> Engeloji

Translate

10 Haziran 2018 Pazar

ENGELSİZ ÜNİVERSİTELER BELLİ OLDU



"Engelsiz Erişim" ve Engelsiz Eğitim" sloganları ile yükseköğretim kurumlarındaki engelli bireylerin mekanlara, eğitsel imkanlara ve sosyokültürel faaliyetlere erişimleri konusunda farkındalık yaratmayı ve iyi uygulamaları yaygınlaştırmayı amaçlayan Yükseköğretim Kurumu, Engelsiz Eğitim Çalıştayı düzenledi. Çalıştayda, yükseköğretime kaliteli erişebilirlik bağlamında engelli öğrenciler için yapılan hizmetlerin var olan durumunu ve iyi uygulama örneklerinin ortaya konarak geleceğe dönük neler yapılabileceği ele alındı.

Engelsiz üniversiteler için; üniversite kampüslerinde ve fakültelerde engelli öğrencilerin tek başlarına, yardım almadan hareket etmeleri için engelli çalışma gurubu ile birlikte olması gereken standartlar tespit edildi. Üniversiteler, "Engelsiz Üniversite Bayrakları" ve "Engelsiz Program Nişanları" alabilmek için YÖK'e başvurdular. Engellilerin eğitme tam, etkin ve eşit katılımını sağlamak için başarılı çalışmalar yapan üniversiteler Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından tespit edildi.

Yapılan değerlendirme sonrasında ödüllendirilecek üniversiteler belirlendi. Engelsiz Üniversite Ödülleri geçtiğimiz ay YÖK'te düzenlenen törenle sahiplerini buldu. "Engelsiz Üniversite Bayrakları" 3 kategoride verildi. "Mekanda Erişebilirlik" sağlayanlara turuncu, "Eğitimde Erişilebilirlik" sağlayanlara yeşil, "Sosyokültürel Faaliyetlerde Erişilebilirlik" sağlayanlara da mavi bayrak verildi.


Açılış konuşmalarının ardından Engelsiz Üniversite Ödülleri gerçekleştirilen törenle sahiplerini buldu. "Öğrenci Dostu Yeni YÖK" olarak, engellilerin sorunlarının çözümü için teşvik edici çalışmalar ve projeler gerçekleştirmiş yükseköğretim kurumlarına "Mekanda Erişebilirlik", "Eğitimde Erişilebilirlik", ve "Sosyokültürel Faaliyetlerde Erişilebilirlik" olmak üzere 3 kategoride bayrak ödülleri ile farklı engelli gruplarına erişilebilir kılan üniversitelerin ilgili programlarına "Engelsiz Program Nişanı" verildi.

"Mekanda Erişebilirlik" sağlayanlar üniversitelere "Turuncu Bayrak" verildi. Aksaray, Altınbaş, Anadolu, Bilecik Şeyh Edebali, Boğaziçi, Bülent Ecevit, Erciyes, Hitit, İstinye, İzmir Bakırçay, Kahramanmaraş Sütçü İmam, Kırıkkale, Marmara, Mehmet Akif Eysoy, Recep Tayyip Erdoğan ve Yaşar Üniversitesi'nde bazı fakülte ve yerleşkeleri Turuncu Bayrak almaya hak almaya hak kazandı. "Eğitimde Erişilebilirlik" sağlayan üniversitelere "Yeşil Bayrak" verildi. Anadolu, Boğaziçi, Dicle, Hitit, Karamanoğlu Mehmet Bey, Marmara ve Yaşar Üniversitesi'nde bazı fakülte ve yerleşkeleri Yeşil Bayrak almaya hak kazandı.

"Sosyokültürel Faaliyetlerde Erişilebilirlik" sağlayan üniversitelere "Mavi Bayrak" verildi. Anadolu, Boğaziçi, Dicle Üniversitesi'nde bazı fakülte ve yerleşkeleri de Mavi Bayrak almaya hak almaya hak kazandı. Farklı engelli gruplarına erişilebilir kılan üniversitelerin ilgili programlarına da "Engelsiz Program Nişanı" verildi. Anadolu, Hasan Kalyoncu ve Hitit Üniversiteleri'nin bazı fakülte ve yerleşkeleri  de "Engelsiz Program Nişanı" almaya hak kazandılar.

YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, törende yaptığı konuşmada bu ödüllerin nice güzel diğer çalışmaları, işbirliklerini teşvik etmesini diledi. Saraç ayrıca; ileride hangi programların hangi engel gruplarına erişilebilir olduğunun YÖK'ün kılavuzda da yer almasını hedeflediklerini vurguladı. Bu uygulama sayesinde üniversiteye gitmek isteyen engelli öğrenciler, bölüm seçimlerinin yanı sıra bu bayraklara da bakacaklar ve tercihlerini buna göre yapacaklar. Böylece engelli öğrencilerin hayatları kolaylaşmış olacak.

ALİYE YÜCEL

3 Haziran 2018 Pazar

DUYABİLEN İÇİN...



Bu hafta vizyona giren bir yerli film var. Film, birbirlerini işitme engelli sanan iki kişinin hikayesini anlatıyor. Fragmanları oldukça etkileyici. Filmin bir aşk ve dram filmi olmasının yanı sıra bir  farkındalık filmi olduğunu anlıyoruz. İşitme engellilere destek filmi olarak yapılmış... Engelli farkındalığına dikkat çeken bir film... "Deniz ve Güneş" filmini henüz seyretmedim. Ama bir engelli filmi olduğu görünce vizyona girince yazmak istedim.

Filmin yönetmeni Barış Denge, görüntü yönetmeni Feza Çaldıran, senaristi Yaşar Tolga Bozkurt. Filmin oyuncularına gelince; Şafak Pekdemir, Burak Serdar Şanal, Eylül Öztürk, Levent Özdilek, Otilia Bruma, Melissa Giz Cengiz, Yaşar Tolga Bozkurt, Yener Gürsoy, Seda Oğuz, Ayşen İnci ve Selahattin Taşdöğen. Yapımcılığını MT Film Prodüksiyon ve yürütücü yapımcılığını ATS Film Yapım yaptığı filmin müzikleri Fırat Yükselir'e ait.

Filmin konusu şöyle: Deniz (Burak Serdar Şanal), babasının isteği üzerine bir mantık evliliği yapacak ve Nurperi (Eylül Öztürk) ile evlenecektir. Evlilik öncesi Nurperi'nin yatıyla Otilia konseri için Burgazada'ya gelirler. Deniz, orada dalış yaparken Güneş'le (Şafak Pekdemir) karşılaşır. Güneş'in işitme olduğunu zanneder. Bu  nedenle onunla iletişim kurmak için işaret dilini öğrenmeye başlar. İşaret dili ile iletişim kurmaya başlarlar. Güneş de onun işitme engelli olduğunu zanneder. Birbirlerine aşık olurlar...


Filmin hikayesi bir uyarlama mı yoksa özgün mü bilemiyorum. Uyarlama değilse engelli farkındalığı adına yapılan bir filmimiz  oldu. Sinemamız için farklı bir adım... İşte bu çok önemli. Umarım herkese ulaşır. Gerçekten bir farkındalık sağlar... Bu film bize ayrıca konuşmadan da iletişim kurulabileceği anlatılıyor. Fragmanında ise Şemş-i Tebrizi'nin "Sessizlik en güzel sestir, duyabilen için..." sözleri geçiyor. Bu sözle filmde verilmek istenen kısaca özetlenmiş galiba...

İletişimsizlik en büyük sorunumuz. Ama insan isterse iletişimin bir yolunu buluyor. Filmde genç adamın sevdiği kişi için yaptığı çabadan anlıyoruz. Sevdiği kadınla iletişim için kurmak için bir çaba harcıyor ve işaret dili öğreniyor. Deniz ve Güneş her ikisi de işitme engelli değilse, peki işitme engelli kim? Filmde işitme engelli yok mu derseniz? Cevap: Evet var! Anladığımız kadarıyla Güneş'in küçük kız kardeşi işitme engelli...

Deniz ve Güneş, galada işitme engelliler için alt yazı ile gösterime sunulmuş. Böylece filmin  işitme engellilere de ulaşması sağlanmış. Filmin başrol oyuncuları ile yapılan röportajlarda hemen hepsi işitme engelliler için farkındalığa değinmişler. Tanıtımlarda da hep buna dikkat çekilmiş. Engelli farkındalığı verilmek istenen bu filmde; konu nasıl işlemiş ve konuya ne kadar yer verilmiş merak ediyorum. Ancak seyretmeden anlayamayız.


ALİYE YÜCEL

27 Mayıs 2018 Pazar

KAÇ ENGELLİ MİLLETVEKİLİ OLACAK?



24 Haziran'da Cumhurbaşkanı ve parlamento seçimleri yapılacak. Yeni milletvekillerimiz belli olacak. Milletvekili seçimleri için partiler listelerini Yüksek Seçim Kurulu'na teslim etti. Partilerin listelerinde engelli milletvekili adayları da var. Engelli milletvekili adaylarını kimler olduğunu merak ettiğim için öğrenmeye çalıştım. Yaptığım araştırmaya göre engelli milletvekilleri adaylarının isimleri:

AK Parti:
İstanbul 1. Bölge Serkan Bayram, Ankara 1. Bölge Fatma Öncü,
İzmir 1. Bölge Ahmet Uğur Baran, Konya Hacı Ahmet Özdemir,
MHP:
İstanbul 3. Bölge Bahattin Şengül, Konya Özlem Sarıoğlu,
CHP:
İstanbul 3. Bölge Turan Hançerli, İstanbul 1. Bölge Aylin Sarıtaş,
İstanbul 3. Bölge Sinan Karahan, Kocaeli Ebru Küçükaydın,
İYİ PARTİ:
Ankara 3. Bölge Umutcan Günerkaya, Ankara 2. Bölge Hüseyin Özlük,
HDP:
İstanbul 1. Bölge Musa Piroğlu.

İsimler bunlar... Engelli milletvekili sayısı bu kadar değil. Sanırım sayı daha fazla... Kaçıncı sırada olduklarını da yazmadım. Ancak maalesef ki bu isimlerin bazıları seçilecek sıralarda yer almıyor. Yani listedeler ama seçilmeleri çok zor. Oysa mecliste daha çok engelli milletvekili olması gerekiyor. Belki de her engelli grubunu temsil edecek milletvekilleri olmalı. Görme engelli, işitme engelli, bedensel engelli ve zihinsel engelli yakını gibi...


Mecliste daha önceki dönemlerde engellileri temsil eden engelli milletvekilleri vardı. Ancak maalesef sayıları hep azdı. Engelli sayısına oranla temsil sayısı hep az oldu. Hangi parti kaç engelli millet vekili var bunların kaç tanesi mecliste olacak henüz belli değil. Fakat bu sayı yine çok olmayacak gibi görünüyor. Umarım yanılırım.

Partilerin tüzüklerinde engelliler için yapılması planlanan çalışmalar neler? Milletvekilleri bu konuda neler yapacak? Milletvekilleri bizleri en iyi şekilde temsil edecek mi? Bütün bunları bilemiyoruz. Ancak engellilerin yaşam kalitesini yükseltmek için çalışmalar yapacak milletvekilleri gerekli... Vekillerimiz; engellilerin sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda hayata katılmalarını sağlayacak çalışmalar yapmalı... Sorunları çözmeli...

Sorunların büyük bir bölümünün çözümü siyasetten geçiyor. Bu nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi sıralarında engelliler daha çok yer almalı... Engelliler için ve engellilik konusunda yapılması gereken çok şey var. Yeni dönemde bunların yapılması gerekiyor. Yapılacak her çalışma engelliler açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle kaç engelli milletvekilinin meclise gireceğini merak ediyorum. Yapacaklarını merakla bekliyorum.

ALİYE YÜCEL

20 Mayıs 2018 Pazar

ENGELSİZ OYUNLAR



Bilgisayar oyunlarının temeli 1947 yılına dayanıyor. Bazıları sadece bilgisayarda oynarken, bazıları da oyun konsollarıyla oynamayı tercih ediyor. Oyun konsolları da, televizyon ve onun gibi diğer görüntü ünitelerine bağlanarak oyun oynama imkanı sağlıyor. Her alanda olduğu gibi oyunlar ve oyun konsolları da büyük gelişim göstermiştir. Günümüzde oyun konsolları pek çok kişinin en büyük eğlencesidir. En çok oynanan oyun konsolları Play Station, Wii ve Xbox'tur.

Teknoloji devi Microsoft, engelliler için yeni bir oyun konsolu geliştirdi. Bu yeni cihaz bedensel engelli oyuncular için çok uygun ve onlara hitap eden bir konsol. Xbox Adaptive Controller adı verilen bu konsoldaki kontrol sistemi bir ana ünite ve eklentilerden meydana geliyor. Cihazın bünyesinde iki adet geniş programlama yapabilen buton ve 19 adet jak girişi bulunuyor. Küçük ve büyük butonlardan oluşuyor. Konsolun arkasındaki girişlerle cihaza çeşitli joysticler bağlanıyor. Böylece konsol kişinin ihtiyacına göre olarak özelleşiyor.

Microsoft'un "Herkes İçin Oyun" programı kapsamında ürettiği bu oyun konsolu, sadece Windows 10 işletim sisteminin yüklü olduğu bilgisayarlarda ve Xbox One platformunda çalışabilecek. Xbox One oynayan engelli kullanıcılar için çok büyük kolaylık sağlayacak. Xbox Adaptive Controller'in bu yılın içerisinde piyasada yer alacağı bildiriliyor. Konsolun satış fiyatının da 100 dolar civarında olması bekleniyor. Türkiye'ye ne zaman geleceği ise henüz belli değil.


Bu cihazı sol elinde parmakları olmayan Microsoft çalışanı Solomon Romney kullanmış... Romney, deneyimini: "Eğer bir oyunu tamamen ayaklarımla oynamak istersem, yapabilirim. Kontrolleri bedenime, arzularıma uygun hale getirebilirim ve istediğim zaman onları değiştirebilirim. İstediğin şeyi tak ve git. Bunu kurmak ve kullanmak neredeyse hiç zaman almıyor. Daha basiti olamazdı..." diye anlatıyor.

Şimdi bu haberi okuyanlar, görenler; "Aman buna ne gerek var? Çok mu önemli? Engellinin başka bir sorunu kalmadı mı? Bir tek bu sorunu mu var? Engelli de oyun oynamasın..." diyebilirler. Tamam ama ya engelli bir kişi de oyun oynamak istiyorsa, sadece el kasları zayıf ya da parmakları yok diye bundan mahrum mu kalmalı? Herkes, her şeyden, her alanda eşit bir şekilde faydalanmalı... Her alanda engeller kaldırılmalı...

Çeşitli sosyal ve toplumsal projelere imza atan teknoloji şirketleri engellileri de unutmuyor. Her alanda engelliler hatırlanıyor ve o yönde özel çalışmalar yapılıyor. Teknoloji ilerledikçe engelli kişiler için hayat daha kolaylaşıyor. Bu nedenle engelliler için yapılan her çeşit teknolojik gelişmeler ilgi alanıma giriyor. Teknolojinin engelliler alanında kullanılması beni çok etkiliyor.

ALİYE YÜCEL

13 Mayıs 2018 Pazar

OLMALI, OLACAK, İSTİYORUM



Engelliler Haftası'ndayız. 10 - 16 Mayıs arası Birleşmiş Milletlere üye olan ülkelerde engelliler hatırlanıyor. Unutulan bir şey var ki bu hafta kutlanmak için değil. Bu hafta engelli ve engellilik konusuna dikkat çekmek içindir. Bu hafta engelli sorunlarını ele almak içindir. Bu nedenle bu hafta yapılması gereken en önemli  etkinlik engelli farkındalığının oluşturulması için çaba harcamak olmalıdır. Bu nedenle bu hafta Engelli Farkındalığı Haftası olmalıdır.

Engelli farkındalığının oluşması için de; engelliye bakış açımızın doğru olması gerekir. Engellilik daima negatif bir durum gibi görülmüştür. Oysa bu en büyük yanlıştır. Bakış açısı artık değişmelidir. Engel ve engellilik negatif bir durum olmaktan çıkıp, bir farklılık olarak kabul edilmelidir. Engelliliğin bir farklılık olduğu kabul edilirse bakış açısı da o yönde olacaktır.

Bu hafta boyunca, engellilerin yaşadığı zorluklar ele alınıyor. Hayat şartlarını iyileştirme için yapılan çabalardan bahsediliyor. Ama biliyoruz ki engellilerin sıkıntıları hala devam ediyor. Bunlar; eğitim, mimari engeller, istihdam ve engellilere yönelik yanlış bakış açısı... Engelliliğin yanlış bilinmesi, engellilerin yanlış tanınması ne acı... Belki hepsinden de zoru...


Engellileri küçümsemek ya da onlara acımak... Onları, “sakat, aciz, cüce, topal, çolak, kör, sağır, spastik, kambur” gibi çeşitli sıfatlarla anmak... Bunlar büyük bir yanlış... Engelliye küçümsemeden ve acımadan yaklaşılamaz mı? Engellilerin de herkes gibi eşit haklara sahip olduğu kabul edilemez mi?  Dünyaya onların penceresinden bakılamaz mı? Engellilerle empati kurmak bu kadar zor mu?

Edebiyat, sanat, spor, siyaset, iş dünyası gibi hayatın çeşitli alanlarında engellilerle karşılaşıyoruz. Engellilerin de pek çok alanda engeli olmayan bireylerden çok daha başarılı olduğu gerçeğini görüyoruz. Öyle ise neden hala engelli ve engellilik konularında bakış acısı değişmiyor anlamak zor. Bu bakış acısı mutlaka değişmeli... İşte bu bakış açısı değiştiği gün engelli farkındalığı sağlanmış olacağız.

Her yıl Engelliler Günü'nde ve Engelliler Haftası'nda aynı şeyleri duymak ve görmek çok can sıkıcı... Ama sorunlar devam ettiği ve bu bakış acısı değişmediği sürece bunlar hep yazılacak, hep duyulacak. Belki gün gelip, düşünce ve değerlendirmeler değişince bunlar yazılmayacak ve duyulmayacak. Biliyorum çok zor. Ama olmalı, olacak, istiyorum.

ALİYE YÜCEL

6 Mayıs 2018 Pazar

YARDIMA İHTİYACIN YOK


Bazen öyle şeyler oluyor ki insan inanamıyor. Yapılan haberlere göre; Easy Jet Hava Yolları çalışanları, eski paralimpik atlet Sophia Warner'in engelli görünmediğini düşünüp, yardım istediği halde uçağa binmekte yardımcı olmamışlar. İngiliz hava yolu şirketi Warner'den "Engelli olduğunu kanıtlamasını" istemiş. İnsan inanamıyor. Bunu bir kişi yapsa ve bireysel bir şey olsa kişinin hatası der geçersin. Ama bu bir kurum tarafından yapılınca suç daha da büyüyor.

Sophia Warner, 1974 yılında İngiltere'de doğmuş. Serebral palsili olduğu için bacaklarını ve sol kolunu rahat kullanamıyor. Warner, büyürken Paralimpik Oyunları izlemiş, bundan çok etkilenmiş. Bu yüzden engelli sporu yapmak istemiş. Çevresindekiler onu bisiklete binmek gibi sporlara yöneltmek isteseler de "Neden bisiklete bineyim? Koşmayı seviyorum" diyerek atletizmi seçmiş. Dünya şampiyonalarında gümüş ve bronz madalya kazanmış. 2012 Londra Paralimpik Oyunları'nda yarışarak derece almış. Sporu bıraktıktan sonra televizyonda sunuculuk yapmaya başlamış...

Paralimpik atlet, geçtiğimiz ay Milano'dan Gatwick'e yolculuk için Easy Jet Hava Yolları'nı seçmiş. Seyahati esnasında personelden yardım istemiş. Hava yolları çalışanları ise ona "Tamamen normal görünüyorsun. Neden yardıma ihtiyacın var?" diye cevap vermişler ve kendisine yardım etmemişler. Sophia Warner, yaşadığı bu muameleyi çok yıkıcı bulmuş ve evine gidene kadar gözyaşlarını tutamamış.


Warner daha sonra "Bütün yolu ağlayarak geçirdim. Bir şikayetle nereden başlayacağımı bile bilmiyorum..." diyerek, yaşadıklarını da sosyal medyada anlatmış... Paralimpik sporcu, "Daha önce hiç Twitter'de şikayet etmedim. Ancak engelliğimi kanıtlama emri kahredici olmanın ötesindeydi" diyor. Şikayeti paylaşımından sonra kendisine pek çok destek gelmiş. Bu tür olayları yaşayan engelliler de başına gelenleri anlatmışlar. 

Olay duyulunca Easy Jet sözcüsü Warner'i aramış ve üzgün olduğunu belirtip, özür dilemiş. Ama bu zor affedilir. Bir kişinin engeline inanmayıp, kendisinden engelini ispat etmesini istemek ilginç bir durum. Warner, Paralimpik Oyunları'na kabul edilmiş ve engelli olduğu için orada yarışmış. Ama hava yolu çalışanları onu engelli olarak görmemiş... Unutulmaması gereken bir gerçek var. Warner'in yardıma ihtiyacı olmasa niye bunu istesin? Zorlandığı bir durum var ki bir yardım istemiş. Bu yardıma cevap alamaması çok kötü...

Bu medyaya yansıyan bir örnek. Bu tür olaylar, her yerde engellilerin başına gelebiliyor. Engellilerle doğru iletişim maalesef kurulamıyor. Engellilerle doğru iletişimin kurulabilmesi için her türlü kurum ve kuruluşlardaki personelin eğitilmesi gerekiyor. Ama özellikle de günde pek çok engelli kişinin bulunduğu yerlerde bu mutlaka çözülmeli. Engelliler, bu şekilde mağdur olmamalı...

ALİYE YÜCEL

29 Nisan 2018 Pazar

İŞİTME ENGELLİ ŞOFÖR


Sosyal medyanın günümüzdeki önemi büyük... Yapılan bir paylaşım birden gündem oluyor. Dünyaya yayılıyor. Haber olabiliyor. Geçtiğimiz günlerde model Rachel Hastings'in bir paylaşımı pek çok yerde haber oldu. Genç model, Londra'da bindiği Uber araçta şoförün aracına astığı ilginç bir notu görüyor. Fotoğrafını çekerek paylaşıyor. Bu paylaşım büyük ilgi görüyor. Bu not İngiltere'de taksi şoförlüğü yapan işitme engelli Onur Kerey tarafından asılmış...

Onur'un ailesi 30 yıl önce Adana'dan İngiltere'ye gitmiş. 24 yaşındaki Onur, doğuştan işitme engelli olarak orada doğmuş. Bir ay önce Uber'de şoför olarak çalışmaya başlamış. Aracına "Merhaba ben Onur, Uber'ime hoş geldiniz. Ben işitme engelliyim (sağır ve dilsizim), eğer bana bir şey söylemen gerekirse lütfen mesaj yolla veya durduğumuz zaman deftere yazıp bana göster. Kendi müziğini çalmak istersen AUX kablosunu kullanabilirsin, eğer yüksek bass'lı bir şeyler dinlersen ben de bundan keyif alırım. Bana katlandığın için teşekkürler, harika bir gün geçirmen dileğiyle" yazmış...

Londra'da bulunan Kuzey İrlandalı model Rachel Hastings bir gün Onur'un aracına biniyor. Arabanın arkasına oturunca, ön koltukta asılı bir yazıyı fark ediyor. Genç model, Onur'un müşterilerle iletişimi kolaylaştırmak için yazdığı bu notun fotoğrafını çekip Twitter'da paylaşıyor. Altına da "Bu en saf şey. Onur'u seviyoruz" notunu düşüyor. İşte bu paylaşım çok dikkat çekiyor. Tweet,  yüz binlerce beğeni ve retweet alıyor. Onur'un tanınmasını sağlıyor. 


Onur, gündem olan yazısı için "Ben doğuştan sağır ve dilsizim. Müşterilerle uygulama üzerinden haberleşiyoruz. Ancak araca bindiklerinde küçük iletişim sorunları yaşayabiliyorduk. Ben de müşterilerime sorunsuz bir yolculuk yaşatmak için bu yolu seçtim. Bundan iki gün sonra arkadaşlarımın "Twitter'a bak, herkes seni konuşuyor" demesi üzerine haberim oldu. Sadece İngiltere değil, Türkiye ve başka ülkelerden de çok güzel mesajlar alıyorum. Bu durum beni çok şaşırttı ama tepkilerden mutluyum" diyor.

Tweet yayılınca dünyada pek çok kişi Onur'u tanıyor ve ona destek olmaya başlıyor. Onur'a destek olanlarına arasında Amerikalı model ve oyunu Nyle DiMarco da var. O da Onur'a tweet atıyor. Kendisi de işitme engelli olan DiMarco "Adamım senin aracına binmem gerek, işaret dilinde konuşuruz" diyor. Onur da ona: "Merhaba Nyle kesinlikle yapmalıyız. Londra'ya bir dahaki gelişinde bana mesaj at, şehri birlikte turlayalım" diye cevaplıyor. Anladığımıza göre Onur ve Nyle bir gün bir araya gelecekler.

Onur için atılan bu tweet bir toplumda engellilik hakkında önemli ve gerekli bir tartışmayı da başlatıyor. Bazıları işitme engeli işine engel olacak diye eleştirirken, bazıları da işitme engelinin sürüş kabiliyetine hiç bir olumsuz etkisini olmadığını düşünüyor. Olaya bir de herkese çalışma fırsatı verme açısından bakarsak, şirketi de onu işitme engelli olmasına rağmen işe almış. İşitme engelinin sürüş kabiliyetine olumsuz etkisini olmadığını düşünmüş ve "Bu işitme engelli, bu işi  yapamaz"dememiş. Ona bir şans tanımış ve iş imkanı sunmuş...

Onur Kerey, işini yani şoförlüğü başarıyla yapabiliyor. Belki müşterileriyle iletişimde zaman zaman zorluk çekebilir. Onur da bunu, kendi durumunu açıklayan ve yolcuların kendisiyle nasıl iletişim kuracaklarını anlamalarına yardımcı olmak için bir not yazarak çözüyor. Böylece müşterileriyle iletişim için güzel bir adım atıyor. İşte bu herkesi etkiliyor. Her zaman insanlarla iletişim kurmanın bir yolunu bulabileceğimizi unutmayalım. Yeter ki isteyelim.

ALİYE YÜCEL