> Engeloji : Donald Trump

Translate

Donald Trump etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Donald Trump etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Şubat 2016 Pazar

ENGEL OLMAK BU


Ülkemizde ve dünyada engelliler yeterince tanınmıyor, anlaşılmıyor. Böyle olunca da doğru iletişim kurulamıyor. Engellilere genellikle acımak ya da küçümsemek şeklinde çok yanlış bir bakış açısı var. Bunu yapılan araştırmalardan öğrendiğimiz gibi medyaya yansıyan haberlerden görüyor ve anlıyoruz. Öyle şeyler söylüyorlar ve engellilere öyle bakıyorlar ki insan inanamıyor. Şimdi bazılarını sıralayayım.

İlk örnek bir şarkıcıdan... Magazin muhabirlerinin sıkça sorduğu bir soru olan: "Hayatınızda biri var mı? Sevgiliniz var mı? " sorusu şarkıcı Hande Yener'e de soruluyor. O da cevap olarak "Sakat mıyım? Kör müyüm? Topal mıyım? Yaşlı mıyım yaaa? Tabi ki sevgilim var..." diyor. Evet! Hiç çekinmeden, rahatlıkla bu cevabı veriyor. Bu cevapla engellilere nasıl bir bakış açısı olduğunu da ortaya koyuyor. Engellileri hiç tanımadığı, bilmediği verdiği bu cevaptan nasıl da belli oluyor.

AK Parti Tekirdağ Milletvekili Ziyaeddin Akbulut, bir açılışta engelliler için çıkan yasaları hatırlatıp "Bu insanlar sokağa çıkamıyorlardı, evlerde saklanıyorlardı. Anneleri babaları bu insanları sokağa çıkarmaya sıkılıyordu, utanıyordu. Ama hükümetimizin 2005 yılında çıkardığı yasa ile biz engellileri insan yerine koyduk, adam yerine koyduk. Bazıları 'Eskiden evimizdeki engelli, yatalaklar bir an önce ölse de kurtulsak diye Allah'a yalvarırdık' diyordu. Şimdi 'Aman ölmesin, evimizin bereketi bu. Ben onun yüzünden devletten 450-500 lira bakım ücreti alıyorum, aman ona bir şey olmasın diye bakıyoruz' diyorlar. İşte zihniyet değişikliği bu..." diyerek engelliye bakışının yanlışlığını ortaya koyuyor. 

Gazi olan Yılmaz Yiğit,  Ankara'da bir belediye otobüsüne bindiğinde, otobüsün şoförü gaziye kartını basmasını söylüyor. Gazi'de kartı arka cebinde olduğu ve her iki eli de olmadığı için çıkaramıyor. Şoförden yardım istiyor. Şoför açıyor ağzını yumuyor gözünü... "Sizin gibi şerefsizlerden bıktım. Bana ne. Çıkarmak zorunda mıyım? Bunlar hep böyle. Benim için mi kollarını kaybettin? Sana iyi olmuş, iyi ki kaybetmişsin. Senin gibi şerefsiz bir gaziden 2 bin 500 TL. tazminat aldım, benim için mi gazi oldun? Şerefsiz..." gibi bir çok hakaret ettikten sonra gazinin kollarını kastederek "Allah görmüş de elini almış işte..." diyebiliyor.


Amerika'da 2016 yılında yapılacak seçimlerde başkan aday adayı olan ünlü iş adamı Donald Trump, yaptığı bir seçim konuşmasında New York Times muhabiri Serge Kovaleski'nin hareket ve konuşmasını taklit ediyor. Donald Trump, mitingte Kovaleski için "İyi bir muhabir..." diye bahsedip, sonra da "Şimdi bu zavallı adamı görmelisiniz..." diyerek kollarını ve ellerini tuhaf hallere sokup, çarpıtarak muhabirle engelinden dolayı alay edebiliyor.

Son örnekte Savunma Sanayi Müsteşarlığı ARGE ve Teknoloji Yönetimi Daire Başkanı Ata Şenlikçi'den... Ata Şenlikçi, Engelsiz Siber Güvenlik Konferansı'na konuşmacı olarak katılıyor. Konuşmasında da "Şahsıma ait 6 çocuğum var. Elhamdülillah hiçbirinde hata yok..." diyebiliyor. Engelli için; özürlü, sakat, noksan, malul, aciz gibi çok tabirler kullanılıyordu. O da çıkıp "hatalı" dedi.

İşte böyle... Yukarıda bahsettiğim konuları zamanında uzun uzun yazmıştım. Cehalet, eğitim vs. diyeceğiz, ancak görüyorsunuz ki değil. Her kesimden ve mevkiden gelen bakış bu yönde... Gördüğünüz gibi bu örnekler medyaya yansıyanlar ve benim rastladıklarım. Bunun gibi yüzlerce örnek vardır. Üstelik bunlar söze dökülenler, bir de akıldan geçip dile getirilemeyenler var. Bunları gördükçe umutsuzluğa düşmemek elde değil. Engele ve engelliye bakış maalesef bu... Aslında engel olmak bu...


ALİYE YÜCEL

20 Aralık 2015 Pazar

TRUMP KABAĞIN SAHİBİNİ BİLİR Mİ?


Geçtiğimiz ay, Donald Trump'un engelli bir muhabire olan davranışını, onunla alay etmesini dünyada duymayan kaldı mı bilmiyorum. Sanırım duyanların çoğu da şaşırmış ve kınamıştır. Çünkü yaptığı inanılır gibi değil. Gaf olarak adlandırıldı ama bu gaftan da beter bir durum. Üstelik bu kişi sıradan biri de değil! Engelliye böyle bakan biri "Başkan" olacak! Hem de Amerika'ya... İçler acısı bir durum...

ABD'de 2016 yılında yapılacak seçimlerde aday adayı olan ünlü iş adamı Donald Trump, Güney Carolina'da yaptığı seçim konuşmasında New York Times muhabiri Serge Kovaleski'yle engelinden dolayı alay etti. "Konjenital eklem sendromu" olan muhabirin hareket ve konuşmasını taklit etti. Serge Kovaleski, eklemlerin hareket kabiliyetini engelleyen bir hastalık olan "konjenital eklem sendromu" nedeniyle özellikle sağ kolu ve elindeki hareketlerde kısıtlılık yaşıyor.

Donald Trump, miting konuşmasında, Kovaleski için "İyi bir muhabir..." diye bahsedip, sonra da "Şimdi bu zavallı adamı görmelisiniz..." diyerek kollarını ve ellerini tuhaf hallere sokup çarpıtarak Serge Kovaleski'yi taklit ve alay etti. Trump'ın yaptığı bu eylemden sonra New York Times bir açıklama yaptı. Açıklamada "Donald Trump'ın muhabirlerimizden birinin görünüşüyle alay etmesini çok çirkin buluyoruz" ifadesi kullanıldı.


"Kabağın da Sahibi Var!" hikayesini bilirsiniz.Trump'un haberini duyduğumda aklıma hemen bu hikaye geldi. Hikayeyi bilmeyenler için anlatayım. Bilenler içinde hatırlatayım:
Bir derviş berberde tıraş olurken, mahallenin kabadayısı gelir ve başına vurarak, "Kalk bakalım kabak. Tıraş sırası bizde!" der. Dövene elsiz, sövene dilsiz olan, halktan gelenin Hak'tan geldiğine inanan derviş sabreder. Kabadayıya berber de bir şey diyemez. Derviş "La Havle. Ya sabır!" diyerek tıraş olmayı bırakıp, yan koltukta oturup beklemeye başlar. Fakat kabadayının dili durmaz. Tıraş boyunca "kabak aşağıya, kabak yukarı" diye hakaret etmeye devam eder. Dervişi sürekli aşağılar...

Sonunda kabadayının tıraşı biter ve çeker gider. Fakat, kabadayı sokağa adım atar atmaz kontrolden çıkan bir at arabası gelir kabadayıyı altına alır, sürükler ve feci bir şekilde ezer. Bu manzarayı gören berber, dervişe dönüp "Derviş biraz ağır olmadı mı?" diye sorar. Derviş: "Hayır! Kabadayının hareketleri Allah'a dokunur diye aklıma geldi ve içimden hakkımı da helal ettim. Ama bu kabağın da bir sahibi var!" der.

Engelli birinin alay edildiği, aşağılandığı her durumda aklıma bu hikaye gelir. Bu kez de öyle oldu. İşte gördük! Bir kişi engelli ise böyle bir duruma maruz kalabiliyor.  Engelli kişi hangi sınıftan olursa olsun, kariyer yapmış, muhabir olmuş, Pulitzer Flaş Habercilik Ödülü'nü de almış olsa fark etmiyor. Engelinden dolayı alaya alınabiliyor. Bunu söyleyen kişi de dünyanın en büyük devletlerinden birinin başkan aday adayı olabiliyor. Ne denir bilemedim. Ama Donald Trump'a bu hikayeyi anlatmak isterdim. "Kabağın da bir sahibi var!" demek isterdim. "O bunu anlar mıydı?" derseniz. Hiç sanmıyorum. Engelliye bu bakış acısıyla bakan birinin bunu anlayacağından da şüphem var!


ALİYE YÜCEL