olduğu işlerde pek çalıştırılamazlar. Çünkü, hem onlar için, hem de muhatap oldukları kişiler açısından zor olacağı düşünülür. Ancak burada bu engel aşılmış. Birebir iletişimin olması gereken bir işletmede çalışıyorlar. Bu onlar için engelleri aşmada çok önemli bir adım. Gelen kişiler, işitme engelli olmasalar bile duvarların yardımıyla onlarla iletişimin bir yolunu buluyorlar.

Türkiye'de de sadece engellilerin çalıştığı çeşitli işletmeler var. Down sendromlu elemanların çalıştığı kafeler gibi... Ancak bildiğim kadarıyla sadece işitme engellilerin çalıştığı bir yer yok. Ama örneğini gördüğümüz gibi olabiliyor. Keşke ülkemizde de olsa... Böylece işitme engelliler de iletişimin olduğu yerlerde bir iş  bulup çalışabilirler. İşitme engelliler buna hazır. Sadece onlara böyle bir imkan verecek duyarlı işverenler ve işletmelerin olması gerekiyor. 

ALİYE YÜCEL

11 Haziran 2017 Pazar

DERS KİTAPLARI DEĞİŞMELİ


"Ders Kitaplarında Engellilik" konulu araştırmanın bir yenisi daha yapıldı. Bunun sonuçları geçtiğimiz ay yayımlandı. İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (SEÇBİR), Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği (TOHAD) ile Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ortaklığında yürütülen araştırma, Sabancı Vakfı Toplumsal Gelişme ve Hibe Programları "Eğitime Eşit Katılım Projesi" kapsamında desteklendi.

Bu proje kapsamındaki araştırma engellilerin eğitime eşit katılımı için eğitimcilerin güçlendirilmesini amaçlıyor. Ders Kitaplarında Engellilik: Durum Analizi için; 2016-2017 eğitim öğretim yılında yayımlanan, farklı seviye ve branşlardan 37 ders kitabı incelenmiş. Araştırmanın raporunda; engelliliğin kitaplarda nasıl yer aldığının yanında, nasıl ele alınması gerektiğine yönelik tavsiyeler de yer alıyor.

Araştırmanın sonucuna göre; çocukların eğitim aldığı ders kitaplarında engellilik olumlu bir şekilde sunulmamış... Ders kitaplarında engellilerin farklılıklarının altı çiziliyor. Engellilik, sosyal ve maddi  yardımla çözülmesi gereken bir mesele olarak görülüyor. Toplumun genelinde var olan ön yargı, yanlış bakış, engelliyi küçük gören ve rencide eden tutum kitaplara da yansımış.

Ders kitaplarında engellilerin normal bir birey olarak görülmemesi gerçekten çok acı.... Geleceğin büyüklerine engellilerin böyle sunulması çok üzücü. Onlar engellileri böyle mi tanıyacaklar? Umarız ders kitapları değişir. Kitaplarda artık engellileri doğru anlatan ve olumlu sunan ifadeler yer alır. Kitaplarda engellilere ayrımcılık yapılmaması ve sosyal hayatta eşit bir şekilde yer almaları gerektiği vurgulanır.


ALİYE YÜCEL

4 Haziran 2017 Pazar

AKILLI BASTON


Vestel, engelliler için yaptıkları ürünleri açıkladı. Akıllı baston (WeWalk), göz kırparak komut verilen televizyonlar ve engelli moduna gelen telefon bunlardan bir kaçı...
  
Vestel'in, engelsiz teknoloji alanında ürettiği en önemli ürün; görme engelliler için hazırlanan akıllı baston (WeWalk)... Akıllı baston bir hayvandan esinlenerek üretildi. Yarasaların etrafa yaydıkları ultrasonik dalgalar ve bu dalgaların etrafındaki objelerden gelen yansımalara göre gidecekleri yönü belirlemelerinden ilham alınarak yapıldı. Bu baston sayesinde görme engelliler bel ve baş hizasına gelen bir engele rastladıklarında bastondan yayılan titreşim sayesinde uyarılıyor.


Akıllı Baston, Young Guru Academy (YGA) Görme Engelliler Proje Lideri Kürşat Ceylan'ın geliştirdiği bir proje... Bu bastona Birleşmiş Milletler de ilgi gösterdi ve bir sunum yapılmasını istedi. 14-15 Haziran'da yapılacak Birleşmiş Milletler toplantısında akıllı baston anlatılacak.

ALİYE YÜCEL