> Engeloji : Engelli Dostu Müge Anlı

Translate

Engelli Dostu Müge Anlı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Engelli Dostu Müge Anlı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Aralık 2015 Pazar

ENGELLİYSE OĞLUM DEĞİL!


Bazen duygularınız ayrımına varamazsınız. Daha doğrusu hangisinin ağır bastığını anlayamazsınız. İşte öyle oldum. Müge Anlı'nın programında şahit olduğum durum beni bu hale soktu. Seyredenler bilir programda ailesinden ayrı kalanlar onları arıyor. 50 yıl sonra bile ailesine kavuşanlar oluyor. Biri çıkıyor ailesinden hatırladıkları üç beş şeyi (çoğu zaman onlar bile doğru olmayabiliyor) paylaşıyor. Beş on dakika sonra bir telefon bağlanıyor. "O benim kızım, oğlum, kardeşim, yeğenim, kuzenim, arkadaşımın kızı..." gibi bildiklerini anlatıyor. Ve aile bulunuyor. Nasıl güzel bir heyecan fırtınası ve mutluluk...

Yine böyle oldu. Geçtiğimiz hafta 25-30 yaşlarında bir genç geldi. Konuşma zorluğu vardı ve algısında da bir problem olduğu hemen anlaşılıyordu. "5-6 yaşlarında kayboldum. Polisler beni buldu.Yuvaya verdiler..." diye anlattı. Sonra da ailesinden hatırladıklarının bir bir söyledi. Çok borcu olduğundan da bahsetti. İnsan, borca kızsa da durumundan dolayı merhamet duygularının ağır bastığı bir durumdaydı. Neyse bir telefon geldi. "Bu benim kardeşim olabilir, yoldayım geliyoruz..." diyen. Sonra adını bile doğru hatırladığı kardeşi ile ağabeyi olacak kişiler geldi. Nasıl da benziyorlardı.

Çok benzedikleri halde biraz mesafeliydiler. Görünce "Olmayabilir" diyen bir tutum içine girdiler. Sonra amca oğulları geldi onlar çok daha sıcaktılar. Babaları da yoldaymış. Ben babanın tutumunu çok merak ettim. "Kardeşleri kadar soğuk olamaz. Ne de olsa baba..." diye düşündüm. Yayın bitti. Baba yetişemedi. Ertesi güne kaldı. Ertesi güne kaldı ama canlı yayın gibi çekilmiş. Ertesi gün bant yayınlandı. Şimdi dikkatlice okuyun. Baba geldi. Çocuğa doğru yürüdü. Yaklaştı yaklaştı, başını elleriyle tuttu, gözüne baktı. Ve birden "Bu değil..." dedi. O an zavallı çocuk ne düşündü bilemem. Ama ben çok şaşırdım, yıkıldım, üzüldüm, kızdım... Bu nasıl bir yaklaşım şekliydi?


Gelelim başa... Genç, geldiğinde kardeşinin adını, babasının adını (konuşma zorluğu nedeniyle yanlış anlaşıldığından eminim), babasının mesleğini ve soyadını bir harf değişikliğiyle söylemişti. Ailesiyle ilgili pek çok ayrıntıyı hatırlıyordu. Kaybolduğu gün ile ailenin çocukları kaybettiği gün de aynıydı. Babasındaki fotoğrafı gören arkadaşları ve yurt müdürleri onun olduğuna hem fikirdiler. Bütün bunları geçtim. Kardeş ve amca çocuklarıyla çok büyük benzerlikleri olduğu halde babası kabul etmedi. Ayrıca DNA testi yapılmasını istememişti. Bu değil diyen biri DNA testinin yapılmasını niye istemez onu da anlamak zor. Değilse çıksın o zaman ortaya...

Ertesi gün çok tepki aldığından mıdır nedir? DNA testini kabul etmiş. Ailenin DNA testi için gittikleri yerdeki tutumları da ayrı bir rezalet.. Sonuç belli olunca ne olur bilemem... Bir baba nasıl böyle davranır? Bu baba için ne yazılır? Oysa kaybolduğunda ödül bile koymuş... Şimdi ise söylediği "Benim oğlum gözlerini böyle kırpmıyordu..." İyi de aradan yıllar geçmiş... O çocuk aileden uzak neler yaşamış? Aile ortamında, sevgi ile büyümedi ki... Neden, nasıl bu hale geldi biliyor musun? 

Bir babanın böyle davranmasına inanmak zor. İçimden, bu normal bir çocuk olsaydı. Doktor, mühendis, avukat gibi bir mesleğe sahip olsaydı. Baba yine böyle mi davranırdı, diye düşünürken, Müge Anlı da buna benzer olan düşüncelerini paylaştı. Ben yine de çok borcu olduğu için kabullenmediğini düşünmek istiyorum. O da hiç insanca değil. Ama engelli olduğu için reddettiğini düşünmek bile istemiyorum. Çünkü bu çok acı...
                                                                                                                        
ALİYE YÜCEL                                                

                                                                                       


22 Haziran 2014 Pazar

ENGELLİ DOSTU MÜGE ANLI


Engelliler hakkında bir şeyler yazıp bu programdan bahsetmemek olmazdı. Müge Anlı ile Tatlı Sert. Çok sevdiğim ve ilgiyle izlediğim Müge Anlı'nın programı geçtiğimiz cuma günü sezon finali yaptı. İnanın üzüldüm. Çünkü sabahlarıma anlam ve heyecan katıyordu. Programda kayıplar bulunuyor, cinayetler çözülüyor, hasretler kavuşuyor, yardımlar yapılıyor.

Müge Anlı'yı çok başarılı buluyorum. Nasıl bir muhakeme yeteneği varsa... Bir dedektif bile ancak bu kadar olur. Programı çok güzel idare ediyor. Hedefe de öyle ustalıkla ulaşıyor ki... Zekası, feraseti, sağduyusuyla takdir etmemek elde değil. Böyle bir programı yapabilecek yegane kişi diye düşünüyorum. Ayrıca güzellik ve zarafetinden de bahsetmeden olmaz.

Müge Anlı; Avukat Rahmi Özkan, Prof. Dr. Arif Verimli, Prof. Dr. Şevki Sözen ve ekibiyle çok başarılı bir iş çıkarıyor. Başarısı, seviyesi, faydası asla tartışılamayacak bir program. Yazdıklarım Müge Anlı ve ekibi için az bile... 15 yıl bir televizyon kanalında çalışmış biri olarak; böyle bir program yapmayı, böyle bir programda çalışmayı çok isterdim.

Programda olanlar inanılır gibi değil. Bir filmde olsa "yok artık" diyebiliriz. Ama oluyor işte. Bunu görmek programı daha ilginç ve seyredilir hale getiriyor. Evde olduğumda mutlaka seyrettiğim, üç saatin nasıl geçtiğini anlamadığım bir program... Evde yoksam da anneme ve babama bin bir tembihle seyretmelerini söylediğim. Gelir gelmez de "Bugün Müge Anlı'da neler oldu?" diye sorup; önemli bir gelişme olması durumunda da internetten izlediğim, herhangi bir diziden çok daha ilgiyle takip ettiğim tek program.


Seyredilen, beğeniler, başarılı olan her programın benzerini yapmaya kalkan diğer kanallar böyle bir program yapamadı. Benzerleri oldu, başladı. Ancak böylesi yapılamadı. Program için olumsuz düşüncede olanların bu programı baştan sona izlemediğine inanıyorum. Büyük bir ön yargı var. Hayatı boyunca hiç kimseye bir tek yardımı olmayan kişilerin, bu programı küçümsemelerine de gülmemek elde değil!

Müge Anlı'yı engellilere yardım ettiği ve tekerlekli sandalye dağıttığı için engelli dostu bulmuyorum. Bu yardımı maddi imkanı olan pek çok kişi yapar, maddi imkanı yoksa da çeşitli şekilde yardımcı olabilirler. Böyle bir yardımı da küçümsemiyorum. Tabii ki önemli... Yapanlardan da Allah razı olsun. Müge Anlı'nın dediği gibi "Allah vermek isteyenlere de vermek nasip etsin"... Ama bunu yapmak çok zor da değil...

Şimdi gelelim "Engelli Dostu" olarak görmemdeki esas nedene: Programa çoğu zaman katılan iki stüdyo seyircisi var. Her ikisi de zihinsel engelli. Biri annesi, biri de ablasıyla birlikte stüdyoya geliyor. Müge Anlı'nın onlara yaptığı muamele; gösterdiği ilgi, sevgi ve yakınlık öyle etkileyici ki... Onlara değer veriyor, gelmedikleri zaman nerede olduklarını soruyor. Pek çok kişi onların yüzüne bile bakmazken ya da acıma duygusuyla bakarken, hatta canlı yayın stüdyosuna bile istemezken Müge Anlı'nın onlara bu yaklaşımı bence çok değerli... Bu çocukların bu sayede rehabilite olması, ailelerinin de mutlu olması ne kadar önemli... İşte böyle bir sosyal mesaj verdiği için "Engelli Dostu". Tüm Yıldızlar ve Mehmetler adına teşekkürler Müge Anlı.


ALİYE YÜCEL