> Engeloji : Engelli Bakımı

Translate

Engelli Bakımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Engelli Bakımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Kasım 2016 Pazar

YENİ UMUDUMUZ UMUT EVLERİ


Daha önce yazımda bir annenin isteğinden bahsetmiştim. Anne Gevher Kara, otizmli oğlu Taylan beraber kalabileceği bir "huzurevi" istiyordu. "Bu haklı istek karşısında kim kayıtsız kalabilir ki?" demiştim. Bu haklı istek karşısında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kayıtsız kalamadı. Bakanlık,Türkiye'de ilk kez engellilerin aileleriyle beraber yaşayacağı "Umut Evleri" projesini hayata geçiriyor. Engelliler ve aileleri ömürleri boyunca ayrılmayacaklar. 

Umut Evleri projesi 2008 yılında başlatılmıştı. Engelliler bir bakımevi yerine mahallelerinde, komşularından kopmadan hayatını sürdürdükleri pilot bir çalışma yapılmıştı.  Bir apartman dairesi ya da müstakil bir evde bakım elemanları ile en az 2, en fazla 6 engellinin bulunduğu evlerin sayısı 123'e ulaştı. Bu sistemin yaygınlaşması ve standartlarının oluşturulması için yeni bir yönergeye ihtiyaç duyuldu. Yeni bir yönerge hazırlanırken engelli çocuğu olanların onlarla beraber kalma isteği de değerlendirilmiş oldu.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Engelli ve Yaşlı Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan "Umut Evleri Yönergesi" ile engelliler kendisi ve yasal temsilcisi talep ettiğinde bir akrabasıyla Umut Evleri'nde kalabilecek. Bir  akrabanın Umut Evi'nde engelli yakını ile kalması halinde kuruluş müdürü ile akraba arasında evde kalış koşulları, akrabanın geliri dikkate alınarak eve katkı payı ödeyeceği ve kendi ihtiyaçlarını karşılayacağına dair bir protokol imzalanacak.


Yönergenin belki de en güzel tarafı isteyen engellinin evini Umut Evi yapabilecek olması. Bakım altına alınma talebiyle başvuran engellinin yaşadığı evlerindeki koşullar standartlara uygun ise kaldıkları ev Umut Evi'ne dönüşecek. Bu durumda ev sahibi ile kuruluş müdürü arasında protokol yapılacak. Bu protokol bakanlığı bağlı il müdürlüğünce onaylanacak. Böylece engelli evinden ayrılmadan orada kalmaya devam edecek.

Umut Evleri 24 saat esasına göre hizmet verecek. Şehir merkezlerinde bir apartman dairesinde veya müstakil bir evde açılacak Umut Evleri'ne  tabela asılmayacak. Evlerde her evi haftada en az üç kez ziyaret etmek ve engelliyi birebir takip etmek zorunda olan "Ev Sorumluları" ile "Bakıcı Eleman" ve "Sağlık Personeli" de görev alacak. Engelliye kendi ihtiyaçlarına uygun "Bireyselleştirilmiş Bakım Planı" hazırlanacak. Evdeki mobilyalar, engellilerin durumu, güvenliği ile istekleri dikkate alınarak seçilecek. Kültür, sanat ve gelişimi sağlayacak faaliyetler gerçekleştirilecek. Yemek listeleri özel ihtiyaçlara göre diyetisyen tarafından hazırlanacak.

Aynı evde yaşamak isteyenlere öncelik verilecek. Umut Evleri'nde kalan engelliler, genel sağlık sigortasından sağlık giderlerinin karşılanması, evde sağlık hizmeti ve sağlık kuruluşlarının diğer hizmetlerinden yararlandırılacak. Evler; hayırseverler, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetim tarafından gönüllü olarak yapılabilecek. Bağış hükümleri uygulanacak. Ayrıca; çalışan engellilerden ev için katkı alınabilecek, diğerlerine aylık harçlık ödemesi de yapılabilecek. Yönerge çok kapsamlı olarak ele alınmış. Engelli yararı düşünülmüş. Şimdi bütün bunların gerçekleşmesini bekliyoruz.


ALİYE YÜCEL     

27 Aralık 2015 Pazar

VİCDANLI OLMALI


Rehabilitasyon merkezlerinde bazı görevlilerin engelli çocuklara işkence yapıldığı haberleri medyaya sık sık yansıyor. Engellilere yapılan bu muamele insanı dehşete düşürüyor, kanını donduruyor ve çok üzüyor. İnsanlığından bile utandırıyor. Aslında bunlar bize yansıyan ve kayıt altına alınan bölümü... Bir de kayıt altına alınamayanlar var. Kim bilir böyle ne çok vaka vardır. Düşünmesi bile çok korkunç... Ortaya çıkınca, yakalanıp büyük cezalar almaları bile benim içimi rahatlatmıyor.

Yapılan her haberden sonra gelen tepkilerden ve ailelerin şikayetlerinde dolayı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olaylara el koyuyor. Bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Bakanlık, bu konuda çok hassas biliyoruz. Bu tür bakım merkezleri için özel standartlar getiriliyor ve sıkı denetime tabi tutuluyor. Ama yıllardır değişen bir şey olmuyor. Maalesef bu acı olaylar hep tekrarlanıyor. Bunları okurken bile birilerinin bu insafsız muameleyi görmediğini bilebilir miyiz?

Engellilerin bir çoğu derdini anlatacak ve kendisine yapılanı anlatabilecek ve şikayet edecek durumda da değiller. Bir çoğu doğruyu yanlışı ayırt edemiyor. Muhtaç bir durumda… Maalesef kötü muamele, işkence ve insanlıktan çıkmış davranışlarla karşılaşabiliyorlar. Ailelerinin eğitim alması ve daha iyi bir seviyeye gelmesi için bu tür merkezlere götürdüğü çocuklar, yapılan kötü muameleden sonra ruhsal açıdan daha kötü bir duruma düşebiliyorlar.


Kabul edelim ki engelli, hasta, yaşlı veya bakıma muhtaç kimselere hizmet vermek çok güç... Böyle olunca da her şey vicdanlara kalıyor. Vicdanlar engelliyse maalesef yapılacak bir şey yok. Bunu dikkate almak gerekir. Kendi normal çocuğuna bile tahammül gösteremeyen ebeveynler var. Bunun yanında yedi kat yabancı birine şefkatle yaklaşanlar kişiler olabiliyor. Bu nedenle bu tür yerlerde çalışanlar çok özenle seçilmeli…

Görüyoruz ki denetim yeterli olmuyor. Hem bu konuda nasıl sağlıklı bir denetim yapılır ki? Keşke olabilse… Ama çok zor. Denetimle olmaz bu... Denetimden ziyade bu kurumlarda çalışanların insanı değerlere sahip olması gerekiyor. Vicdanlı olmaları gerekiyor. Bu her şeyden daha önemli… Bakım merkezlerinde çalışanların empati yeteneği yüksek, şefkatli, sabırlı, merhametli, öfke kontrolünü yapabilen ve vicdanlı kimseler olması gerekir. Yoksa bu tür vakalara daha pek çok yerde rastlanır.

Bu tür yerlerde çalışanlar çok özenle seçilmeli... Bu çok hassas bir konu… Bu seçme nasıl bir yöntemle olur ve nasıl bir sertifika almaları gerekir bilemem. Ama bu merkezlerde çalışacak personelin mutlaka; sosyal hizmet uzmanı, psikolog, pedagog, psikiyatr gibi kişilerin bulunduğu bir grup uzmanlar tarafından ve çeşitli mülakatların yapıldığı bir dizi eleme sonucunda seçilmesi gerekiyor. Başka bir yolu yok...

Yazdığım her yazının kimler tarafından okunacağının hiç önemi yoktu. Kim okursa okusun. Bir kişi bile okusa ve bir farkındalık meydana gelse yeterdi... Ama bu yazıyı özellikle bu konuyla ilgili yetkililerin okumasını çok istiyorum. Biliyorum çok zor bir şey istiyorum. Ama isteğim bu... Okumalı ve buralarda çalışacak personeller artık özel olarak ve özenle seçilmeli... Eğitim gerekli ama bu merkezlerde çalışanlar her şeyden önce vicdanlı olmalı...

ALİYE YÜCEL