> Engeloji

Translate

9 Nisan 2017 Pazar

ZİHİNSEL ENGELLİLER ÜNİVERSİTEDE


Yükseköğretim Genel Kurulu'nca (YÖK) üniversiteye girişte zihinsel engelliler için çok önemli bir karar aldı. 30 Mart'ta alınan bu kararla, zihinsel engelli öğrenciler artık Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nda (YGS) en az 100 puan almaları şartı ile özel yetenek sınavı ile üniversiteye girebilecekler. Bu karara göre artık özel yetenek sınavı ile öğrenci alan bölümler engelliler için ayrı bir sınav yapacaklar. 

Engelli öğrencilerin kapsamı da oldukça geniş... Bedensel engelli, görme engelli, işitme engelli, MR (mental retardasyon - zihinsel engelli), yaygın gelişimsel bozukluklar, otizm spektrum bozuklukları (OBS), Asperger sendromu, RETT sendromu, dezintegratif bozuklukları bulunan adaylar engellerini engelli sağlık kurulu raporuyla belgelemeleri ve YGS'de 100 puan ve üstünü aldıklarında özel yetenek sınavlarına katılabilecekler. 

Yükseköğretim Genel Kurulu engelliler için önemli kararlar alıyor, uygulamalar yapıyor.  Ancak bu çok önemli bir karar. Çünkü; bedensel engelli, görme engelli ve işitme engelli kişiler bir şekilde eğitim yapabiliyor. Üniversiteye girebiliyordu. Ancak zihinsel engelliler bundan mahrumdu. Şimdi onlar da herkes gibi yüksek öğretim görebilecekler. Bu önemli bir adım...


Zihinsel bir takım problemleri olsa bazı kişiler gerçekten olağanüstü bir yeteneğe sahip olabiliyor. Bazı zihinsel farklılıklar insanlara özel bir yetenek katabiliyor. Tarihe damga vurmuş pek çok kişinin topluma garip gelen, sıra dışı farklılıkları vardı. Örneğin; Albert Einstein'in otizm spektrum bozukluğu, Issaac Newton'un asperger sendromlu ve Steve Jobs'un disleksi  olduğunu biliyoruz. Bu örnekleri arttırabiliriz. Bu nedenle bu gibi kişilerin tespit edilmesi ve eğitim görmesi hem onlar hem de toplum için çok büyük kazanç... 

Yükseköğretim Genel Kurulu'nun engellilere bu yaklaşımı ve eğitimi engellilere uygun hale getirmesi çok önemli... Umarız farklı özelliklere sahip ama yetenekli kişiler ortaya çıkar. Belki bu kişilerin üniversite eğitimine kazandırılması zor olabilir. Belki de sayıları çok azdır. Ama bir kişi bile verilen bu haktan yararlansa yetmez mi?  Kim bilir belki de bir gün bu haktan yararlanan bir kişinin başarı hikayesini buraya yazarım. 

ALİYE YÜCEL 

2 Nisan 2017 Pazar

GÖRME ENGELLİLERE KUR'AN-I KERİM


Braille Alfabesiyle yazılmış Kur’an-ı Kerim (Kabartma Kur’an-ı Kerim) gördünüz mü bilmem? Braille Alfabesiyle yazılan sayfalar oldukça fazla yer tuttuğu için Kabartma Kur’an-ı Kerimler tam 6 ciltten oluşuyor. Gören gözlerle biz baktığımızda ne olduğunu anlamıyoruz. Ancak görme engellilerin parmakları onu biliyor, üzerinde geziyor ve okuyor.

Braille Alfabesiyle yazılmış Kur’an-ı Kerim olması görme engelliler için çok önemli bir çalışma... Böylece onlar da Kur’an-ı Kerim okuyabiliyorlar, bundan mahrum kalmıyorlar. Diyanet İşleri Başkanlığı görme engellilerin okuduğu bu Kur'an-ı Kerim'i onlara ücretsiz olarak dağıtıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı toplumun her kesimin olduğu gibi engellilerinde dini ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Üstelik sadece yurt içine değil, talep gelirse yurt dışına da ücretsiz olarak gönderiliyor.


Diyanet İşleri Başkanlığı Basılı Yayınlar Daire Başkanı Yunus Akkaya bu konu ile ilgili olarak "Görme engelli kardeşlerimiz Kur'an-ı Kerim ve dini eserlerin kendi okudukları alfabe ile yayınlanması noktasında bizden talepte bulundular. Bunun üzerine görme engelli kardeşlerimiz için özel bir grup oluşturduk. Kendilerinden de bir grup görme engelli kardeşimizi Diyanet İşleri Başkanlığı'na davet ederek, toplantı yaptık.Tamamen onların beklentilerine uygun olarak, kaliteli kağıt kullanarak bir Kur'an-ı Kerim hazırladık. İnceleme kurulumuzda kendileri bizzat okudular, hatalardan da arındırdık ve görme engelli kardeşlerimizin istifadesine sunduk..." diyor.

Yunus Akkaya ayrıca; Kur'an-ı Kerim'leri bin civarında yaptıklarını, görme engellilerin bu yayından memnun kaldığını, isteyen herkese ulaştırılacağını belirtiyor. Yaklaşık 1 yıl yıllık çalışmanın bir ürünü olan Kabartma Kur'an-ı Kerim, başka ülkelerde yapılan olan hatalar göz önüne alınarak ve diğer baskıları değerlendirilerek özenle hazırlanmış. Böylece görme engelliler tarafından kolayca okunabilecek. 

Görme engelli olmak Kur’an-ı Kerim okumaya engel değil. Görme engelliler Braille Alfabesiyle yazılmış Kur’an-ı Kerim okuyor. Görenler gözleriyle, onlar ise parmaklarıyla okuyor. Önemli olan istemek...

ALİYE YÜCEL


26 Mart 2017 Pazar

SUSAM SOKAĞI'NDA OTİZMLİ KARAKTER


Susam Sokağı'nı hatırlar mısınız? Çocuklar için hazırlanan bu program Sesame Street'in Türkçe uyarlamasıdır. 1980'li yılların sonları ve 1990'lı yılların başlarında TRT ekranında yayınlanmıştı. O yıllarda çocuk olanlar, hatta büyükler bile hatırlayacaklardır. Sanırım sonraki yıllarda tekrarları da oldu. Biliyoruz ki bir mahalle içinde geçen dizi filmler çok sevilir. Susam Sokağı da bir mahalle de geçiyordu. Çocuklar tarafından çok sevilmiş ve eğitimciler tarafından yararlı bulunmuştu.

Ben o yıllarda çocuk değildim ama yine de seyrederdim. Susam Sokağı'ndaki Muppet Show karakterleri oldukça ilginç gelirdi. Minik Kuş, Edi, Büdü, Kurabiye Canavarı, Kırpık... Bu kuklalar her bölümde çok farklı konulardan bahsederler, pek çok şey öğretirlerdi. 1969 yılından bu yana süren Susam Sokağı'na şimdi de otizmli bir kukla dahil oluyor. Julia isimli 4 yaşında bir kız çocuğu... Turuncu saçlı sevimli Julia; çocuklar ve gençlerin otizmi anlamasını sağlayacak. Onlara engelli farkındalığını öğretecek.

Otizm günümüzde oldukça yaygın. Susam Sokağı'nı hazırlayanlar 2015 yılında otizm farkındalığı için özel bir kitap hazırlamışlar. Bu kitapta Julia isimli otizmle mücadele eden bir karakter yer almış. Bu çizgi karakter şimdi de kukla olarak ekranlara gelecek. Otizmli karakterin bir kız çocuğu olarak seçilmesinin nedeni ise otizmli çocukların büyük çoğunluğunun kız olmasıymış...


Julia'nın kuklacısı Stacey Gordon'un bu role ilgisi farklı... Çünkü onun da otizmli bir oğlu var. Oğlu okulda ağladığında arkadaşlarının korktuğunu söylüyor. "Oğlumun arkadaşları, sınıfta tecrübe etmeden önce televizyon aracılığıyla görselerdi. Ondan korkmayabilirlerdi..." diyor. Gordon, şimdi arkadaşlarının onunla benzer davranışları yapan birini televizyonda gördüklerinde oğlundan korkmayacaklarını düşünüyor. Julia'yı seyreden ve tanıyan çocukların, oğlu gibi otizmli olan çocukları daha iyi anlayabileceğini umuyor.

Julia, ilk bölümde Susam Sokağı'nın en sevilen karakterlerinden Minik Kuş ile tanışıyor. Ancak onu görmezden geliyor. Minik Kuş, bu yüzden onu sevmediğini düşünüyor. Bunun üzerine diğer kuklalar da öyle olmadığını anlatmak için "O sadece bazı şeyleri farklı yapıyor" diyerek, otizmli birinin davranışlarının alışılagelmişten farklı olabileceğini vurguluyor. Bir oyun oynamaya başladıklarında ise Julia; sevinç ve heyecanla hoplayıp, zıplıyor.  Böylece diğer çocuklarda Julia'yı dışlamak yerine, hoplanıp zıplanan bir başka oyun oynamaya başlıyorlar ve onu aralarına alıyorlar.

Susam Sokağı'ndaki bu karakter sayesinde otizmli olmayan çocuklar, otizmin ne olduğunu öğrenecekler. Gerçek hayatta onlarla karşılaştıklarında, onları bildikleri için daha iyi iletişim kurabilecekler ve arkadaş olabilecekler. Yazar Christine Ferraro'nun ise farklı bir dileği var. O, Julia'nın önemli bir karakter olması bekliyor ve otizmli bir karakter olarak değil de "sadece Julia" olarak tanınmasını istiyor. Bu dilek aynı zamanda tüm engellilerin de dileği... Hiç bir engelli yanına bir "sıfat" almak istemez. Herkes gibi sadece adıyla anılmak ister.
                                                                  
ALİYE YÜCEL    


19 Mart 2017 Pazar

EUROVISION'DA ENGELLİ ŞARKICI


Eurovision Şarkı Yarışması'na her yıl dikkat çekici adaylar katılıyor. Bu yıl Ukrayna Kiev'de düzenlenecek yarışmada Rusya'yı engelli bir yarışmacı temsil edecek. Yulia Samoylova küçük yaştan beri engelli ve hayatını tekerlekli sandalye sürdürüyor. Yulia Samoylova, Eurovision 2017'de "Flame Is Burning" isimli parçayı seslendirecek. Parçanın bestesi daha önce Eurovision Şarkı Yarışması'na katılan şarkıcılarla çalışan Leonid Gutkin'e ait. Şarkı bir aşkı anlatıyor.

Yulia Samoylova, 1989 yılı SSCB'de doğumlu. Şarkıcı, normal bir çocuk olarak dünyaya gelmiş. Daha sonra kalıtımsal bir hastalık olan omurilik kası atrofisi nedeniyle sağlık problemleri başlamış. Ailesi, şifacılara başvurmuş ve çare aramış. Ancak sağlık durumu daha da kötüleşmiş, bunun üzerine annesi bu tedavileri kesmiş. Bacakları fonksiyonlarını kaybettiği için tekerlekli sandalye kullanıyor. Rusya'nın standartlarına göre 1. dereceden engelli biri...

Yulia Samoylova, psikoloji eğitimi almış. Ancak küçük yaştan beri hep müzikle iç içe olmuş ve müzikle ilgilenmiş. Bir ara bir müzik grubuyla beraber çalışmış. Daha önce Rusya ve yurtdışında katıldığı pek çok yarışmada ödüller kazanmış. X Factor'un Rusya versiyonu olan Faktor A'nın sezon ikincisi olmuş. Samoylova, 2014 yılında Soçi Paralimpik Kış Oyunları'nda açılış törenine katılmış ve güzel sesi ile çok beğeni kazanmıştı.


Eurovision Şarkı Yarışması'nın yarı finali; bu yıl 9-11 Mayıs, finali de 13 Mayıs tarihlerinde yapılacak. Bu arada Rusya ile yarışmanın yapılacağı Ukrayna arasında gerginlik yüzünden yarışmaya katılıp katılmayacağı konusu da belli değildi. Rusya'nın katılmayacağı düşünülüyordu. Ancak, Rusya'da Eurovision Şarkı Yarışması'nı yayınlayan Channel One (Kanal 1) Rusya'nın Eurovision Şarkı Yarışması'na katılacağı ve yarışmayı Yuliya Samoylova'nın kazandığını açıkladı.

Yapılan haberlere göre, Eurovision Şarkı Yarışması nedeniyle Ukrayna ve Rusya arasında bir gerilim var. Yuliya Samoylova'nın ilhak sonrası Kırım'da sahne almış olması tartışma yarattı. Ukrayna Dışişleri Bakanı Pavel Klimkin bir açıklama yaparak, Samoylova'nın iki yıl önce Kırım'a giderek Ukrayna'nın yasalarını ihlal ettiğini ve bu yüzden yarışma için bile olsa ülkeye alınamayacağını bildirdi. Buna Rusya'dan sert bir yanıt geldi. Sonuç ne olur bilinmez. Bekleyip göreceğiz.

2015 yılında da Eurovision Şarkı Yarışması'nda Finlandiya'yı engelli bir grup temsil etmişti. Pertti Kurikan Nimipaivat (PKN) isimli grubun üyeleri engelliydi. Dört kişilik grup, down sendromlu ve otizmli kişilerden oluşuyordu. Yulia Samoylova, yarışmaya alınır mı? Ne kadar oy alır? Kazanır mı? Bütün bunlar bilinmez. Ancak bir farkındalık sağlayacağı kesin. Çünkü sahneye tekerlekli sandalye ile çıkacak. Bu oldukça dikkat çekecek. Tüm dünya engelleri aşmanın bir örneğini daha görecek.


ALİYE YÜCEL

12 Mart 2017 Pazar

ENGELLİLERE UYGUN ATM HARİTASI


Türkiye Bankalar Birliği (TBB), engelliler için yaptığı bankacılık hizmetlerini geliştirme yönünde çeşitli çalışmalar yapıyor. Bankalar, engelli bankacılığı için yatırımlarını arttırmaya başladı. Bankalarda engeller kalkmaya başladı. Bunun sonucu; banka şubelerinin girişleri ve kapıları ortopedik engellilere uygun hale getiriliyor. Görme engelliler için şubelerinin içine hissedilebilir zemin yapılıyor. Tekerlekli sandalyeyi kullananlar engelliler için alçak gişe bankoları ve alçak ATM'ler yapılıyor. Müşterinin engel bilgileri bankada kayıtlı olursa sıralama sisteminde engelli müşteriye öncelik tanınıyor.

Engelli müşteriler, ATM'lerde büyük zorluklar yaşıyor. Görme engelliler farklı, ortopedik engelliler farklı zorluklarla karşılaşıyor. Yüksek ATM'lerin tekerlekli sandalye kullanan ve boyu kısa olanlar için ne büyük bir zorluk olduğunu söylemeye gerek var mı? Görme engelli birinin ATM'yi kullanamaması ne demek? Herkes gibi engellilerin de bankacılık hizmetlerinden eşit şartlarda faydalanabilmesi gerekiyor.


Türkiye Bankalar Birliği, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan "Bankacılık Hizmetlerinin Erişilebilirliğine Dair Yönetmelik" kapsamında engellilere uygun ATM'lerin adres ve coğrafik konumlarını gösteren bir harita hazırladı ve yayınladı. Bu haritaya, Türkiye Bankalar Birliği'nin internet sitesi üzerinden giriliyor. Engellilere uygun ATM'ler nerede; il, ilçe ve banka seçilerek sorgulama yapılabiliyor.

Haritadaki son verilere göre;
Türkiye genelinde hizmet veren 21 bankanın;
Toplam ATM Sayısı 42485,
Ortopedik Engellilere Hizmet Veren ATM Sayısı: 2897
Görme Engellilere Hizmet Veren ATM Sayısı: 5310.
Gördüğümüz bu sayı oldukça az. Ancak bu sayı artacak. Çünkü engellilerin bankalarla ilişkisi var. İhtiyaç olduğu görülüyor.

Bu harita engelliler için çok önemli... Çünkü, bankacılık gibi bir alanda engelli olmak oldukça zordur. Gittiğimde basamaklarını (öyle yüksekti ki hiçbir engeli olmayan kişiler ve yaşlılar bile zor çıkıp iniyordu) çıkamadığım için başka bir ATM aradığımı bilirim. Şimdi bu haritaya göre gidebileceğim ATM'yi seçebilmek büyük kolaylık. Bulunduğum yere daha uzak bile olsa, bana uygun kolaylıkla erişebileceğim bir ATM'ye gitmeyi tercih ederim. Bunu sadece ben düşünmüyorum sanırım. Çünkü, bankacılık gibi bir alanda herhangi birinden yardım istemek hiç kolay değildir. 
                                                                                                                 
ALİYE YÜCEL


5 Mart 2017 Pazar

NOTER TASDİKLİ PİŞKİNLİK


Engellilerle ilgili uygulamalarda pek çok ilginç olaya rastlıyoruz. Ancak bu yenilir yutulur gibi değil. Pes dedirtti. Duyduğumda kulaklarıma inanamadım. Engelli biri notere gidiyor. Merdiven çıkamadığı için evraklar aşağıya getiriliyor. Bunun için "yol ücreti" alınıyor. Şaka gibi... Binanın engelliye uygun olmaması yüzünde üzülüp utanacağına ve özür dileyeceğine tutmuş ücret istiyor. Pişkinliğe bakın. Hem suçlu, hem güçlü... Devletin notere ceza kesmesi gerekirken, noter engelliye kesmiş!

Gelelim yaşanan olaya; Olay tekerlekli sandalye tenisinde dereceler alan milli sporcumuz Büşra Ün'ün başından geçiyor. Ün, bir işlem için İzmir Şirinyer'deki 16. Noter'e gidiyor. 3. katta hizmet veren ve asansörü olmayan noterliğin merdivenlerini çıkamıyor. Bunun üzerine onun yerine arkadaşı işlem için çıkıyor. Ancak imza gerekiyor ve noter görevlisi imza için evrakları aşağıya getiriyor. Büşra Ün de evrakları imzalıyor.

Buraya kadar her şey normal... İş ücret ödemeye gelince; noter ücretlerinin dışında bir de yol ücreti ekleniyor. "Yol Ücreti: 17.74 TL." Büşra Ün bunu görünce görevliye soruyor. "Evrakı aşağıya getirdik, yol ücreti işlem parası almamız gerekiyor" cevabını alıyor. Ücreti ödüyor.Genç kız bunu sosyal medyada "Engellilik nedir diye soranlara 'Noterde 25 basamak merdiven çıkamadığımda kişilerin aşağıya gelmesi için 17.74 TL. ödemektir' deyin" sözleriyle çok da anlamlı bir ifadeyle paylaşıyor.


Bu konu medyaya yansıyınca çok tepki aldı. Bunun üzerine Adalet Bakanı Bekir Bozdağ olaya el koydu. Bakanın talimatıyla, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Türkiye Noterler Birliği'ne bir  yazı gönderdi. Bu fazla ücretin iadesi ve noter hakkında gerekli işlemin yapılması istendi. Olayla ilgili inceleme başlatıldı. Noterler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Tutar, hata yapıldığını belirtti ve gerekli açıklamayı yaptı. Noterler Birliği adına özür de diledi. 

Konu üzerine hazırlanan rapor doğrultusunda ücret (azlığı çokluğu önemli değil, yapılan yanlıştı) geri ödendi. Eksikliklerle ilgili olarak notere ayrı ceza, engellilere uygun olmadığı için bina sahibine ayrı ceza geldi. 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun hükümlerine göre; kamu kurumu olması nedeniyle notere 15 bin lira, bina sahibine 3 bin lira idari para cezası uygulandı. Noter böylece yaptığına yapacağına pişman olmuştur.

Bu tatsız olay, Rio 2016 Paralimpik Oyunları'nda tenis dalında ülkemizi temsil eden sporcumuzun başına geldi. Medyaya yansıdı. Konu ile ilgili pek çok haber yapıldı. Herkes tarafından duyuldu. Çok tepki aldı. Ama bu tür olaylar her zaman yaşanabiliyor. Her engellinin başına gelebiliyor. Her alanda düzelmesi gereken çok şey var. Bunu yapan noter olamaz, bunu yapan bir devlet kurumu da olamaz. Böyle engel olunmamalı... Engelliler için kanunlar, hükümler ve yaptırımları var. Ama her şey kanunla olmaz ki... Bunu insanlar yapmamalı... Bunu yapan insan olmamalı!


ALİYE YÜCEL

26 Şubat 2017 Pazar

ANDREA BOCELLİ'NİN SESİ


Andrea Bocelli'nin şarkılarını dinleyenler, onun sesinin ne kadar güzel, ne kadar etkileyici olduğunu bilirler. Kazandığı şöhret için görme engelli olmasının etkisi olduğu söyleyenler de olmuştur. Bu ne derece doğrudur bilemeyiz. Belki görme engelli olmasa da bu güzel sesi ile yine dünyaca ünlü olabilirdi. Ama gören bir insan olarak benim bloguma konu olmazdı o ayrı!

1958 yılında doğan Andrea Bocelli, 12 yaşında futbol oynarken başına gelen bir darbe sonucu beyin kanaması geçiriyor ve görme yeteneğini kaybediyor. Küçük yaşta müzik dersleri almaya ve şarkı söylemeye başlıyor. Hukuk eğitimi alsa da müziği hiç bırakmıyor. Ailesi de onun avukat olmasını istiyor, bu konuda ısrar ediyor. Ancak o müziği seçiyor. Dünyaca ünlü tenor olmasının yanı sıra söz yazarı, besteci ve albüm yapımcısıdır. Müzik kariyerine de pek çok başarı ve ödül sığdırıyor. Avukatlık yapsa da çok başarılı olurdu. Ancak, dünya onun insanın içine işleyen, insana huzur veren güzel sesinden mahrum kalırdı.

Bocelli'nin, Luciano Pavarotti ile tanışma hikayesi oldukça ilginç. Bir gün telefonu çalmış ve karşıdaki ses "Ben Pavarotti..." demiş. Andrea Bocelli, önce kulaklarına inanamamış, sonra sesinden tanımış... Pavarotti, onun bir şarkısını dinlediğini çok beğendiğini ve onun için aradığını söylemiş. Düzenlediği bir yardım etkinliğine davet etmiş. Orada tanışmışlar ve daha sonra birlikte düet yapmışlar. Bu harika düeti dinlemeniz gerekir.


Dünyaca ünlü İtalyan tenor yapılan bir röportajda ilk sahneye çıktığında hissettiklerini şöyle anlatıyor: "Kalabalığın büyük alkışını hatırlıyorum. Sevildiğimi hissettim orada..." diyor. Hep derim ya sevilmek sevildiğini hissetmek herkes için çok önemlidir. Ama engelliler için galiba çok daha fazla önemli... Ne kadar ilginç ki, şarkı söyledikten sonra aldığı alkış sonrası başarılı olduğunu değil de sevildiğini hissediyor.
 
Bocelli ile ilgili son haberlerden biri de, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump'ın yemin töreninde şarkı söylemek için adının geçtiği oldu. Bocelli'yi sevenler sosyal medyadan "Bunu yapma, kaç para öderlerse ödesinler buna değmez...", "Lütfen melek sesini bunun için kullanma...", "Trump, engelli insanlarla açıkça alay eden biri. Sen de engelli birisin..." diye yazmışlar. Andrea Bocelli'nin bu tepkiler nedeniyle geri adım attığı ve sahne almaktan vazgeçtiği yazıldı.

Andrea Bocelli, dünyanın en iyi 3 tenorundan biri olarak kabul edilmiştir. Yaşayan en güzel erkek sesi olduğu söylenir. Bu harika sesin sahibinin görme engelli olduğu duyanlar ise hep şaşırıyor. Ne diyeyim bilemedim. Şaşıran kişilere; "Güzel sese sahip olmak için, sanatçı olmak için engelsiz olmak mı gerekiyor?" diye sormak lazım. Ses, Allah vergisi bir yetenek. Güzel bir sese engelli engelsiz herkes sahip olabilir. Engelli bir kişi de dünyaca ünlü bir sanatçı olabilir.


ALİYE YÜCEL 

19 Şubat 2017 Pazar

OTURARAK VOLEYBOL


Oturarak voleybolu duydunuz mu? Pek çok kişi bunu ilk kez duyuyor olabilir. Çünkü, oturarak voleybol (paravolley) Türkiye'de çok duyulan bir spor dalı değil. Oturarak voleybol bir engelli sporu ve bedensel engelliler tarafından oynanan voleybol çeşididir. Oturarak voleybola; ampute, bacağı veya kolları felçli, bacağı kısa, skolyoz, cüce, MS hastası, polio ve beyin felci geçiren bedensel engelliler katılabiliyor.
 
10x6 metrekarelik bir sahada; erkekler için 1.15 metre, kadınlar için 1.05 metre yüksekliğinde filelerde oynanır. Tahmin edileceği gibi, oturarak voleybolun normal voleyboldan bazı farklılıkları vardır. Servis vuruşu, hücum vuruşu ve blok esnasında oyuncunun bir bölümü yerle temas halinde olmak zorundadır. Takımlarda en az 8 sporcu vardır. Yaş sınırlaması da şöyledir; en küçük sporcu 12 yaşında, en yaşlı sporcu da 50 yaşında olabilir.

Oturarak voleybol, dünyanın bir çok yerinde  ve Paralimpik Oyunları'nda (Engelli Olimpiyatları) yıllardır oynanmaktadır. İlk olarak 1956 yılında Hollandalı Spor Komitesi tarafından kurulmuştur. Ülkemizde 2005 yılında tanıtım seminerleri ve antrenörlük kurslarıyla başlamış, 2006 yılında BESF tarafından branş olarak tanınmıştır. Çeşitli şampiyonalar, milli takım kampları ve özel turnuvalar ile devam etmiş. Ancak Türkiye'de  oturarak voleybol ligi  yıllar sonra 2016 yılında kurulmuştur.


Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu (TBESF) tarafından düzenlenen Türkiye Oturarak Voleybol Ligi 1. Lig 1. Etap Karşılaşmaları bu hafta 17-18-19 Şubat tarihlerinde Karabük'te yapıldı. 3 gün süren karşılaşmalarda Karabük, Zonguldak, Samsun, Adana, Konya, Muğla, Diyarbakır ve Karaman'dan 9 takım mücadele etti. 1. Lig 1. Etap karşılaşmaları sonrası A Grubu'nda Zonguldak Ereğli Belediyespor 12 puanla, B Grubu'nda ise Adana Umudun Işığı 9 puanla lider oldu.

Bu hafta yapılan karşılaşmalardan kaç kişinin haberi oldu? Maalesef çok az kişi bunu duydu. Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Asbaşkanı Oğuz Çerik yaptığı açıklamada bundan yakındı ve "Oturarak voleybol sporu dünyada üst sıralara ulaşıyor. Ancak henüz Türkiye'de istenen seviyede değil..." diye bir açıklama yaptı. Ülkemizde maalesef engelli sporlarına ilgi çok az. Bu nedenle oturarak voleybol da bundan payını alıyor. Oysa ülkemizde diğer spor dalları gibi engelli sporu da her türlü ilgi ve desteği görmeli... 

ALİYE YÜCEL  

12 Şubat 2017 Pazar

BENNUR


Medyada yer alan haberlere göre, AK Parti Bursa Milletvekili Bennur Karaburun'un hayatı beyazperdeye aktarılıyor. Geçirdiği trafik kazası sonrası omurilik felci olan ve hayatını tekerlekli sandalyede sürdüren Bennur Karaburun'un hayatı oldukça ilginç... Bennur Karaburun'un bu ilginç hayat hikayesini Diyarbakırlı genç prodüktör ve arkadaşları film yapacaklar. Filmin adı "Bennur" olacakmış. Oldukça çarpıcı bir isim... Ben-Hur'dan sonra Bennur! Bu da bizden bir kahramanlık hikayesi...

Gelelim Bennur Karaburun'un hayat hikayesine; 1973 yılında Bursa'da doğuyor. 23 yaşına kadar profesyonel olarak yüzme ve su sporları ile ilgileniyor. Türkiye dereceleri ve rekorları var. Uludağ Üniversitesi Tekstil Bölümü'nü bitirdikten sonra imalat müdürü olarak çalışıyor. 1996 yılında çalıştığı firmanın aracı ile bir trafik kazası geçiriyor. Kazada boynu kırılınca aylarca hastanede yaşam mücadelesi veriyor. O günden sonra omurilik felçlisi olarak tekerlekli sandalyede hayatını sürdürüyor. Ailesine destek için seyyar satıcılık yapıyor. Bu arada Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümü'nü bitiriyor.

İki dil bilen Karaburun; engelli hale geldikten sonra kök hücre konusunda araştırmalar yapmış. Amerika ve Çin ile bağlantıya geçmiş. Kök hücre ameliyatı yapılmalı yapılmamalı mı diye tartışılırken o ameliyat olmuş... İlk kök hücre ameliyatı olanlardan... Kök hücre ile ilgili ; Eski Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, zamanın başbakanı şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın doktorları ve Sağlık Bakanlığı ile görüşmeler yapmış. Öyle ki bu konuda çalışmalar yapmak için de milletvekili olmak istiyor. 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 yılında milletvekili seçiliyor.


Bennur Karaburun, TBMM'deki yasama çalışmaları, engelli sorunlarına çözüm çalışmalarının yanı sıra AK Parti'nin milletvekili çıkaramadığı illerde gönüllü milletvekili olarak çalışıyor. Partinin programlarıyla Doğu ve Güneydoğu'ya gidiyor. Bennur Karaburun, filmini yapacak Miraç Can Ergenekon ile Diyarbakır'ın Sur ilçesinde mağdur aileleri ziyareti sırasında tanışmış. AK Parti Diyarbakır İl Gençlik Kolları Başkanvekili olan Miraç Can Ergenekon ona refakat etmiş.

Miraç Can Ergenekon, o tanışmadan sonra Bursa'ya gelerek "Hayatınız engellilere güç verecektir. Onların hayata tutunmasına örnek olacaktır..." diyerek Bennur Karaburun'a hayatını film yapmayı teklif etmiş... Çok iyi de etmiş. Böylece gerçek bir engelli hikayesi film olacak. Yapımcı firma ve sponsor belli olmuş. Senaryo çalışmaları halen devam ediyor. Oyuncu kadrosu henüz belli olmamış. Bakalım Bennur Karaburun rolünü kim oynayacak. Benim aklıma bir kaç isim geldi bile...

Biz Bennur Karaburun'u dört yıl kadar önce, yağmurun altında tekerlekli sandalye ile giderken ıslanmaması için yanında şemsiyesini tutan arkadaşı ile birlikte bir fotoğrafta görmüştük. Bu fotoğraf medyada çok yer almıştı. Onun Bursa'dan AK Parti milletvekili adayı olduğunu ve sonra seçildiğini öğrendik. Seçildikten sonra o fotoğraf yine medyada yer aldı. Senarist ne yazar, yönetmen nasıl bir sahne çeker bilmiyorum. Ama "Bennur" filmi benim gözümde işte o yağmur sahnesiyle başlıyor...   

ALİYE YÜCEL

5 Şubat 2017 Pazar

TÜRK İŞARET DİLİ DERSİ ETKİNLİK KİTABI


Milli Eğitim Bakanlığı tarafından işitme engelli öğrencilerin eğitimi için Türk İşaret Dili Dersi Etkinlik Kitabı yayımlandı. Yeni çıkan kitap, işitme engelli öğrencilerin eğitim gördüğü okullarda Türk İşaret Dili Dersi'nin daha etkili olması ve verimli bir şekilde uygulanabilmesini sağlayacak. Türk İşaret Dili Dersi Etkinlik Kitabı, işitme engelli öğrencilerin eksik kalan iletişimini sağlamak, anadillerinin eksikliği yüzünden meydana gelen dil, sosyal ve duygusal yetersizliklerinin ortadan kaldırılması amacıyla hazırlanmış...

İşitme engellilerin zeka seviyeleri ile duyma sorunu olmayan kimselerin zeka seviyelerinin aynı olduğu bilinmektedir. Ancak işitmedeki yetersizlik zihinsel gelişimi de  olumsuz yönde etkiliyor. İşitme engelli öğrencilerin okuma ve yazma gibi becerilerinde problem olabiliyor. Ayrıca, işitme yetersizliği yüzünden kelime dağarcıkları daha azdır. Özellikle de soyut kelime kavramları açısından... Bu nedenle okuduğunu anlaması daha zordur. Dolayısıyla işitme engelli çocukların farklı ve özel bir eğitim alması gerekir.

İşitme engelliler, bir şeyler öğrenirken ve insanlarla iletişimde genelde görselliği kullanırlar. İşaret dili bile böyledir. Bu acıdan işitme engelli çocukların eğitiminde görsellik kullanılması çok daha etkilidir. İşitme engelliler için bir kelimeyi yazılı olarak görmek yerine, onu şekil ve resim olarak görmek daha anlaşılır olur. Milli Eğitim Bakanlığı tam da bu eksikliği tamamlamak için Türk İşaret Dili Dersi Etkinlik Kitabı'nı hazırlamış...


Kitabın, işitme engelliler ilkokulları ile işitme engelli öğrencilerden oluşan özel eğitim sınıflarında görev yapan bütün öğretmenlere ulaştırılması hedefleniyor. Türk İşaret Dili Dersi Etkinlik Kitabı'nda yer olan etkinlik örnekleri öğretmenler için birer öneri niteliğini taşıyor. Bu örneklere benzer  etkinlikler yapmak ise öğretmenlere düşüyor. Öğretmenler, etkinlik örneklerini doğrudan kullanabileceği gibi, öğrencilerinin bireysel özellikleri, öğrenme ihtiyaçları ile ailenin ve okulun bulunduğu çevreyi dikkate alarak farklı etkinlikler yapabilecekler...

Bu kitabı inceleme fırsatım oldu. Kitapta 1., 2. ve 3. sınıflar düzeyinde ayrı ayrı çok çeşitli etkinlikler bulunuyor. Başlıklardan bazıları şöyle: 1. sınıf için; Giysileri Tanıyorum, Meslek Zinciri, Rengarenk... 2. sınıflar için; Yiyecek ve İçecekler, Trafik Kurallarını Biliyorum, Hastayım, Sayı Kartları... 3. sınıflar için; Adresim, İlk Yardım Çantası, Trafik Kitabı, Mevsim Şeridi gibi... Türk İşaret Dili Dersi Etkinlik Kitabı, işitme engelli öğrencilerin eğitimi açısından büyük bir boşluğu dolduracak gibi. Kitabın işitme engelli her öğrenciye ulaşması ve faydalı olması dileğiyle...

ALİYE YÜCEL                                     

29 Ocak 2017 Pazar

BASKETBOL KIZ


Leğende Yaşayan Kız'ın hikayesini yazdıktan sonra hep aklımda olan Basketbol Kız ya da Basketbol Topu Kız'ı yazmak istedim. İki bacağı olmayan ve onun yerine geçirilen bir basketbol topu sayesinde yürüyen Qian Hongyan'ın hikayesini... Neyse ki o hayatta ve çok önemli başarılara imza atıyor. Çinli Qian, şimdi altın madalya kazanan bir yüzme şampiyonu. Ben pek çok defa onun basketbol topuyla olan fotoğraflarına rast gelmiştim. Öyle çarpıcıydı ki, insanın içini acıtıyor ve uzun süre hayretle baktırıyordu. 

Qian Hongyan, 2000 yılında henüz 4 yaşındayken trafik kazası geçiriyor. Evinin yakınlarında bir kamyon küçük kıza çarpıyor. Doktorlar hayatını kurtarıyor. Ancak iki bacağını birden kaybediyor. Ailesi çok yoksul olduğu için rehabilitasyon ve protez bacak için başvuramıyorlar. Qian'ın kasığından itibaren vücudu olmadığı ve bu yüzden yürüyemeyeceğini düşünen dedesinin aklına parlak bir fikir gelmiş. Minik kızın vücudunun altına bir basketbol topu yerleştirmiş... Olmayan bacaklarının yerine geçirilen bu top sayesinde ellerinin de yardımıyla yürümüş ve hayatını bir süre böyle sürdürmüş...

Qian, okula bile gidememiş ve kendisinden küçük erkek kardeşlerinin ders kitaplarından bir şeyler öğrenerek eğitim almaya çalışmış. Ancak yüzmeyi çok sevdiği için yüzmeye gitmek istemiş. Ailesi kızlarının bu  yüzme isteğine anlam veremeseler de onun bu isteğini yerine getirmek için ellerinden geleni yapmışlar. Anne ve babası, yürüyemeyen kızlarını yıllarca sırtlarında taşıyarak yüzme dersine götürmüşler.


Küçük kız, ilk kez 2005 yılında fotoğraflanınca; Reuters Ajansı onun hayatını tüm dünyaya duyurdu. İnsanlar onu "Basketbol Kız" olarak tanımaya başladı. Qian, aynı yıl Pekin'de rehabilitasyon merkezine gitmiş. Doktorlar bu küçük kızın bu şekilde yürümesini istemedikleri için ona protez bacak yapmışlar. 2007 yılında protezleri takılmış. Uzun yıllar rehabilitasyon görmüş. Böylece protez bacakları ve koltuk değnekleriyle yürümeye başlamış.

Bu arada onu çok mutlu eden ve hayata bağlayan yüzme derslerini ihmal etmemiş. Yüzme dersinde engeli olmayanlardan daha başarılı olan Qian, öğretmenlerinin takdirini kazanmış. 2007 yılında engelli çocuklara özel olan yüzme takımına girmeyi başarmış. Sürekli antrenman yapan Qian, 2009 yılında Çin Ulusal Paralimpik Yüzme Yarışması'nda şampiyon olmuş. 2014 yılında Yunnan Eyalet Paralimpik Oyunları'nda kurbağalama 100 metrede  şampiyon olmuş ve altın madalya kazanmış. 2016 yılında ise Rio Paralimpik Oyunları'na katıldı.

O bir top sayesinde yürümeye çalışan küçük kız, sırtta taşınarak gittiği yüzme derslerinden azmiyle yüzme şampiyonu oldu. İnsan nereden nereye demeden edemiyor. Onun bu mücadelesi, bu azmi engelli engelsiz herkese örnek olmalı... Hayatta çeşitli engeller olsa da bir şeyi başarmak isteyince olabiliyor. Henüz 21 yaşında olan Qian Hongyan'ın daha pek çok başarılara imza atacağını düşünüyorum. Bundan sonraki başarılarının takipçisi olacağım.


ALİYE YÜCEL     

22 Ocak 2017 Pazar

GOOGLE HARİTALAR'DAN ENGELLİLERE KOLAYLIK


Google Haritalar (Google Maps), web tabanlı gelişmiş haritalama sistemidir. İnsanlara çeşitli rotalar sunan bir navigasyon uygulamasıdır. Google Haritalar, sayesinde tüm dünya elimizin altındadır. Dünyadaki her ülkeye, şehre, mahalleye, sokağa ulaşılabiliyoruz. Her yerin; konumu, yol tarifi, ulaşım yolları ve fotoğrafları görülebiliyor. Sesli navigasyon özelliği ile Türkçe olarak da kullanılabiliyor. Google tarafından hizmete sunulmuş bu uygulamanın ne kadar faydalı olduğu ortada... 

Şimdi Google'de dünyanın bu en büyük online harita sistemine çok önemli bir yenilik daha geldi. Artık engelli erişimi bulunan yerler haritada belirtiliyor. Yani tekerlekli sandalye kullanan bir kişi gideceği yerin erişilebilir olup olmadığını Google Haritalar'dan kolayca öğrenilebilecek. Bu engelliler için çok faydalı bir uygulama... Böylece dünyanın her yerindeki engellilerin hayatı daha kolaylaşacak. 

"Google Haritalar, bu uygulamadaki bilgileri nereden alıyor?" diye sorarsanız. Bu bilgilerin bir kısmını yerel insanlardan alıyor. Google'nin Business Insider'a (finans kaynaklı bilgilerin yer aldığı bir site) verdiği açıklamaya göre, veri tabanında pek çok bilginin yer aldığını ve bu bilgilerin haritalardaki listelere dahil edileceği bildirilmiş.


Bu yeni uygulamaya göre; Google Haritalar'ın üzerinde yer veya mekan hakkında detaylı bilgilerin listelendiği ekrana yeni bir özellik ekleniyor. "Kolaylıklar, Erişilebilirlik" gibi bir başlık adı altında olacak. Böylece müze, otel gibi yerlere baktığımızda fiyat, kalabalık oranları gibi çeşitli bilgilerin yanı sıra tekerlekli sandalye için uygun olup olmadığına dair bilgiler de yer alacak.

Google Haritalar uygulanmasında içeriklerin bir kısmı kullanıcılar tarafından oluşturulabiliyor. Kullanıcılar, yer ve mekanlar  hakkındaki bilgileri Google'a gönderebiliyorlar. Gidilen yerlere ait bilgiler tek tek eklenebiliyor. Ya da başkası tarafından eklenen bilgiler daha da zenginleştirilebiliyor. Bu uygulamayla artık engelliler kendi bulgularını ve izlenimleri ekleyebilecekler. Bulunulan yer ile ilgili soruları cevaplamak için Haritalar menüsünden "Katkılarınız" bölümüne girilecek...

Bu yüzden şimdi Google Haritalar kullanan engellilere çok büyük bir görev düşüyor. Tekerlekli sandalye kullanan kişilerin izlenimleri ve gerekli bilgileri bu  uygulamaya yazması gerekiyor. Böylece her yerin erişime uygun olup olmadığını görüp, ona göre gidip gitmemeye karar verebileceğiz. Ayrıca bu uygulama şöyle bir sonuca da etki edecek. Yer ve mekan sahipleri bu uygulamadan sonra erişilebilir olmak için gerekli düzenlemeleri yapmayı isteyecekler.  


ALİYE YÜCEL

15 Ocak 2017 Pazar

ENGELSİZ YOLCULUKLAR


Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, engellilerin şehirler arası ulaşımında erişilebilirliği sağlamak için önemli bir adım attı. Bu nedenle otobüs, tren, gemi, terminal ve mola yerleri için yeni standartlar getirildi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından hazırlanan "Şehirler Arası Yolcu Taşıma Hizmeti ile Servis ve Turizm Taşımacılığı Hizmetinin Erişilebilir Hale Getirilmesine Dair Yönetmelik" Resmi Gazete'de yayımlandı.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, daha önce şehir içi yolcu taşımacılığı için erişilebilirlik ve toplu ulaşım hizmeti için düzenlemeler yapmıştı. Bu defa da engellilerin şehirler arası ulaşımı için düzenleme yaptı. Düzenlemelerden bahsedersek; kara yollarında hizmet veren araçlar artık erişilebilir olarak üretilecek. Mevcut araçlarda da tadilat yapılacak. Tadilatlar "Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkında Yönetmelik" hükümlerine göre yapılacak. Erişebilirliğe uygun üretilen ve tadilatı yapılan araçların kayıtlarına "erişilebilir" ifadesi yer alacak.

Bu yönetmeliğe göre deniz yolu ve iç sularda hizmet veren yolcu gemileri erişilebilir olarak üretilecek. Bu standartlar demir yollarında hizmet veren trenler içinde geçerli olacak. Trenler, Avrupa Komitesi tarafından yayınlanan hareket kabiliyeti kişilerle ilgili Karşılıklı İşletilebilirlik İçin Teknik Şartnamesi'ne uygun üretilecek. Tadilatlar da buna uygun yapılacak. Bu kapsamda trenlere, engelli yolcuların iniş ve binişlerinde kullanmaları için "biniş destekleri" eklenecek.

Şehirler arası ulaşım ve turizm hizmetinde bulunan yazıhanelerde engelliler için erişilebilir banko olacak. Ayrıca yazıhanelerde görüntülü konuşma ve işaret dili hizmeti sağlanacak. Firmalar, ulaşım aracı erişilebilir değilse engelli yolcunu talebini 72 saat içinde karşılamakla yükümlü olacak. Hareket kısıtlılığı olan yolcular "transfer aparatı" talep ederse bu bilet  ve bilgi mesajında yer alacak. Aparat için ek ücret alınmayacak. Bu aparatı kullanmada eğitim almış şoför ve personel görevlendirilecek.


Kara yollarında mola noktalarında bina girişi ve tuvaletler başta olmak üzere, "Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Yönetmeliği" kapsamındaki esaslara uygun düzenlemeler yapılacak. Mola noktalarında transfer aparatı temin edilebilecek. Görme engelli yolcular için de sesli anons ve yönlendirme sistemi bulundurulacak. Terminallerde de transfer aparatı ve erişilebilirlik için gerekli düzenlemeler yapılacak. Görme engelli yolcular için de sesli anons ve yönlendirme sistemi olacak. Ayrıca, işitme engelliler için danışma bankosunda indüksiyon döngü cihazı da sağlanacak.

Gemilerde görme engelliler için sesli anons ve yönlendirme sistemi bulunacak. İşitme engelliler için görüntülü konuşma ve işaret dili hizmeti olacak. Demir yollarında hizmet veren araçlar erişilebilir değilse ve engelli yolcu talebini 72 saat öncesinde bildirirse "transfer aparatı, rampa, asansör, merdiven tırmanma aparatı" gibi çözümler sağlanacak.

Hava yoluyla taşıma hizmeti veren işletmeler de engelli yolculara uygun düzenlemeler yapacak. Servis taşımacılığı hizmeti verenler de, ücretsiz transfer aparatı temin edecek, engelli için en uygun kısa güzergah sağlayacak, transfer aparatı kullanmada eğitim almış şoför ve personel çalıştıracak.

Resmi Gazete'de yayınlanan ve yürürlüğe giren bu yönetmeliğe göre bütün bu hizmetler herhangi bir ücret alınmadan sağlanacak. Bu yönetmelik kapsamında yükümlülükleri yerine getirmeyenlere 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun kapsamında idari para cezası uygulanacak.
  
Bu düzenlemeler engelliler için ne kadar önemli... Haberi okurken çok etkilendim. Hep yolculuklarım ve çektiğim sıkıntılar aklıma geldi. Otobüse binip, inmek ayrı bir dert olduğu için mola yerlerinde hiç inmediğimi hatırladım. Tuvaletler konusunu yazmak bile istemiyorum. Bütün bu zorluklar nedeniyle midir bilmem seyahatleri hiç sevmem! Dilerim bu yönetmelikteki düzenlemeler sadece kağıt üzerinde kalmaz ve cezalarla geçiştirilmez. Gerçekten uygulanır. Engelliler de sıkıntı çekmeden yolculuk yapabilirler. Engelsiz yolculuklar dileğiyle...


ALİYE YÜCEL

8 Ocak 2017 Pazar

ŞOFÖRÜN BÖYLESİ


Geçtiğimiz günlerde medyada çok tepki gören bir olay yaşandı. İstanbul'da bir otobüs şoförü tekerlekli sandalyedeki bir engelliye davranış şekli ve söyledikleri ile büyük tepki aldı. Bu olay İstanbul Anadolu Yakası'nda Fındıklı-Kadıköy hattında yaşanmıştı. Otobüsündeki bir yolcu da bu olayı saniye saniye görüntülemiş ve bu görüntüler yapılan haberlerde gösterilmişti. Okuyanların bir çoğu da bu haberi görmüş ve duymuştur. Ancak bu tür olaylara zaman zaman rastlanıldığı için bir de ben yazmak istedim.

Olay şöyle gelişiyor. Tekerlekli sandalyedeki bir kadın yolcu kucağında çocuğu ve yanında bir yakını ile otobüse binmeye çalışıyor. Engelli kadın, tekerlekli sandalyenin otobüse çıkmasını sağlayan rampayı açması için şoföre sesleniyor. Yolcular da yardım etmek istiyor ve bu arada İETT şoförü de geliyor. Şoför engelli rampasını açarken bir yandan da engelli yolcunun yakınıyla tartışıyor.

Bundan sonrası çok şaşırtıcı bir şekilde devam ediyor. Çünkü İETT şoförü insanın şoka sokan bir cümle kuruyor. "Bunu ben açmak zorunda değilim" diyor. Tekerlekli sandalyedeki yolcu daha sonra şoför ve yolcuların yardımıyla otobüse biniyor. Aralarında tartışma devam ederken şoför sinirli bir şekilde engelli kadına hitaben "Hem iyilik yap, hem konuşsun..." diye söyleniyor. Şoför, herkesin tepkisini alıyor. Engelli kadın ise "İyilik yapmıyorsun sen bana! Bu benim hakkım!" diyerek en güzel cevabı veriyor.


İşte bütün bunlardan sonra bunun yapan İETT şoförünün görevinden uzaklaştırıldı haberi geldi. İETT ise bu konu ile ilgili olarak şöyle bir açıklama yaptı: "Engelli yolcumuza gerekli hassasiyeti göstermeyen Özel Halk Otobüsü sürücüsü hakkına ivedilikle tahkikat işlemi başlatılmıştır. Özel Halk Otobüsleri Yönergesi kapsamında gerekli cezai işlem uygulanarak sürücü görevden uzaklaştırılmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur."

İETT'nin bu açıklaması gönüllere biraz su serpiyor. Aslında şoförün görevinden alınmasına, ekmeğinden olmasına sevinecek değiliz. Ancak engelli birine böyle davranılır mı? Hiç mi empati yapamıyor? Hiç mi bir engelli tanımadı? Yakınında hiç mi bir engelli yok? Engelliyi geçtim; çevresinde yaşlı, güçsüz biri de yok mu? Nasıl bir zihniyet anlamak zor. Anlıyoruz ki bu şoför engellilere hizmet etmek istemiyor! İşte asıl engel olmak bu değil mi?

Engellilerin sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda hayata katılmalarını sağlayacak her şey onların en büyük hakkı... Şoförün engelliye yaptığı hizmeti lütuf olarak görmesi de ne büyük bir yanlış... Bu bir lütuf mu? İnsan olan herkesin seve seve yapacağı bir davranış... Çok şükür ki herkes bu şoför gibi düşünmüyor. Çok şükür ki sosyal hayatta rastladığımız pek çok kişi ve görevliler bu şekilde davranmıyor. Yoksa gerçekten hayatımız çok daha zorlaşırdı.

ALİYE YÜCEL

1 Ocak 2017 Pazar

LEĞENDE YAŞAYAN KIZ


Hayatını o yaşarken yazmak istiyordum. Ancak maalesef yazamadım. Şimdi ölüm haberinden sonra yazıyorum. Leğende yaşayan kızdan bahsedeceğim. Nijeryalı Rahma Haruna'dan... Tüm dünya onu "Leğende Yaşayan Kız" olarak tanıdı. Rahma, geçtiğimiz hafta 19 yaşında iken hayatını kaybetti. Öldüğü güne kadar da plastik bir leğende yaşadı. Oldukça çarpıcı bir hayat hikayesi vardı. Görenleri hayrete düşürüyordu.

Rahma, Nijerya'nın Kano şehrinde normal sağlıklı bir bebek olarak doğuyor.  6 aylık iken ateşli bir hastalığa yakalanıyor. Bu hastalıktan sonra ise vücudunun büyümesi tamamen duruyor. Yaşı büyüse de küçük bedeni bir leğene sığıyor. Rahma'nın erkek kardeşi Fahad onun bir fotoğrafını sosyal medyaya paylaşıyor ve böylece dünya onu tanıyor. Dünya medyası onunla çok ilgilenmişti. Çeşitli haberleri yapılmıştı. Çünkü gerçekten ilginç bir hayatı vardı.

Rahma Haruna, annesi ve kardeşinin desteği sayesinde hayatını sürdürüyordu. Günlük hayattaki bütün ihtiyaçları annesi tarafından karşılanıyordu. Rahma'nın annesi kızının hastalığını "6  aylık olduğunda ateşi yükseldi. Sonra ellerinin ve ayaklarının uyuştuğunu fark ettik. Daha sonra vücudu hiç gelişme göstermedi..." diye anlatmış, Rahma'nın çok zeki olduğunu ve her şeye rağmen mutlu bir genç kız olduğunu belirtmişti.


Erkek kardeşi Fahad, onu her gün dışarı çıkarıyor ve gezdiriyordu. Kardeşi "Ona yardımcı olmanın bir çok yolu var. Onu her gün dışarıya çıkarıyorum. İnsanların ona yardımcı olması beni mutlu ediyor. Akrabalarımızı görmeye gidiyoruz. Bu onu çok mutlu ediyor, çok iyi geliyor..." diye ablasını çok sevdiğini ve onu gezdirmekten hoşlandığını anlatmıştı. Rahma'nın babası Hussaini Haruna ise; yıllarca kızının hastalığının tedavisi için pek çok işte çalışmış ve kazandığını buna harcamıştı. Ancak kızının hastalığı karşısında çaresiz kalmıştı. Ailesi onun için elinden geleni yapıyordu.

Fotoğraflarının yayınlanmasından sonra Rahma'ya tekerlekli sandalye hediye edilmişti. Artık onunla daha rahat dolaşıyordu. Hiç arkadaşı olmadığını söyleyen genç kız, ailesinin ve erkek kardeşinin en yakın arkadaşı olduğunu belirtiyordu. Rahma, verdiği bir röportajında da hastalığının tıpta tedavisi olmadığını belirtmiş, ama her şey için Allah'a şükrettiğini söylemişti. Yapılan haberlerdeki fotoğraflarında yüzü gülüyordu.

Her genç kız gibi Rahma'nın yapmayı istediği hayalleri vardı. En büyük hayali ise; bir gün kendi ihtiyaçlarını karşılamak ve tek başına alışverişe çıkmaktı. Hayatı kısa sürdü. Çok genç yaşta hayatını kaybetti ve hayallerini gerçekleştiremedi. Ölümü onu tanıyanları çok üzdü. Bu dünyadan; başı, beyni ve yaşı büyüse de vücudu hiç büyümeyen biri geldi, geçti. Oldukça ibretlik bir engelli hikayesi değil mi?

ALİYE YÜCEL