> Engeloji

Translate

28 Haziran 2020 Pazar

2020 ENGELSİZ ÜNİVERSİTE ÖDÜLLERİ


"Engelsiz Üniversite Ödülleri", 2018 yılından bu yana geleneksel olarak veriliyor. Bu ödüllerin çok faydalı olduğunu düşünüyor ve ilgi ile takip ediyorum. Engelsiz üniversiteler için; üniversite kampüslerinde ve fakültelerde engelli öğrencilerin tek başlarına, yardım almadan hareket etmeleri için engelli çalışma gurubu ile birlikte olması gereken standartlar tespit ediliyor. Üniversiteler, "Engelsiz Üniversite Bayrakları" ve "Engelsiz Program Nişanları" alabilmek için Yükseköğretim Kurumu'na başvuruyorlar. 

Bu yıl 2020 Engelsiz Üniversite Ödülleri, koronavirüs tedbirleri kapsamında video konferans yöntemiyle düzenlendi. YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, törende yaptığı konuşmada, geçen yıl 80 üniversiteden 668 başvurunun yapıldığı Engelsiz Üniversite Ödülleri'ne bu yıl 116 yükseköğretim kurumundan 841 başvuru aldıklarını açıkladı. 

Engelsiz Erişim" ve "Engelsiz Eğitim" temalarıyla düzenlenen törende yükseköğretim kurumlarına "Mekanda Erişebilirlik", "Eğitimde Erişilebilirlik", ve "Sosyokültürel Faaliyetlerde Erişilebilirlik" olmak üzere 3 kategoride "Engelsiz Üniversite Bayrak Ödülleri" ile farklı engelli gruplarına erişilebilir kılan üniversitelerin ilgili programlarına "Engelsiz Program Nişanı" verildi.



"Engelsiz Üniversite Bayrak Ödülleri" kapsamında"Mekanda Erişileilirlik" sağlayanlar üniversitelere "Turuncu Bayrak" verildi. "Mekanda Erişim Bayrak Ödülü" için 431 başvuru oldu. 41 üniversite 118 "Turuncu Bayrak Ödülü" almaya hak kazandı. "Eğitimde Erişilebilirlik" sağlayan üniversitelere "Yeşil Bayrak" verildi. "Eğitimde Erişilebilirlik Bayrak Ödülü" için 141 başvuru oldu. 8 üniversiteye 9 "Yeşil Bayrak Ödülü" verildi. 

"Sosyokültürel Faaliyetlerde Erişilebilirlik" sağlayan üniversitelere "Mavi Bayrak" verildi. "Sosyokültürel Faaliyetlerde Erişilebilirlik Bayrak Ödülü" için 141 başvuru oldu. 12 üniversiteye 17 "Mavi Bayrak Ödülü" verildi. Programlarını farklı engelli gruplarına erişilebilir kılan üniversitelerin ilgili programlarına verilen "Engelsiz Program Nişanı" için yapılan 114 başvuru arasında  toplamda 4 üniversiteden 66 programa da "Engelsiz Program Nişanı" verildi.

Ödül alan üniversitelerin tamamını buraya yazmak mümkün değil. Sadece en çok ödül alan üniversitelerin isimlerini yazacağım. Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi ile Afyon Kocatepe Üniversitesi 13 bayrak alarak ilk sırada yer aldılar. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi 8 bayrak ile ikinci, Ondokuz Mayıs Üniversitesi de 6 bayrak ödülü ile üçüncü oldu. Üniversitelerin bayrak sayılarının artması dileğiyle... 

ALİYE YÜCEL

21 Haziran 2020 Pazar

OTİZMLİ BUĞRA'NIN AZMİ

Buğra Çankır'dan bahsedeceğim bu yazımda... Otizmli bir gencin büyük başarısından... Genç yetenek, üniversite eğitimi ile yetinmeyip yüksek lisans yaptı. Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzik Anasanat Dalı Yüksek Lisans tezini başarıyla tamamladı ve mezun oldu.  Buğra otizmli ve iletişim kurma konusunda ağır engeli var. Ancak o dünyadaki 645 üstün yetenekli otizmlilerden biri... 
Buğra Çankır, henüz 2 yaşında iken otizmli olduğu anlaşılmış... Ama o farklı olduğunu göstermiş ve 3,5 yaşında okumaya başlamış. 10 yaşında geldiğinde de müziğe olan yeteneği keşfedilmiş. İletişimde güçlükler yaşasa da "mükemmel kulak" ya da "tam kulak" olarak nitelenen ve doğadaki tüm sesleri nota olarak tanımlayabilen özel  bir yeteneği var. 2004 yılında California Üniversitesi tarafından yapılan "mutlak kulak" testinde o güne dek yapılan sınavlardan en yüksek puanı (tam puan) alan Çankır, 2007 yılında ise Wisconsin Medical Society tarafından "Müzikal deha" olarak literatürde yerini aldı. 

Buğra Çankır, 2011 yılında İngiliz Kraliyet Akademisi lisans öncesi programını  tamamladı. Piyano dalında "Associated Board of the Royal School of Music, Piano Grade 8" sertifikasını aldı ve kaynaştırmalı öğrenci olarak Hatay Bedii Sabuncu Güzel Sanatlar Lisesi'ni bitirdi. 2016 yılında İskenderun Teknik Üniversitesi Mustafa Yazıcı Devlet Konservatuarı'nı bitirdi. 2018 yılında ise AKÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzik Anasanat Dalında yüksek lisansa başladı. Bu yılda yüksek lisansını bitirdi. 

Buğra Çankır ile ilgili yapılan haberleri okuyunca ailesinin çok büyük desteği olduğunu gördüm. Onunla gurur duyuyorlar. O bu yönden çok şanslı... Babası Kemal Çankır, yapılan bir röportajda oğlunun müziğe olan ilgisi ve yeteneklerini keşfettikleri günden sonra ailece otizmin olumsuz yönünü geride bırakıp Buğra'nın müziğe olan ilgisine odaklandıklarını belirtiyor. Böylece bu bakış açısının ne kadar değerli olduğunu bize anlatmış oluyor. Oğluna olan güvenini belirtip onun daha bir çok başarılara imza atacağını her fırsatta dile getiriyor. 

Buğra, ilköğretimi öğretmen olan annesinin yanında yapıyor. Annesi, engelli çocuğu olan ailelere hitaben "Hangi engelle karşılaşırlarsa karşılaşsınlar eğitim camiasında olur, oturdukları muhitte komşularından olur pes etmesinler. Buğra'nın bir misyonu oldu. Engelli çocuk aileleri, çocuklarının peşini asla bırakmamalı. Bütün anne babalar çocuklarıyla bir şekilde ilgileniyorlar ama bir noktada çevreden bir şey gördüğünüzde demoralize olabiliyorsunuz, orada canınız yanıyor. O zaman aileler bırakabilir ama o noktada asla çocuklarını bırakmamalılar" diyor.

Otizmli bazı kişiler çok özel yeteneklere sahip oluyorlar. Bu bir ya da daha fazla alanda olabiliyor. Üstünlük gösterdikleri yerler; hafıza, sanatsal veya müzikal alanlarıdır. Buğra Çankır da bunlardan biri... Buğra'nın yeteneği de müzikal alanda... O, onun durumundaki çocuklara imkan ve fırsat verildiğinde nerelere gelinebileceğini bize gösteriyor. Bu nedenle ailelere ve öğretmenlere büyük iş düşüyor. Bu çocukları fark etmek ve onları yeteneklerine göre yönlendirmek...

ALİYE YÜCEL

14 Haziran 2020 Pazar

AYRI SORU


Haberi görünce şaşırdım dersem yalan olur. Maalesef bu tür olaylara rastlanıyor. Haberde, görme engelli bir üniversite öğrencisine görsel bir soru sorulduğu ve bu yüzden başarısız olduğu yazıyordu. Görme engelli olan Ayşenur Asar, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Fen Edebiyat  Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitim görüyor. Vize ve final sınavlarında ona görsel soru sorulduğu için başarısız oluyor.

Ayşenur Asar, UZEM (Uzaktan Eğitim) sınavlarında işitsel soru sorulması yerine görsel soru soruluyor. Bunun üzerine de bazı derslerden düşük not alıyor. Halk Edebiyatı dersinden de bütünlemeye kalıyor.Yaşadığı bu durumu öğretmenleriyle de paylaşınca onlardan da olumsuz cevap alıyor. Üstelik hocası "Ona ayrı soru mu hazırlayacağız?" diyor. Genç kız bu mağduriyetini sosyal medyaya taşıyor ve "Lütfen buna sessiz kalmayalım" diyor. Buna sessiz kalmak mümkün mü? İşte engellenmek bu, engelli olmak bu...

Twitter'da bu paylaşımı görenler buna tepkisiz kalmıyor. Mağduriyetini paylaşınca büyük destek görüyor. Bu durumdan Yüksek Öğretim Kurumu haberdar oluyor ve duruma el atıyor. YÖK üniversite yönetimiyle görüşerek durumu düzeltmelerini istiyor. Bunun üzerine sınavın yenilenmesine karar veriliyor. Bülent Ecevit Üniversitesi yönetimi bunu düzelteceklerini Ayşenur Asar'a bildiriyor. Genç kız da bu durumu da paylaşıyor. Konu ile ilgili olarak gazetecilerle de görüşmek istemiyor.

Fen Edebiyat  Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şadi Şen konunun bu boyuta geldiğine kendisinin ve hocaların da çok üzgün olduğunu söylüyor. Başarılı bir öğrenci olduğu için bütünlemeye kaldığından dolayı telaşla böyle bir paylaşım yaptığını belirtiyor. Genç kız yeni bir paylaşımla bunu da açıklıyor. Üniversite yönetiminin onu arayarak sorunu çözeceklerini belirtiyor. Destek olan herkese çok teşekkür ediyor.

Ayşenur Asar, bu paylaşımı yapmasa bu durumdan haberdar olamayacaktık. Belki onun bu mağduriyeti giderilemeyecekti. Bir öğrenci var. Bir kurumda eğitim alıyor ama onun ihtiyacına uygun bir eğitim verilemiyor. Ayrı soru sormak bu kadar zor mu? Bu da ayrı bir soru... Anlamak zor...

ALİYE YÜCEL 

7 Haziran 2020 Pazar

INSTAGRAM'DAN BİRKAÇ PAYLAŞIM



İnstagram'dan birkaç paylaşım...

@hix.52 (Hasan İnce)

Tarih: 30 Mayıs 2019 
ilk defa bir kitap önerisinde bulunacağım. Kitap hakkında düşüncelerimi yoruma bırakıyorum.

İnstagram hesabımda ilk defa bir kitap önerisinde bulunacağım; Engeloji... Engeloji, diplamasını almak için öğretmenlik stajını tamamlamak zorunda bırakılan fakat o dönem engellilere öğretmenlik hakkı verilmediği için bu güzel hayalini gerçekleştiremeyen meslektaşımız Aliye Yücel hocamın kitabı.
Engeloji ile çıkarığım Özel Eğitim dergime içerik oluştururken tanışmıştım. İlk olarak adı dikkatimi çekmişti. Engeloji ifadesine çok yabancıydım. Bu başlığın altında ise bir o kadar daha ilginç bulduğum ikinci bir başlık yer alıyordu; Kör Topal Giden Bilim...
Kitap hakkında ufak bir araştırma yaptım. Aliye Hocamın Engeloji'yi ''engeli ve engelliyi doğru anlama bilimi'' olarak tanımladığını gördüm. Bu doğrultuda yazığı kitapla da insanları bedensel eksikliklerine odaklanmak yerine, yeni bir bakış açısı getirmeyi hedefliyordu.
Yeterince ilginç bulduğum bu kitabın kapak tasarımını da çok beğenince alıp okumam kaçınılmaz oldu.
Engeloji- Kör Topal Giden Bilim; engelli farkındalığına dair bir kitap...
Her türlü engel, olumlu ve olumsuz yönleriyle ve birbirinden ilginç başlıklarla anlatılmış.
Okudukça toplum olarak birçok şeyi hiç bilmediğimizi ya da yanlış bildiğimizi gördüm. Daha sonra araştırmak üzere kendimce notlar aldım. Aldığım notların ilintili olduğu birkaç konu başlığını paylaşmak istiyorum:
Atasözü ve deyimlerde engelliler, Ders kitaplarında engelliler, Kas erimesi Hastası Luka'nın çok şey anlatan fotoğrafları, Çizgi film karakterlerinde engelli farkındalığı, Görme engelli Akunpunkturistler...
Bunun dışında toplumun her kesiminden örnekler vererek engellilerin hayatımızdaki yerinin algısını gözler önüne seriyor. Kitabın sayfaları arasında ilerledikçe aslında doğru bildiğimiz, normal karşıladığımız, belki de takdir ettiğimiz davranışların bilmeden engellileri incittiğine şahit oluyoruz.

Engellileri anlamak için engelli olmamıza gerek olmadığını, ''Engellileri Anlama Kılavuzu'' niteliğindeki bu kitabı okuyarak da çok öğrenebileceğimizi gördüm. Kitabı okuduktan sonra kendimi bir gözden geçirdim. Özel Eğitim öğretmeni olmam hasebiyle birçok öğrenci ve engelli arkadaşla bir araya geliyoruz. Bu birlikteliklerde onları üzecek söz ve davranışlarsa bulunup bulunmadığımı düşündüm. Düşününce hatırlanmıyor ama bundan sonra daha dikkatli olacağım. Kullandığım her cümleyi biraz daha tartarak kullanacağım. Engellilere saygı duymak, anlamak, yardımcı olmak gibi kavramların üzerinde daha sıkı düşünmeye başlayacağım. Hayatımızdaki engellerin ortadan kalkması için Aliye Yücel hocam bu eseri ortaya koymuş. Bir röportajında bir eser ortaya koymanın zorluğu hakkında bir şey söyleyemeyeceğini fakat okutmanın gerçekten zor olduğunu ifade ediyor. Mutlaka okunması gerektiğini düşündüğüm bu kitabın bilinip okunmasına ''karıncanın ateşe taşıdığı su misali'' bir katkıda bulunmak için bu paylaşımı yapıyorum.
Bu tür paylaşımların ve farkındalıklarımızın artması dileğiyle...

diyerek paylaşmış...




                                                        @maktass_ (Merve Uğur)

                                                     Tarih: 13 Şubat 2018 

Kitap Fuarı'ndaki güzel bir hediyeleşmenin sonucu şimdi minik kalplere ulaşmak. Çocuklarımızda farkındalık oluşturmaya vesile olduğunuz için çok teşekkürler Aliye Hanım. Emeğinize, kaleminize sağlık. 😊 

diyerek paylaşmış... 





                                                       Tarih: 4 Ocak 2019 

Merhaba. Yeni yıla girdik. Şimdiden 4 gün geçti bile. Nasılsın? İyi misin?😊
✨
Yeni yılın ilk paylaşımı olan çok özel bir kitapla geldim. Kitabı ilk defa bir yıl önce yazarın beni takip etmesiyle gördüm. O zaman alamamıştım. Yazarla küçük bir sohbetten sonra alacağıma söz vermiştim. Aradan aylar geçti ve ben Aralık ayında aldım. Ayın bitimine doğru okuyup bitirdim. Şimdi ancak paylaşıyorum😁
✨
Aliye Yücel Bursa doğumludur.9 aylıkken çocuk felci geçirmiş. Marmara Üniversitesi İlahiyat fakültesi mezunu olmuş. Aslında öğretmen olarak eğitim alıpta -her engelli de olduğu gibi- engelli olduğu gerekçesiyle görevini yapmasına izin vermeyen adaletsiz bir sistemin kurbanı olmuş. Haliyle kendisi de medya sektörüne yönelmiş. Engellilere yönelik çeşitli dergilerde editörlük yapmış. TRT ve TGRT gibi kanallarda çeşitli görevlerde bulunmuş. 2010 yılından bu yana Beyazay Derneği ve İŞKUR’un ortak projesi engelli istihdamına yönelik Engelli Kariyerinde Değerlendirme Uzmanı olarak çalışmakta. Kişisel bir blog sayfası var. Ve hayatı hep engellilere yönelik projelerle geçmiş.
✨
Engeloji kitabı blogunda yazdığı yazılardan oluşuyor. 7 ayrı bölümden ve küçük alt başlıklardan oluşan kitapta her konu çok güzel işlenerek anlatılmış. Her türden engelli insanların maddi manevi bütün sorunlarını ele alarak bilgilendirmiş. Kitabın amacı belli. Engelsiz insanlara engellileri anlatmak, engellileri bir nebze olsun anlamak, aptal bakış açımızı değiştirmek ve farkındalık yaratmak amacıyla yazılmış bir kitap.
✨
Okudukça bilgilendim. Bazı şeyleri yaşadım gördüm.”Evet bu böyle”dediğim yerler oldu. Okudukça“aaa ben bu şekilde hiç düşünmemiştim”dedim. Hikayelerimde beğendiğim kitaptan alıntılar paylaştım. Yazarla sohbetlerimizde bana “Benim tek amacım var. insanların kitabı okuyarak farkındalık kazanmasını istiyorum”dedi. Gerçekten çok özenle yazılmış. Engellileri en iyi anlayan değerli bir insanın böylesi harika bir kitap yazması beni fazlasıyla mutlu etti. Siz hep yazın olur mu? İyi ki varsınız @aliyeyucel16 🙏
✨
Google’la “Engeloji veya Aliye Yücel ”yazarsan Hürriyetteki röportajı, Milliyetteki Ali Eyüpoğlu’nun yazısını okumalısın. Şiddetle kitabı öneririm. Okumalısın!!


diyerek paylaşmış...

Bu hafta İnstagram'da Engeloji'den bahseden paylaşımlara yer veriyorum. Blogumda kalsın ve kalıcı olsun istedim. Bunlar ilk aramalarda seçtiklerim. Beni tanımayan kişilerin paylaşımları... Daha pek çok paylaşım var. Gördüğümde ne kadar mutlu olduğumu söylememe gerek yok değil mi?

ALİYE YÜCEL

31 Mayıs 2020 Pazar

ENGELLENEMEYEN YÜKSELİŞ



Tam 6 yıl önce onların kuruluş hikayesini yazmıştım. “Engelliler ve engellilik adına yapılan her türlü çabayı çok önemsiyorum” diyerek… Bu hikaye Adana Ampute Engelliler Spor Kulübü’nün hikayesiydi. Adana'da yaşayan Çukurova Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu öğrencisi Murat Kaya, büyük zorluklara rağmen takımı kurmuştu. Murat’ın hiçbir engeli olmadığı halde engelliler için yaptığı böylesine bir çaba beni etkilemişti.

Adana Ampute Engelliler Spor Kulübü Eylül 2013'te kurulmuştu. Kulübün kurucusu ve antrenörü Murat Kaya blogumdan bana ulaşmış ve hikayelerini anlatmıştı. Murat, Ampute Futbol Milli Takımı’yla ilgili okuduğu bir haberden etkilenerek ve bu takım kurmaya karar vermiş, Adana'da Ampute Futbol Takımı kurma girişimlerine başlamıştı. Çevresindekiler bunun çok zor olacağını söylese de bu onu kamçılamıştı.

Takım için önce bir dernek kurmak gerektiği için uzun süre uğraşıp, bir dernek kurmuştu. Üniversitedeki arkadaşları da ona yardım etmiş ve burs paralarını bile takım için harcamışlardı. Adana Ampute Engelliler Spor Kulübü'nün kurulma aşaması çok büyük zorluklar ve maddi sıkıntılara sahne olmuştu. Kulüp kurulduktan sonra belediye malzeme konusunda yardımcı olmuştu. Futbol oynayacakları saha konusunda bile zorluk yaşamışlardı.


Murat Kaya; bu kulübü kurmakla engellileri evden çıkarmış, onları spora yönlendirmiş ve rehabilite etmişti. Bu nedenle Murat'ın yaptıkları takdir edilecek bir çabaydı. Hikayelerini yazdığımda Adana Ampute Engelliler Spor Kulübü'nün pek çok başarılara imza atacaklarına gönülden inanmıştım. Öyle de oldu. Adana Ampute Engelliler Spor Kulübü bu yıl şampiyon oldu. Bunun haberini yine Murat Kaya’nın bana gönderdiği mesajdan öğrendim ve çok sevindim.

Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu, yönetim kurulu toplantısında alınan kararla Koronavirüs (kovid-19) salgını nedeniyle tekerlekli sandalye basketbol, ampute futbol ve oturarak voleybol liglerinin normal sezon sıralamasına göre tescil ettiğini belirtti. Ampute futbolda 1. Lig’deki ilk üç sırada yer alan takımların Süper Lig’e, 2. Lig’de ise her iki grupta lider bulunan ekiplerin 1. Lig’e yükseldiği açıklandı. Böylece Adana Ampute Engelliler Spor Kulübü de şampiyon oldu ve 1. Lig’e çıktı.

Kulübün kurucusu ve antrenörü Murat Kaya şampiyon olmalarıyla ilgili: “Maddi anlamda hiçbir sponsor desteği almadık. Buna rağmen yokluklar içinde, içimizdeki başarı aşkıyla mücadele ederek bileğimizi kimse bükemedi. Sonunda yenilgisiz, kendi imkanlarımızla Ampute Futbol 2. Lig’ini lider olarak tamamladık. Şimdi yeni yolculuğumuzda daha fazla çalışıp başarıya yelken açarak şampiyonluklara uzanacağız…” diyor. Destek verildiğinde daha nice başarılara imza atacaklarına inandığım Adana Ampute Engelliler Spor Kulübü’nü tebrik ediyor, nice şampiyonluklar yaşamaları diliyorum.

ALİYE YÜCEL

24 Mayıs 2020 Pazar

WEWALK



WeWalk’tan (Akıllı Bostan) daha önce bahsetmiştim. WeWalk, ilk olarak 2016 yılında ortaya çıkmıştı. WeWalk, görme engelliler için hazırlanan akıllı baston… Vestel'in, engelsiz teknoloji alanında ürettiği belki de en önemli ürün… Görme engellilerin hayatını kolaylaştırma için hazırlanan WeWalk, sadece Türkiye’de değil dünyada da büyük ilgi gördü.

WeWalk için, Imperial College ve Münih Teknik gibi dünyanın önde gelen üniversiteleriyle teknoloji iş birliği yapıldı. WeWalk, İstanbul ve Londra ofislerindeki büyüyen ekibiyle 2019 yılına kadar 37 ülkede binlerce kullanıcıları olan ürün, 750 bin dolar yani yaklaşık 5 milyon TL’lik yeni bir yatırım aldı. Alınan 750 bin dolarlık yatırım ürünün global pazarda büyümesi ve teknolojisini geliştirmesi için kullanılacağı açıklandı.



WeWalk, bir hayvandan esinlenerek üretildi. Yarasaların etrafa yaydıkları ultrasonik dalgalar ve bu dalgaların etrafındaki objelerden gelen yansımalara göre gidecekleri yönü belirlemelerinden ilham alınarak yapıldı. Bu baston sayesinde görme engelliler, bel ve baş hizasına gelen bir engele rastladıklarında bastondan yayılan titreşim sayesinde uyarılıyor. Görme engelliler birçok işlemi baston üzerinden yapma imkanına sahip oluyor.

Akıllı Baston, Young Guru Academy (YGA) Görme Engelliler Proje Lideri Kürşat Ceylan'ın geliştirdiği bir proje... WeWalk, 2019 yılında dünyada Microsoft’un Yapay Zeka İçin İyilik programına seçilen 11 girişimden biri oldu.  Microsoft ile birlikte yapay zeka desteği sunabilmek için çalışmalarına devam ediyor. Birçok farklı ülkede görme engelli kuruluşları ve distribütörler aracılığıyla satışta olan ürün, aynı zamanda kendi web sitesi üzerinden de sipariş edilebiliyor.

ALİYE YÜCEL

17 Mayıs 2020 Pazar

KIŞLALAR EKSİK KALDI



Her yıl 10-16 Mayıs tarihleri arasında Engelliler Haftası'nda çeşitli kurum ve kuruluşlar engellilere yönelik etkinlikler düzenleniyordu. Engelliler konusuna dikkat çekiliyor ve duyarlılık sağlamak için çalışılıyordu. Bu yıl koronavirüs (kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında uygulanan yasaklar nedeniyle bunların birçoğu yapılamadı. Medyada da bu konu ile ilgili çeşitli haberler yapıldı, sosyal medyada çeşitli paylaşımlar oldu.

Engelliler Haftası’nda yapılan etkinliklerin en anlamlılarından biri de “Engelli Vatandaşlar İçin İsteğe Bağlı Temsili Askerlik Uygulaması'dır. Türk Silahlı Kuvvetleri her yıl bu uygulamayı gerçekleştiriyor. Çeşitli engelleri nedeniyle askerliğini yapamayanlar kişiler bir günlüğüne de olsa askerlik yapıyor, bu heyecanı yaşıyorlar. Bu yıl koronavirüs (kovid-19) salgını nedeniyle Temsili Askerlik uygulaması da yapılamadı.

Bu yıl yapılamayan temsili askerlik uygulaması için Milli Savunma Bakanlığı bir açıklama yaptı. Temsili askerlik bekleyen gençlere bir paylaşım yaparak mesaj gönderdi. Bu açıklamada “Siz olmayınca kışlalarımız eksik kaldı” ifadesi yer alıyor. Açıklamada koronavirüs (kovid-19) salgını geçtikten sonra temsili askerlik hizmeti için kışlalara davet edileceği bildirildi. Paylaşımda ayrıca “Engelleri hep birlikte aşacağız” deniliyor.


Temsili askerlik uygulaması dünyada sadece ülkemizde yapılıyor. Milli Savunma Bakanlığı'nın yaptığı bu çalışma engelliyi çevre ile uyumlu bir hale getirmek açısından oldukça anlamlı bir uygulama… Askere gidemeyen zihinsel, bedensel, görme ve işitme engellilerin böyle bir etkinliğe katılması onlar için moral kaynağı oluyor. Bu aynı zamanda ailelerine de büyük mutluluk ve gurur veriyor.

Askerlik, birçok engelli ve aileleri için ukde olan bir durum… Oğullarının askerliğini görmek isteyen anne ve babalar bir gün için de olsa onları asker kıyafetleri ile görmenin sevincini yaşıyorlar. Bazıları tekerlekli sandalyeyle, bazıları beyaz bastonla, bazıları de kol değnekleri ile gidiyor. Törene katılıyor ve katılım belgesi alıyor. Daha sonra aileleriyle “askerlik hatırası” fotoğrafı çektiriyorlar.

Milli Savunma Bakanlığı’nın yaptığı açıklamadaki sözler oldukça etkileyici… “Siz olmayınca kışlalarımız eksik kaldı” diye açıklanmış… Engellilerin bu yıl orada bulunamamasının eksikliği bu şekilde anlatılmış… Bu uygulama ile temsili askerlik yapmayı düşünen engelliler gidemediği için üzülmüş olsalar da “Siz olmayınca kışlalarımız eksik kaldı” sözü onlara çok iyi gelmiş, yüreklerini ısıtmıştır. Bundan eminim…

ALİYE YÜCEL

10 Mayıs 2020 Pazar

ENGELLİLER HAFTASI BAŞLIYOR



Bugün Dünya Engelliler Haftası başlıyor. 10 Mayıs ile 16 Mayıs tarihleri arası Engelliler Haftası'dır. Birleşmiş Milletlere üye olan ülkelerde, engelliler hatırlanır ve engelli sorunları ele alınır. Bu haftanın amacı; engellilerin topluma kazandırılması, engelli farkındalığının oluşması, insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanmasıdır.

Her gün farklı bir engel grubuna tahsis ediliyor:
10 Mayıs Engelliler Haftası'nın Açılışı,
11 Mayıs Görme Engelliler Günü,
12 Mayıs İşitme ve Konuşma Engelliler Günü,
13 Mayıs Ortopedik Engelliler Günü,
14 Mayıs Zihinsel ve Ruhsal Engelliler Günü,
15 Mayıs Güçsüz, Yaşlılar ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar Günü,
16 Mayıs Engelliler Haftası'na Genel Bakış.

Engelliler Haftası'nda, engelliler konusunda dikkat çekmek ve duyarlılığı sağlamak için kurum ve kuruluşlar tarafından çeşitli etkinlikler düzenleniyordu. Bu yıl koronavirüs (kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında uygulanan yasaklar nedeniyle bunların birçoğu yapılamayacak. Ancak medyada da bu konu ile ilgili çeşitli haberler yapılacak, sosyal medyada çeşitli paylaşımlar olacak.


Dünyanın pek çok yerinde kutlanan bu haftayı ben "Engelli Farkındalığı Haftası" olarak görüyorum. Bu haftada yapılacak en önemli etkinliğin de engelli farkındalığının oluşturulması için çaba harcamak olduğuna inanıyorum. Her alanda bir farkındalık oluşturulmalı... Bu konuda yapılan çalışmalar önemli, bu konuda yapılan çabalar değerli…

Engelliye bakış açısının değişmeli gerekiyor. Engelliye doğru bakış küçük yaşta kazandırılmalıdır. Bu nedenle anne, baba ve öğretmenlere büyük iş düşüyor. Çocuk engelliye acımamayı, küçümsememeyi, alay etmemeyi öğrenmeli... Çocuk büyüdüğünde de engelliye ön yargı ile bakmamalı... Engelliye “sakat, aciz, cüce, topal, çolak, kör, sağır, spastik, kambur” diyerek yaklaşmaması öğretilmelidir.

Engelli kişilerle iletişimde yapılan en büyük yanlış nedir biliyor musunuz? Ön yargı! Engellilik maalesef negatif bir durum olarak görülmüştür. Engellilik negatif bir durum olmaktan çıkıp bir farklılık olarak kabul edilmelidir. Engelliliğin bir farklılık olduğu kabul edilip, ona göre davranılmalıdır. Herkes farklı bir özelliğe sahiptir. Engellilik de böyle bir farklılık olarak görülmelidir. Engelliye acımadan, küçümsemeden yaklaşılmalıdır. Engelli farkındalığının artması ve engellerin kalkması dileğiyle...

ALİYE YÜCEL

3 Mayıs 2020 Pazar

ASLI ENVER DİSLEKSİ Mİ?



Sevilen oyuncu Aslı Enver geçtiğimiz gün sosyal medya hesabından takipçilerinin sorularına cevap verdi. Bu sorular arasında benim de çok merak ettiğim bir soruyu da cevapladı. Daha önce Aslı Enver’in disleksi (okuma ve öğrenme bozukluğu) olduğuna dair haberleri görmüştüm. Oyuncu hastalığı hakkında açıkça konuştu. Böylece bu konu ile ilgili durumunu kendi ağzından duyduk.

Aslı Enver korona günlerinde hayranlarıyla iletişimde olmak için sosyal medya hesabını aktif olarak kullanıyor. Güzel oyuncu, sosyal medya hesabından hayranlarına “Malum hepimiz evdeyiz, hadi sor” diyerek sevenlerinin sorularını samimiyetle cevapladı. Instagram hesabından bir takipçisi Aslı Enver’e “Disleksi hastalığı sizi ne şekilde zorluyor? Senaryoları nasıl okuyorsunuz?” diye sordu.

Güzel oyuncu bu soruyu “Okuma zorluğum var, evet. Çocukken bununla ilgili sorun yaşıyordum ama yıllar içinde bunun bir kusur olmadığını anladım. Okumakta çok zorlanıyorsunuz ama zaman içinde kendinize uygun taktiklerle çözebiliyorsunuz. Ben senaryoların altını çizerek ve hemen ezberleyerek okuyorum. Pratikte bir şekilde kendi yolunuzu buluyorsunuz…” diye cevaplıyor.


Aslı Enver’in hastalığı olan disleksi halk arasında okuma ve öğrenme güçlüğü olarak bilinir. Ancak, disleksi hastalığı öğrenme güçlüğü değil, öğrenme bozukluğudur. Bu nedenle zeka geriliği ile ilgisi yoktur. Disleksi hastalarının zeka sorunları yoktur, zeka düzeyleri düşük değildir. Hatta birçoğunun zeka düzeyi oldukça yüksektir. Ayrıca birçoğu özel yeteneklere sahip olabilirler.

Disleksi hastalığı 1890’lı yıllarda keşfedilmiştir. Hastalığın toplumlarda görülme sıklığı farklılık göstermektedir. Tespit edilmesi oldukça güçtür. İlkokul çağlarında teşhis konulmadığı zaman bir daha teşhis konulması da imkansız gibidir. Birçok kişi disleksi hastası olmasına rağmen bunun farkına varmadan, kendinde bir hastalık bulunduğunu bilmeden hayat geçirir. Disleksi hastalarının oranı hiç de az değildir.

Disleksi hastalarının beyinleri kelimeleri farklı işlediği için, bu durumda kelimelerin tanınması ve hecelenmesi zor olur. Bu durumda çevresindekiler tarafından anlaşılmaz ve dikkate alınmazlar. Ancak tarihe damga vuran birçok kişinin disleksi hastası olduğunu unutmayalım. Walt Disney, Mozart, Edison, Agatha Christie, Leonardo da Vinci, Albert Einstein, Picasso ve Bill Gates gibi bir çok başarılı ünlünün disleksi hastası olduğu bilinmektedir.


ALİYE YÜCEL

26 Nisan 2020 Pazar

ENGELLİLER İÇİN KORONAVİRÜS BİLGİLERİ



Koronavirüs (kovid-19) hakkında çeşitli bilgiler ve korunmanın yolları her gün uzmanlarca anlatılıyor. Her kesimden insanlar bu bilgilerden faydalanıyor. Bu bilgilendirme kapsamında engelliler unutulmadı. Görme ve işitme engellilere de ulaşmak için özel çalışmalar yapıldı. Görme engelliler için koronavirüs rehberi hazırlandı. İşitme engelliler için ise seminer düzenlendi.

Uluslar arası bir sivil toplum kuruluşu olan JCI’ın (Junior Chamber International) Türkiye ayağı olan JCI Kültür Şubesi ile ortak bir çalışma ile görme engelliler için bir koronavirüs rehberi hazırladı.  “Görme Engelli Bireyler İçin Koronavirüs Rehberi” Türkiye’nin en büyük ses kütüphanesine sahip GETEM’in (Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı) sistemine dahil edildi.

Hazırlanan bu rehber için iki ayrı metin oluşturuldu. Biri yetişkinler, biri de çocuklar için… Yetişkinler için olan metin İstanbul Kent Konseyi’nin “Koronavirüs Rehberi” kitapçığından alındı ve TRT Radyo program yapımcısı Zeynep Bayraktutan seslendirdi. Çocuklar için olan metin ise İtalyancadan çevrilen 'Meraklı Çocuklar için Koronavirüs Rehberi'nden alındı ve masal anlatıcısı Özge Yaran Buzlu tarafından seslendirildi.


Koronavirüs (kovid-19) konusunda bir bilgilendirme çalışması da işitme engelliler için yapıldı. İşaret dili ile uzaktan kovid-19 semineri gerçekleştirildi. Türkiye’de ilk defa işaret dili ile uzaktan bir koronavirüs semineri gerçekleştirildi. İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği tarafından, üyelerini koronavirüs hakkında bilinçlendirmek amacıyla 18 Nisan tarihinde zoom programı üzerinden işaret dili ile seminer yapıldı.

Bir saat süren seminere, 19 işitme engelli ve 1 işiten toplam 20 kişinin katıldı. Seminerde, koronavirüsün bulaşma yolları, belirtileri ve korunma yolları anlatıldı. Engelsiz-112, ESİM gibi erişilebilir uygulamalar üzerinden işaret dili ve Vefa Sosyal Destek grubuna ve ambulans hizmetlerine erişim, ücretsiz maskenin nasıl temin edileceği, el yıkama teknikleri Murat Dokumacı tarafından işaret dili ile anlatıldı.

Engelliler için yapılan bu çalışmalar çok değerli… Bilgilenmek konusunda dezavantajlı olan bazı engelliler böyle çalışmalar sayesinde bilgi sahibi olabiliyor. Görme engelliler; Meraklı Çocuklar için Koronavirüs Rehberi ve Yetişkinler için Koronavirüs Rehberi’ne GETEM’in ilgili linklerinden ulaşabilirler. İşitme engelliler de yapılan seminerin kaydını Youtube’dan ulaşabilirler…
                                                                                                       
ALİYE YÜCEL

19 Nisan 2020 Pazar

BRAİLLE KLAVYE



Teknolojiyi yakından izlemesem de engelliler için yapılan teknolojik gelişmeler ilgi alanıma giriyor. Gördüğüm bir gelişmeyi mutlaka bloguma yazmayı istiyorum. Olur, biri görür faydalanır ya da bir engelliye söyler o faydalanır diye… Teknolojinin engelliler alanında kullanılması ve bu sayede engellerin aşılıyor olması çok memnuniyet verici…

Günümüzde pek çok alanda engellilerin hayatını kolaylaştıracak ürün ve uygulamalar yapılıyor. Çeşitli kurum ve kuruluşlar bu alanda birbirleriyle yarışıyor. Her gün farklı yenilikler ortaya çıkıyor. Şimdi de Google, önemli bir adım attı. Google, görme engellilere önemli bir destek vereceğini ve akıllı telefonlarda da Braille alfabesinin kullanılabileceğini duyurdu.

Google sözcüsü: “150 yıldan uzun bir süre önce Braille’in icadı okuma ve yazmayı görme engellilerin erişimine açmada devrim niteliğindeydi. Bugün, Braille ekranları gerçek Braille klavyesi aracılığıyla çoğu telefonda ve bilgisayarda yazmayı mümkün biliyor. Ancak, telefonunuza her şeyi hızlı bir şekilde yazmak istediğinizde harici bir cihazın bağlanması uzun sürebilir…” diyerek TalkBack Braille Klavyesi’ni açıkladı.



Android cihazlarda olan TalkBack uygulaması, telefonda gezinmeye yardımcı olmak için dokunulan ve etkinleştirilen her şey sesli geri bildirim sağlıyor. Bu görme engelli kullanıcıların cihazlarıyla etkileşmeye girmesine yardımcı olan erişilebilirlik hizmetiydi. Şirket, daha fazla dezavantajlı kişilere destek olması gerektiği düşünerek yeni bir destek sistemi geliştirerek görme engellilere bir klavye desteği sunuyor.

Google TalkBack Braille Klavyesi, doğrudan Android cihazlara entegre edilmiş yeni bir sanal Braille alfabesiyle olan klavyedir. Bu klavye desteği ile görme engelliler Braille alfabesini kullanarak rahatça yazı yazabilme imkanına sahip oluyor. Bu uygulama sesli komut gibi desteğe sahip olduğu için büyük kolaylık sağlıyor.

TalkBack uygulamasını Android 5.0 ve daha güncel sürüm kullanan bütün cihazlarda kullanmak mümkün… İster e-posta yazın, ister metin yanıtlıyor olun, ister sosyal medyada bir şey paylaşıyor olun, herhangi bir ek donanım olmadan telefonda yazmanın hızlı ve kullanışlı bir yolu… Başlangıçta İngilizce olan uygulama daha sonra diğer diller içinde uygulanabilecek.

ALİYE YÜCEL

12 Nisan 2020 Pazar

ÖZEL ÇOCUKLARA ÖZEL İZİN



Korona virüsü nedeniyle birçok önlem alındı. 65 yaş üstü ve kronik hastalığı olanlara sokağa çıkma yasağından sonra, 20 yaş altı genç ve çocuklara da sokağa çıkma yasağı geldi. Geldi ancak bu bazı aileler için zor bir durumu ortaya çıkardı. Çünkü bazı zihinsel engelli özel çocuklar için bu karara uymak oldukça zordu… Bu görülmüş olmalı ki İçişleri Bakanlığı, “özel çocuklar” için yeni bir genelge çıkardı.

İçişleri Bakanlığı, 81 il valiliğine “özel gereksinimi” olan genç ve çocuklarla ilgili istisnaları içeren bir ek genelge gönderdi. Bu genelgeye göre; 20 yaş altı (1 Ocak 2000 sonrası doğan) genç ve çocuklar arasında; otizm, down sendromu ve ağır mental retardasyon gibi engel tanısı konulmuş olanların dışarı çıkmasına izin veriliyor.

Genelgede, otizm, down sendromu ve ağır mental retardasyon gibi engel tanısı konulmuş çocuk ve gençlerin; enfeksiyon yayılımını engelleyecek uygun şartları yerine getirmek, sosyal mesafe kurallarına uymak, maske kullanmak, el temizliği ve hijyene uymak koşulu ile evlerinden çıkmalarına, park ve bahçelerde dolaşmalarına ve aynı il sınırları içinde araçla seyahat etmelerine izin verileceği belirtiliyor.


Tam bu noktada, “Bu çocuk ve gençlerin özel gereksinimi olduğunu nasıl anlatılacak ki?” derseniz rapor bulundurmak zorunlu… 20 yaş altı genç ve çocukların ebeveynleri, yakınları ya da bakıcıları onların engellerini kanıtlayan rapor gibi belgeleri yanında bulunduracaklar. Ancak bu sayede dışarı çıkarabilecekler.

Otizm, down sendrom ve ağır mental retardasyon gibi engel tanısı konulmuş bazı çocuk ve gençlerin kapalı kalmaları onların sağlılarını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Genelgede, özel gereksinimi bireylerin uzun süre kapalı alanlarda kalmalarının ruhsal ve fiziksel sağlıkları üzerinde olumsuzluklar meydana getirebileceğine dikkat çekiliyor.

Genelge de ayrıca; valilik ve kaymakamlıklardan uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi çocuklar, gençler ve ailelerinin herhangi bir şekilde mağdur edilmemesi istendi. Umarım bu genelge en küçük birimlere kadar iletilir. Bir çocuğu sokakta görünce onun özel çocuklardan biri olabileceği hatırlanır. Yoksa mağdur olanlar olabilir.

ALİYE YÜCEL

5 Nisan 2020 Pazar

BÖYLE MASKE DUYDUNUZ MU?



Tüm dünyada korona virüsten korunmak için çeşitli tedbirler alınıyor. Maske takmak da bunlardan biri ve belki de en önemlisi…  Maske takmak artık zorunlu hale geldi. Tek kullanımlık maskelerdense artık yeniden kullanılabilir maskeler yapılıyor. Maskeler çok önemli ama bazı kişiler için hiç uygun değil. Kimler için derseniz, işitme engelliler için… Çünkü birçok işitme engelli kişi dudak okuma sayesinde konuşulanı anlıyor ve böyle iletişim kurabiliyor.

Bu ihtiyacı gören Ashley Lawrence, işitme engelliler için maske yapmaya karar veriyor. Lawrence, 21 yaşında Amerikalı yaşayan bir üniversite öğrencisi… Yaptığı maskeleri sosyal medyada paylaşıyor.  Böylece bu ilginç çalışmasını tüm dünyaya duyuruyor. Bizim kulağımıza kadar da geldi. Bu yaptığı ile büyük takdir topladığı da kesin…

İşitme engelliler için dudak hareketlerini görmek çok önemli… Normal maskelerde ağız kapalı olduğu için dudakları görme ve söylenenleri anlamak mümkün değil. Bu nedenle işitme engelli kişiler maske takan birinin konuşmalarını anlayamıyor ve iletişim kuramıyor. İşte Ashley Lawrence, bu sorunu çözmek için ağız kısmında şeffaf bir pencere olan maskeler yapmaya başlıyor.


Ashley, işitme engelliler ve işitme zorluğu çekenlerin eğitimi ile ilgili bir bölümde okuyor. Bu nedenle bu konuda duyarlı… İşitme engellilerin de bu zorlu süreçte iletişimsiz kalmalarını istemiyor. Genç kız, bu konu ile ilgili olarak şöyle diyor: “Şu anda hepimiz panikliyoruz ve bu yüzden pek çok insan düşünülmüyor. Bu yüzden, böyle bir zamanda bile insanların bu iletişime sahip olmasının çok önemli olduğunu hissettim…”

Ashley Lawrence şöyle devam ediyor: “İletişim için dudak okumaya gereksinim duyanlar için maske olduğunda iletişimleri kesilir. Bunun çözümü kolay geldi. Pandemiden hemen önce işitme engellilerin dudak okuması için doktorların ağızlarını görebilecekleri maskeler yapıldı ve bu ticarileştirildi. Maske sıkıntısı nedeniyle herkes kendi maskesini yapmaya başladı. Ben de şöyle düşündüm “Neden herkes için böyle bir maske yapmayayım?”

Genç kız, önce annesinin de yardımıyla bazı eski çarşaflar ile maske yapımına başlıyor. Sadece birkaç gün içinde düzinelerce maske yapıyor. Bunları da ihtiyacı olan herkese ücretsiz olarak veriyor. Her üretim ihtiyaçtan doğuyor. Bu maske de böyle yapılmış… Buna gerçekten ihtiyaç var.  Belki herkesin böyle bir maske kullanması gerekmiyor. Ancak işitme engellilerin yoğun olduğu yerlerde bulunması çok faydalı…

ALİYE YÜCEL