> Engeloji

Translate

29 Nisan 2018 Pazar

İŞİTME ENGELLİ ŞOFÖR


Sosyal medyanın günümüzdeki önemi büyük... Yapılan bir paylaşım birden gündem oluyor. Dünyaya yayılıyor. Haber olabiliyor. Geçtiğimiz günlerde model Rachel Hastings'in bir paylaşımı pek çok yerde haber oldu. Genç model, Londra'da bindiği Uber araçta şoförün aracına astığı ilginç bir notu görüyor. Fotoğrafını çekerek paylaşıyor. Bu paylaşım büyük ilgi görüyor. Bu not İngiltere'de taksi şoförlüğü yapan işitme engelli Onur Kerey tarafından asılmış...

Onur'un ailesi 30 yıl önce Adana'dan İngiltere'ye gitmiş. 24 yaşındaki Onur, doğuştan işitme engelli olarak orada doğmuş. Bir ay önce Uber'de şoför olarak çalışmaya başlamış. Aracına "Merhaba ben Onur, Uber'ime hoş geldiniz. Ben işitme engelliyim (sağır ve dilsizim), eğer bana bir şey söylemen gerekirse lütfen mesaj yolla veya durduğumuz zaman deftere yazıp bana göster. Kendi müziğini çalmak istersen AUX kablosunu kullanabilirsin, eğer yüksek bass'lı bir şeyler dinlersen ben de bundan keyif alırım. Bana katlandığın için teşekkürler, harika bir gün geçirmen dileğiyle" yazmış...

Londra'da bulunan Kuzey İrlandalı model Rachel Hastings bir gün Onur'un aracına biniyor. Arabanın arkasına oturunca, ön koltukta asılı bir yazıyı fark ediyor. Genç model, Onur'un müşterilerle iletişimi kolaylaştırmak için yazdığı bu notun fotoğrafını çekip Twitter'da paylaşıyor. Altına da "Bu en saf şey. Onur'u seviyoruz" notunu düşüyor. İşte bu paylaşım çok dikkat çekiyor. Tweet,  yüz binlerce beğeni ve retweet alıyor. Onur'un tanınmasını sağlıyor. 


Onur, gündem olan yazısı için "Ben doğuştan sağır ve dilsizim. Müşterilerle uygulama üzerinden haberleşiyoruz. Ancak araca bindiklerinde küçük iletişim sorunları yaşayabiliyorduk. Ben de müşterilerime sorunsuz bir yolculuk yaşatmak için bu yolu seçtim. Bundan iki gün sonra arkadaşlarımın "Twitter'a bak, herkes seni konuşuyor" demesi üzerine haberim oldu. Sadece İngiltere değil, Türkiye ve başka ülkelerden de çok güzel mesajlar alıyorum. Bu durum beni çok şaşırttı ama tepkilerden mutluyum" diyor.

Tweet yayılınca dünyada pek çok kişi Onur'u tanıyor ve ona destek olmaya başlıyor. Onur'a destek olanlarına arasında Amerikalı model ve oyunu Nyle DiMarco da var. O da Onur'a tweet atıyor. Kendisi de işitme engelli olan DiMarco "Adamım senin aracına binmem gerek, işaret dilinde konuşuruz" diyor. Onur da ona: "Merhaba Nyle kesinlikle yapmalıyız. Londra'ya bir dahaki gelişinde bana mesaj at, şehri birlikte turlayalım" diye cevaplıyor. Anladığımıza göre Onur ve Nyle bir gün bir araya gelecekler.

Onur için atılan bu tweet bir toplumda engellilik hakkında önemli ve gerekli bir tartışmayı da başlatıyor. Bazıları işitme engeli işine engel olacak diye eleştirirken, bazıları da işitme engelinin sürüş kabiliyetine hiç bir olumsuz etkisini olmadığını düşünüyor. Olaya bir de herkese çalışma fırsatı verme açısından bakarsak, şirketi de onu işitme engelli olmasına rağmen işe almış. İşitme engelinin sürüş kabiliyetine olumsuz etkisini olmadığını düşünmüş ve "Bu işitme engelli, bu işi  yapamaz"dememiş. Ona bir şans tanımış ve iş imkanı sunmuş...

Onur Kerey, işini yani şoförlüğü başarıyla yapabiliyor. Belki müşterileriyle iletişimde zaman zaman zorluk çekebilir. Onur da bunu, kendi durumunu açıklayan ve yolcuların kendisiyle nasıl iletişim kuracaklarını anlamalarına yardımcı olmak için bir not yazarak çözüyor. Böylece müşterileriyle iletişim için güzel bir adım atıyor. İşte bu herkesi etkiliyor. Her zaman insanlarla iletişim kurmanın bir yolunu bulabileceğimizi unutmayalım. Yeter ki isteyelim.

ALİYE YÜCEL

22 Nisan 2018 Pazar

DUVARLARI YIKIN



Pink Floyd'u bilmeyen yoktur sanırım. Yabancı müzik dinlemeyenler bile bu grubun adını duymuştur. Dünyanın en ünlü müzik grubunun "The Wall" (Duvar) albümündeki Another Brick in the Wall isimli şarkısı çok bilinir, dinlenir ve sevilir. İşte bu ünlü şarkı, İstanbul Zihinsel Engelliler İçin Eğitim ve Dayanışma Vakfı'nın (İZEV) yaptığı çok önemli bir projenin sesi oldu. Hayvanlar ve Biz  projesinin tanıtımı için Pink Floyd'un ünlü gitaristi Roger Waters'in parçası kullanıldı.

İstanbul Zihinsel Engelliler İçin Eğitim ve Dayanışma Vakfı,  23 yıldır otizmliler ve down sendromlular için çalışıyor, projeler yapıyor. "Hayat ve Biz" isimli projeleri üç aşamalı... İlk aşamada "Sanat ve Biz" isimli çalışmada 12 önemli eseri, down sendromlular ve otizmli kişileri buluşturmuştu. Şimdi projenin ikinci ayağı olan Hayvanlar ve Biz'de down sendromlu, otizmli ve mental geriliği olan 13 gencin yer aldığı bir fotoğraf sergisi hazırladılar. Sergi, İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'nda 6 Mayıs'a kadar görülebilecek.

İZEV, bu projenin tanıtımında Pink Floyd'un Another Brick in the Wall'ın Türkçe versiyonunu kullanmak istemişler. Roger Wates'a ulaşmaları ve şarkıyı almaları oldukça ilginç. İZEV Danışmanı Hakan Kural ve Pelikan Müzik Roger Waters'e ulaşmak istemişler. Bir mail, sonra da down sendromlu gençlerin zeybek oynadığı bir video gönderilmiş. Roger Waters, 1,5 ay sonra onlara geri dönmüş ve "Bana sözleri gönderin" diyerek şarkının Türkçe versiyonu için söz istemiş.  Hakan Kural, hemen söz yazarak kendisine göndermiş. Böylece "Yaşam Hakkı - Duvar" ortaya çıkmış.


Ünlü müzisyen, büyük bir jest göstererek Another Brick in the Wall'ın Türkçe versiyonunun hakkını iki yıl ücretsiz olarak İZEV'in kullanması için vermiş. Parçayı; Selda Bağcan, Funda Arar, Kubat ve Koray Avcı ünlü sanatçılar seslendirmiş. "Yaşam Hakkı - Duvar" için bir de klip çekilmiş. Klipte; Selda Bağcan, Funda Arar, Kubat , Koray Avcı'nın yanı sıra öğretmen olarak Dr. Yavuz Dizdar ve İstanbul Zihinsel Engelliler İçin Eğitim ve Dayanışma Vakfı'nın çocukları yer alıyor. Klip, orijinal şarkının klibi gibi engellilerin toplumda yer bulma konusunda yaşadıkları sorunlara uyarlanarak çekilmiş.

Pink Floyd, The Wall albümünü 1979 yılında çıkarmıştır. The Wall, müziğinin yanı sıra sözleri ve anlattığı felsefesi ile de çok dikkat çekmiştir. Albümün konusu, kişinin hayat şartları ve korkularının sonucu kendisine, çevresine ve dünyaya yabancılaşmasını anlatır. Kişi giderek yalnızlaşır, yabancılaşır, korkuları ile kendi çevresine bir duvar örer. Bu duvarın en büyük nedeni ise kişiler arasındaki iletişimsizliktir.

Another Brick in the Wall, sisteme bir eleştiri olarak yazılmıştır. Anlıyoruz ki, bu şarkı tesadüf olarak seçilmemiş... Şarkının Türkçe versiyonu  engelli kişilerin toplumdaki yerini anlatıyor. Engelli olmayan kişiler ile engellilerin arasında bir duvar olduğunu bilmeyen var mıdır? İşte bu duvarların yıkılması gerekiyor. İZEV'in yaptığı bu proje duvarların yıkılması ve farkındalık sağlamak için çok etkili... Bu nedenle İZEV ve şarkısını proje için veren Roger Waters alkışı hak ediyor.

Şarkının Türkçe versiyonunun sözleri şöyle:
Yaşam Hakkı - Duvar
Yıkılmak zorunda olan zihinlerdeki duvar
Yaşam hakkı istiyoruz bize "dur" diyenlerden
Hey dinle biz duramayız
Sadece farklıyız ama hayattayız
Duvarları yıkın çünkü biz de varız

ALİYE YÜCEL



15 Nisan 2018 Pazar

İŞTE AŞK ŞARKIM



Aşk Şarkım (My Own Love Song) filmini, başrolündeki karakterin engelli bir kadın olduğunu öğrendiğim için seyrettim. Bir engelli hikayesi olmasa seyreder miydim bilemiyorum. 2010 yılı yapımı filmin başrollerinde Renee Zellweger, Forest Whitaker, Madeline Zima ve Nick Nolte oynuyor.  Filmin yönetmeni, yapımcısı ve senaristi Olivier Dahan. Filmin müzikleri Bob Dylan'a ait. Blues müzik sevenler sadece bunun için bile seyredebilir. Aşk Şarkım, komedi ve dramı harmanlamış bir yol filmi...

Filmin konusuna gelice; Jane Wyatt (Renee Zellweger) trafik kazası sonrası yürüyemez hale gelmiştir. Hayatını tekerlekli sandalyede sürdürmektedir. Joey Navinsky (Forest Whitaker) ise ailesini kaybetmiş ve mistik olaylara inanan bir adamdır. Her ikisi de bunalımdadır. Joey, sevdiği bir yazarın konferansına gitmek için Memphis'ten New Orleans'a doğru yola çıkmaktadır. Jane'yi de beraberinde götürmek için ikna eder. Birlikte yola çıkarlar. Böylece Jane oğlunun törenine de katılabilecektir. Yol boyunca farklı kişilerle yolları kesişir...

Seyrederken anlıyoruz ki, Jane ve Joey birbirinden çok farklı karakterler. İkisi de psikolojik sorunları nedeniyle hastanede karşılaşıyorlar ve aralarında güçlü bir bağ oluşuyor. Jane, başarılı bir şarkıcı iken kazadan sonra şarkı söylemeye de küser. Sadece bacaklarını kullanamadığı halde şarkı söylememeye başlar. Joey, ona şarkıcı olduğunu hatırlatır ve hep yardımcı olur. Jane ise fikirlerine katılmadığı halde Joey'un yanında olmaya devam eder. Filmde; dostluk, arkadaşlık, sevgi ve dayanışma adına bir çok mesaj var.


Geçirdiği kaza Jane'den çok şey götürür. En önemlisi de  oğlunu bakamayıp evlatlık olarak vermek zorunda kalır. Aşk Şarkım, engelli bir kadın ve özellikle engelli bir anne olmanın zorluğunu bize çarpıcı bir şekilde anlatıyor. Ancak, Jane engelli olduğu halde birilerinden yardım almayı sevmeyen, kimseye eyvallah demeyen çok güçlü bir kadın. Engelli anne, en güzel aşk şarkısını da oğlu için söylüyor. Bence bu filmin vermek istediği en önemli mesajlardan biri... Renee Zellweger, Jane rolünde oldukça başarılı. Gerçekten de hayatını tekerlekli sandalyede sürdürüyor gibi...

Film de engelli ve engellilik adına çok etkileyici sahneler var. Ama beni en çok açılış sahnesi etkiledi. Yeni tanıştığı ve ona ilgi gösteren adamın onun engelli olduğunu anladığı an hemen oradan kaçmaya çalışması bir çok engellinin yaşadığı bir durumdur. Bu sahne, bir engellinin yaşadığı en önemli dışlanmayı çok çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor. Gerçek yüzünüze çarpıyor. Buruk bir his bırakıyor. Sahne ve yaşanan duygular bana da çok tanıdık geldi. Belki de onun için merakla seyrettim.

Yönetmen şaşırtmak istemiş mi istemiş, yoksa masalsı bir hava katmak mı bilemiyorum. Filme çizimler de eklenmiş. Gerçek ile hayal karışıyor. Aşk Şarkım, farklı duyguları tattırıyor. Bazen güldürüyor, bazen üzüyor, bazen düşündürüyor. İnançla ilgili olumsuz cümleler ve inanca dair bir sorgulama da var. Ama oralara takılmadım açıkçası... Bazılarına sıkıcı ve yavaş gelebilir. Bazıları da severek izler. Biraz da o an ki duygu durumunuza bağlı... Empati yaparsanız filme kendinizi kaptırabilirsiniz. Belki bir yerden sizi yakalar, iyi de gelebilir.

ALİYE YÜCEL

8 Nisan 2018 Pazar

ANNE VE KIZININ GÜCÜ



Amerika'nın Kuzey Carolina eyaletinde yaşayan Natalie ve Mark Weaver çiftinin üç çocukları var. İlk çocukları Sophia; yüzünde, ellerinde ve ayaklarında deformasyon olduğu halde dünyaya gelmiş. Sophia, daha bir yaşında iken nörolojik bir hastalık olan "Rett Sendromu" teşhisi konulmuş... Şimdi dokuz yaşında olan küçük kız doğduğundan bu yana tam 22 kez ameliyat geçirmiş... Yürüyemiyor, konuşamıyor, bir tüp yardımıyla besleniyor. Ailesiyle, çıkardığı sesler ve göz teması yardımıyla iletişim kuruyor.

Rett Sendromu; X kromozomunun üzerinde bulunan MECP2 geninin kusurlu olmasından dolayı meydana geliyor. Sendromu, ilk kez Dr. Andreas Rett tanımlamış. Özellikle kız çocuklarında görülüyor. Çünkü, bu hastalığı yakalanan erkek ceninler doğmadan ölüyor. Rett sendromlu çocuklar;  bir, bir buçuk yaşına kadar normal ve normale yakın gelişim gösteriyorlar. Sonra duraklama ve gerileme sürecine giriyorlar. El becerileri ve konuşma yetenekleri kayboluyor. Rett Sendromu olan çocuklarda; denge bozukluğu, yürümede zorlanma, solunum güçlüğü, bel kemiği eğriliği gibi pek çok etkiler görülüyor.

Ailesi, Sophia'nın yüzündeki deformasyon nedeniyle söylenenler yüzünden çok incindiği için onu tam 7 yıl boyunca gizlemişler. Sonra anne Natalie, hayatın bu şekilde süremeyeceğini anladığı için kızını ortaya çıkarmış. Bunun üzerine sosyal medyada pek çok kişi Sophia'ya hakarete varan sözler sarf etmeye başlamışlar. Hiç doğmaması gerektiğini, ölmesi gerektiğini yazıyorlarmış... Natalie ise, kızı ve onun gibi olan çocuklara gösterilen; nefret, zorbalık, alay, küçümseme gibi tavırlara karşı çıkmaya ve savaşmaya karar vermiş.


Sosyal medyadaki paylaşımlarla mücadele etmeye çalışan Natalie, bir gün kürtajla ilgili bir paylaşım görmüş. Bu bardağı taşıran son damla olmuş... Kürtajı öven bir paylaşımda Sophia'nın fotoğrafı kullanılmış... Natalie, bunun üzerine twitter hesabını şikayet etmiş ancak mesaj silinmemiş. Buna çok sinirlenen Natalie Weaver, Rett sendromlu kızı Sophia için yapılan hakarete dayanamayıp bir savaş açmış. Medyanın da gücünü kullanarak bir hareket başlatmış.

Natalie, gücü sayesinde bu savaşı kazanmış. Bu paylaşımı yapan tweet silinmiş, yazan kişinin hesabı askıya alınmış... Twitter yetkilileri Natalie Weaver'den özür bile dilemişler. Bunun üzerine Twitter; artık engelli kişilere karşı kırıcı, tehditkar ve nefret içerikli söylemlerin de yasaklar arasına girdiğini açıklamış. Ayrıca; dil, din, ırk, cinsiyet ve yönelim gibi doğrudan hedef alınması yasak olan kategorilere "engel" seçeneği de eklenmiş... Natalie'nin kızını korumak için verdiği bu zafer bütün engellilerin yararına olmuş...

Engelli haklarının savunucusu Natalie, kızı ve diğer engellilerin hakları için savaşmaya devam edecek... Sophia, bakıma muhtaç ve zor bir hayat yaşasa da oldukça mutlu bir çocuk... Annesi, babası ve iki küçük kardeşi onu çok seviyor. Annesi onun mükemmel olduğunun düşünüyor. Natalie kızı için: "Tanıdığım en güçlü insan..." diyor. Mutlaka öyle olmalı, çünkü hayatta baş etmesi gereken çok şey var. Sosyal hayata katıldığında olumsuz bakışları işte bu gücü ve özgüveni sayesinde aşacak...

ALİYE YÜCEL

1 Nisan 2018 Pazar

BENİM GİBİ EMOJİ



Emojiler artık olmazsa olmazımız. Ne hissettiğimizi, ne yaptığımızı artık onlarla ifade ediyoruz. Onlarsız iletişim olmuyor. Bazen sözün yetmediği yerde, bazen de yazmak istemediğimizde onları kullanıyoruz. WhatsApp, facebook, twitter, instagram, ne kullanırsak kullanalım mutlaka onlara başvuruyoruz. 2000'e yakın emoji var. Emojiyi ilk olarak Japon Shigetaka Kurita bulmuş. İlk olarak 1998 yılında kullanılmış. Emojinin anlamına gelince; "Moji" karakter demek, "E" de görsel anlamını taşıyor.

Pek çok şey için emoji var ama engellileri anlatan yok. Bunca emoji arasında bir tek emoji var. O da tekerlekli sandalye sembolü. Bu sembol bütün engellileri ve engel gruplarını kapsamıyor. Bunu fark eden Apple, engellileri temsil eden 13 adet emojiyi yayına almak istemiş ve bunun için Unicode Consortium'a  (Evrensel Kod Konsorsiyumu) başvurmuş... Unicode Consortium, evrensel kod standardının geliştirilmesi, genişletilmesi, kullanımını yaygınlaştırılmasını ve yazının modern yazılım ortamında sunulmasını amaçlayan bir kuruluş... Kuruluşta Apple'dan başka Google, Microsoft, Adobe, Facebook, Twitter gibi isimlerde yer alıyor.

Apple tarafından istenilen emoji setinde görme, işitme ve bedensel engellileri temsil eden emojiler bulunuyor. 13 farklı emoji arasında; rehber köpek, işitme cihazı, akülü tekerlekli sandalyede bulunan biri, manüel tekerlekli sandalyede bulunan biri, beyaz bastonla yürüyen görme engelli, protez kol ve protez bacak gibi farklı emoji var. Üstelik bunlar erkek kadın seçenekleri ve renk tonlarıyla birlikte 45 farklı seçeneğe ulaşıyor.

Apple bu isteğinin nedeni için: "Engelli bireyleri daha iyi temsil etmek için emoji eklemesini yapmak istiyoruz. Şu anda bulunan emojiler bir çok seçenek sunuyor, ancak bu seçenekler engelli kişilerin deneyimlerini temsil etmeyebilir..." diyor. Ayrıca "Bu tüm olası engellerin tam bir listesi değil. Fakat önerimiz kabul edildiği takdirde benzeri bir çok emojiyi sağlayacağız..." diye açıklamada bulunuyor.

Teknoloji herkes için erişilebilir olmalı ve her türlü bireysel ihtiyaca hizmet etmeli düşüncesinden yola çıkan Apple, bu emojileri önermeden önce Amerikan Görme Engelliler Konseyi, Serebral Palsy Vakfı ve Ulusal İşitme Engelliler Derneği gibi oluşumlardan yardım almış. Apple, engelliler için emoji arayan ilk kuruluş değil. Scope, 2016 yılında engelliler için 18 farklı karakter bulmuş, ancak bunlar Unicode Consortium klavyesinin parçası olmadığı için kullanılamamış...

Emojiler için değerlendirme yapacak olan komitenin önümüzdeki ay toplanacağı belirtilmiş. Engelliler için önerilen emojiler onaylanırsa da hemen kullanamayacağız. Çünkü,  2018 yılı için kullanılacak emoji listesi tamamlanmış, engellileri anlatan emojileri ancak 2019 yılından sonra yazılım platformlarında görebileceğiz. Farklı engel çeşitlerinin emojilere yansıması dikkati çekecek, farkındalığı da arttıracaktır. Engellilerin de kendileri gibi emojileri görmeleri ilginç olacak. Madem her şeyi kapsıyor, herkes için var. Bizim için de olmalı... Benim gibi de olmalı...


ALİYE YÜCEL

25 Mart 2018 Pazar

SESLİ ADIMLAR'IN SESİ DUYULSUN


Tahmin ediyoruz ki görme ve işitme engellilere mekanların çoğu karmaşık gelir. İşte Türk Telekom'un görme ve işitme engelliler için geliştirdiği Sesli Adımlar uygulaması bu sorunu çözüyor. Uygulama ile; mekan haritaları, radyo sinyalleri ve çeşitli navigasyon özelliklerinin hepsi bir arada kullanılabiliyor. Kapalı alanlarda keşif ve yönlendirme hizmeti veriyor. Böylece bu mekan karmaşıklığı ortadan kalkıyor. Kısaca; Sesli Adımlar görme ve işitme engellilere özel iç mekan navigasyonu diyebiliriz.

Sesli Adımlar, dünyada ilk kez Türkiye'de ve Türk Telekom Boni A.Ş. işbirliği ile geliştirilmiştir. Uygulama operatörden bağımsız olarak bütün kullanıcılara hizmet ediyor. Kapalı Alanlarda Navigasyon, Sesli Kontrol, Hızlı Erişim Seçenekleri ve Erişebilirlik bölümleri bulunuyor. Şimdilik 8 ülke ve 20 şehirde kullanılabiliyor. 30 binden fazla kişi tarafından indirildi. 200 binin üzerinde de kullanıldı. Uygulama ile 2 milyon metre kare alan ile görme ve işitme engellilere erişim sağlandı.

Sesli Adımlar'ın nasıl çalıştığını merak edenler için; uygulama" Şu an neredeyim, etrafımda ne var?" ve "Şuraya nasıl gidebilirim?" gibi iki temel soruya cevap vererek çalışıyor. Uygulama; alışveriş merkezleri, havaalanları, hastaneler, üniversiteler, okullar, belediyeler, resmi devler daireleri, konferans salonları, müzeler ve camiler gibi her türlü kapalı mekanda kullanılabiliyor. Uygulama sayesinde her türlü kapalı alan ulaşılabilir ve güvenli hale geliyor.


Sesli Adımlar, 2014 yılında görme engellilere akıllı telefonlar üzerinden sesli yönlendirme yapmak amacıyla başlatıldı. Daha sonra 2017 yılında da basit ikonlarla işitme engellilere hizmet vermeye başladı. Böylece görme ve işitme engelli kişilerin karmaşık yapılarda yardım almadan hareket etmeleri daha kolay bir hale geldi. Görme ve işitme engellilerde uygulama sayesinde sosyal hayatın içinde daha çok yer almaya başladılar.

Sesli Adımlar, Türkçe ve İngilizce olarak iki dilde ücretsiz hizmet veriyordu. Şimdi, bunlara yenileri eklendi. Türk Telekom bu konu ile ilgili olarak; Sesli Adımlar'ın kapsayıcılığını arttırma hedefiyle gerçekleştirilen çok dilli altyapı çalışmaları esnasında uygulamanın İngilizce, Almanca ve Arapça konuşan ülkelerde yaygınlığının daha çok olduğu gözlendiğini belirtiyor. Bu veriden yola çıkarak Sesli Adımlar'ın kullanılabildiği dillere Arapça ve Almanca'yı da ekliyorlar. Uygulamayı kullananlar dil seçimlerini otomatik olarak yapabiliyorlar.

Görme ve işitme engelli birilerini bazı kapalı mekanlarda özgürce yürürken görürseniz bu Sesli Adımlar sayesinde olabilir. Umarız bu uygulamanın kapsamı daha da genişler. Uygulamayı kullanmayan mekan ve işletme sahipleri Sesli Adımlar için başvururlar. Oralarda da Sesli Adımlar uygulaması yapılır. Yeni uygulama alanları ile kapsamı genişletilir. Böylece engelli dostu mekanlar artar. Görme ve işitme engelliler de özgürce her yerde dolaşabilirler.

ALİYE YÜCEL 

18 Mart 2018 Pazar

BİR ÖLÜMÜN ARDINDAN



Ünlü İngiliz evrenbilimci ve fizik profesörü Stephen Hawking 76 yaşında hayatını kaybetti. 1942 yılında doğan Hawking, 21 yaşında ALS (motor nöron) hastalığına yakalanmıştı. Ünlü fizikçi, ALS sebebiyle elli yıldan fazla vücudunu yönetemeden, hareket edemeden ve konuşamadan hayatını sürdürdü. İletişimini ve  konuşmasını makineye bağlı olarak gerçekleştirdi. Hawking, bir yazılım sayesinde konuşuyor, yazıyor ve kendisini ifade ediyordu.

ALS açık adıyla Amyotrofik Lateral Skleroz, merkezi sinir sisteminde, omurilik ve beyin sapı bölgesinde motor sinir hücrelerinin (nöronlar) kaybı ile ortaya çıkıyor. ALS, sinir sistemini felç ediyor. Bu nedenle kaslarda güçsüzlük başlıyor. Kasların zayıflığı önce ellerde başlıyor. Sonra sıra bacaklara, ağza ve dile kadar geliyor. En sonunda da tüm vücut etkileniyor. Ancak, ALS sinir sistemini felç etse de beynin zihinsel faaliyetlerine zarar vermiyor.

Hawking bir röportajında "8 Ocak 1942'de Galileo'nun 300. ölüm yıldönümünde doğdum. Fakat, tahminimce iki bin diğer bebek de benimle aynı gün doğdu. Onların astronomiye merak sarıp sarmadığını bilemiyorum. Ayaklarınıza değil, gökyüzüne bakın... Gördüğünüz şeylerin mantığı anlamaya çalışın. Evren'in neden ver olduğunu düşünün. Meraklı olun..." diyordu. Ne ilginçtir ki kadere bakın. Ölümü de ünlü fizikçi Albert Einstein'ın doğum günü olan 14 Mart gününe denk geldi. Stephen Hawking, Einstein'den sonra en büyük dahi olarak kabul ediliyordu.


Ünlü fizikçi yaptığı çok önemli bilimsel çalışmalar dışında söyledikleriyle de hep dikkat çekiyordu. Ben onun engellilik kavramıyla ilgili söylediklerini çok önemsiyorum. O , "Engelli bir bireyseniz, büyük ihtimalle bu sizin suçunuz değildir. Fakat insanlardan acıma beklemenin ya da dünyayı suçlamanın bir yararı da yoktur. Olumlu bir tavır takınmalı ve içinde bulunduğunuz durumu en iyiye döndürmeyi bilmelisin. Fiziksel bir engeliniz varsa, bunu psikolojik bir engele dönüştürmeyin. Bana göre, fiziksel engelli biri, kendisine fazla engel teşvik etmeyecek fiziksel aktivitelere yönelmeli..." demiştir.

Kendisiyle ilgili "Benim engellerim, çalışma alanım olan teorik fizikte bana büyük bir sorun teşkil etmiyor. Aslına bakarsanız bana faydaları da dokundu. Derslerden ve yönetimsel işlerden muafım. Engellilik hayatım boyunca karımdan, çocuklarımdan, iş arkadaşlarımdan, öğrencilerimden aldığım yardımı es geçemem. İnsanların size yardım etmeye hazır olduklarını anladım. Yeter ki, yardımlarının işe yarayacağına dair bir şeyler gösterin onlara. Elinizden gelenin en iyisi yapın..." diyerek, engellileri bir şeyler yapmaya teşvik etmiştir.

Engelli, hatta "ağır engelli" biri olarak neler yapabildiği ortada... Allah'ın hikmeti bu... Allah kudretini onda bize gösterdi. Onda düşünebilmenin, akıl sağlığının ve zekanın önemini gördük. O tekerlekli sandalyesinde aciz gibi görünse de aslında ne kadar güçlüydü. Hareket edemeyen hatta kıpırdayamayan bir adam ancak yaptıklarına, yapabildiklerine bir bakın. İnsanlık için gerekli olan bilime büyük hizmet etti. Dünyanın en büyük bilim insanlarından biriydi. Bu ne kadar değerli ve önemli... Bizi bu ilgilendirmeli... Engelli ya da engelsiz herkesin ondan ve onun hayatından çıkaracağı çok ders var.

ALİYE YÜCEL