> Engeloji : 2012 Paralimpik Oyunları

Translate

2012 Paralimpik Oyunları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2012 Paralimpik Oyunları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Mayıs 2018 Pazar

YARDIMA İHTİYACIN YOK


Bazen öyle şeyler oluyor ki insan inanamıyor. Yapılan haberlere göre; Easy Jet Hava Yolları çalışanları, eski paralimpik atlet Sophia Warner'in engelli görünmediğini düşünüp, yardım istediği halde uçağa binmekte yardımcı olmamışlar. İngiliz hava yolu şirketi Warner'den "Engelli olduğunu kanıtlamasını" istemiş. İnsan inanamıyor. Bunu bir kişi yapsa ve bireysel bir şey olsa kişinin hatası der geçersin. Ama bu bir kurum tarafından yapılınca suç daha da büyüyor.

Sophia Warner, 1974 yılında İngiltere'de doğmuş. Serebral palsili olduğu için bacaklarını ve sol kolunu rahat kullanamıyor. Warner, büyürken Paralimpik Oyunları izlemiş, bundan çok etkilenmiş. Bu yüzden engelli sporu yapmak istemiş. Çevresindekiler onu bisiklete binmek gibi sporlara yöneltmek isteseler de "Neden bisiklete bineyim? Koşmayı seviyorum" diyerek atletizmi seçmiş. Dünya şampiyonalarında gümüş ve bronz madalya kazanmış. 2012 Londra Paralimpik Oyunları'nda yarışarak derece almış. Sporu bıraktıktan sonra televizyonda sunuculuk yapmaya başlamış...

Paralimpik atlet, geçtiğimiz ay Milano'dan Gatwick'e yolculuk için Easy Jet Hava Yolları'nı seçmiş. Seyahati esnasında personelden yardım istemiş. Hava yolları çalışanları ise ona "Tamamen normal görünüyorsun. Neden yardıma ihtiyacın var?" diye cevap vermişler ve kendisine yardım etmemişler. Sophia Warner, yaşadığı bu muameleyi çok yıkıcı bulmuş ve evine gidene kadar gözyaşlarını tutamamış.


Warner daha sonra "Bütün yolu ağlayarak geçirdim. Bir şikayetle nereden başlayacağımı bile bilmiyorum..." diyerek, yaşadıklarını da sosyal medyada anlatmış... Paralimpik sporcu, "Daha önce hiç Twitter'de şikayet etmedim. Ancak engelliğimi kanıtlama emri kahredici olmanın ötesindeydi" diyor. Şikayeti paylaşımından sonra kendisine pek çok destek gelmiş. Bu tür olayları yaşayan engelliler de başına gelenleri anlatmışlar. 

Olay duyulunca Easy Jet sözcüsü Warner'i aramış ve üzgün olduğunu belirtip, özür dilemiş. Ama bu zor affedilir. Bir kişinin engeline inanmayıp, kendisinden engelini ispat etmesini istemek ilginç bir durum. Warner, Paralimpik Oyunları'na kabul edilmiş ve engelli olduğu için orada yarışmış. Ama hava yolu çalışanları onu engelli olarak görmemiş... Unutulmaması gereken bir gerçek var. Warner'in yardıma ihtiyacı olmasa niye bunu istesin? Zorlandığı bir durum var ki bir yardım istemiş. Bu yardıma cevap alamaması çok kötü...

Bu medyaya yansıyan bir örnek. Bu tür olaylar, her yerde engellilerin başına gelebiliyor. Engellilerle doğru iletişim maalesef kurulamıyor. Engellilerle doğru iletişimin kurulabilmesi için her türlü kurum ve kuruluşlardaki personelin eğitilmesi gerekiyor. Ama özellikle de günde pek çok engelli kişinin bulunduğu yerlerde bu mutlaka çözülmeli. Engelliler, bu şekilde mağdur olmamalı...

ALİYE YÜCEL

30 Aralık 2012 Pazar

BAŞARIDAN BAŞARIYA KOŞMAK




Annalisa Minetti adını duydunuz mu? Annalisa Minetti’nin çok etkileyici bir hayat hikayesi var. Yaptığı ve başardığı işler insanı şaşırtıyor. O daha küçük yaşta iken halk arasında tavuk karası denilen hastalık nedeniyle görme oranı düşüyor. 18 yaşına gelince de tamamen görmez oluyor. Ama o asla pes etmiyor ve bu engeliyle en iyi şekilde yaşıyor. O; hem güzellik yarışmasında dereceye giren bir model, hem müzik yarışmasında birinci olan bir şarkıcı, hem de madalya olan bir sporcu oluyor.
Annalisa Minetti, 1997 yılında, 20 yaşındayken İtalya Güzellik Yarışması’na katılıyor. İlk on genç kız arasına seçiliyor ve Miss Gambissime (Miss Süper Bacaklar) unvanını kazanıyor. Misstalia’da finale kalanların arasında görme engelli bir yarışmacı olduğu ortaya çıkıyor. Minetti, görmediği halde podyumda rahatlıkla dolaşmış ve seyirciler de bunu hiç anlamamış… Ne büyük bir özgüven sahibi değil mi?
Finale kaldıktan sonra görmediğini ve bunu nasıl belli etmediğini şöyle anlatmış… O, yarışmada kulağının içine bir radyo alıcısı yerleştirmiş ve sevgilisi tarafından yönlendirilmiş… O yürürken sevgilisi ne yöne gideceğini, nerede duracağını, kaç adım atacağını fısıldıyormuş… Böylece Annalisa Minetti bu komutlara uyarak podyumda hatasız olarak yürüyormuş… Bu açıklamadan sonra ülkesinin tarihinde ilk görme engelli güzellik yarışmacısı olarak çok ilgi ve destek görüyor.
 
Annalisa Minetti ayrıca küçük yaştan beri müzikle de ilgileniyor. Miss Italia’da dereceye girmesinden bir yıl sonra, 1998 yılında ülkesinin en önemli müzik festivallerinden biri olan Sarremo Müzik Festivaline katılıyor. “Senza te o con te” şarkısıyla birinci oluyor. Böylece bu konuda da yeteneği olduğunu, başarılı bir şarkıcı olduğunu ispatlıyor.
Minetti, modellik ve şarkıcılığın yani sıra spor da yapıyor. Yardım kampanyalarının yüzü oluyor. Bu arada evleniyor ve “Görme engelliyim, çocuk bakamam” demeyip, çocuk sahibi oluyor. Futbolcu eşi Gennaro Esposito ile çok mutlu bir evliliği var. Yani sadece kariyer ve başarı peşinde koşmuyor. O, aynı zamanda iyi bir eş ve anne…
Gelelim 2012 yılına… Minetti, Londra 2012 Paralimpik Oyunları’nda kadınlar 1500 metrede yarıştı. Görme engellilerin katıldığı T11 kategorisindeki koşuyu, kılavuzuyla beraber dünya rekoru kırarak tamamladı. 4:48:88’lik derecesiyle T12 kategorisinde 3. sırada yer alarak bronz madalya aldı. “Süper Bacaklar” bu kez de koşarak büyük bir başarı elde etti.
Başarıdan başarıya koşan Annalisa Minetti, bu son başarısını oğlu Fabio’ya hediye ediyor. “Her şey mümkündür. İstenildiğinde başarmanın mümkün olduğunu ispatladım. Mutluluğumu tarif etmem çok güç… Umarım gelecek nesiller için bir şey başarabilmişimdir” diyerek; engelli ve engelsiz herkese önemli bir mesaj veriyor.
 
ALİYE YÜCEL

18 Kasım 2012 Pazar

HAYAT BİR YARIŞ


 
Alessandro (Alex) Zanardi’yi, 2012 Paralimpik Oyunları’nda “El Bisikleti” dalında altın madalya kazandığında izlerken, onun neden engelli olduğunu bilmiyordum. Zanardi, ünlü Formula 1 pilotuymuş ve 2001 yılında otomobil yarışında geçirdiği trajik kazada her iki bacağını da kaybetmiş… Kaza ile ilgili haberlere baktığımda dehşete düştüm. O araçtan nasıl sağ çıkabilmiş anlamak mümkün değil. Ama biliyoruz ki, öldürmeyen Allah öldürmez!
Sonradan engelli olan kişiler için en zor şeyin önceden yapabildiği şeyleri yapamaması olduğunu düşünürüm… Zanardi’yi üzen şeyin de bacaklarını kaybetmesi değildir; onu en çok üzen şeyin, tutkunu olduğu yarışlarda olamaması ve o heyecandan uzak kalacak olmasıydı, diye düşündüm. Ancak hayatına bakınca onun bu heyecandan hiç uzak kalmadığını öğrendim. Ona göre hayat bir yarıştı... Ve o her durumda, her koşulda yarıştı!
Alex Zanardi, 2001 yılında Almanya’daki Champ Car yarışında lider bir durumda iken otomobilinin kontrolünü kaybetmiş ve ona çarpan bir yarışçı onun otomobilini ikiye bölmüş… Bu korkunç kazada herkes İtalyan pilotun öldüğünü düşünmüş… Çünkü vücudundaki kanın dörtte üçünü kaybetmiş… Hastaneye bu halde yetiştirilen Zanardi’nin kalbi tam yedi kere durmuş ve elektroşokla tekrar tekrar çalıştırılmış… Doktorlara göre yaşayamaz denilen Zanardi hayatta kalmış…
 
Bizi ilgilendiren hikayesi de buradan sonra başlıyor! Evet, hayatta kalıyor. Ancak otomobil Zanardi’nin bacaklarının olduğu bölmeye çarptığı için her iki bacağı da dizinden itibaren kopuyor. Bir hafta sonra gözlerini açtığında eşi ona sakin bir şekilde “bacaklarını kaybettiğini” söylüyor. Zanardi, o an “Bacaklarım olmadan yapmak istediğim onca şeyi nasıl yapacağım?” diye düşünüyor. Sonra hemen “Bacaklarımı kaybettim, ama beynim yerinde!” diyerek hayata tutunuyor.
Zanardi, yarış tutkusundan asla vazgeçmiyor. İnsan azmine ve motivasyonuna inanamıyor. Çünkü o bacaklarının kaybettikten sadece birkaç yıl sonra yarışlara geri dönüyor. Normal otomobili kullanamayacağından BMW’nin kendisi için özel düzenekler koyarak ürettiği otomobille World Touring Car Championship’te (Dünya Binek Otomobiller Şampiyonası) yarışıyor. Daha önce kullandığı yarış otomobillerinin gaz ve fren pedallarına ayaklarıyla hükmeden Zanardi, bu kez direksiyonda bulunan gaz ve fren kollarına çabucak alışıyor. WTCC’de sağlamken kazanamadığı başarıları elde ediyor.
Bu arada el bisikletine ilgi duymaya başlıyor. 2009’da WTCC’den emekli olup tamamen el bisikletine odaklanıyor. 2009 yılında Venedik’te, 2010 yılında Roma’da, 2011 yılında ise New York Maratonu’nda elleriyle çevirdiği pedallarla yarışlar kazanıyor.
Zanardi, son olarak 2012 Paralimpik Oyunları’nda İtalya’yı temsil etti ve iki altın madalya kazandı. O, “Geçirdiğim kaza sayesinde Paralimpik Oyunları’nda yarışıyorum. Ben şanslı bir adamım! Kazadan sonra bile ne yapmak istediğimi seçebilecek kadar talihliyim. Öyleyse niye hala burada oturmuş, parmaklarımı çevirmiyorum?” diyor. Azmin ve inancın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Yarışlardan, hayattan, hayat yarışından hiç kopmuyor.
 
ALİYE YÜCEL

9 Eylül 2012 Pazar

PARALİMPİK OYUNLARI’NDAKİ BAŞARIMIZ



2012 Londra Paralimpik Oyunları (Engelli Olimpiyatları) bugün bitiyor. Paralimpik Oyunları’ndaki başarımızı görmezden gelemeyiz. Ülkemiz, 21 bayan 46 erkek toplam 67 sporcu ile 10 branşta katıldı ve oyunları 1 altın, 5 gümüş ve 4 bronz olmak üzere toplam 10 madalyayla tamamladı.
22 yıllık Paralimpik Oyunları boyunca bu güne kadar 4 madalya kazanmışken, 2012 Londra Paralimpik Oyunları’nda 10 madalya birden kazanmak gerçekten çok büyük başarı… Madalyadaki başarının yanı sıra Paralimpik Oyunları tarihinde ilk kez takım sporlarında temsil edildiğimiz Londra’da Goalball Milli Takımımız kazandığı bronz madalyayla da tarihe geçti. Bu başarıları küçümsemek çok yanlış olur. Kazanılan bu büyük başarıya rağmen gündemde olmaması da ilginç…
Paralimpik Oyunları’nda elde edilen başarılar için Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç “Türk sporu adına bir devrimdir. Skora değil sporcuya bakıyoruz. Paralimpik sporcularımız mucizelere imza atıyor. Başarı hepimizin. Herkes itiraf etsin. Türkiye “Paralimpik” kavramının varlığını Londra 2012 ile fark etti…” açıklamasını yaptı. Bakan haklıydı. Paralimpik Oyunları bilinmiyor. Oysa Paralimpik Oyunları, önemsenmesi gereken bir organizasyondu. Çünkü orada sadece spor ve sporcu yoktu! Evet, Paralimpik Oyunları mutlaka takip edilmeliydi. Tüm yarışlar izlenmeliydi. Hiç kaçırmadan… Hatta belki de orada seyirci olmak gerekiyordu. Oradaki coşkuyu daha yakından görebilmek için…
 
Paralimpik Oyunları’nı büyük bir zevkle seyrettim. Özellikle de bizim sporcularımızın katıldığı yarışmaları… Ne müthiş kareler gördüm. Azim dolu, vazgeçmek bilmeyen gerçek sporcular... Nasıl kendinden emin ve kendileriyle barışıklar… Engelli değildi onlar! Onlara baktıkça gördüğüm buydu.  Asıl engelli olanlar pek çok şey yapabilecekleri halde yapmayanlar galiba…
İşte 2012 Londra Paralimpik Oyunları’nda madalya kazanan sporcularımız:
Altın Madalya:
Nazmiye Muslu (Halter – 40 kg.).
Gümüş Madalya:
Çiğdem Dede: (Halter – 44 kg.)
Korhan Yamaç: (Atıcılık – 10 Metre Havalı Tabanca)
Nazan Akın: (Judo – 70 kg.)
Neslihan Kavas (Masa Tenisi)
Kadınlar Masa Tenisi Milli Takımı.
Bronz Madalya:
Duygu Çete: (Judo – 57 kg.)
Özlem Becerikli: (Halter – 56 kg.)
Doğan Hancı: (Okçuluk – Makaralı Yay Bireysel Açık Sınıf)
ve Goalball Milli Takımı.
2012 Londra Paralimpik Oyunları’nda katılan ve bizi gururlandıran tüm sporcularımıza çok çok teşekkürler…
 
ALİYE YÜCEL

 

2 Eylül 2012 Pazar

ENGELLİ OLİMPİYATLARI: PARALİMPİK OYUNLARI


2012 Paralimpik Oyunları (Engelli Olimpiyatları) büyük bir açılış töreniyle başladı. 29 Ağustos – 09 Eylül 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilecek oyunlar İngiltere’nin başkenti Londra’da yapılıyor. Londra 2012 Paralimpik Yaz Oyunları’na ülkemizden 21 bayan 46 erkek, toplam 67 sporcu ile 10 branşta katılıyoruz.

Paralimpik Oyunları, çeşitli engel gruplarından sporcuların katıldığı ve farklı sporların yapıldığı bir etkinliktir. Orijinal haliyle “Paralympic” kelimesi İngilizce engelli anlamına gelen “Paralyzed” ve “Olympic” kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Paralimpik Oyunları Yaz ve Kış Oyunları olmak üzere olimpiyatların bitmesinden iki hafta sonra yine aynı ülkede yapılıyor.

Engelli olimpiyatlarının fikir babası Sir Ludwig Guttman’dır. Nörolog Doktor Guttman, Stoke Mandeville Hastanesi'nde felçli genç gazilere bakarken, onların rehabilitasyonunda sporun ne kadar önemli olacağını keşfetmişti. Sir Ludwig Guttman, yıllar sonra BBC’ye verdiği bir röportajında “Yarım felç ya da baştan aşağısı felç olma gibi ciddi bir engelle karşılaşan bir insanın ruhu da bundan etkilenir. Bu olumsuz psikolojik etkiden kurtulmak için spordan iyisi olamaz. Spor aklı çalıştırır, özgüveni arttırır, itibar kazandırır, dostluk bağlarını güçlendirir. Bu dört unsur da engelli insanı, engelsizlere eşit kılar…” diyerek sporun engellilere yaptığı olumlu etkiyi anlatmıştır.
 
Guttman, The Stoke Mandeville Hastanesi'nde, tekerlekli sandalyedeki engellilerin rehabilitasyonu için sportif aktiviteler düzenlemiş ve böylece bu engelliler sporunun tarihsel başlangıcı olmuştur. Sir Ludwig Guttman’ın düzenlediği 1. Stoke Mandeville Tekerlekli Sandalye Oyunları, 1948 Londra Olimpiyat Oyunlar ile aynı tarihte yapılmıştır. 2. Dünya Savaşı gazilerinin katılımıyla düzenlenen bu organizasyon, dört yıl sonra Hollandalı sporcuların katılımıyla uluslararası olmuş; engelli sporcular için olimpik stildeki ilk organizasyon ise 1960 yılında Roma Olimpiyatları’nın ardından yapılmıştır. Paralimpik Oyunları, 2008 yılında olimpiyatlardan sonra uluslararası ikinci büyük spor yarışması haline gelmiştir.
Bu yıl 14’cüsü düzenlenen Paralimpik Oyunları’na 165 ülkeden 4200 sporcu katılıyor. 20 farklı spor branşında yapılıyor. Ne güzel bir gelişme ki Paralimpik Oyunları’nda yer alan spor dalları artmakta ve engelli sporcuların kırdığı rekorlar olimpiyat rekorlarına yaklaşmaktadır.
2012 Paralimpik Oyunları Oyunları’nda Milli haltercimiz Nazmiye Muslu, Dünya ve Paralimpik Oyunları rekoru kırarak altın madalya kazandı. 40 kiloda podyuma çıkan Muslu, ilk hakkında 100 kilogram, ikinci hakkında 104 ve son hakkında 106 kilogram kaldırarak altın madalyanın sahibi oldu. Daha sonra 109 kilo kaldırmayı denedi ve hiç zorlanmadan bunu da kaldırıp dünya rekorunu elde etti. Onun durumunda olup evden dışarıya bile çıkamayanlara cesaret örneği oldu ayrıca herkese engellilerin neler yapabileceğini gösterdi.
 
ALİYE YÜCEL