> Engeloji

Translate

19 Nisan 2020 Pazar

BRAİLLE KLAVYE



Teknolojiyi yakından izlemesem de engelliler için yapılan teknolojik gelişmeler ilgi alanıma giriyor. Gördüğüm bir gelişmeyi mutlaka bloguma yazmayı istiyorum. Olur, biri görür faydalanır ya da bir engelliye söyler o faydalanır diye… Teknolojinin engelliler alanında kullanılması ve bu sayede engellerin aşılıyor olması çok memnuniyet verici…

Günümüzde pek çok alanda engellilerin hayatını kolaylaştıracak ürün ve uygulamalar yapılıyor. Çeşitli kurum ve kuruluşlar bu alanda birbirleriyle yarışıyor. Her gün farklı yenilikler ortaya çıkıyor. Şimdi de Google, önemli bir adım attı. Google, görme engellilere önemli bir destek vereceğini ve akıllı telefonlarda da Braille alfabesinin kullanılabileceğini duyurdu.

Google sözcüsü: “150 yıldan uzun bir süre önce Braille’in icadı okuma ve yazmayı görme engellilerin erişimine açmada devrim niteliğindeydi. Bugün, Braille ekranları gerçek Braille klavyesi aracılığıyla çoğu telefonda ve bilgisayarda yazmayı mümkün biliyor. Ancak, telefonunuza her şeyi hızlı bir şekilde yazmak istediğinizde harici bir cihazın bağlanması uzun sürebilir…” diyerek TalkBack Braille Klavyesi’ni açıkladı.



Android cihazlarda olan TalkBack uygulaması, telefonda gezinmeye yardımcı olmak için dokunulan ve etkinleştirilen her şey sesli geri bildirim sağlıyor. Bu görme engelli kullanıcıların cihazlarıyla etkileşmeye girmesine yardımcı olan erişilebilirlik hizmetiydi. Şirket, daha fazla dezavantajlı kişilere destek olması gerektiği düşünerek yeni bir destek sistemi geliştirerek görme engellilere bir klavye desteği sunuyor.

Google TalkBack Braille Klavyesi, doğrudan Android cihazlara entegre edilmiş yeni bir sanal Braille alfabesiyle olan klavyedir. Bu klavye desteği ile görme engelliler Braille alfabesini kullanarak rahatça yazı yazabilme imkanına sahip oluyor. Bu uygulama sesli komut gibi desteğe sahip olduğu için büyük kolaylık sağlıyor.

TalkBack uygulamasını Android 5.0 ve daha güncel sürüm kullanan bütün cihazlarda kullanmak mümkün… İster e-posta yazın, ister metin yanıtlıyor olun, ister sosyal medyada bir şey paylaşıyor olun, herhangi bir ek donanım olmadan telefonda yazmanın hızlı ve kullanışlı bir yolu… Başlangıçta İngilizce olan uygulama daha sonra diğer diller içinde uygulanabilecek.

ALİYE YÜCEL

12 Nisan 2020 Pazar

ÖZEL ÇOCUKLARA ÖZEL İZİN



Korona virüsü nedeniyle birçok önlem alındı. 65 yaş üstü ve kronik hastalığı olanlara sokağa çıkma yasağından sonra, 20 yaş altı genç ve çocuklara da sokağa çıkma yasağı geldi. Geldi ancak bu bazı aileler için zor bir durumu ortaya çıkardı. Çünkü bazı zihinsel engelli özel çocuklar için bu karara uymak oldukça zordu… Bu görülmüş olmalı ki İçişleri Bakanlığı, “özel çocuklar” için yeni bir genelge çıkardı.

İçişleri Bakanlığı, 81 il valiliğine “özel gereksinimi” olan genç ve çocuklarla ilgili istisnaları içeren bir ek genelge gönderdi. Bu genelgeye göre; 20 yaş altı (1 Ocak 2000 sonrası doğan) genç ve çocuklar arasında; otizm, down sendromu ve ağır mental retardasyon gibi engel tanısı konulmuş olanların dışarı çıkmasına izin veriliyor.

Genelgede, otizm, down sendromu ve ağır mental retardasyon gibi engel tanısı konulmuş çocuk ve gençlerin; enfeksiyon yayılımını engelleyecek uygun şartları yerine getirmek, sosyal mesafe kurallarına uymak, maske kullanmak, el temizliği ve hijyene uymak koşulu ile evlerinden çıkmalarına, park ve bahçelerde dolaşmalarına ve aynı il sınırları içinde araçla seyahat etmelerine izin verileceği belirtiliyor.


Tam bu noktada, “Bu çocuk ve gençlerin özel gereksinimi olduğunu nasıl anlatılacak ki?” derseniz rapor bulundurmak zorunlu… 20 yaş altı genç ve çocukların ebeveynleri, yakınları ya da bakıcıları onların engellerini kanıtlayan rapor gibi belgeleri yanında bulunduracaklar. Ancak bu sayede dışarı çıkarabilecekler.

Otizm, down sendrom ve ağır mental retardasyon gibi engel tanısı konulmuş bazı çocuk ve gençlerin kapalı kalmaları onların sağlılarını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Genelgede, özel gereksinimi bireylerin uzun süre kapalı alanlarda kalmalarının ruhsal ve fiziksel sağlıkları üzerinde olumsuzluklar meydana getirebileceğine dikkat çekiliyor.

Genelge de ayrıca; valilik ve kaymakamlıklardan uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi çocuklar, gençler ve ailelerinin herhangi bir şekilde mağdur edilmemesi istendi. Umarım bu genelge en küçük birimlere kadar iletilir. Bir çocuğu sokakta görünce onun özel çocuklardan biri olabileceği hatırlanır. Yoksa mağdur olanlar olabilir.

ALİYE YÜCEL

5 Nisan 2020 Pazar

BÖYLE MASKE DUYDUNUZ MU?



Tüm dünyada korona virüsten korunmak için çeşitli tedbirler alınıyor. Maske takmak da bunlardan biri ve belki de en önemlisi…  Maske takmak artık zorunlu hale geldi. Tek kullanımlık maskelerdense artık yeniden kullanılabilir maskeler yapılıyor. Maskeler çok önemli ama bazı kişiler için hiç uygun değil. Kimler için derseniz, işitme engelliler için… Çünkü birçok işitme engelli kişi dudak okuma sayesinde konuşulanı anlıyor ve böyle iletişim kurabiliyor.

Bu ihtiyacı gören Ashley Lawrence, işitme engelliler için maske yapmaya karar veriyor. Lawrence, 21 yaşında Amerikalı yaşayan bir üniversite öğrencisi… Yaptığı maskeleri sosyal medyada paylaşıyor.  Böylece bu ilginç çalışmasını tüm dünyaya duyuruyor. Bizim kulağımıza kadar da geldi. Bu yaptığı ile büyük takdir topladığı da kesin…

İşitme engelliler için dudak hareketlerini görmek çok önemli… Normal maskelerde ağız kapalı olduğu için dudakları görme ve söylenenleri anlamak mümkün değil. Bu nedenle işitme engelli kişiler maske takan birinin konuşmalarını anlayamıyor ve iletişim kuramıyor. İşte Ashley Lawrence, bu sorunu çözmek için ağız kısmında şeffaf bir pencere olan maskeler yapmaya başlıyor.


Ashley, işitme engelliler ve işitme zorluğu çekenlerin eğitimi ile ilgili bir bölümde okuyor. Bu nedenle bu konuda duyarlı… İşitme engellilerin de bu zorlu süreçte iletişimsiz kalmalarını istemiyor. Genç kız, bu konu ile ilgili olarak şöyle diyor: “Şu anda hepimiz panikliyoruz ve bu yüzden pek çok insan düşünülmüyor. Bu yüzden, böyle bir zamanda bile insanların bu iletişime sahip olmasının çok önemli olduğunu hissettim…”

Ashley Lawrence şöyle devam ediyor: “İletişim için dudak okumaya gereksinim duyanlar için maske olduğunda iletişimleri kesilir. Bunun çözümü kolay geldi. Pandemiden hemen önce işitme engellilerin dudak okuması için doktorların ağızlarını görebilecekleri maskeler yapıldı ve bu ticarileştirildi. Maske sıkıntısı nedeniyle herkes kendi maskesini yapmaya başladı. Ben de şöyle düşündüm “Neden herkes için böyle bir maske yapmayayım?”

Genç kız, önce annesinin de yardımıyla bazı eski çarşaflar ile maske yapımına başlıyor. Sadece birkaç gün içinde düzinelerce maske yapıyor. Bunları da ihtiyacı olan herkese ücretsiz olarak veriyor. Her üretim ihtiyaçtan doğuyor. Bu maske de böyle yapılmış… Buna gerçekten ihtiyaç var.  Belki herkesin böyle bir maske kullanması gerekmiyor. Ancak işitme engellilerin yoğun olduğu yerlerde bulunması çok faydalı…

ALİYE YÜCEL

29 Mart 2020 Pazar

REHBERİNİZ ARTIK CEBİNİZDE




Türkiye Beyazay Derneği, yaptığı etkili çalışmalara bir yenisini ekledi, engellilere rehberlik edecek bir mobil uygulaması başlattı. Uzun süreden beri yazımı, denemesi devam eden "enGrehber" tamamlandı ve artık hizmete hazır. "enGrehber" nedir derseniz; kısaca engelliler için sanal bir asistan… Bilgilendirerek, kullanıcı adına işlemleri yaparak hayatı kolaylaştırabilecek yetenekte bir yapay zeka yazılımı…

Telefonun özelliğine göre ücretsiz olarak Play Store veya App Store’dan "enGrehber"i akıllı telefona indirip kuruyoruz. “Kaydol” bölümünden kaydoluyoruz. Yazarak veya mikrofona sorularımızı soruyoruz. Engellilerle ilgili konuların ve işlerin hayati olduğu düşüncesiyle şimdilik bu alanda katkı yapmaya başladı.  Zamanla daha da gelişip pek çok alanda hizmet edeceği kesin…

Türkiye Beyazay Derneği Genel Koordinasyon Kurulu Üyesi Lokman Avya bu projenin engellilerin bilgiye erişim ihtiyaçlarından doğduğunu belirterek "Aklınıza ne gelirse her türlü soruyu sorabileceğiniz ve karşılığında da en doğru, en iyi ve en güvenilir bilgiye ulaşabileceğiniz bir uygulama gerekiyor. Siz ona her şeyi söylüyorsunuz o da size bulup tek tek anlatıyor. Üstelik karşılıklı olarak konuşarak anlatıyor…" diyor.


"enGrehber" kapsamlı bir proje... Uygulama, aşağı yukarı 30 kadar çağrı merkezi elemanının yapacağı işi tek başına yapacak. Türkiye'nin her yerindeki kişiler aynı bilgiye sahip olacak. İçişleri Bakanlığı'nın desteğiyle yürütülen uygulama bir kamu hizmeti olarak sunuluyor. "enGrehber"in kullanımının yaygınlaştırılması, geliştirilmesine destek verilmesi “Topluma Hizmet Dersi” kapsamında değerlendirilmektedir. 

"enGrehber", interaktif bir şekilde bilgi verdiği için bireyin anlaması daha kolay... Sorulan soruların cevapları bilinmiyorsa bile o konu araştırılıp kullanıcıya ulaştırılıyor. Uygulamanın önemli bir yanı da şu; en çok sorulan sorular, talep edilen bilgiler istatistikler olarak yayınlanacak ve karar mercilerine sunulacak. Böylece politikalar ve stratejiler de üretilmiş olacak…

"enGrehber", sürekli gelişen bir yapay zeka yazılım… Bizim sayemizde gelişecek. Şu şekilde katkı yapabiliriz:
1-    Çok fazla soru sorarak.
2-    Bir konuyu farklı şekillerde sorarak…
3-    Hata yaptığında veya tatminkar cevap vermediğinde engrehber@beyazay.org.tr bildirerek…
4-    Cevabın daha iyi nasıl verilebileceği hakkında önerilerinizi  engrehber@beyazay.org.tr bildirerek…
5-    "enGrehber" daha nasıl faydalı olabilir önerilerinizi engrehber@beyazay.org.tr bildirerek…
6-    Yukarıdaki 5 maddeyi çevrenizdekilerin veya ulaşabildiklerinizin de yapmasını sağlayarak.



ALİYE YÜCEL

22 Mart 2020 Pazar

KORONA GÜNLERİNDE EMPATİ



Bu hafta başka bir konuyu ele almak istiyordum. Ama korona virüsü bizi esir aldı. Her yer de o… Okular tatil, alışveriş merkezleri ve pek çok işyerleri kapalı… 65 yaş üstü ve kronik hastalığı olanlara sokağa çıkma yasağı var. Böyle olunca da başka bir konuyu yazmak olmazdı. Yıllar sonra tarihe bakınca herkes virüsten kırılırken bunu mu yazılır denmemesi için korona virüsü ile ilgili yazacağım. Ama bambaşka bir açıdan…

Bloguma başladığım günden beri engelli ve engellilik konusundan başka bir konuyu ele almadım. Blogum “Engeloji” olunca güncel bir konuyu bile engellilikle ilgisi yoksa yazmadım. Yine öyle yapacağım. 

Virüsün getirdiği bir durum var. Korona virüsü salgını dolayısıyla insanlar bu hastalıktan korunmak ve yakınlarını korumak için evde kalmaları gerekiyor. Bu durum için #evdekal, #evdekaltürkiye hashtagleri yapılıyor. İnsanlar dışarıya çıkmıyor, çıkamıyor…  Evde kalmaya başladılar, kalıyorlar da…


İnsanlar evde kalıyorlar kalmasına da… Dün bir bugün iki, sıkılmaya başladılar bile… Medyadan okuduklarımdan, konuştuğum kişilerden bunu anlıyorum. Anladım ki, her gün dışarıya çıkmaya alışan insanlar, iki gün üst üste evden çıkamayınca çok sıkılıyorlar. Oysa günlerce değil, aylarca, yıllarca evinden, odasından hatta hatta yatağından çıkamayanlar var. Bazı hastalar ve engelliler bu durumdalar… Onların dünyaları dört duvar…

Şimdi bu durumda şunu söylemek istiyorum. Canı sıkılanlar umarım evlerinden çıkamayan milyonlarca engelli için artık empati yapabilirler. Çünkü bu durum geçecek… Hastalığa yakalanmayan ya da yakalanıp atlatanlar için hayat devam edecek.  Korona virüsü, hayatta kalanlar için daha önce görmediği pek çok şeyi getirdi ve pek çok şeyi yaptırdı. Umarım evden çıkamayan kişiler için de empati yapmayı getirmiştir.

Bu konu ile ilgili yazacak yüzlerce cümlem var. Ama edebiyat yapmaya gerek yok. Maksadımı anlattım diye düşünüyorum. Evden hiç çıkamayanlar için empati yapmak, sonra da şükretmek gerekiyor.  Evde kalacağınız süre içinde belki daha çok kitap okuyacak, daha çok film seyredeceksiniz. İster ‘Kolera Günlerinde Aşk’i okuyun, ister ‘Kolera Günlerinde Aşk’i seyredin, ama korona günlerinde empati yapmayı sakın unutmayın!

Not: 
Allah yardımız olsun. Ülkemiz ve tüm dünya bu beladan bir an önce kurtulsun…

ALİYE YÜCEL

15 Mart 2020 Pazar

BİR DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLAMASI



Geçen hafta kutlanan Dünya Kadınlar Günü için yapılan farklı bir etkinlikten bahsedeceğim. Zebedee Management isimli ajans Dünya Kadınlar Günü etkinliği için engelli kadınlarla fotoğraflar çekimi gerçekleştirmiş… Zebedee Management, İngiltere’de engellilerin de çalıştığı, engelli modellerin yer aldığı bir ajans… Engellilerle ilgili önemli farkındalık çalışmaları yapıyor. Dünya Kadınlar Günü’nde farklı engellere sahip çeşitli kadınların gününü bu şekilde kutlamış… Fotoğraflar oldukça ilginç geldi.

Engellilerin medyada en az temsil edilen azınlık olduğu kesin… Böyle olunca engelli kadınlarda az yer alıyor. Medyada özellikle de reklamlarda engelli kadınlar yer almıyor. Oysa onlarda kadın… Kadın olmanın tek bir yolu yok. Engellileri ve görünür farklılıkları temsil eden ajans Dünya Kadınlar Günü her türlü kadını kutluyor. İşte Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamamız gereken bazı kadınlar ve bu proje ile ilgili anlamlı cümleleri:

33 yaşındaki Monique, cam kemik hastası (osteogenesiz imperfecta)… Kemikleri çok kolay kırılabiliyor. Monique: “… Ne kadar farklı olursa olsun tüm kadınların kutlanması, kabul edilmesi ve güzel görülmesi gerektiğini göstermek için bu kampanyaya katıldım…” diyor.

19 yaşındaki Maya’nın, genetik olarak skolyozu var. Hayatını tekerlekli sandalyede sürdürüyor. Maya “… Yalnız olmadığınızı ve aynı deneyimi yaşayan ulaşabileceğiniz o kadar çok insan olduğunu unutmayın. En önemlisi, bu dünyada çok güzel ve önemli olduğunuzu unutmayın…” diyor.

Gemma 25 yaşında, melanositik naevus ile doğuyor. Yani vücudunda farklı boyutlarda yüzlerce doğum lekesi var. Gemma: “…Birçok kız gibi ortaokulda görünümümle mücadele ettim. Kıyafet ve makyajla örmeye çalıştım… Yavaş yavaş, farklarımı kucaklamaya başladım. Bu hala bir yolculuk, ama uzun bir yol kat ettim!..” diyor.

Niamh 20 yaşında, ektodermal displazisi var.  Ektodermal displazi; deri, saç, tırnaklar, dişler ve ter bezlerinin gelişim bozukluğu ile kendini gösteren kalıtımsal bir hastalık… Niamh: “… Bu fotoğraf çekimi beni rahatlık alanımdan çıkardı. Çünkü son derece savunmasızım ve dünyanın görmesi için tüm güvensizliklerim sergileniyor. Ancak bu beni inanılmaz derecede güçlendirilmiş hissettirdi…” diyor.


Clara 39 yaşında, ehlers danlos sendromu olarak adlandırılan vücuttaki bağ dokularını etkileyen kalıtsal bir hastalığa sahip. Clara: “… Ben vücut pozitifliği, kendini sevme, kendini güçlendirme ve başkalarını yeteneklerinden bağımsız olarak kalbinin istediklerinin peşinden gitmeye teşvik eden büyük bir destekçiyim…” diyor.

20 yaşındaki Kathleen, down sendromlu bir genç kadın… Kathleen ile ilgili şöyle deniyor: “… Engelli olduklarında kadın olduklarını nasıl unutuyordunuz? Yani Kathleen, Down sendromu olan bir kadın mı yoksa Down sendromlu bir kadın mı olarak tanımlanmalıdır? Düşündüğünüz kadar basit bir cevap değil…”

Cara 21 yaşında, vücudunun tüm yönlerini etkileyen fonksiyonel bir nörolojik bozukluğa sahip… Hayatını tekerlekli sandalyede sürdürüyor. Cara: “… Hastalandığımda beri, benden aldıkları ve değiştikleri için vücuduma çok kızmıştım. Zebedee Management kadınlarla ilgili bu çekimi yaparken, nihayet bedenimle gurur duydum ve sadece engelliliğimden dolayı da güzel hissettim...” diyor.

65 yaşındaki Lindy, işitme engelli… Lindy: “… İşitme engelim var. Gizli bir sakatlık… Seyahat, sosyal ortamlar vb. gibi zamanlarda zor olabilir. Artık işitme cihazımdan utanmam gerektiğini düşünmüyorum… Hepimiz eşsiziz!..” diyor.

20 yaşındaki Georgina, miyaljik ensefalomiyelit sendromlu yani kronik yorgunluk sendromu geçiriyor. Georgina, “… Bugün hakkında nereden konuşmaya başlayacağım. Sanırım bu çekimde yer alan bu güzel kadınların her biriyle gerçekten gurur duyduğum gerçeğiyle başlayacağım…” diyor.

Renee 21 yaşında, paraplejili yani omurilik felçli… Vücudunun alt yarısında kuvvet ve hareket kaybı var. Hayatını tam zamanlı olarak tekerlekli sandalyede sürdürüyor. Renee: “… İnsanların onları benzersiz kılan her şeyi kucaklamasına ve sevmesine yardımcı olabileceğimi umuyorum…” diyor.

Her kadının ayrı ayrı fotoğrafları var. Hepsi çok çarpıcı… Fotoğraflar, Shelley Richmond tarafından çekilmiş… Burada hepsine yer veremeyeceğim. Söylediklerinin de hepsini yazamadım. Ama anladığım kadarıyla bu çekim kadınlara çok iyi gelmiş. Engelleriyle yüzleşme imkanı bulmuşlar. Umarım onları görenler de aynı şeyleri hisseder.

ALİYE YÜCEL

8 Mart 2020 Pazar

SÜMEYYE "BARBİE" OLDU



Geçtiğimiz haftalarda; Mattel firmasının yaptıkları bir açıklamaya göre tekerlekli sandalyedeki Barbie bebeği tekrar ürettiklerini açıkladıklarını, üstelik firma bunun devamının geleceğini; saçı olmayan, protez bacaklı, vitiligolu ve farklı engellere sahip bebeklerin yakında piyasada olacağını söylediğini yazmıştım. Bu bebeklerin nasıl olacağını merak ederken bir tanesinin haberi geldi. Paralimpik milli yüzücümüz Sümeyye Boyacı Barbie bebek oldu.

Barbie bebeklerinin yapım firması olan Mattel, önyargılar nedeniyle kendi potansiyelinin farkında olmayan kız çocuklarının bu ‘hayali duvarlar’ını ortadan kaldırmak için çeşitli ülkelerde başarılı kadınları rol model olarak seçip oyuncak bebeklerini üretiyor. Firma bu yıl Türkiye’den; doğuştan her iki kolu olmayan, şampiyon paralimpik yüzücümüz Sümeyye Boyacı’yı rol model olarak seçti ve Barbie bebeğini yaptı.
  
17 yaşındaki yüzücümüz Sümeyye Boyacı, 2018 yılında İrlanda da yapılan Avrupa Paralimpik Yüzme Şampiyonası’nda kadınlar S5 kategorisi 50 metre sırtüstü finalinde yarıştı ve Avrupa Şampiyonu oldu. Sümeyye'nin başarısı çok ilgi çekti. Çünkü bu sıradan bir başarı değildi. Sümeyye'nin doğuştan her iki kolu yoktu. Ama o kolları olan yüzücülerle yarıştı. Yani kulaç atanlarla birlikte yüzdü ve birinci oldu. Bu örnek ve büyük bir başarıydı.


Sümeyye, 2018 yılında Avrupa Paralimpik Yüzme Şampiyonası'nda şampiyon olduktan sonra 2019 yılında İngiltere'nin başkenti Londra'da yapılan Dünya Paralimpik Yüzme Şampiyonası'nda da 3 salise farkla dünya ikincisi oldu. Üstelik yine kolları olan yani kulaç atan yüzücülerle yarışmıştı. Aslında şampiyon sayılırdı. Şampiyonada 3 salise farkla ikinci olmasıyla ilgili olarak "Ben kafamla dokunmak zorundaydım, rakibim elleriyle daha yukarıdan dokundu" demişti.

Sümeyye bebeğinin yapılmasıyla ilgili olarak “Hayal dahi edemeyeceğim kadar büyük, bir o kadar da anlamlı bu projenin içerisinde yer almak beni öyle mutlu ediyor ki… 2020 senesinin Barbie tarafından Türkiye’den “Yılın İlham Veren Kadını” olarak seçildiğimi ve Barbie bebeğimi yapacaklarını söylediklerinde mutluluktan çığlık atmak, oradan oraya koşup zıplamak istedim. Çünkü 1959 yılından beri kız çocuklarına ilham veren Barbie’nin dünyada sadece sınırlı sayıda ürettiği rol model bebeklerinden biri olma şansını yakalamıştım. Üstelik kolları olmasa da kanatları olan dünya üzerindeki bana benzeyen ilk ve tek Barbie bebek…” diyor.
  
Sümeyye "Kollarım yok ama kimsenin görmediği kanatlarım var" diyor. Küçük yaşta iken kollarının çıkacağını düşünüyormuş. Annesi bir gün ona kollarının çıkmayacağını ve ama her şeyi ayaklarıyla yapabileceğini anlatmış. Öyle de olmuş. İnanılması zor ama ayaklarıyla resim, ebru, yemek yapıyor ve dikiş dikiyor. Sümeyye, yüzme dışında da pek çok şeyi başarıyla yapıyor. Üstelik ayaklarıyla… Çok güzel ve sevimli... Bu yüzden firma onu boşuna seçmemiş… Gerçekten bir rol model… Hele de engelli çocuklar için… Umarım Türkiye’ye gelir ve ebeveynler çocuklarına alacakları Barbie’lerden bir tanesini “Sümeyye” olarak seçerler… Bu engelli farkındalığı adına güzel bir adım olur.

ALİYE YÜCEL