> Engeloji : Hande Yener

Translate

Hande Yener etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hande Yener etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Ekim 2018 Pazar

FATURA ÇAĞLA ŞİKEL'E KESİLDİ



Geçtiğimiz günlerde ünlü manken ve sunucu Çağla Şikel hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Sebebi de oldukça ilginç... Engellilere hakaret içeren sözler kullandığı için... Ağrı İl Engelliler Meclisi ve Doğubayazıt Yaşama Sevinci Engelliler Derneği Başkanı Oktay Topçi, Fox TV'de yayınlanan "Çağla ile Yeni Bir Gün" isimli programda "engellilere yönelik hakaret içerikli sözler kullandığı" iddiasıyla Çağla Şikel hakkında Doğubayazıt Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet dilekçesi verdi.

Oktay Topçi, bu şikayet ile ilgili "Kendisi Türkiye'ye mal olmuş birisi. Şimdi biz toplumda engellilerin psikolojisini düzeltmeye çalışırken Çağla Hanım'ın çıkıp da programında engellilere yönelik 'körler, sağırlar birbirini ağırlar' sözlerini kullanması gerçekten bizi çok rahatsız etti. Engellilerin engelini ön plana çıkarmak, bunları kullanmak gerçekten çok yanlış ve rahatsız edici..." diyerek savcılığa dilekçe verdiklerini ve Çağla Şikel'den özür dilemesini istediklerini açıkladı.

Ancak şikayet konusu "Körler, sağırlar birbirini ağırlar" sözü Çağla Şikel'e ait bir söz değil ki... Her gün, her programda buna benzer öyle çok söz kullanılıyor ki. Bu yazıyı yazarken arada televizyona bakıyordum TV 8'de O Ses Türkiye programında Acun Ilıcalı da "Körler, sağırlar birbirini ağırlar" dedi. Merak ediyorum. Bakalım bu nedenle Acun Ilıcalı'ya da suç duyurusunda bulunan olacak mı? Bu tür sözler için suç duyurusunda bulunmaya kalkarsak şikayet etmediğimiz hiç kimse kalmaz.


Sonuçta herkes kullanıyor ama fatura Çağla Şikel'e kesildi. Sanırım şikayetçi olan dernek bunu bu konuya dikkat çekmek yaptı. Bunun başka bir açıklaması olamaz. Amaç eğer buysa amaçlarına ulaştıklarını belirteyim. Çünkü bu şikayet çok dikkat çekti. Bir çok medyada haberleri yapıldı. Engelliler alanında başarılı çalışmaları olan Hürriyet yazarı sevgili Ayşe Baykal da bu konudaki görüşlerini yazdı. Yazısında kitabım Engeloji'den de alıntılar vardı.
 
Açıkçası engelli farkındalığı konusunda hassas olduğum ve bu konuda yazdığım halde bundan çok rahatsız olmadım. Evet söylenmese iyi ama, halk arasında çok kullanılan bir söz... Çağla Şikel'in ağız alışkanlığıyla söylediği belli... Ben bu kalıplaşmış söz ve deyimlerden ziyade engellilere bakış açışından dolayı söylenen cümlelerden rahatsızım. Normal insanların (!) engellileri;  acıma ya da küçümseme unsuru olarak gördüğü için söylediği sözlerden... Örneğin; Hande Yener'e "Hayatınızda biri var mı? Sevgiliniz var mı? " diye sorulduğunda "Sakat mıyım? Kör müyüm? Topal mıyım? Tabi ki sevgilim var..." diye cevap vermesi gibi...

Engellilerin trajik bir yaşam sürdüğü, normal bir hayat sürdürmediklerine dair bir ön yargı var. Hande Yener gibi bazı kişiler de engellileri acıma ve küçümseme unsuru olarak görüyor. İşte bu bakış açısı, düşünce ve değerlendirme ile söylenen sözler de gün geliyor atasözü ve deyim oluyor. Atasözleri ve deyimler toplumun; inanç, kültür, duygu ve düşünce yapısını yansıtıyor. Önce bu bakış açısı değişmeli ki dilimizden bu sözler uzaklaşsın. Yoksa bu sözleri daha çok duyacağız.

ALİYE YÜCEL

14 Şubat 2016 Pazar

ENGEL OLMAK BU


Ülkemizde ve dünyada engelliler yeterince tanınmıyor, anlaşılmıyor. Böyle olunca da doğru iletişim kurulamıyor. Engellilere genellikle acımak ya da küçümsemek şeklinde çok yanlış bir bakış açısı var. Bunu yapılan araştırmalardan öğrendiğimiz gibi medyaya yansıyan haberlerden görüyor ve anlıyoruz. Öyle şeyler söylüyorlar ve engellilere öyle bakıyorlar ki insan inanamıyor. Şimdi bazılarını sıralayayım.

İlk örnek bir şarkıcıdan... Magazin muhabirlerinin sıkça sorduğu bir soru olan: "Hayatınızda biri var mı? Sevgiliniz var mı? " sorusu şarkıcı Hande Yener'e de soruluyor. O da cevap olarak "Sakat mıyım? Kör müyüm? Topal mıyım? Yaşlı mıyım yaaa? Tabi ki sevgilim var..." diyor. Evet! Hiç çekinmeden, rahatlıkla bu cevabı veriyor. Bu cevapla engellilere nasıl bir bakış açısı olduğunu da ortaya koyuyor. Engellileri hiç tanımadığı, bilmediği verdiği bu cevaptan nasıl da belli oluyor.

AK Parti Tekirdağ Milletvekili Ziyaeddin Akbulut, bir açılışta engelliler için çıkan yasaları hatırlatıp "Bu insanlar sokağa çıkamıyorlardı, evlerde saklanıyorlardı. Anneleri babaları bu insanları sokağa çıkarmaya sıkılıyordu, utanıyordu. Ama hükümetimizin 2005 yılında çıkardığı yasa ile biz engellileri insan yerine koyduk, adam yerine koyduk. Bazıları 'Eskiden evimizdeki engelli, yatalaklar bir an önce ölse de kurtulsak diye Allah'a yalvarırdık' diyordu. Şimdi 'Aman ölmesin, evimizin bereketi bu. Ben onun yüzünden devletten 450-500 lira bakım ücreti alıyorum, aman ona bir şey olmasın diye bakıyoruz' diyorlar. İşte zihniyet değişikliği bu..." diyerek engelliye bakışının yanlışlığını ortaya koyuyor. 

Gazi olan Yılmaz Yiğit,  Ankara'da bir belediye otobüsüne bindiğinde, otobüsün şoförü gaziye kartını basmasını söylüyor. Gazi'de kartı arka cebinde olduğu ve her iki eli de olmadığı için çıkaramıyor. Şoförden yardım istiyor. Şoför açıyor ağzını yumuyor gözünü... "Sizin gibi şerefsizlerden bıktım. Bana ne. Çıkarmak zorunda mıyım? Bunlar hep böyle. Benim için mi kollarını kaybettin? Sana iyi olmuş, iyi ki kaybetmişsin. Senin gibi şerefsiz bir gaziden 2 bin 500 TL. tazminat aldım, benim için mi gazi oldun? Şerefsiz..." gibi bir çok hakaret ettikten sonra gazinin kollarını kastederek "Allah görmüş de elini almış işte..." diyebiliyor.


Amerika'da 2016 yılında yapılacak seçimlerde başkan aday adayı olan ünlü iş adamı Donald Trump, yaptığı bir seçim konuşmasında New York Times muhabiri Serge Kovaleski'nin hareket ve konuşmasını taklit ediyor. Donald Trump, mitingte Kovaleski için "İyi bir muhabir..." diye bahsedip, sonra da "Şimdi bu zavallı adamı görmelisiniz..." diyerek kollarını ve ellerini tuhaf hallere sokup, çarpıtarak muhabirle engelinden dolayı alay edebiliyor.

Son örnekte Savunma Sanayi Müsteşarlığı ARGE ve Teknoloji Yönetimi Daire Başkanı Ata Şenlikçi'den... Ata Şenlikçi, Engelsiz Siber Güvenlik Konferansı'na konuşmacı olarak katılıyor. Konuşmasında da "Şahsıma ait 6 çocuğum var. Elhamdülillah hiçbirinde hata yok..." diyebiliyor. Engelli için; özürlü, sakat, noksan, malul, aciz gibi çok tabirler kullanılıyordu. O da çıkıp "hatalı" dedi.

İşte böyle... Yukarıda bahsettiğim konuları zamanında uzun uzun yazmıştım. Cehalet, eğitim vs. diyeceğiz, ancak görüyorsunuz ki değil. Her kesimden ve mevkiden gelen bakış bu yönde... Gördüğünüz gibi bu örnekler medyaya yansıyanlar ve benim rastladıklarım. Bunun gibi yüzlerce örnek vardır. Üstelik bunlar söze dökülenler, bir de akıldan geçip dile getirilemeyenler var. Bunları gördükçe umutsuzluğa düşmemek elde değil. Engele ve engelliye bakış maalesef bu... Aslında engel olmak bu...


ALİYE YÜCEL

10 Kasım 2013 Pazar

HANDE YENER SAKAT MI?


Hande Yener'i bilirsiniz... Tanırsınız... Ama belli ki o bizi, yani engellileri hiç bilmiyor, iyi tanımıyor! Tanısa bu saçma kelimeler ağzından çıkar mıydı? "Kör müyüm? Topal mıyım? Sakat mıyım? Yaşlı mıyım yaaa? Tabi ki sevgilim var..." Şarkıcı Hande Yener'in "Sevgiliniz var mı?" sorusuna hiç çekinmeden, rahatlıkla verdiği cevap işte bu...

Magazin muhabirlerinin sıkça sorduğu bir sorudur: " Hayatınızda biri var mı? Sevgiliniz var mı? " Bu soru geçenlerde Hande Yener'e de sorulmuş...  O da bu soruyu "Evet var", "Hayır yok" diye cevap vermek yerine ilginç ve saçma bir açıklamayla cevapladı. "Sakat mıyım? Kör müyüm? Topal mıyım? Yaşlı mıyım yaaa? Tabi ki sevgilim var..." Tesadüfen gördüm, duyunca da çok şaşırdım, inanamadım.

Anlıyoruz ki Hande Yener'e göre; kör, topal, sakat, yaşlı olanların sevmeye ve  sevilmeye hakkı yok. Bunu söyleyen yeni yetme şarkıcılardan biri olsa; hiç üzerinde durmaz, gülüp geçerdim. Ancak bu yaşta, üstelik boyunca bir çocuğu olan bir kadın söyleyince, insan ister istemez çok şaşırıyor ve üzerinde de düşünüyor. Çok garip... Hiç engelli bir çift görmedi mi? Oysa pek çok örneği var...

Kör, topal, sakat birinin sevgilisi olamaz! Böyle biri kimseyi sevemez, kimse de onu sevemez... Sevmek ve sevilmek için genç, güzel, elinin ayağının düzgün olması gerekir! Engelinle baş edebilirsin, pek çok işi başarabilirsin. Ama birini sevip, sevilemezsin. Neden? Engellisin! Hande Yener böyle biliyor... Ama çok yanlış biliyor. Engelli olmak sevmeye, sevilmeye engel olabilir mi? Sevmek kalp, beyin ve ruh işi değil mi? Peki kendisi bundan sonra engelli olsa sevip, sevilmeyecek mi?


Bu cevap engelliler üzerindeki bir yargıyı ortaya koymuş oluyor. Engelliye toplumumuzda nasıl bakıldığını gösteriyor. Evet pek çok kişi böyle düşünüyor. Hande Yener bunu açıkça dillendiriyor. Engelliler toplumda normal dışı olarak algılanmış ve medyada da genellikle böyle sunulmuştur. Gördüğümüz baskın görüntüler, engellilerin başarısız ve trajik bir yaşam sürdükleri… Normal olmanın ve normal bir hayat sürdürmenin “engelli olmamaktan” geçtiği!

Ülkemizde maalesef engellilerle ilgili algılama ve tanımlama yanlışlığı yaşanıyor. Genelde normal insanlar (!) engellileri, korku, acıma ya da Hande Yener gibi küçümseme unsuru olarak görebiliyor. Maalesef engelliye böyle bakıldığı sürece onların hayatı zorlaşıyor. Onlar günlük hayatta yaşadığı her türlü engelin üstesinden gelebiliyor. Ama toplumun bu yanlış bakışı engellilerin hayatını çok güçleştiriyor.

Engelliler pozitif ya da negatif ayrımcılık yapılmadan, olduğu gibi kabullenilemez mi? Hande Yener ve onun gibi düşünenler; eksik sandıkları, eksik saydıkları insanlara tam bakamaz mı? Engellileri küçük düşüren ve rencide sözlerden kaçınmak çok mu zor? Belki de sakat, kör, topal olanların değil; Hande Yener ve onun gibi düşünenlerin sevmeye, sevilmeye hakları olmamalı...


ALİYE YÜCEL