> Engeloji : İşitme Engelli

Translate

İşitme Engelli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İşitme Engelli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Kasım 2019 Pazar

KIRMIZI BEYAZ BASTON

Görme engellilerin beyaz baston kullandığını biliyorsunuz. Peki bir kişi kırmızı - beyaz bir baston kullanıyorsa o kişinin ayrıca işitme engelinin de olduğunu biliyor muydunuz? Kırmızı - beyaz renkli baston hem görme hem de işitme engelli olan yani her iki engeli de olan kişiler tarafindan kullanılıyor. 

Türkiye'de çok bilinmese de dünyadaki birçok ülkede yaygın... Bir gün bir yerde kırmızı - beyaz bastonlu birine rastlarsanız bunu hatırlayın. 

ALİYE YÜCEL 

27 Ekim 2019 Pazar

"UMRE" ÖDÜLLÜ BİLGİ YARIŞMASI

Diyanet İşleri Başkanlığı görme ve işitme engelliler için ödülü umre olan bir bilgi yarışması düzenliyor. Bilgi yarışması için başvurular, 28 Ekim'e kadar il müftülüklerine yapılabilecek.

Diyanet İşleri Başkanlığı bu konu ile ilgili, "Başkanlık tarafından Kur'an kurslarında şu an eğitim gören veya önceki yıllarda eğitim görmüş işitme ve görme engelli öğrencilere yönelik "İşitme ve Görme Engelliler Arası Kur'an-ı Kerim ve Dini Bilgiler Yarışması" düzenlenecek" diye açıklama yaptı. 

Başkanlık bu yarışmanın amacını "Görme ve işitme engellilerin dini bilgilerini geliştirmek, Kur'an-ı Kerim'i okumaya teşvik etmek, inanç esasları ve Siyer-i Nebi konularında bilgilerini artırmak" olduğunu açıkladı.

Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Kur'an kurslarında eğitim görmüş veya halihazırda bu kurslarda eğitime devam eden yüzde 55 ve üzeri işitme engelli ya da yüzde 61 ve üzeri görme engelli kursiyerler katılabilecek. 

Yarışmaya 12 yaşından büyük, Diyanet İşleri Başkanlığı personeli olmayan, önceki yıllarda düzenlenen yarışmaların herhangi birinde ödül kazanarak umreye gitmemiş engelliler girebilecek. 

Yarışma, 30-31 Ekim'de il müftülüklerince gerçekleştirilecek. Yarışma görme engelliler için; Kur'an-ı Kerim'i güzel okuma, ezber ve temel dini bilgiler,  işitme engelliler için ise Kur'an-ı Kerim okuma, ezber ve temel dini bilgiler alanlarında yarışacak. 

ALİYE  YÜCEL 

2 Haziran 2019 Pazar

YAZ GELDİ



Yaz geldi. Yaz demek bir çok insan için tatil demek... Engellilerin de herkes gibi tatil yapmaya ihtiyacı var. Ancak gidilecek ve kalınacak tesisler onlara uygun değil. Son yıllarda bazı tesislerde düzenlemeler olmaya başladı. Ama bunların birçoğu engellilerin ihtiyacını karşılayacak düzeyde olmuyor. Karşılayan yerlerinde da bazı alanları engellilere uygun değil. Çok az tesis engellilere kalabileceği düzenlemelere sahip…

Son yıllarda engelsiz turizm, erişilebilir tatil, engelsiz tatil gibi çalışmalar yapılıyor. Ancak engelliler için ayrı bir tesis yapmak, engelli ve engelsiz kişilerin birbirlerine daha da yabancılaşmasına yol açıyor. Önemli olan engelli ve engelsiz herkesin aynı ortamda tatil yapması... Kültür ve Turizm Bakanlığı, engellilerin daha rahat konaklayabilmesi için düzenleme yapan tesislere “Herkes İçin Erişilebilirlik Belgesi” veriyor. Bu belgeyi almaya hak kazanan tesislerde giriş, merdivenler, odalar, yemekhaneler, havuz, tuvaletler ve banyolar gibi her alanda engelli bir kişinin tek başına özgürce tatil yapabileceği şartlar sağlanıyor.

Turistik tesislerin engellilere göre düzenlenmesi denilince, bedensel engelliler için düzenlenmiş odalar akla geliyor. Bu tamam... Bedensel engellilerin  rahat kalabileceği odalar, hareket edebileceği alanlar ve denize girebileceği sahiller gerekiyor. Ancak diğer engel gruplarının da farklı ihtiyaçları var.  İşitme engelliler için işaret dili bilen bir personel... Görme engelliler için de; hissedilebilir zeminler, ses uyarıcıları ve Braille alfabesiyle yazılmış broşür gibi...



Engelliler için yapılacak düzenleme ve uygulamaların maliyetinin yüksek olacağı düşünülüyor. Ancak uzun vadede kar olacağı unutuluyor. Herkes gibi engellilerde rahat hareket ettiği ve alıştığı ortama tekrar gelmek isterler. Ayrıca; engelliler için yapılacak bazı düzenlemelerin yaşlıların hayatını kolaylaştırıyor. Çünkü birçoğu hareket zorluğu yaşıyorlar. Dünyada yaşlı nüfusun arttığını düşünürsek yapılan düzenlemeler onlara içinde faydalı oluyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı; "Engelli Dostu" tesislere “Herkes İçin Erişilebilirlik Belgesi" veriyor. Bu belgeyi almaya hak kazanan tesisler engellilerin daha rahat konaklayabilmesi için çeşitli düzenlemeler yapıyor. Bu düzenlemeler tesislere girişten başlıyor. Merdivenler, odalar, yemekhaneler, havuz, tuvaletler ve banyolar gibi her alanda devam ediyor. Böylece bir engellinin de tek başına tatil yapabileceği şartlar sağlanıyor.

Her yerde engellilere uygun otel, motel ve pansiyon ve tesisler olması gerekiyor. Özellikle de tatil yörelerinde... Çünkü, tatil için gidilecek yerde rahat hareket edemeyeceğini, zorluk çekeceğini bilmek caydırıcı bir durum... Tatilde dinlenmek yerine zorluk çekmek kim ister. Engellilerde hayatın her alanında aynı şartlarda yararlanmalıdır. Turizm de bu alanlardan biri... Bu nedenle  bunun göz ardı edilmemesi gerekiyor. Herkes için erişilebilir bir tatil için gerekli çalışmalar devlet ve özel sektör iş birliği içinde olmalı...

ALİYE YÜCEL

12 Mayıs 2019 Pazar

BU HAFTA BİZİM



10 Mayıs ile 16 Mayıs arası Engelliler Haftası'dır. Birleşmiş Milletlere üye olan ülkelerde, engelliler hatırlanır. Bu hafta engelli ve engellilik konusuna dikkat çekmek içindir. Bu haftayı "Engelli Farkındalığı Haftası" olarak görüyorum. Bu haftada yapılacak en önemli etkinliğinde engelli farkındalığının oluşturulması için çaba harcamak olduğuna inanıyorum. Bunun için de;  engellilerle empati kurmak, dünyaya onlar gibi bakmak gerekir.

Farklı engel grupları var. Süre bir hafta olunca her gün farklı bir engel grubuna tahsis edilmiş:
10 Mayıs: Engelliler Haftası'nın Açılışı,
11 Mayıs: Görme Engelliler Günü,
12 Mayıs: İşitme ve Konuşma Engelliler Günü,
13 Mayıs: Ortopedik Engelliler Günü,
14 Mayıs: Zihinsel ve Ruhsal Engelliler Günü,
15 Mayıs: Güçsüz, Yaşlılar ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar Günü,
16 Mayıs: Engelliler Haftası'na Genel Bakış.


Bu haftanın amacı; engellilerin topluma kazandırılması, engelli farkındalığının oluşması, insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanmasıdır. Bu nedenle, engelliler konusunda dikkat çekmek ve duyarlılığı sağlamak için çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Medyada da bu konu ile ilgili çeşitli haberler yapılıyor. Engellilerin hayat şartlarını iyileştirme için yapılanlardan bahsediliyor. Bu yeterli olmuyor. Bir faydası da yok. Çünkü engellilerin sorunları, sıkıntıları devam ediyor.

Son yıllarda engelliler adına iyi gelişmelerde oldu. Engellilere yönelik olumlu yasalar çıktı. Ancak engellilerin sıkıntıları devam ediyor. Eğitim, mimari engeller, istihdam ve engellilere yönelik yanlış bakış açısı gibi... Sorunların hala devam etmesinde en büyük etken yanlış bakış açısı. Engelliye bakış açısının değişmesi gerekiyor. Engelliye doğru bakış küçük yaşta kazandırılır. Bu nedenle anne, baba ve öğretmenlere büyük iş düşüyor. Çocuk engelliye acımamayı, küçümsememeyi, alay etmemeyi öğrenmelidir. Büyüdüğünde de engelliye ön yargı ile bakmamalıdır.

Engellilere ayrılmış hem bir gün (3 Aralık) hem de hafta var. Bu günlerde yazdıklarım da hemen hemen aynı şeyler oluyor. Belki bir kişi okur ve bir farkındalık oluşur umudunu taşıyor ve yazıyorum. El birliği ile her alanda bir şeyler yapılmalıdır. Engelli olmak diğer bireylerle beraber yaşamaya engel değildir ve olmamalıdır. Engellerin kalkması ve engelli farkındalığının artması dileğiyle...

ALİYE YÜCEL

10 Şubat 2019 Pazar

TEŞEKKÜRLER GOOGLE



Kullanılan teknolojilerin pek çoğunun engelsiz tüketicilere yönelik olarak tasarlandığını söylemeye gerek yok. Ancak günümüzde bu yavaş yavaş değişiyor. Günlük hayatta kullanılan pek çok teknoloji ürünleri için artık engelliler de düşünülüyor. Engellilerinde sosyal iletişimlerine yardımcı olan uygulamalar ve günlük hayatında kullanacağı pek çok ürün tasarlanıyor. Google, işitme engelliler ve duyma zorluğu çekenler için iki yeni mobil uygulaması başlattı.

Bunlar, Live Transcribe (Canlı Alt Yazı) ve Sound Amplifier (Ses Yükseltici) uygulamaları... Google'ın bu yeni uygulamaları sayesinde işitme engellilerin ve duyma zorluğu çekenlerin hayatları büyük ölçüde kolaylaşacak. Android ekosistemi için kullanıma sunulan Live Transcribe (Canlı Alt Yazı) ve Sound Amplifier (Ses Yükseltici) uygulamaları Android platformu için kullanıma sunulmak üzere Google Play'de yayınladı.

Google'ın faydalı uygulamalarından ilki Live Transcribe (Canlı Alt Yazı)... Bu uygulama ile bulunulan ortamdaki konuşmalar gerçek zamanlı olarak kullanıcının ekranında metne dönüşüyor. Modern otomatik konuşma tanıma teknolojisini kullanan Live Transcribe uygulaması çift yönlü konuşmaları da dönüştürebiliyor. Kullanıcılar ayrıca takip ettikleri sohbetlere, ekrana cevap yazarak da katılabiliyor.


Live Transcribe (Canlı Alt Yazı) uygulaması, 70'den fazla dil ve lehçedeki canlı konuşmaları metne dönüştürüp, ekrana aktarıyor. Buna Türkçe de dahil... İki dil arasında hızla geçişe imkan veren iki dil desteği de bulunuyor. Canlı Alt Yazı, uygulaması bulunulan ortamdaki konuşmaları metne dönüştürmek için mikrofon erişimine ihtiyaç duyuyor. Bu uygulamaya ücretsiz erişilebiliyor.

Google'nin bir diğer uygulaması Sound Amplifier (Ses Yükseltici), kablolu kulaklıkla çalışıyor. Akıllı telefonlardan duyulan sesleri kulaklığa aktarıyor, çevredeki sesleri arttırıyor. Gürültülü ortamlardaki düşük sesli konuşmalar güçleniyor, daha rahat ve doğal bir dinleme imkanı sağlıyor. Böylelikle sohbeti devam ettirme ihtiyaca göre özelleştiriliyor. Ara yüzler, ses ve mikrofon ayarları düzenlenebiliyor. Arka planda olan istenmeyen ve rahatsız edici sesler azaltılabiliyor.

Tanıtılan yeni uygulamalar ile ilgili olarak Google Ürün Müdürü Brian Kemler: "Bariyerleri yıkmak ve hayatı herkes için daha kolay hale getirmek için teknolojinin gücüne inanıyoruz. Bugün, işitme engelliler ve zor duyanlara yardımcı olacak iki yeni Android uygulamasını tanıtıyoruz: Live Transcribe (Canlı Alt Yazı) ve Sound Amplifier (Ses Yükseltici)..." diyor. Bu uygulamaların iletişim konusunda zorluk çeken işitme engelliler için çok faydalı olacağı kesin. Teşekkürler Google...

ALİYE YÜCEL

20 Ocak 2019 Pazar

MEDYAYA ERİŞİM



Engellilerle ilgili çalıştayları bloguma yazmasam da takip etmeye çalışıyorum.  Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından gerçekleştirilen "Sağırların, İşitme ve Görme Engellilerin Görsel, İşitsel Medya Hizmetlerine Erişiminin İyileştirilmesi Çalıştayı" 26 Aralık 2018 - 7 Ocak 2019 tarihleri arasında  yapıldı. Üç ayrı çalışma grubu tarafından yürütülen çalıştayın sonucunda engellilerin medya hizmetlerine erişimini iyileştireceği düşünülen ilkeler, uygulamalar ve talepler "Çalıştay Sonuç Bildirisi" olarak kamuoyuyla paylaşıldı.

Bilkent Otel ve Konferans Merkezi'nde düzenlenen programın açılış konuşmasını RTÜK Başkanı ve Çalıştay Koordinatörü Prof. Dr. İlhan Yerlikaya yaptı. Prof. Dr. İlhan Yerlikaya, engellilere yönelik düzenlemelerin, hayatlarını kolaylaştırmak açısından çok önemli olduğunu ve yapılacak düzenlemelerin yalnızca eğitim, sağlık gibi alanlarla sınırlı kalmamasını gerektiğini belirterek: "Medya alanında engellilere yönelik gerekli  iyileştirmelerin yapılması lütuf değil bir haktır" dedi.

Yerlikaya, RTÜK'ün engellilerin yayın hizmetlerine erişimlerinin iyileştirilmesi için ilk adımın 2007 yılında "Özürlülerin Televizyon İzleme ve Dinleme Eğilimleri Kamuoyu Araştırması" ile atıldığını, 2011 yılında da bu konuda ilk yasal düzenlemenin yapıldığını, "Yayın Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik" değişikliğinin 2014 yılında yürürlüğe girdiğini; düzenleme uyarınca dizi, film ve haber programlarında engellilere yönelik alt yazı hizmetlerinin zorunlu hale geldiğini açıkladı.


Çalıştayda; başta engelliler olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, ulusal yayın kuruluşları temsilcileri, dijital platform işletmecileri, kamu kurumları temsilcileri ve akademisyenlerin katılımıyla 3 ayrı çalışma grubu oluşturuldu. İşaret Dili, Ayrıntılı Alt Yazı ve Sesli Betimleme konuları özelinde Üst Kurul'da çeşitli toplantılar gerçekleştirerek, engellilerin yayın hizmetlerine erişimini kolaylaştıracak bir dizi madde hakkında görüş birliğine varıldı.

Ana haber bültenleri ve olağanüstü durum haberlerinin işaret diliyle verilmesinin, haberde yansıtılan bilgi veren spotların ekrandaki haberi açıklayacak şekilde olmasının, görme engelliler için bültenlerde sadece görsel içerikle verilen hava durumu ve mali piyasalar gibi bilgilerin de seslendirilmesinin istendiği belirtildi. Gündüz kuşağındaki çok izlenen yayınlarda işaret dili çevirisinin olmasının, bant yayınlanan çok izlenen programın ilk yayınını takiben tekrarında 48 saat sonraki yayınında; ayrıntılı alt yazı, işaret dili ve sesli betimleme olmasının beklendiği açıklandı.

Engelliler, bazı alanlarda hizmet almakta zorlanıyor. İşte bu alanlardan biri de medya hizmetleri. Oysa medyadaki her türlü hizmetin  engellilerin de erişimine uygun hale gelmesi gerekiyor. Bu çalıştay, işitme ve görme engellilerin yayın hizmetlerine erişimini kolaylaştırılması amacıyla yapıldı. Çalıştayda görüşülen, konuşulan, ele alınan konuların ve eksik olan hizmetlerin bir an önce hayata geçirilmesi dileğiyle...


ALİYE YÜCEL


2 Eylül 2018 Pazar

SESSİZ ÇIĞLIK BİSİKLET TURU



Uluslararası Barikat Film Festivali'ni takip ediyorum. Festival kapsamında çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Çeşitli ülkelere yapılan bisiklet turu da bunlardan biri... Engellilerin sorunlarına dikkat çekmek ve duyarlılık oluşturmak için Türkiye'den Hollanda'ya "Sessiz Çığlık Bisiklet Turu" düzenlendi. Tur, 15 Temmuz tarihinde İstanbul Hollanda Başkonsolosluğu önünde yapılan bir törenle başladı. 49 gün sonra 1 Eylül tarihinde Dünya Barış Günü'nde Lahey Yüksek Adalet Divanı önünde de sona erdi.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) ile Bisikletliler Derneği tarafından desteklenen bu tura; görme, işitme ve ortopedik engellilerden oluşan 15 kişilik bisikletli grup katıldı. "Barikatları Yıkmak İçin Pedallamaya Hazırız" sloganı ile yola çıkan grup, 10 Avrupa ülkesinde 4 bin 521 kilometre yaptılar. Grup; Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Avusturya, Almanya, İsviçre, Fransa, Lüksemburg, Belçika ve son olarak Hollanda'ya pedal çevirdiler.

Uzun soluklu bir etkinlik olduğu  için hemen her etabında konu ile ilgili pek çok haber yapıldı. "Sessiz Çığlık Bisiklet Turu Üyeleri Fransa'da", "Sessiz Çığlık Bisiklet Turu Üyeleri  Almanya'da" gibi... Gittikleri her ülkede uluslararası kuruluşların önünde basın açıklamaları yaptılar. Sessiz Çığlık Bisiklet Turu'nun spor etkinliği veya yarış olmadığını, engelliler için yola çıktıklarını belirttiler. Böylece karar alma mekanizmalarının ve kamuoyunun dikkatini çektiler. Sosyal medyadan yaptıkları paylaşımlarla gündemde oldular.


Bu etkinlik kapsamında; Cenevre'de Birleşmiş Milletlere üye ülkelerin engelli hakları ve onların sanat ile buluşması için alınması gereken önlemler üzerinde duruldu. Film yapımcılarına; sesli betimleme, alt yazı, dublaj, işaret dili betimlemesi ile filmlerin üretilmesi istendi. UEFA ve FIFA tüm spor dallarındaki sunucu ve spor yorumcularının görme ve işitme engellilerin göreceği, duyacağı, anlayacağı şekilde bir eğitim alarak sertifika almaları, bu şekilde sunuculuk ve yorumculuk yapmaları gerekliliği belirtildi.
 
Grup adına konuşan Hüseyin Nacar: "Çığlığımız, bisikletin tekeri ne kadarsa o kadar... Strazburg'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önüne geçip engellilerin mahkemelerde müşteki, sanık ya da kovuşturma aşamasında ne durumda olursa olsun talepte bulunmaksızın işaret dili tercümanı, pedagog, psikolog, psikiyatr ve sosyal hizmet danışmanı bulundurma yükümlülüğü yönünde bir çağrımız oldu..." diye açıklıyor.

Hüseyin Nacar ayrıca: "Biz Anadolu'dan yola çıktık. İnsanlar 7-8 saat ayaklarını uzatarak televizyon izleyemezken, 9 saat pedal çeviren insanlar var aramızda. Buradan çağrımız Avrupa Parlamentosu'na. Demokrasi ve insan hakları sadece Avrupa'dan ibaret değil. Dünyanın farklı noktalarında hak mahrumiyetleri var..." diyor. Farklı bir farkındalık çabası gösteren Sessiz Çığlık Bisiklet Turu üyeleri umarız çığlıklarını duyurmuşlardır.
                                                                                                                                   
ALİYE YÜCEL

1 Temmuz 2018 Pazar

EL FENERLERİ ÇOĞALMALI



TRT Çocuk kanalı çok önemli bir projeye imza atıyor. Kanalda yayınlanacak yeni bir çizgi film 0-5 yaşındaki çocuklara işaret dili öğretecek. "El Feneri" isimli bu çizgi film işitme engelli çocuklar için ışık olacak. Bu çizgi film hem sesli olacak, hem de işaret dilinde bir anlatıcısı olacak. El Feneri programı, yeni yayın döneminde Eylül ayında TRT Çocuk ekranlarında yayınlanmaya başlayacak.

Bu proje, dünyada ve Türkiye'de 0-5 yaş arası işitme engelli çocuklara çizgi film ile işaret dili öğreten ilk proje olma özelliği taşıyor. El Feneri'ni dünyadaki benzerlerinden ayıran bir özelliği de bilimsel verilere dayanması... 0-5 yaş arası işitme engelli çocukların hangi kelimeleri öğrendiği, hangi kelimeleri hangi yaşlarda kullanmaya başladığı araştırılmış. Buna dayanarak bu çizgi filmin serisi oluşturulmuş.

"El Feneri" sadece bir çizgi film değil. Tamamen işaret dilini öğretmeye yönelik bir proje... Çocukların dikkatini dağıtmadan, eğlendirici bir şekilde bilgiyi onlara aktarıyor. Proje için büyük özen gösterilmiş. Ayrıca; işaret dili bilmeyen çocukların yanı sıra onların ebeveynleri ve işitme engelli olmayıp işaret dili öğrenmek isteyenler için de çok faydalı olacak bir proje. Çizgi film, tek hedefi sadece işitme engelli çocuklar değil. Yapılan açıklamalara göre; bu çizgi film ile çocukların ebeveynlerinde farkındalık artacak. Belki de en önemlisi çocuklarda bir farkındalık meydana gelecek. Çocuklar, işaret dili ile konuşan birini gördüğünde şaşırmayacaklar.


Bu çizgi film Türk İşaret dilinde anlatılıyor ve aynı zamanda görsel olarak sunuluyor. İşitme engelliler için bugüne kadar yapılan her çalışma bu çocukların işaret dili bildiği düşünülerek yapılmıştır. Bu çizgi film hedef kitlesi ise işaret dili bilmeyen çocuklar. El Feneri için 30 kişilik bir ekip çalışmış. El Feneri, ilk önce 30 bölümde 150 kelimeyi öğretmeyi amaçlıyor. Daha sonra çizgi filmde 300 kelimeye ulaşılması planlanıyor.

Çizgi filmin yapımcılığını Filmix Yapım üstleniyor. Projenin baş danışmanlığını Beyza Sümer yapıyor. Sümer; Türk İşaret Dili'nin işitme engelliler okullarında birinci, ikinci ve üçüncü sınıfların eğitim müfredatında yer aldığını, Türk İşaret Dili'ni öğretecek bir eğitim kadrosunun olmadığını ve işitme engelli çocuklara işaret dilini öğretecek eğitim materyallerinin olmadığı belirtiyor. Sümer ayrıca; Türk İşaret Dili eğitimi eksikliğinin, okul derslerinde; özellikle okuma-yazma alanında başarısızlığa, sosyal hayatta uyum zorluğuna ve psikolojik bozukluğa yol açabileceği konusuna dikkat çekiyor.

İşitme engelliler için işaret dilinin önemini söylemeye gerek var mı bilmiyorum. Hayattaki iletişimlerini sağlayan en önemli unsur. İşte bu yüzden bu çizgi film sosyal sorumluluk alanında çok önemli bir proje olduğu görülüyor. El Feneri, medya alanı için de önemli ve öncü bir proje... İşaret dili için teknoloji ve medya uygulamalarının gelecekteki çalışmaları için de büyük bir esin kaynağı olacak. El fenerleri çoğalacak...

ALİYE YÜCEL

3 Haziran 2018 Pazar

DUYABİLEN İÇİN...



Bu hafta vizyona giren bir yerli film var. Film, birbirlerini işitme engelli sanan iki kişinin hikayesini anlatıyor. Fragmanları oldukça etkileyici. Filmin bir aşk ve dram filmi olmasının yanı sıra bir  farkındalık filmi olduğunu anlıyoruz. İşitme engellilere destek filmi olarak yapılmış... Engelli farkındalığına dikkat çeken bir film... "Deniz ve Güneş" filmini henüz seyretmedim. Ama bir engelli filmi olduğu görünce vizyona girince yazmak istedim.

Filmin yönetmeni Barış Denge, görüntü yönetmeni Feza Çaldıran, senaristi Yaşar Tolga Bozkurt. Filmin oyuncularına gelince; Şafak Pekdemir, Burak Serdar Şanal, Eylül Öztürk, Levent Özdilek, Otilia Bruma, Melissa Giz Cengiz, Yaşar Tolga Bozkurt, Yener Gürsoy, Seda Oğuz, Ayşen İnci ve Selahattin Taşdöğen. Yapımcılığını MT Film Prodüksiyon ve yürütücü yapımcılığını ATS Film Yapım yaptığı filmin müzikleri Fırat Yükselir'e ait.

Filmin konusu şöyle: Deniz (Burak Serdar Şanal), babasının isteği üzerine bir mantık evliliği yapacak ve Nurperi (Eylül Öztürk) ile evlenecektir. Evlilik öncesi Nurperi'nin yatıyla Otilia konseri için Burgazada'ya gelirler. Deniz, orada dalış yaparken Güneş'le (Şafak Pekdemir) karşılaşır. Güneş'in işitme olduğunu zanneder. Bu  nedenle onunla iletişim kurmak için işaret dilini öğrenmeye başlar. İşaret dili ile iletişim kurmaya başlarlar. Güneş de onun işitme engelli olduğunu zanneder. Birbirlerine aşık olurlar...


Filmin hikayesi bir uyarlama mı yoksa özgün mü bilemiyorum. Uyarlama değilse engelli farkındalığı adına yapılan bir filmimiz  oldu. Sinemamız için farklı bir adım... İşte bu çok önemli. Umarım herkese ulaşır. Gerçekten bir farkındalık sağlar... Bu film bize ayrıca konuşmadan da iletişim kurulabileceği anlatılıyor. Fragmanında ise Şemş-i Tebrizi'nin "Sessizlik en güzel sestir, duyabilen için..." sözleri geçiyor. Bu sözle filmde verilmek istenen kısaca özetlenmiş galiba...

İletişimsizlik en büyük sorunumuz. Ama insan isterse iletişimin bir yolunu buluyor. Filmde genç adamın sevdiği kişi için yaptığı çabadan anlıyoruz. Sevdiği kadınla iletişim için kurmak için bir çaba harcıyor ve işaret dili öğreniyor. Deniz ve Güneş her ikisi de işitme engelli değilse, peki işitme engelli kim? Filmde işitme engelli yok mu derseniz? Cevap: Evet var! Anladığımız kadarıyla Güneş'in küçük kız kardeşi işitme engelli...

Deniz ve Güneş, galada işitme engelliler için alt yazı ile gösterime sunulmuş. Böylece filmin  işitme engellilere de ulaşması sağlanmış. Filmin başrol oyuncuları ile yapılan röportajlarda hemen hepsi işitme engelliler için farkındalığa değinmişler. Tanıtımlarda da hep buna dikkat çekilmiş. Engelli farkındalığı verilmek istenen bu filmde; konu nasıl işlemiş ve konuya ne kadar yer verilmiş merak ediyorum. Ancak seyretmeden anlayamayız.


ALİYE YÜCEL

29 Nisan 2018 Pazar

İŞİTME ENGELLİ ŞOFÖR


Sosyal medyanın günümüzdeki önemi büyük... Yapılan bir paylaşım birden gündem oluyor. Dünyaya yayılıyor. Haber olabiliyor. Geçtiğimiz günlerde model Rachel Hastings'in bir paylaşımı pek çok yerde haber oldu. Genç model, Londra'da bindiği Uber araçta şoförün aracına astığı ilginç bir notu görüyor. Fotoğrafını çekerek paylaşıyor. Bu paylaşım büyük ilgi görüyor. Bu not İngiltere'de taksi şoförlüğü yapan işitme engelli Onur Kerey tarafından asılmış...

Onur'un ailesi 30 yıl önce Adana'dan İngiltere'ye gitmiş. 24 yaşındaki Onur, doğuştan işitme engelli olarak orada doğmuş. Bir ay önce Uber'de şoför olarak çalışmaya başlamış. Aracına "Merhaba ben Onur, Uber'ime hoş geldiniz. Ben işitme engelliyim (sağır ve dilsizim), eğer bana bir şey söylemen gerekirse lütfen mesaj yolla veya durduğumuz zaman deftere yazıp bana göster. Kendi müziğini çalmak istersen AUX kablosunu kullanabilirsin, eğer yüksek bass'lı bir şeyler dinlersen ben de bundan keyif alırım. Bana katlandığın için teşekkürler, harika bir gün geçirmen dileğiyle" yazmış...

Londra'da bulunan Kuzey İrlandalı model Rachel Hastings bir gün Onur'un aracına biniyor. Arabanın arkasına oturunca, ön koltukta asılı bir yazıyı fark ediyor. Genç model, Onur'un müşterilerle iletişimi kolaylaştırmak için yazdığı bu notun fotoğrafını çekip Twitter'da paylaşıyor. Altına da "Bu en saf şey. Onur'u seviyoruz" notunu düşüyor. İşte bu paylaşım çok dikkat çekiyor. Tweet,  yüz binlerce beğeni ve retweet alıyor. Onur'un tanınmasını sağlıyor. 


Onur, gündem olan yazısı için "Ben doğuştan sağır ve dilsizim. Müşterilerle uygulama üzerinden haberleşiyoruz. Ancak araca bindiklerinde küçük iletişim sorunları yaşayabiliyorduk. Ben de müşterilerime sorunsuz bir yolculuk yaşatmak için bu yolu seçtim. Bundan iki gün sonra arkadaşlarımın "Twitter'a bak, herkes seni konuşuyor" demesi üzerine haberim oldu. Sadece İngiltere değil, Türkiye ve başka ülkelerden de çok güzel mesajlar alıyorum. Bu durum beni çok şaşırttı ama tepkilerden mutluyum" diyor.

Tweet yayılınca dünyada pek çok kişi Onur'u tanıyor ve ona destek olmaya başlıyor. Onur'a destek olanlarına arasında Amerikalı model ve oyunu Nyle DiMarco da var. O da Onur'a tweet atıyor. Kendisi de işitme engelli olan DiMarco "Adamım senin aracına binmem gerek, işaret dilinde konuşuruz" diyor. Onur da ona: "Merhaba Nyle kesinlikle yapmalıyız. Londra'ya bir dahaki gelişinde bana mesaj at, şehri birlikte turlayalım" diye cevaplıyor. Anladığımıza göre Onur ve Nyle bir gün bir araya gelecekler.

Onur için atılan bu tweet bir toplumda engellilik hakkında önemli ve gerekli bir tartışmayı da başlatıyor. Bazıları işitme engeli işine engel olacak diye eleştirirken, bazıları da işitme engelinin sürüş kabiliyetine hiç bir olumsuz etkisini olmadığını düşünüyor. Olaya bir de herkese çalışma fırsatı verme açısından bakarsak, şirketi de onu işitme engelli olmasına rağmen işe almış. İşitme engelinin sürüş kabiliyetine olumsuz etkisini olmadığını düşünmüş ve "Bu işitme engelli, bu işi  yapamaz"dememiş. Ona bir şans tanımış ve iş imkanı sunmuş...

Onur Kerey, işini yani şoförlüğü başarıyla yapabiliyor. Belki müşterileriyle iletişimde zaman zaman zorluk çekebilir. Onur da bunu, kendi durumunu açıklayan ve yolcuların kendisiyle nasıl iletişim kuracaklarını anlamalarına yardımcı olmak için bir not yazarak çözüyor. Böylece müşterileriyle iletişim için güzel bir adım atıyor. İşte bu herkesi etkiliyor. Her zaman insanlarla iletişim kurmanın bir yolunu bulabileceğimizi unutmayalım. Yeter ki isteyelim.

ALİYE YÜCEL

25 Mart 2018 Pazar

SESLİ ADIMLAR'IN SESİ DUYULSUN


Tahmin ediyoruz ki görme ve işitme engellilere mekanların çoğu karmaşık gelir. İşte Türk Telekom'un görme ve işitme engelliler için geliştirdiği Sesli Adımlar uygulaması bu sorunu çözüyor. Uygulama ile; mekan haritaları, radyo sinyalleri ve çeşitli navigasyon özelliklerinin hepsi bir arada kullanılabiliyor. Kapalı alanlarda keşif ve yönlendirme hizmeti veriyor. Böylece bu mekan karmaşıklığı ortadan kalkıyor. Kısaca; Sesli Adımlar görme ve işitme engellilere özel iç mekan navigasyonu diyebiliriz.

Sesli Adımlar, dünyada ilk kez Türkiye'de ve Türk Telekom Boni A.Ş. işbirliği ile geliştirilmiştir. Uygulama operatörden bağımsız olarak bütün kullanıcılara hizmet ediyor. Kapalı Alanlarda Navigasyon, Sesli Kontrol, Hızlı Erişim Seçenekleri ve Erişebilirlik bölümleri bulunuyor. Şimdilik 8 ülke ve 20 şehirde kullanılabiliyor. 30 binden fazla kişi tarafından indirildi. 200 binin üzerinde de kullanıldı. Uygulama ile 2 milyon metre kare alan ile görme ve işitme engellilere erişim sağlandı.

Sesli Adımlar'ın nasıl çalıştığını merak edenler için; uygulama" Şu an neredeyim, etrafımda ne var?" ve "Şuraya nasıl gidebilirim?" gibi iki temel soruya cevap vererek çalışıyor. Uygulama; alışveriş merkezleri, havaalanları, hastaneler, üniversiteler, okullar, belediyeler, resmi devler daireleri, konferans salonları, müzeler ve camiler gibi her türlü kapalı mekanda kullanılabiliyor. Uygulama sayesinde her türlü kapalı alan ulaşılabilir ve güvenli hale geliyor.


Sesli Adımlar, 2014 yılında görme engellilere akıllı telefonlar üzerinden sesli yönlendirme yapmak amacıyla başlatıldı. Daha sonra 2017 yılında da basit ikonlarla işitme engellilere hizmet vermeye başladı. Böylece görme ve işitme engelli kişilerin karmaşık yapılarda yardım almadan hareket etmeleri daha kolay bir hale geldi. Görme ve işitme engellilerde uygulama sayesinde sosyal hayatın içinde daha çok yer almaya başladılar.

Sesli Adımlar, Türkçe ve İngilizce olarak iki dilde ücretsiz hizmet veriyordu. Şimdi, bunlara yenileri eklendi. Türk Telekom bu konu ile ilgili olarak; Sesli Adımlar'ın kapsayıcılığını arttırma hedefiyle gerçekleştirilen çok dilli altyapı çalışmaları esnasında uygulamanın İngilizce, Almanca ve Arapça konuşan ülkelerde yaygınlığının daha çok olduğu gözlendiğini belirtiyor. Bu veriden yola çıkarak Sesli Adımlar'ın kullanılabildiği dillere Arapça ve Almanca'yı da ekliyorlar. Uygulamayı kullananlar dil seçimlerini otomatik olarak yapabiliyorlar.

Görme ve işitme engelli birilerini bazı kapalı mekanlarda özgürce yürürken görürseniz bu Sesli Adımlar sayesinde olabilir. Umarız bu uygulamanın kapsamı daha da genişler. Uygulamayı kullanmayan mekan ve işletme sahipleri Sesli Adımlar için başvururlar. Oralarda da Sesli Adımlar uygulaması yapılır. Yeni uygulama alanları ile kapsamı genişletilir. Böylece engelli dostu mekanlar artar. Görme ve işitme engelliler de özgürce her yerde dolaşabilirler.

ALİYE YÜCEL 

4 Şubat 2018 Pazar

GÖRÜNTÜLÜ SÖZLÜK: İŞARETÇE


İşaretçe, "görüntülü" bir Türk İşaret Dili sözlüğü. Site işitme engelli olmadığı halde işaret dilini kullanan ve seven Uludağ çifti tarafından hazırlanmış. Başak ile Serdar Uludağ, işaret dilini öğrenirken çeşitli zorluk çekmişler ve yaşadıkları bu zorluklar nedeniyle İşaretçe ortaya çıkmış... www.isaretce.com'a girince; Başak Uludağ'ı el, kol ve ağız hareketleriyle kelimeleri işaret diliyle anlatırken görüyoruz. Videolar, montaj ve kod yazılımı gibi çeşitli teknik işleriyle de eşi Serdar Uludağ ilgileniyor.

Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu Başak Uludağ, özel bir firmada pazarlama müdürü olarak çalışıyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği mezunu Serdar Uludağ ise özel bir firmanın yazılım departmanı danışmanı... Onlar, birbirleriyle zaman zaman işaret diliyle konuşuyorlar. Başak Uludağ'ın ailesinde işitme engelli biri yokmuş, ancak çocukken Göztepe'de evinin olduğu yerde bulunan işitme engelliler ilkokulunun bahçesinde oynanan sessiz oyunlar onun işaret diline ilgi duymasına sebep olmuş...

Uludağ çifti, sitelerinde; işaret dili öğrenmek de aynı dil öğrenmek gibi çok emek ve tekrar gerektiğini, kaynak bulmanın zor olduğunu belirtiyorlar. İşaret dili kurslarını ve işaret dili için hazırlanmış sözlükleri eleştiriyor. Onları yetersiz buluyorlar. Mevcut sözlüklerin ortak sorunlarını görüp onlara çözüm getirmek istiyorlar. Bu nedenle işaret dilini öğrenmek isteyenler için görüntüye dayalı bir site kurduklarını anlatıyorlar.


Onlar: "Bizim, işaret dilini öğrenirken yaşadığımız en büyük zorluk, tekrar etmek ya da hatırlamak istediğimiz işretleri kolayca anlayabileceğimiz bir kaynak bulmak oldu. Mevcut sözlükler ya görüntülü değildi ve bu nedenle işareti doğru anlamak kolay olmuyordu ya da benzer görüntülü sözlüklerin içerikleri tam değildi ve aradığımız kelimeler bulunamıyordu. Bu yüzden işaret dilini, "keşke tam istediğimiz gibi görüntülü, içeriği güncel, arama motoru esnek bir sözlük olsa" diye yakınarak öğrendik. Bir gün "bunu neden biz yapmıyoruz ki" dedik! İşte, İşaretçe böylelikle doğmuş oldu" diyorlar.

İşaretçe çok güzel hazırlanmış. Milli Eğitim Bakanlığı ve Türk Dil Kurumu'nun en güncel Türk İşaret Dili sözlüklerini kaynak olarak kullanmışlar. İki kaynaktaki tüm kelimeler alınmış... En çok kelime onların sözlüğünde... Sitede 3500 kelime bulunuyor. Bu kelimeler arasında bir tek argo kelime yok. Merak edip aramak için argo bir kelimeyi yazdım, karşıma "Lütfen ağzımızı bozmayalım" uyarısı geldi! İşaretçe'de işareti aynı olan kelimeler "eş işaretliler" etiketiyle yer alıyor. Ayrıca diğer sözlüklerde bulunmayan "kategoriler" bölümü de bulunuyor.

Bu site, hem işitme engelliler için hem de işaret dili öğrenmek isteyenler için çok önemli bir kaynak. Onlar, her geçen gün daha iyi olmak ve büyümek için çabalıyorlar. Sözlük çok ilgi de görüyor. Uludağ çifti İşaretçe'yi hiç bir beklentileri olmadan, zaman ve imkanlarını kullanarak hazırlamışlar. Bundan herhangi bir kar amaçları da yok. Uygulama tamamen ücretsiz ve sitede hiç reklam da bulunmuyor. Bunu bir sosyal sorumluluk projesi olarak görüyorlar. Onları tebrik ediyor, herkes adına çok teşekkür ediyorum.


ALİYE YÜCEL                                                             

12 Kasım 2017 Pazar

SAĞIR KALAMADIM!


Türkiye Futbol Federasyonu işitme engellilerin oynadığı ligin adını "Turkcell Sağırlar Futbol Süper Ligi" olarak değiştirdi. Bu değişiklik İşitme Engelliler Spor Federasyonu'nun yönetim kurulu kararı ve talebi ile yapıldı. Türkiye Futbol Federasyonu bu konuyla ilgili: "Türkiye Futbol Federasyonu'nun "Türkiye Futbol Oynuyor" projesi kapsamında destek verdiği İşitme Engelliler Spor Federasyonu bünyesinde bulunan ligin adı "Turkcell Sağırlar Futbol Süper Ligi" olarak değişti" diye açıklama yaptı.
   
Önceden "İşitme Engelliler" isimlerini kullanan İşitme Engelliler Spor Federasyonu, sporcuların kendilerine "engelli" denmesini istememesi ve "sağırlar" olarak nitelendirilmesini talep etmesinden dolayı böyle bir isim değişikliğine gitmişler. Bu değişiklik futbolcuların isteği ve talebiyle yapılmış! Evet! Bu değişiklik bizzat İşitme Engelliler Spor Federasyonu ve futbolcular tarafından talep edilmiş. İnanılır gibi değil. Duyunca inanamadım. Bir an yanlış duyduğumu bile sandım.

Biz engelliler için; kör, topal, sağır, çolak, kambur gibi olumsuz sıfatların kullanılmaması için uğraşalım. İşitme Engelliler Spor Federasyonu da "işitme engellileri", "sağırlar" olarak değiştirsin. O zaman İşitme Engelliler Spor Federasyonu da adını değiştirsin ve Sağırlar Spor Federasyonu yapsın. İşitme Engelliler Spor Federasyonu, bu konu ile bir açıklama yapmış. Uzun bir açıklama. Ama tamamının yazmadan geçemeyeceğim. İşte o açıklama:


"Federasyonumuzun faaliyetleri içinde yer alan İşitme Engelliler Futbol Süper Ligi yönetim kurulu kararıyla bu sene ana sponsorumuzun da Turkcell olması sebebiyle "Turkcell Sağırlar Futbol Süper Ligi" olarak kamuoyuna lanse edilmiştir.
Ancak işitme kaybı olan bireyler için kullanılan "sağırlar" ifadesi toplumun çeşitli kesimleri tarafından yanlış algılanmış "aşağılama, küçük görme" gibi anlamları zihinlerde oluşturmuştur.
İşaret dili ve sağırlık üzerine yapılan bilimsel çalışmalarda sağır kavramı işitme kaybı olan bireyler için kullanılmakta ve bir "engel" veya "özür" olarak görülmemektedir. İşitememe durumu hem tıbbi olarak hem de sosyo-kültürel olarak tanımlanmıştır.
Sağır kavramı işaret dilini öncelikli iletişim dili olarak benimseyen ve kendilerini sağır toplumuna ait hisseden bireyler için kullanılmaktadır.
Öte yandan sağır toplumu, kendi içlerinde örgütlenen, gündelik iletişimde işaret dillerini kullanan bireylerin oluşturduğu topluluğa verilen adlandırmadır. Türkiye'nin dört bir köşesinde sağırlar federasyonu ve dernekleri içerisinde yer alan kendilerine ait ulusal ve uluslararası tiyatro gibi sanatsal etkinlikler yürüten, lisanslı sporcular yetiştiren çok zengin bir alt-kültürdür.
Düzenlenen uluslararası faaliyetlerde de "deaf" kelimesi geçer ve Türkçe karşılığı 'sağır'dır. Sağır toplumu, bu kelimeyi benimsemiş ve bu kelimeyle ilgili bir rahatsızlık söz konusu değildir.  
Kendisi de sağır olan Federasyon Başkanımız Yakup Ümit Kihtir, sağır yönetim kurulu üyelerimiz ve kulüplerimizin ortak kararıyla futbol liginde olduğu gibi diğer liglerde ve faaliyetlerde de "İşitme Engelliler" yerine "Sağırlar" ifadesinin kullanılmasına karar verilmiştir."

İşitme Engelliler Spor Federasyonu'nun yukarıdaki açıklamasını okudunuz. Açıklama çelişkilerle dolu... Kendileri de; "İşitme kaybı olan bireyler için kullanılan "sağırlar" ifadesi toplumun çeşitli kesimleri tarafından yanlış algılanmış "aşağılama, küçük görme" gibi anlamları zihinlerde oluşturmuştur" demişler. Peki o zaman bu değişiklik niye? Anlamak zor. Onlar böyle istiyorsa ben de "Bu konuya sağır kalalım" diyeceğim! Ama gönlüm el vermiyor. Çünkü bu bütün engellilere yapılan bir haksızlık...

Bu durumda; görme engelliye "kör", bedensel engellilere de "topal", "çolak" gibi ifadeler mi kullanılsın? Kavramlara takılmamak gerekir diyenler olabilir. Ancak "sağır" kelimesinin kişiyi aşağıladığını ve küçümseme amacıyla kullanıldığını bilmeyen var mı? İşitme engelli futbolcular "engelli" kelimesini neden istememişler ki? Engelli terimi, sağır kelimesinden çok daha uygun. Ayrıca, bir engele çözümler getirmeyi çağrıştırıyor. Farkındalık sağlıyor. Böylece, engellerin kalkması için bir şeyler yapılabilir ve işitme engelliler için yaşanılabilir bir hayat sağlanabilir. Yoksa sorunlara sağır kalınabilir!


 ALİYE YÜCEL 

30 Temmuz 2017 Pazar

SESSİZ SEDASIZ BİR OLİMPİYAT


2017 İşitme Engelliler Olimpiyatları (2017 Samsun Deaflympics) bu yıl Samsun'da yapıldı. 18 Temmuz günü muhteşem bir açılışla başlayan organizasyon bu akşam (30 Temmuz) yapılan kapanış töreniyle sona erdi. Bu yıl 23.'sü düzenlenen İşitme Engelliler Olimpiyatları'na 97 ülkeden 3 binden fazla sporcu katıldı. Antrenör, delege ve diğer görevlilerle birlikte 5 binin üzerinde katılımcı yer aldı.

Türkiye'de düzenlenen bu yıl ki organizasyon, en yüksek katılımlı İşitme Engelliler Olimpiyatları oldu. İşitme engelli sporcular; atıcılık, atletizm, badminton, basketbol, bowling, dağ bisikleti, futbol, golf, güreş, hentbol, judo, karate, masa tenisi, oryantiring, plaj voleybolu, tekvando, tenis, voleybol, yol bisikleti ve yüzme branşlarında olmak üzere tam 21 branşta yarıştılar. Ülkemizi 294 sporcu temsil etti.

Uluslararası İşitme Engelliler Spor Komitesi (ICSD) tarafından düzenlenen İşitme Engelliler Olimpiyatları ilk kez 1924 yılında Paris'te yapıldı. O yıl olimpiyatlara, 9 ülkeden 148 sporcu katıldı. Türkiye ise İşitme Engelliler Olimpiyatları'na ilk olarak 1989 yılında katıldı. Ülkemiz o yıl sadece iki madalya kazandı. 4 yılda bir düzenlenen olimpiyatlara daha sonra 7 defa katıldık. İşitme Engelliler Olimpiyatları'ndaki en başarılı ülke Amerika oldu. Bu kez toplam madalya sırlamasında ilk üçe giremedi.



Ülkemiz, 2017 İşitme Engelliler Olimpiyatları'nda çok başarılı sonuçlar elde etti. Son günde de Erkek Milli Futbol Takımımız şampiyon oldu. Türkiye; toplamda 17 altın, 7 gümüş ve 22 bronz madalya kazandı. En çok madalya kazanma sıralamasında Rusya birinci, Ukrayna ikinci, Kore ise üçüncü oldu. Ülkemiz ise onların ardından dördüncü oldu.

Ülkemizde düzenlenen en büyük spor organizasyonu olan İşitme Engelliler Olimpiyatları, her yönden başarılı geçti. Bir haberde açıklamasını izlediğim Uluslararası İşitme Engelliler Spor Komitesi (ICSD) Başkanı Valery Rukhledev, ülkemizde yapılan organizasyondan çok memnun kaldığını belirtti. Rukhledev; 2005 yılında Avustralya'da düzenlenen oyunları gördüğünde "Bundan daha iyi bir olimpiyat olabilir mi?" diye düşündüğünü söyleyip, "Türkiye'ye gelince çok büyük şaşkınlık yaşadım. Türkiye ve Samsun bu beğeniyi daha da yükseltti..." diye açıklamada bulundu. 

İşitme Engelliler Olimpiyatları'nın işitme engelliler ve diğer kişiler arasında bağ oluşturmak adına çok önemli bir fonksiyonu da var. Pek çok kişi işitme engellilerin neler başardığını görmüş oldular. İşitme engelliler adına bir farkındalık oluşturuldu. Biliyoruz ki spor ortak bir dildir. Onlar da sessiz sedasız dünyalarında seslerini spor ile çıkardılar. Artık herkes bu sesi duymalı...


ALİYE YÜCEL