> Engeloji : Aliye Yücel

Translate

Aliye Yücel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Aliye Yücel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Ekim 2023 Çarşamba

BLOGUM 12 YAŞINDA


Bloguma 12 yıl önce 11 Ekim tarihinde yazmaya başlamıştım. Bu nedenle yazımı her yıl olduğu gibi bloguma ayırdım. Başlarken bu kadar yıl yazacağımı düşünmemiştim. Canımı annemi kaybettiğim yıl hariç her hafta mutlaka bir post koydum.

Her yıl aynı şeyleri yazmak istemiyorum. Engelli, engellilik, engelli farkındalığı ile ilgili yazmaya devam etmek istiyorum. Okuyan herkese çok teşekkür ediyorum.

ALİYE YÜCEL



 

7 Kasım 2022 Pazartesi

SAĞLAMCI OLMAYIN!


Geçen haftaki yazımda "Sağlamcılık" (Ableism) konusundan bahsetmiştim. Sağlamcılığı anladığınıza göre bu konuda neler yapabilirsiniz? Hayatınızdaki sağlamcı davranışlardan nasıl kaçınabilirsiniz? Şimdi de bu konudan bahsetmek istiyorum. 


Konuşmalarınızda engellileri küçümseyen dil kullanmayı bırakın.

Engellilerle alay etmeyin, onları küçümsemeyin.

Binalardaki erişilebilirlik konusunda duyarlı olun.

Eğer işverenseniz, mecburi oranlar yerine daha fazla engelliyi işe alın.

Engellilerin diğer insanlardan daha az değerli olduğu fikrini unutun.

Engellilerin erişemeyeceği bir yere gittiyseniz, mümkünse oradaki yetkili ile konuşun.

Engellilere ayrılan park yerlerine asla park etmeyin.

Engelli öğrencilerin ayrı okuması fikrinden vazgeçin.

Web sitelerinin erişilebilir olması gerektiğini unutmayın.

Tekerlekli sandalyeli kullananları zor durumda bırakmamak için gerekirse asansör yerine merdiven kullanın.

Engellilerin hasta ya da mutsuz olduğunu düşünmeyin.

Engellilerin başkalarına ilham vermek için orada olmadığını bilin.

Engelli yazarları ve aktivistleri sosyal medyada takip ederek, makalelerini okuyarak bu konuda bilgi sahibi olun.

Ve Engeloji'yi okuyun! 

ALİYE YÜCEL

18 Ekim 2022 Salı

BLOGUM 11 YAŞINDA

Bloguma 2011 yılında Ekim ayında bir salı günü başladım. Bir yıl hiç yazamadım. Onun dışında her hafta engelli, engellilik ve engelli farkındalığı adına bir yazı paylaştım. 

ALİYE YÜCEL 


10 Ekim 2021 Pazar

BLOGUM 10 YAŞINDA


Blogum tam 10 yaşında...

Ne yazacağım bazen son güne kadar belli olmuyor. Gündemdeki bir konu, ilgimi çeken bir haber, seyrettiğim bir film, okuduğum bir kitap, duyduğum bir söz yazıma konu olabiliyordu. Ama ekim ayının ilk haftası konum hep belliydi. Konu blogumun doğum günü!  

Blogum "Engeloji" şimdi 10 yaşında... Tam 10 yıl önce bir ekim günü yazmaya başlamıştım. Blogum 1 Yaşında, 2, 3, ... ve Blogum 8 Yaşında diye her ekim ayında yazdım. Ancak geçen yıl, 9. yılda hiç yazamadım.
 
İki elim kanda olsa bile mutlaka her hafta mutlaka yazmaya çalışmıştım. Hiç aksatmamıştım. Bir işim çıktığında ya da bir yere gideceğimiz zaman ailemin "Bu hafta da yazma. Kalsın..." demelerine rağmen mutlaka bir yazı koymaya çalıştım. Ta ki annemin vefatına kadar... O günden sonra yazmadım. 

Evet. Tam bir yıl hiç yazamadım. Elim gitmedi derler ya... Her şey anlamsız geldi. Onu, canım annemi yazamadım. Ondan başka bir şey yazmak da saçma geldi. 

Ancak engelli ve engellilik hakkında söyleyeceklerim bitmedi. Bu nedenle artık uzun uzun olmasa da bir şeyler koymaya çalışıyorum. Bugün de blogumun 10. yılını yazmak istedim. Adıyla yaşasın!
 
ALİYE YÜCEL

19 Eylül 2021 Pazar

"1000 KİTAP" VE ENGELOJİ


"1000 Kitap" sitesini biliyor musunuz? Bu site, okuduğunuz kitapları ve onlardan alıntıları yazabileceğiniz bir platform. Kitapseverler için oldukça yararlı ve güzel bir site-uygulama...

Site tamamen kitaplarla ilgili... Şöyle ki; daha önce okuduğunuz kitapları, şu an okumakta olduğunuz kitabı, okumayı düşündüğünüz kitapları, kitap okuma hedef sayınızı, kitaplarla ilgili yorumlarınızı, alıntıları ve incelemeleri yazabiliyorsunuz. Bu kadarla da kalmıyor; kitaplar ve yazarlarla ilgili bilgiler, haberler, röportajlar ve fotoğraflar da yer alıyor.

Başkalarına kitaplarla ilgili bilgi verip, yol gösterirken kendi okuma arşivinizi de oluşturmuş oluyorsunuz. Araştırınca bu faydalı sitenin, 2012 yılında Hacı Seydaoğlu tarafından hazırlandığını öğrendim.


Benim "1000 Kitap" ile tanışmam ise kitabım Engeloji sayesinde oldu. Engeloji ile ilgili yazılanları okurken rastlanmıştım. Beğeniler beni mutlu etti. Okuyan kişiler oldukça faydalı yorumlar yapmışlar. Engeloji'nin ikinci baskısı ya da Engeloji 2 için beni teşvik etti.

Biliyorum ama geç kaldım ama sonunda ben de uygulamayı telefonuma indirdim, üye oldum, Engeloji hakkında paylaşım yapanları takip ettim ve oturup bu yazıyı yazdım. Her kitapseverin ve kitap okuyan herkesin bu siteye üye olup birikimlerini aktarması gerektiğini düşünüyorum. Belki de bir kişinin kitap okumasına vesile olursunuz. Ne güzel olur değil mi?

ALİYE YÜCEL

1 Ağustos 2021 Pazar

ENGEL SEBEBİM ÇOCUK FELCİ

Ne zaman küçük bir çocuk ağlasa, yıllar öncesine giderim. İçimde bir darlık hissederim. O küçük çocuğun yerine koyarım kendimi... Çocuk felcine yakalandığım günlere giderim... Ben de böyle ağlamış olmalıyım diye düşünürüm hep... Araştırıp okuduğuma göre büyük ağrı ve sancı veriyormuş çocuk felci... 

Çocuk felcinde (poliomyelit) önceleri; ateş, baş ağrısı, halsizlik, kusma, boyunda sertlik, kol ve bacaklarda ağrı oluşuyor... Daha sonra da hastalık etkeni olan virüs omuriliğe geçerek, orada kasların hareketlerini sağlayan sinir hücrelerini tahrip ediyormuş... 

Şimdilik bu kadar.... Bu konuyu yani engel sebebimin devamını uzun uzun yazacağım belki buraya belki de Engeloji 2'ye... 

ALİYE YÜCEL


25 Temmuz 2021 Pazar

CANIM ANNEM

Bugün annemi kaybedeli tam bir yıl oldu... Bir yıl hiç bir şey yapmak istemedim. Bloguma da yazamadım.  Yaptığım her şey anlamsız geldi çünkü.  Onu yazamadım. Ondan başka bir şey yazmak da çok saçma geldi. 

Ancak engelli ve engellilik hakkında söyleyeceklerim galiba bitmedi. Bu nedenle yazmalıyım diye düşünüyorum. Uzun uzun olmasa da... Zaman zaman yazmak istiyorum. 

ALİYE YÜCEL

7 Haziran 2020 Pazar

INSTAGRAM'DAN BİRKAÇ PAYLAŞIM



İnstagram'dan birkaç paylaşım...

@hix.52 (Hasan İnce)

Tarih: 30 Mayıs 2019 
ilk defa bir kitap önerisinde bulunacağım. Kitap hakkında düşüncelerimi yoruma bırakıyorum.

İnstagram hesabımda ilk defa bir kitap önerisinde bulunacağım; Engeloji... Engeloji, diplamasını almak için öğretmenlik stajını tamamlamak zorunda bırakılan fakat o dönem engellilere öğretmenlik hakkı verilmediği için bu güzel hayalini gerçekleştiremeyen meslektaşımız Aliye Yücel hocamın kitabı.
Engeloji ile çıkarığım Özel Eğitim dergime içerik oluştururken tanışmıştım. İlk olarak adı dikkatimi çekmişti. Engeloji ifadesine çok yabancıydım. Bu başlığın altında ise bir o kadar daha ilginç bulduğum ikinci bir başlık yer alıyordu; Kör Topal Giden Bilim...
Kitap hakkında ufak bir araştırma yaptım. Aliye Hocamın Engeloji'yi ''engeli ve engelliyi doğru anlama bilimi'' olarak tanımladığını gördüm. Bu doğrultuda yazığı kitapla da insanları bedensel eksikliklerine odaklanmak yerine, yeni bir bakış açısı getirmeyi hedefliyordu.
Yeterince ilginç bulduğum bu kitabın kapak tasarımını da çok beğenince alıp okumam kaçınılmaz oldu.
Engeloji- Kör Topal Giden Bilim; engelli farkındalığına dair bir kitap...
Her türlü engel, olumlu ve olumsuz yönleriyle ve birbirinden ilginç başlıklarla anlatılmış.
Okudukça toplum olarak birçok şeyi hiç bilmediğimizi ya da yanlış bildiğimizi gördüm. Daha sonra araştırmak üzere kendimce notlar aldım. Aldığım notların ilintili olduğu birkaç konu başlığını paylaşmak istiyorum:
Atasözü ve deyimlerde engelliler, Ders kitaplarında engelliler, Kas erimesi Hastası Luka'nın çok şey anlatan fotoğrafları, Çizgi film karakterlerinde engelli farkındalığı, Görme engelli Akunpunkturistler...
Bunun dışında toplumun her kesiminden örnekler vererek engellilerin hayatımızdaki yerinin algısını gözler önüne seriyor. Kitabın sayfaları arasında ilerledikçe aslında doğru bildiğimiz, normal karşıladığımız, belki de takdir ettiğimiz davranışların bilmeden engellileri incittiğine şahit oluyoruz.

Engellileri anlamak için engelli olmamıza gerek olmadığını, ''Engellileri Anlama Kılavuzu'' niteliğindeki bu kitabı okuyarak da çok öğrenebileceğimizi gördüm. Kitabı okuduktan sonra kendimi bir gözden geçirdim. Özel Eğitim öğretmeni olmam hasebiyle birçok öğrenci ve engelli arkadaşla bir araya geliyoruz. Bu birlikteliklerde onları üzecek söz ve davranışlarsa bulunup bulunmadığımı düşündüm. Düşününce hatırlanmıyor ama bundan sonra daha dikkatli olacağım. Kullandığım her cümleyi biraz daha tartarak kullanacağım. Engellilere saygı duymak, anlamak, yardımcı olmak gibi kavramların üzerinde daha sıkı düşünmeye başlayacağım. Hayatımızdaki engellerin ortadan kalkması için Aliye Yücel hocam bu eseri ortaya koymuş. Bir röportajında bir eser ortaya koymanın zorluğu hakkında bir şey söyleyemeyeceğini fakat okutmanın gerçekten zor olduğunu ifade ediyor. Mutlaka okunması gerektiğini düşündüğüm bu kitabın bilinip okunmasına ''karıncanın ateşe taşıdığı su misali'' bir katkıda bulunmak için bu paylaşımı yapıyorum.
Bu tür paylaşımların ve farkındalıklarımızın artması dileğiyle...

diyerek paylaşmış...




                                                        @maktass_ (Merve Uğur)

                                                     Tarih: 13 Şubat 2018 

Kitap Fuarı'ndaki güzel bir hediyeleşmenin sonucu şimdi minik kalplere ulaşmak. Çocuklarımızda farkındalık oluşturmaya vesile olduğunuz için çok teşekkürler Aliye Hanım. Emeğinize, kaleminize sağlık. 😊 

diyerek paylaşmış... 





                                                       Tarih: 4 Ocak 2019 

Merhaba. Yeni yıla girdik. Şimdiden 4 gün geçti bile. Nasılsın? İyi misin?😊
✨
Yeni yılın ilk paylaşımı olan çok özel bir kitapla geldim. Kitabı ilk defa bir yıl önce yazarın beni takip etmesiyle gördüm. O zaman alamamıştım. Yazarla küçük bir sohbetten sonra alacağıma söz vermiştim. Aradan aylar geçti ve ben Aralık ayında aldım. Ayın bitimine doğru okuyup bitirdim. Şimdi ancak paylaşıyorum😁
✨
Aliye Yücel Bursa doğumludur.9 aylıkken çocuk felci geçirmiş. Marmara Üniversitesi İlahiyat fakültesi mezunu olmuş. Aslında öğretmen olarak eğitim alıpta -her engelli de olduğu gibi- engelli olduğu gerekçesiyle görevini yapmasına izin vermeyen adaletsiz bir sistemin kurbanı olmuş. Haliyle kendisi de medya sektörüne yönelmiş. Engellilere yönelik çeşitli dergilerde editörlük yapmış. TRT ve TGRT gibi kanallarda çeşitli görevlerde bulunmuş. 2010 yılından bu yana Beyazay Derneği ve İŞKUR’un ortak projesi engelli istihdamına yönelik Engelli Kariyerinde Değerlendirme Uzmanı olarak çalışmakta. Kişisel bir blog sayfası var. Ve hayatı hep engellilere yönelik projelerle geçmiş.
✨
Engeloji kitabı blogunda yazdığı yazılardan oluşuyor. 7 ayrı bölümden ve küçük alt başlıklardan oluşan kitapta her konu çok güzel işlenerek anlatılmış. Her türden engelli insanların maddi manevi bütün sorunlarını ele alarak bilgilendirmiş. Kitabın amacı belli. Engelsiz insanlara engellileri anlatmak, engellileri bir nebze olsun anlamak, aptal bakış açımızı değiştirmek ve farkındalık yaratmak amacıyla yazılmış bir kitap.
✨
Okudukça bilgilendim. Bazı şeyleri yaşadım gördüm.”Evet bu böyle”dediğim yerler oldu. Okudukça“aaa ben bu şekilde hiç düşünmemiştim”dedim. Hikayelerimde beğendiğim kitaptan alıntılar paylaştım. Yazarla sohbetlerimizde bana “Benim tek amacım var. insanların kitabı okuyarak farkındalık kazanmasını istiyorum”dedi. Gerçekten çok özenle yazılmış. Engellileri en iyi anlayan değerli bir insanın böylesi harika bir kitap yazması beni fazlasıyla mutlu etti. Siz hep yazın olur mu? İyi ki varsınız @aliyeyucel16 🙏
✨
Google’la “Engeloji veya Aliye Yücel ”yazarsan Hürriyetteki röportajı, Milliyetteki Ali Eyüpoğlu’nun yazısını okumalısın. Şiddetle kitabı öneririm. Okumalısın!!


diyerek paylaşmış...

Bu hafta İnstagram'da Engeloji'den bahseden paylaşımlara yer veriyorum. Blogumda kalsın ve kalıcı olsun istedim. Bunlar ilk aramalarda seçtiklerim. Beni tanımayan kişilerin paylaşımları... Daha pek çok paylaşım var. Gördüğümde ne kadar mutlu olduğumu söylememe gerek yok değil mi?

ALİYE YÜCEL

6 Ekim 2019 Pazar

BLOGUM 8 YAŞINDA



2011 yılı Ekim ayında blogumu açmış ve yazmaya başlamıştım. Tam 8 yıl oldu. Yılda bir kere bir haftayı bloguma ayırıyorum. "Engelli Hikayeleri" diyerek başladığım ve engelli farkındalığına dair yazılar yazdığım bloguma daha sonra kitabımın adını verdim. Adı "Engeloji" oldu. Engeli ve engelliyi doğru anlama bilimi... Engelliliğin yanlış bilinmesi, engellilerin yanlış tanınması beni bu konuda yazmaya zorladı. Konularım belli; engelli, engellilik, engelli farkındalığı...

İki elim kanda olsa bile mutlaka her hafta yazmaya çalıştım. Ne olursa olsun mutlaka zaman ayırdım. Aksatmadan her hafta mutlaka bir yazı yayınladım. Bugüne kadar 400'ün üstünde post oldu. Günde 100 ile 800 kişi bloguma giriyor. Ayda 5 bin civarında görüntülenme oluyor. Bu da beni mutlu ediyor. Toplam sayfa görüntülenme sayısı da 410 bini geçti. Engelli ve engellilik hakkında araştırma yapanlar bloguma rast geliyorlar.

Gündemdeki bir konu, ilgimi çeken bir haber, seyrettiğim bir film, okuduğum bir kitap yazıma konu olabiliyor. Her hafta konu bulamamanın sıkıntısını, bulmanın sevincini, yayınladıktan sonraki rahatlamayı, beğenilmesinin sevincini ve ziyaretçi sayısının her geçen gün artmasının mutluluğunu yaşadım. Bloga başlarken yıllarca yazacağımı, beğenileceğini ve ciddi bir okuyucu kitlesine ulaşacağımı düşünmemiştim.



Yazılarım hakkında yapılan güzel yorumlar beni mutlu ediyor. "İlk defa engellilik ve engellilerle ilgili doğru kurulmuş cümleler okudum.Y azınız için teşekkür ediyorum...", "Yazınızı okudum. Çok etkileyici. Farkındalık oluşturan bir yazı...", "Arama yaparken blogunuza rastladım, çok beğendim...", gibi güzel ve olumlu eleştiriler alıyorum. Anlaşılmak güzel şey...

Engeloji, temasal bir blog... Engelliyi, engelliliği ve engelli farkındalığını anlatmaya çalışıyorum. Bu kadar düzenli bir şekilde; moda, kadın, kozmetik, alışveriş ve magazin gibi konularda yazsaydım. Daha çok okunacak, daha çok ilgi görecekti. Bu kesin... Ama asıl isteğim engelli  farkındalığı meydana getirmek.. Bunları yazarken birilerinin sesi olmak istiyorum.
 
8  yıl içinde bloguma giren, okuyan, öneren, takip eden, beğenen, paylaşan, eleştiren, yorum yazan, motive eden herkese çok teşekkür ediyorum. Engelli ve engellilik konularında anlatmak istediğim daha çok şeyin var olduğunu görüyorum. Bu nedenle bugünden sonra da yazmaya, bir şeyler paylaşmaya, engelli ve engelsiz herkese seslenmeye devam etmek istiyorum.

ALİYE YÜCEL                                       


16 Aralık 2018 Pazar

İNCİ'NİN KİTABI



Ekranların sevilen yüzü ve benim canım arkadaşım İnci Ertuğrul'un ilk kitabı çıktı. İlk diyorum çünkü devamı gelecek buna inanıyorum. İnci, kitabının çıktığını bana söylediğinde kendi kitabım çıkmış gibi sevindim. Yazdıklarını da çok merak ettim. "Sessizliğe Konuşanlar, Sessizliğe Susanlar" isimli kitabı imzalı olarak elime geçti. Büyük bir merak ve heyecanla okudum. Her ne kadar onu tanısam da yazdıklarından İnci Ertuğrul'u daha iyi tanıyacaktım. Öyle de oldu. Bilmediğim bazı yönlerini de öğrenmiş oldum.

TGRT'nin bana kazandırdığı en güzel dostlardan biridir İnci. Onu görenler ne kadar güzel olduğunu biliyor. Ancak onu tanıyanlar yüreğinin de ne kadar güzel olduğunu çok iyi bilirler. Ekranda yaptığı programlarında ilginç hikayelere şahit olan İnci Ertuğrul'un bunlardan etkilenmemesi ve bunları kağıda dökmemesi mümkün değildi. Bunu tahmin etmek hiç de zor değil. Bir gün yazacağını biliyordum.

Her okuduğum kitabı bloguma yazamıyorum. Yazdıklarım malum; engelli, engellilik ve engelli farkındalığı konusunda... İnci'nin kitabında çok etkileyici engelli hikayeleri var. Onların her cümlesini, her kelimesini farklı bir merakla okudum. Onlardan ortak bir duygu yakalamak için... Görme, işitme, bedensel ve zihinsel engelli kişilerin yaşadıkları vardı. Altı çizilecek cümlelerle dolu bu hikayeler çok tanıdık geldi. TGRT'den sonra engellilerle ilgili bir projede İnci'yle beraber çalışmak kısmet olmuştu. Engelli duyarlılığını iyi bildiğim için o hikayelerdeki farkındalık beni bir başka etkiledi.


İnci, duygu ve düşüncelerini anlatmaktan öte gözlemlerini de çok etkili bir biçimde aktarmış, bu da empati yeteneğini bize gösteriyor. Sessizliğe Konuşanlar, Sessizliğe Susanlar'da öyle hikayeler var ki gerçek olduğunu bilmek insanın içini acıtıyor ve çok üzüyor. Bir kısmını ekranda gördüğüm konuların hikayesini okumak ilginç geldi. Bazı konular hakkında bilgim vardı. Bazıları hakkında da bilmediğim yönleri gördüm. Ne çok tanıdık duygu ve düşünce vardı. Bazen gözyaşlarımı zor tuttum. Bazen de tutamadım.

İnci Ertuğrul kitabının arka kapağında: "Birlikte ağlamaktan fazlasını yapalım diye anlatıyorum size isimsiz kadınların hikayelerini. Onları tanıyalım, anlayalım diye. "Biz" diye başladığımız cümlelerin devamında, hakkında ahkam kestiğimiz isimsiz kadınların yaşamlarındaki farklılıkları görebilelim diye. Kendi kararlarını alıp uygulayabilen, ayaklarının üstünde durabilen, birey olan kadınların sayısı artsın diye..." diyerek bizlere sesleniyor.

İnci'nin kadınları anlatması tesadüf değil. Hayatının her döneminde kadınları dinlemiş, kitap bu doğal süreç içinde ortaya çıkmış gibi... Sanki her kadının hayatından öğreneceği çok şey var da hepsiyle konuşmak istemiş gibi... Bunu okurken anlıyorsunuz. Anlattıklarının ayrıntılarını merak ediyorsunuz. Sanki bitmesin ve daha uzun olsun istiyorsunuz. Bu da hikayelere bir gizem katıyor. Ve her hikaye bir roman olabilir diye düşündürüyor. Yazdığı hikayeler arasında kendi hikayeleri de var. Ne kadar da içtenlikle anlatmış kendini ve yaşadıklarını... Okuduğun bir kitabın yazarını tanımak, sevdiğin birinin kitabını okumak çok güzel.

ALİYE YÜCEL

28 Ekim 2018 Pazar

BLOGUM 7 YAŞINDA



Blogumu tam 7 yıl önce bir ekim günü yazmaya başlamıştım. Bir kaç yıldır her ekim ayının başında bu konuyu yazıyor, "Blogumun doğum günü..." diyordum. Bu yıl "Artık yazmayayım. 10 yıl olunca hala da yazıyorsam o zaman yazarım" dedim. Dedim demesine ama dayanamadım. Yılda bir kere bir haftayı da bloguma ayırmalıyım. Bloga başlarken yıllarca yazacağımı, beğenileceğini ve ciddi bir okuyucu kitlesine ulaşacağımı düşünemezdim.

Anlar, saatler, günler, haftalar, aylar ve yıllar geçti. Aksatmadan her hafta yazdım. Her pazar mutlaka bir yazı yayınladım. Bu güne kadar da 360'ün üstünde post oldu. Günde 100 ile 800 kişi bloguma giriyor. Ayda 5 bin civarında görüntülenme oluyor. Bu da beni mutlu ediyor. Toplam sayfa görüntülenme sayısı da 360 bini buldu. Bu konuda mütevazı olamayacağım. Blogum içerik olarak başarılı...

Engeloji, malum temasal bir blog. Sadece engelli ve engellilik hakkında yazıyorum. Engelli  farkındalığı meydana getirmek istiyorum. Blogumu en çok engeli olmayanların okumasını istiyorum. Okuyup anlasınlar, nasıl engellediklerini görsünler istiyorum. Bir gün biri okur ve engellileri yanlış tanıdığını anlar diye yazıyorum. Engelliliğin yanlış bilinmesi, engellilerin yanlış tanınması beni bu konuda yazmaya zorluyor.


Bloguma bir konu bulmak için araştırma yapmayı seviyorum. Bu konuda yazacağım bir şeyler var diye düşünmek ve bir yazı ortaya koymak beni mutlu ediyor. Ancak bazen zaman konu seçememek ya da zaman yetersizliğinden yazmayayım dediğim zamanlar olmadı değil. Ama bir ihmal edersem bir daha yazmak istemeyebilirim, diye endişeleniyorum. Bu nedenle bir görev disiplini yazmaya devam ettim.

Engelli ve engellilik hakkında araştırma yapanlar mutlaka bloguma rast geliyor. Çünkü 7 yıl boyunca engelli ve engellilik konusunda çok farklı konular yazdım. Farklı farklı konularla hep engelliyi ve engelliliği anlattım. Bazen gündemdeki konular ilgili olarak bloguma ilgi artıyor. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, 10-16 Mayıs Engelliler Haftası, Mucize filminin televizyon kanallarında yayınlanması gibi...

Hep yazıyor ve söylüyorum. Yazılarımın beğenilmesini mutlaka isterim. Ama asıl isteğim engelliyi doğru tanımlayıp bir farkındalık ortaya koymak. Yazılarım hakkında yapılan güzel eleştiriler beni mutlu ediyor. Anlaşılmak çok güzel şey... Bu 7 yıl boyunca okuyan, takip eden, beğenen, paylaşan, eleştiren, yorum yazan, ziyaret edenlere, herkese, arkadaşlarıma ve aileme çok teşekkür ediyorum.                                                                                                                                                                            
ALİYE YÜCEL    

5 Ağustos 2018 Pazar

SADE SODA DERGİSİ RÖPORTAJI



Geçtiğimiz yıl bir mail aldım. Mail, Sade Soda Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Hilal Furkan Hanım'dan geliyordu. Bir araştırma sırasında bloguma rastladığını "Uzun zamandır ilk defa engellilik ve engelliler ile ilgili doğru kurulmuş cümleler okudum..." diye yazmıştı. Blogum ve yazdıklarımla ilgili çok güzel cümlelerle dolu bir maildi. Farkındalık için röportaj ya da bir yazı talebinde bulunuyordu. Cevap olarak, ilgileri için sevindiğimi; isterlerse yazı, isterlerse de röportaj olabileceğini yazdım.

Sade Soda Dergisi, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği tarafından lise ve üniversite öğrencileri için çıkarılıyor. Bir süre sonra da Hilal Furkan Hanım'ın adaşı Hilal Mısırlı Hanım'dan röportaj isteğiyle ilgili bir mail geldi. O günlerde şartlarım nedeniyle yüz yüze röportaj yerine soruları göndermelerini ve cevaplayıp göndereceğimi yazdım. Bir süre sonra sorular geldi. Sorular güzel hazırlanmıştı. Ben de samimiyetle cevapladım. Bu arada Hilal Mısırlı ile birbirimize defalarca mail gönderdik. Derginin üç ayda bir çıktığını röportajın yaz sayısında çıkacağını öğrendim. Röportaj derginin 6. sayısında yayınlanacaktı.

Dergiyi ve verdiğim röportajı merakla beklerken önce ÖNDER'in internet sitesinde daha sonrada bir çok yerde dergiden alıntı yapılarak hazırlanan haberlere rastladım. ÖNDER'in internet sitesinde "Engellerden Kavram Çıkardı" diye manşet atılmıştı. Sonra söyle devam ediyordu: "Kendisi de engelli bir isim olan Aliye Yücel, engelliler üzerine kafa yorarken "Kör Topal Giden Bilim Dalı: Engeloji" kavramını ortaya koydu. Genç kardeşlerimiz Yücel'le kavram üzerine konuştu. Gençlik dergimiz Sade Soda'da..."


Bir çok haber sitesi de "Engellerden Kavram Çıkardı" başlığını kullandı. Gaste 24 ise "Üniversiteler İçin Yeni Bir Bilim Dalı Doğdu: Engeloji" başlığını kullandı. Ondan fazla sayıda internet haber sitesi de röportajdan farklı başlıklarla konuyu ele almıştı. Yani dergiyi görmeden yansımalarını gördüm. Bu beni mutlu etti. Bir kaç gün sonra gönderilen Sade Soda Dergisi elime geçti. Her türlü dergiyi çok severim, okurum ve dikkatlice incelerim. Sade Soda Dergisi'ni de elime alınca çok beğendim. Dergi; konuları, içeriği, baskısı, kağıdı hatta ebatları ile çok başarılı ve farklı bir dergi...

Röportajın manşeti "Özgüvende Kadere İman Saklı" olarak yazılmıştı. Hilal Mısırlı "Bugüne kadar duymadıysanız "farkında" bir birey olmaya niyet etmek için güzel bir vesile olacağına inandığımız Aliye Hanım'ı tanımaya ve literatürümüze kazandırdığı "Kör Topal Giden Bilim Dalı: Engeloji"nin üniversitelerde anabilim dalı olarak okutulacağı günlere hazır olun" diyerek röportaja başlamış. Güzel ve içime sinen bir röportaj... Engeloji"nin üniversitelerde anabilim dalı olarak okutulacağı fikri ise beni gülümsetti.

Kitabım çıktığı zaman ve daha sonra da bir çok röportaj verdim. Ama Sade Soda Dergisi'ne verdiğim röportaj çok farklı oldu. Çok ses getirdi ve ilgi gördü. Röportajın bilmecedeki gibi bir etkisi oldu: Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane... Bu da bize derginin etki alanının ne kadar geniş olduğunu gösteriyor. Başta Hilal Furkan ve Hilal Mısırlı olmak üzere dergiye emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. 6. sayısı çıkan derginin yayın hayatının uzun yıllar sürmesini diliyorum.
                                                                                                                        
ALİYE YÜCEL

8 Ekim 2017 Pazar

BLOGUM 6 YAŞINDA


Her hafta ne yazacağım bazen son güne kadar belli olmuyor. Gündemdeki bir konu, ilgimi çeken bir haber, seyrettiğim bir film, okuduğum bir kitap yazıma konu olabiliyor. Ama ekim ayının ilk haftası konum hep belli... Konu blogum... Blogum "Engeloji" 6 yaşında... Evet tam altı yıl önce bir ekim günü yazmaya başlamıştım. Benim için güzel bir ekim oldu! O günden bu yana her hafta yazmaya devam ediyorum.

Kişisel değil... Temasal bir blogum var. Hep engelliyi, engelliliği ve engelli farkındalığını anlatıyorum. Biliyorum ki bu kadar düzenli bir şekilde; moda, kadın, kozmetik, alışveriş ve magazin gibi konularda yazsaydım. Daha çok okunacak, daha çok ilgi görecek ve reklamlar alacaktım. Ama benim asıl isteğim bir engelli  farkındalığı meydana getirmek. Engellilerin anlatmak istedikleri aynı ve pek çok sorunları ortak. Birilerinin de bunu anlatması gerekiyor. Bunları yazarken birilerinin sesi olmak istiyorum.

6 yıldır her hafta mutlaka yazdım. Bu yıl çeşitli sebeplerden dolayı "Bu hafta yazmasam mı acaba?" dediğim anlar çok oldu. Ama içim rahat etmedi. Yazmaktan hiç vazgeçemedim. Bugüne kadar da 300'ün üstünde post yayınladım. Toplam sayfa görüntülenme sayısı da 300 bini geçti. Engelli ve engelsiz herkese sesleniyorum. En çok da engelsizlerin okuyup anlamasını istiyorum. Yanlış bildikleri pek çok şeyi öğrenmeleri için... Engellileri doğru tanımaları için... Bir gün biri rastlar da okursa engellileri doğru anlarsa ne mutlu bana!


Uzun  zamandır sadece "engelli ve engelliler" konusunda her hafta farklı bir konu bulmak ve bunu yazmak şaşırtıcı olabilir. Ama bana zor gelmiyor. Sadece hep aynı şeyleri yazma istemediğim için farklı konularda yazmaya ve aynı konudaki yazıyı iki hafta üst üste yazmamaya dikkat ediyorum. Konularım belli; engelli, engellilik, engelli farkındalığı... Engelliliğin yanlış bilinmesi, engellilerin yanlış tanınması beni bu konuda yazmaya zorluyor.

Blog yazılarımla ilgili hep güzel ve olumlu eleştiriler alıyorum. "Bir arama yaparken blogunuza rastladım, çok beğendim" , Uzun zamandır ilk defa engellilik ve engellilerle ilgili doğru kurulmuş cümleler okudum...", "Yazınızı okudum.  Anlatmak istediklerinizi çok güzel anlatmışsınız..." gibi yorumları görmek çok mutlu edici... Yazdıklarımın beğenilmesi ve en önemlisi anlaşılmak çok güzel. Okuyan bir kişide bile engelli farkındalığı meydana getirmek en büyük isteğim.

Engelli, engellilik ve engelli farkındalığı konularında anlatmak istediğim daha çok şeyin var olduğunu görüyorum. Bu yüzden ilk günkü istek ve heyecanla yazmaya devam etmek istiyorum. Bu arada 6 yıl boyunca  blogumu okuyan, takip eden, beğenen, paylaşan, eleştiren, yorum yazan, ziyaret eden ve beni motive eden herkese, arkadaşlarıma ve aileme teşekkür ediyorum. Anlaşılmak dileğiyle...


ALİYE YÜCEL                      

25 Aralık 2016 Pazar

BENİM HİKAYEM


25 Aralık doğum günüm... Benim hikayem bugün başladı. Bugün yazmayı düşündüğüm başka bir konu vardı. Ancak "25 Aralık" olunca kendi hikayemden bahsetmek istedim. Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde doğdum. Doğduğum yıllarda çocuk felci çok yaygın bir hastalıkmış... Ben de 9 aylık iken çocuk felci geçirdim. Bu nedenle bedensel (ortopedik) engelliyim. Çocukluğum ev, okul ve hastane üçgeninde geçti.  Ameliyatlar, doktor kontrolleri, fizik tedavi süreçleri...

Ailem benim için en büyük şans... Çok farklı karakterde olan annem ve babamdan ayrı ayrı konularda, ayrı ayrı güçler aldım. Annem, babam ve kardeşlerim bana hiç bir zaman engelli gibi davranmadılar. Eksikliklerimi gördüler ama hep artılarımı ön plana çıkardılar. Bu da beni daha güçlü yaptı. Böyle olunca çevreden gelen olumsuz etkilere aldırmamayı öğrendim. Ailem eğitim almam konusunda da maddi ve manevi desteği hiç esirgemedi.

Eğitim herkes için ilk şart... Ancak engelliyseniz bu çok daha önem kazanıyor. Sadece çalışan bir birey olmak için değil... Çevreye kendini kabul ettirmenin de bir yolu bu... Başarılı bir öğrenciydim. Tabii böyle olunca çevrede bir kabul görüyorsunuz, bu da bir özgüven sağlıyor... Özgüven çok önemli. Yoksa engelli olmak çok daha zor.


İlk, orta ve lise öğrenimimi ilçemde, Mustafakemalpaşa'da tamamladım. Üniversite öğrenimi için İstanbul'a geldim. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ilk tercihimdi. Oradan mezun oldum. Mezun olduğum yıllarda maalesef engellilere öğretmenlik hakkı verilmiyordu. Bu nedenle öğretmen olduğum halde, mezuniyet için gerekli olan stajımı yaptığım halde, mesleğimi  yapamadım.

Sevdiğim bir alan olduğu için medya sektöründe çalışmaya başladım. 1989 – 1990 yıllarında Kadın ve Aile Dergisi’nde editör olarak; 1991 – 1994 yılları arasında engellilere yönelik Yaşama Sevinci Dergisi’nde editör, yine engellilere yönelik hazırlanan ve TRT’de yayınlanan Her Şeye Rağmen programında yapım yardımcısı olarak çalıştım. Sonra TGRT'ye girdim.

TGRT'de uzun yıllar çalıştım. 1994 ile 2010 yılları arasında... Metin Yazarlığı, Yapım - Yönetim Yardımcılığı (Kadın ve Sağlık Programlarında), TGRT - Basın ve Halkla İlişkiler Basın Tanıtım Sorumlusu ve TGRT HABER Medya Sorumlusu olarak görev yaptım. 2010 yılından bu yana da Beyazay Derneği ve İŞ-KUR’un ortak projesi olan engelli istihdamına yönelik Engelli Kariyeri’nde Değerlendirme Uzmanı olarak çalıştım.

Bu arada engellilere yönelik çeşitli projelerde çalıştım. Danışmanlık yaptım. 2011 yılında yazmaya başladığım halen yazmaya devam ettiğim engelli ve engellilik hakkında yazdığım "Engeloji" isimli kişisel bir blogum var. Bu yazıyı okuduğunuza göre  biliyorsunuz! Ve aynı isimli bir kitabım var.

ALİYE YÜCEL

23 Ekim 2016 Pazar

INSTAGRAM'DA ENGELOJİ




Bu hafta hep yapmak istediğim. Ancak ertelediğim, kitabım Engeloji'nin Instagram'da paylaşılan bir kaç fotoğraf ve tanıtımına yer vereceğim.

İlk fotoğraf ve paylaşım Burcu Kumaş'tan;

"Bu kitabı yaklaşık 2 hafta önce sabah haberlerini izlerken İsmail Küçükkaya'nın kurmuş olduğu aşağıdaki cümleler sonucu keşfettim... "Çocukken, bebekleri doğacak kişilerin "Kız ve erkek olsun hiç fark etmez. Eli ayağı düzgün olsun da" sözü içimi acıtırdı. Bu halk arasında çok kullanılan ve iyi niyetle söylenmiş bir dilektir. Ama bu cümle engelli birinin gözlerinin içine bakarak söylendiğinde, onu ne çok incittiğini hiç düşünülür mü? İnsanların bedensel engellerine odaklanmak yerine empati yapmamız gerekiyor..." (3 Aralık 2014)

 

İkinci fotoğraf ve paylaşım Mor Edebiyat'tan;

"Fi'den hemen sonra Engeloji'ye başladım ve kitabı bugün bitirdim. Engelliler üzerine Aliye Yücel'in sözleriyle anlatılmış güzel bir kitap. Yazarın düşüncelerinin yanında kitapta engellileri konulu kitaplardan, filmlerden, sosyal gerçeklerden, sosyal aktivitelerden ve gerçek yaşam öykülerinden de bahsedilmiş. Okumanızı tavsiye ederim. Aslında 'farklı' değil, çoğu zaman farkına varmadığımız bir dünyanın kapılarını gönlünüzde açacak. Mutlu akşamlar." (7 Mar 2015)




Son fotoğraf ve paylaşım Suko_Lata'dan;

"Yeni yıla sadece günler kala ben. Yeni yılda da bol okumalı günlerimiz olsun İnşallah. Kitap: Engeloji - Aliye Yücel" (29 Aralık 2014)

Bunlar beni tanımayan kişiler arasından seçtiklerim. Instagram'da Engeloji ile ilgili daha pek çok paylaşım yer alıyor. Bu da beni çok mutlu ediyor...

ALİYE YÜCEL

9 Ekim 2016 Pazar

BLOGUM 5 YAŞINDA


Bloguma, beş yıl önce başlamış, ilk yazımı 4 Ekim 2011 günü koymuştum. Engeloji, 5 yılını doldurdu. Bloga başlarken yıllarca yazacağımı, beğenileceğini ve bana bir kitap kazandıracağını bilemezdim. "Engelli Hikayeleri" diyerek başladığım ve engelli farkındalığına dair yazılar yazdığım bloguma daha sonra kitabımın adını verdim. "Engeloji" oldu. Engeli ve engelliyi doğru anlama bilimi... İsminin böyle etkili olacağını tahmin edemezdim. Ancak Engeloji çok etkili bir isim oldu.

Blogumu; ne amaçla, neyi eksik gördüğüm için, neyi anlatmamın gerekli olduğunu fark ettiğim için açtığımı defalarca anlattım. Kısaca bahsedersem. Engelliliğin yanlış bilinmesi, engellilerin yanlış tanınması beni bu konuda yazmaya zorladı. Bir engelli olarak bunu anlatmamın gerekli olduğunu düşündüm.  Okuduğum bir kitapta, seyrettiğim bir filmde, bir haberde, duyduğum bir sözde engelli farkındalığını görüp aktarmaya çalıştım.


Dile kolay tam 5 yıl. Genellikle pazar günleri olmak üzere her hafta bir post yayınladım. Ne olursa olsun mutlaka zaman ayırdım ve hiç aksatmadım. Her hafta farklı bir konu ve bu konu ile engelli farkındalığı ortaya koymak kolay değildi. Farklı farklı konularla hep engelliyi ve engelliliği anlattım. Bazen engellilerle ilgili bir gelişmeyi, bazen engellilere yapılan bir haksızlığı, bazen engelli konulu bir kitabı veya filmi yazdım.

Belki başka konularda (moda, kadın, kozmetik, alışveriş, magazin gibi...) yazsaydım. Daha çok ilgi görecek, daha çok okunacaktım. Reklam alacaktım. Bunu biliyorum. Ama anlatmak istediğim, anlatmamın gerektiğine inandığım önemli bir konu varken başka konularda yazmak istemedim. Çünkü, yazılarımın beğenilmesinden çok, engelli  farkındalığı meydana getirmek istiyorum. Bunu her fırsatta belirtiyorum. Bunları yazarken birilerinin sesi olduğuma inanıyorum. Engellilerin anlatmak istedikleri aynı ve pek çok sorunları ortak. Birilerinin de bunu anlatması gerekiyor.

Blogumun 5 yıl içindeki görüntülenme sayısı 250 bini geçti. Bu oldukça iyi bir rakam. Engeloji; düzenli (her hafta mutlaka bir post), özenli, fotoğrafları konu ile alakalı ve niş (niche) bir blog oldu. Bunu ben demiyorum. Bilenler diyor! Geriye dönüp baktıkça bunca zamandır sadece "engelli ve engelliler" konusunda her hafta farklı yazılar yazabildiğime şaşıranlar da oldu. Doğrusu bazen ben de şaşırıyorum!


Bu arada çok önemli bir gelişme de oldu. Blogum ve kitabım sayesinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi 10-16 Mayıs Engelliler Haftası nedeniyle düzenlenen 7. Cemil Meriç Engel Tanımayan Başarı Ödülü'nü kazandım. Ödülü, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İbrahim Karaosmanoğlu'nun elinden  aldım. Cemil Meriç'in adının geçtiği bir ödülü almak çok mutlu ediciydi.

Bu hafta 5. yıl dolayısıyla blogumla ilgili bir şeyler yazmak ve teşekkür etmek istedim. Engelli ve engellilik konularında anlatmak istediğim daha çok şeyin var olduğunu görüyorum. Bu nedenle bugünden sonra da yazmaya ve bir şeyler paylaşmaya devam etmek istiyorum. Bu geçen 5 yıl içinde bloguma giren, okuyan, öneren, takip eden, beğenen, paylaşan, eleştiren, yorum yazan, motive eden herkese çok teşekkür ediyorum. Yeni yazılarda görüşmek dileğiyle...

ALİYE YÜCEL