> Engeloji : 1.01.2015 - 1.02.2015

Translate

25 Ocak 2015 Pazar

GÖZÜM OL


Teknoloji ve teknolojik gelişmelerle pek fazla ilgilenmiyorum. Ancak engelliler için yapılan teknolojik gelişmeler ister istemez ilgi alanıma giriyor. Ayrıca teknolojinin engelliler alanında kullanılması çok da hoşuma gidiyor. Eyes Robocat’in görme engelliler için yaptığı “Be My Eyes” dikkatimi çekti. Danimarkalı firmanın buluşu olan uygulama, görme engellilerin hayatını kolaylaştırmak üzere tasarlanmış…

Be My Eyes, gören kişilerin görme engellilere yardımcı olması amacıyla oluşturulmuş. Gören kişiler ile görme engelliler arasında uzaktan canlı video görüntüsüyle köprü oluyor. Bu uygulama çok basit aslında… Şöyle çalışıyor: Telefonunda bu uygulama bulunan görme engelli kullanıcı kamerasını açıyor ve görmek istediği şeye doğru tutuyor. Bu arada gören kullanıcı da gördüklerini anında söylüyor. Bu uygulama gönüllük sistemine göre telefona indiriliyor. Uygulama telefona yüklenirsen “Görüyor musun?” ve “Görme Engelli misin?” diye soruyor. Kişiler durumlarına göre bunu indiriyor. Kimi yardım alıyor, kimi de yardım ediyor.

Bu uygulama örnekle şöyle: Görme engelli bir kişinin bir markette olduğunu düşünelim. Bu uygulama ile kamerayı tutup “Elimdeki sütün son kullanma tarihi geçmiş mi?”, “Bu ürünün fiyatı nedir?”, “Elimdeki konservede ne var?”, ya da çevreye tutup “Kozmetik reyonu ne tarafta?” diye gönüllü birini bulup soruyor. Gören kişi o an için görme engellinin gözü oluyor. Videoya bakıp sorularının cevabını anında veriyor. Böylece gönüllü kişinin birkaç dakikasını alacak bu durum, görme engellinin işini çok kolaylaştırıyor.


Uygulamayı indiren gönüllüler sisteme kayıt olup, bir görme engellinin kendilerinden yardım istemesini bekliyor. İstek geldiğinde elinden geldiğince bilgi verip yardımcı oluyor. Görme engelli de bir şeyin ne olduğunu öğrenmek için birinin gelmesini beklemiyor. Anında kendilerine yardımcı olacak birini buluyor. İlk anda bunun suiistimal edilebileceği aklıma geldi. Ama bunu onlar da düşünmüş olacaklar ki önlem alınmış. Sistem kötü amaçlı kullanımlarda kişiyi ağ dışında tutuyor.

Be My Eyes uygulamasını düşünenleri, yapanları kutlamak gerekir. Çok faydalı bir buluş olduğu kesin… Danimarka’da piyasaya çıkınca hemen ilgi görmüş… İlgi görmesi de gerekiyor. Çünkü ne kadar çok gören kullanıcı tarafından yüklenirse o kadar çok işe yarayacak. Şimdilik her telefonda yok. Ama yakında olacağı kesin… Birlikte yaşama kültürüne katkı sağlayan bu uygulama umarım Türkiye’de de yaygınlaşır.

Son olarak şunu belirtmek istiyorum. Akıllı telefonlarına pek çok gereksiz belki de bir kez kullanacakları çeşitli uygulamaları indirenler. Umarım bu uygulamayı da indirirler. Bunun için biraz duyarlı olmaları yeterli olacak. Günün birinde kendilerine ihtiyaç duyacak bir görme engelli çıkabilir. Böylece pek çok gören kişi bir sosyal sorumluluk projesini cepte taşımanın gururunu yaşar, birkaç dakikalığına da olsa birinin gözü olurlar!

ALİYE YÜCEL


18 Ocak 2015 Pazar

RENK NEDİR BİLMEDEN


Bir proje için Eşref Armağan'ın telefonu gerekiyormuş, benden istediler. Güncel numarası olmadığı için bir arkadaşımdan aldım. Bulunca da hemen aradım. Görmez ressam Eşref Armağan'ı yıllar öncesinden tanıyorum. Aradığımda uzun yıllar görüşmediğimiz için kendimi hatırlatma gereği duydum. Buna hiç gerek yokmuş aslında... Hemen geçmişi konuşmaya başladık. Eski günleri, Yaşama Sevinci Dergisi'ni, Faruk Bey'i (Öztimur), ilk sergisini... Eşref Ağabey her zaman ki gibi yine esprili, sevecen ve içtendi. Hep onu yazmak istiyordum. Bu görüşme sebep oldu.

Eşref Armağan'ı ilk tanıdığımda ve onun resimlerine baktığımda; önceleri gördüğünü, daha sonra görme yeteneğini kaybettiğini düşünüyordum. Çünkü ömrü boyunca hiç bir şey, hiç bir renk görmeyen birinin bunları yapabilmesi imkansızdı! Sonra bu resimleri nasıl yaptığını anlatmıştı. Ailesinden ve çevresinden nesnelerin nasıl olduğunu ve renklerini soruyordu. Bazılarının maketlerini buluyor, yaptırıyor ve onlara dokunarak öğreniyordu. Resimlerinin önce konturlarını çiziyor, sonra içlerini boyuyordu. Renkleri bir sıraya koyduruyor ve sıraya göre alıyordu. Fırça yerine de parmaklarını kullanıyordu.

Resimlerinin hepsi çok güzel ve çok etkileyici.... Denizi, baharı, çiçeği, böceği, kuşu görmeden resimlerini yapabilmek insanı şaşırtıyor. Ancak bence en ilginç olanı portre resimlerinin benzerliği idi. Bazı nesneler tarif ve maket yardımı ile yapabilir belki. Ama portre böylesine nasıl benzetilir? İnsan hayrete düşüyor. Tansu Çiller, Süleyman Demirel ve başka  bir çok ünlünün resimleri öyle çok benziyor ki... Pek çok kişinin görerek yapamayacağı resimleri o hiç görmeden yapabiliyor. Çok şaşırtıcı..


Eşref Armağan'ın doğuştan görme engelli bir ressam olması, yani hiç görmediği halde resim yapması dünyanın da ilgisini çekti. Bu ilginç durumu nedeniyle, dünya çapında bir üne sahip oldu. Harvard Üniversitesi'nde beyin fonksiyonları incelenmiş ve bir nesneye dokunduğunda beyinde görülen cisimlerin algılanması ile ilgili bölümün hareket geçtiği görülmüştür. İngiliz bilim dergisi New Scientist'te hakkında makale yayınlanmıştır. Discovery Channel'da da onun için yapılan The Real Superhumans (Gerçek Süper İnsanlar) isimli belgesel gösterilmiştir.

1953 yılında İstanbul'da doğan Eşref Armağan, uzun süre İstanbul'da yaşadı. Şimdi kendi gibi görme engelli eşiyle Ankara'da yaşıyor. Eşref Ağabey'e "Sizi blogumda yazmak istiyorum. Ama sizinle ilgili öyle çok haber yapıldı ki, sizinle ilgili her şey yazıldı. Ben artık ne yazayım? Farklı bir şey var mı?" dediğim de "Evet farklı bir şey var! Dişlerimi yaptırdım..." diye espri yaptı. Bilmeyenler için en önemli bir diğer özelliği de espritüelliğidir. Konuşmalarını, anlattıklarını mutlaka bir espri ile süsler. Telefon konuşmamızda da böyleydi.

Kardeşim ve ben Eşref Armağan'ın ilk sergisinin hazırlık aşamasında bulunmuş ve sergiden bir tablosunu almıştık. "Allah'a Dua (1991)" isimli bir tablo... Kardeşimle bu tabloyu paylaşmadık. Şimdi benim duvarımı süslüyor. Tablosuna her baktığımda ondan büyük bir güç alıyorum. Her baktığımda o tablo bana pek çok şey anlatıyor. Mücadeleyi, gücü, yılmamayı, şükrü ve daha bir çok şeyi... Eşref Ağabey, bakmadan görmüş ve renk nedir bilmeden ressam olmuş... Yani çok özel biri... Yoksa insan hiç görmediği halde nasıl resim yapabilir öyle değil mi?

ALİYE YÜCEL

11 Ocak 2015 Pazar

ÖSYM'DEN ENGELLİLERE FARKLI UYGULAMA


Bu yıl; Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) engelliler için özel bir düzenleme yapıyor. Sağlık veya engel durumu nedeni ile bir alet, araç gereç ve cihazla sınava girmeleri gereken adayların, sınav konforunu temin etmek ve daha rahat koşullarda sınavlarını gerçekleştirmelerini sağlamak amacıyla, cihazlarıyla sınava girmelerine izin verilecek. Engelliler için çok gerekli bu uygulama ilk defa yapılacak.

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi; Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nda (YGS), sağlık ve engel durumu nedeniyle sınav güvenliğini zedeleyecek nitelikte alet, araç gereç ve cihaz kullanmak zorunda olan adayları, dışarıyla iletişimi kesilmiş yüksek güvenlikli, her türlü kablolu ve kablosuz iletişimi kesilmiş binalarda sınava alınacaklar. Bu binalarda giriş ve her salonda sınav uygulaması kamerayla kayıt edilecek.

Böylece adaylar; ÖSYS sınavlarında sağlık veya engel durumu nedeniyle gözlük tipi işitme cihazı, işitme cihazı, biyonik kulak, tekerlekli sandalye, atel, elektronik büyüteç, oksijen tüpü, masa lambası, koyu renk camlı gözlük, bilgisayar, braille daktilo, kalp pili, kağıt torba, insülin iğnesi, insülin kalemi, enjektör, şırınga, şeker ölçüm cihazı, protez, ortez, diren, kateter, boyunluk veya destek malzemesi, eldiven, havlu, peçete, bez, hasta bezi, bere, şapka, bandaj, saç tokası, astım ilacı ve spreyi, göz damlası, ek gıda, oturma simidi, yastık, maske, pant, dizlik gibi araç ve gereçleri kullanabilecek.


Adaylar başvuru süresi içerisinde kullanmak istedikleri cihazların resimlerini ve özelliklerini içeren dilekçelerini ÖSYM'ye iletecek. Ayrıca sınavlarda şimdiye kadar kullanılan 14 punto soru kitapçığına ilave olarak, sınavda 18 veya 22 punto soru kitapçıkları da olacak. Görme kaybı olan adaylarda isterlerse bu kitapçıklardan isteyebilecekler.

Buraya kadar yazılanlardan bu uygulamanın çok gerekli ve örnek bir uygulama olduğu tartışılamaz. Ancak bundan sorası tam bir fiyasko! Neden derseniz... Şöyle: 2015 - ÖSYM kılavuzunda yer alan bilgiye göre, ÖSYM tarafından her türlü kablolu ve kablosuz iletişimi kesilmiş binalar sadece Ankara'da hazırlanacak. Yani bu uygulama sadece Ankara'da olacak. Bu tür alet, araç gereci kullanan adaylardan Ankara'da sınava girmek istemeyenler ise; diğer tüm adayların sınava alındığı binalarda, ilgili alet, araç-gereç ve cihazı kullanma izni verilmeden sınava girecekler!

Bir arkadaşımın bana gönderdiği bu habere okuduğumda, inanamadım. Yanlışlığını nasıl anlatsam, nereden başlasam bilemedim. Ankara dışında sınava girenler çok büyük bir haksızlığa uğrayacaklar. Bu kesin... Sınav için Ankara gitmeye kalksalar bu hiç de kolay değil. Üstelik engelliler için... Bunu düzenleyenler bunu nasıl düşünemedi? Anlamak çok zor... Neden Ankara? "Peki İstanbul mu olsun?" derseniz. Hayır! Sadece İstanbul'da olmasın. Ama her il ve ilçede olamazsa bile en azından her bölgede en az iki ilde olmalı. Bu gerekli uygulama sadece Ankara'da yaşayan ya da Ankara'ya gelebilecek engellilerle sınırlı olmamalı... Umarım kısa zamanda bu yanlıştan dönülür. Böylece bir çok engelli aday da haksızlığı uğramaz...


ALİYE YÜCEL 

4 Ocak 2015 Pazar

FARK "UMUT"


Geçtiğimiz  hafta Türkiye Beyazay Derneği Ege Bölge Koordinatörü Ali Rıza Soyaslan'ın yeni kitabı "Umut" elime geçti. Başarılı çalışmalara imza atan Ali Rıza Bey, kitabını imzalayarak bana göndermiş. (Ben kitabım Engeloji'yi gönderememiştim. En kısa zamanda imzalayarak kendisine göndereceğim...) Soyaslan, "Seninle Benim Aramda Fark Var: Umut" diyor... Kitabında engellilerle ilgili pek çok önemli araştırma, bilgi ve detay yer alıyor. Umut; ile engelli, ve engelsiz herkese çok şey anlatıyor.

Ali Rıza Soyaslan, kitabın sunumunda kendisi engelli olmasa da; anne, baba ve iki ağabeyinin engelli olduğunu anlatıyor. Bu konudaki duyarlığını, engelli sorunlarını neden dikkate aldığını ve bu konuda neden bir şeyler yapabilmek istediğini böylece anlıyoruz. Yaşadıkları ve çevresinde gördükleri onda bir farkındalık meydana getirmiş... Engelli nedir ve topluma nasıl kazandırılır gibi konuları bizzat yaşayarak öğrenmiş... Böylece  de engelli ve engellilik konularındaki gördüklerini "Seninle Benim Aramda Fark Var: Umut" diyerek ortaya koymuş...

Soyaslan, kitabın arka kapağındaki yazısına; Şems-i Tebrizi'nin sözüyle başlamış "Kalk silkelen, kendine gel! Umutsuzluğu sarılma, umutsuzluk şeytandandır! Ümit etmek Allah'tandır!" ve şöyle devam ediyor. "Umut dolu olmalı bir Müslüman. Yaşantısındaki her alana pozitif mutluluk saçmalı. Müslüman ile diğer dinlere mensup insanlar arasında fark olmalı. Bu fark umut olmalı. Engellilerin dünyası ise bambaşka. Seninle benim aramda fark var, Umut diyorlar. Her alanda başarılılar... Şükür halindeler. Engelli kardeşlerimizin dünyalarına girdikten sonra başarının ne demek olduğunu gördüm. Var olana şükür etmenin anlamını öğrendim..."


Gonca Yayınları'ndan çıkan Umut, çeşitli bölümlerden meydana geliyor. İmtihan Farkındalığı, Mananın Avucundaki Engelliler, Kuran'ın Engellilere Mesajı, Yıldızlar Geçidi, İş Hayatı Tüyoları, İnternet Dünyasından Paylaşımlar, Başarı Çeşmesinden Damlalar kitabın bölümlerinden bazıları... Ali Rıza Soyaslan, engelli ve engellilik konularını pek çok açıdan ele almış. Kitabında güzel sözlere, öz deyişlere, engelli hikayelerine, çeşitli alıntılara ve bazı haberlere yer vermiş. Engellilerle ilgili derlediği konuları kaynak göstererek yazmış.

Kitaptaki son söz ise "Bir engelle karşılaştığınız zaman, şikayette bulunarak ağlayıp sızlamak yerine, onu cesurca göğüsleyin..." cümlesiyle başlıyor. Bu engelli ve engelsiz herkesin yapması gereken bir durum... Umut ile engellilerin başarıları, kişisel gelişime bir kitap olmuş... Kitap geldiğinde teşekkür etmek için aradığım Ali Rıza Bey; herkesin okuyabileceği bir kitap hazırlamaya çalıştıklarını ve bu kitabın geliri ile de Tavşanlı'da engellilere yönelik yeni bir sosyal tesis kuracaklarını anlattı. Kitap çok güzel bir amaç için satışa sunulmuş... Gerçekten de engellilerin sosyal tesislere çok ihtiyacı var. Umarım satışları iyi olur ve bu istekleri gerçekleşir.


ALİYE YÜCEL