Hayatını
o yaşarken yazmak istiyordum. Ancak maalesef yazamadım. Şimdi ölüm haberinden
sonra yazıyorum. Leğende yaşayan kızdan bahsedeceğim. Nijeryalı Rahma Haruna'dan... Tüm
dünya onu "Leğende Yaşayan Kız" olarak tanıdı. Rahma, geçtiğimiz hafta 19
yaşında iken hayatını kaybetti. Öldüğü güne kadar da plastik bir leğende
yaşadı. Oldukça çarpıcı bir hayat hikayesi vardı. Görenleri hayrete düşürüyordu.
Rahma,
Nijerya'nın Kano şehrinde normal sağlıklı bir bebek olarak doğuyor. 6 aylık iken ateşli bir hastalığa yakalanıyor.
Bu hastalıktan sonra ise vücudunun büyümesi tamamen duruyor. Yaşı büyüse de küçük
bedeni bir leğene sığıyor. Rahma'nın erkek kardeşi Fahad onun bir fotoğrafını sosyal
medyaya paylaşıyor ve böylece dünya onu tanıyor. Dünya medyası onunla çok
ilgilenmişti. Çeşitli haberleri yapılmıştı. Çünkü gerçekten ilginç bir hayatı vardı.
Rahma
Haruna, annesi ve kardeşinin desteği sayesinde hayatını sürdürüyordu. Günlük
hayattaki bütün ihtiyaçları annesi tarafından karşılanıyordu. Rahma'nın annesi
kızının hastalığını "6 aylık
olduğunda ateşi yükseldi. Sonra ellerinin ve ayaklarının uyuştuğunu fark ettik. Daha
sonra vücudu hiç gelişme göstermedi..." diye anlatmış, Rahma'nın çok zeki
olduğunu ve her şeye rağmen mutlu bir genç kız olduğunu belirtmişti.
Erkek
kardeşi Fahad, onu her gün dışarı çıkarıyor ve gezdiriyordu. Kardeşi "Ona yardımcı
olmanın bir çok yolu var. Onu her gün dışarıya çıkarıyorum. İnsanların ona
yardımcı olması beni mutlu ediyor. Akrabalarımızı görmeye gidiyoruz. Bu onu çok
mutlu ediyor, çok iyi geliyor..." diye ablasını çok sevdiğini ve onu gezdirmekten
hoşlandığını anlatmıştı. Rahma'nın babası Hussaini Haruna ise; yıllarca kızının
hastalığının tedavisi için pek çok işte çalışmış ve kazandığını buna harcamıştı.
Ancak kızının hastalığı karşısında çaresiz kalmıştı. Ailesi onun için elinden geleni
yapıyordu.
Fotoğraflarının
yayınlanmasından sonra Rahma'ya tekerlekli sandalye hediye edilmişti. Artık
onunla daha rahat dolaşıyordu. Hiç arkadaşı olmadığını söyleyen genç kız,
ailesinin ve erkek kardeşinin en yakın arkadaşı olduğunu belirtiyordu. Rahma,
verdiği bir röportajında da hastalığının tıpta tedavisi olmadığını belirtmiş,
ama her şey için Allah'a şükrettiğini söylemişti. Yapılan haberlerdeki
fotoğraflarında yüzü gülüyordu.
Her
genç kız gibi Rahma'nın yapmayı istediği hayalleri vardı. En büyük hayali ise; bir
gün kendi ihtiyaçlarını karşılamak ve tek başına alışverişe çıkmaktı. Hayatı
kısa sürdü. Çok genç yaşta hayatını kaybetti ve hayallerini gerçekleştiremedi.
Ölümü onu tanıyanları çok üzdü. Bu dünyadan; başı, beyni ve yaşı büyüse de vücudu
hiç büyümeyen biri geldi, geçti. Oldukça ibretlik bir engelli hikayesi değil
mi?
ALİYE
YÜCEL