Geçen
hafta Engelli Aktivist, komedyen ve gazeteci Stella Young'tan bahsetmiş ve "Onunla
ilgili yazacaklarım bitmedi. Haftaya..." demiştim. Engelliliği bu kadar
kolay kabullenen, büyük bir özgüven sahibi ve bu konuda mizah yapabilen bu
kadınla ilgili yazmak istediğim çok şey var. Bence çok farklı, çok özel biri...
Bu farkındalığa nasıl ulaşmışsa artık, insan keşke bütün konuşmalarını dinleyebilseydim
ve tanışma imkanım olsaydı diye düşünüyor.
Young, Osteogenesis İmperfecta (Cam Kemik Hastalığı) hastası olarak dünyaya gelmiş. Kemiklerde kolayca kırılmalara yol açan bu genetik hastalık nedeniyle hayatını tekerlekli sandalyede sürdürmüş. Böyle bir durumda aile çok önemli... O daima yanında olan bir aileye sahipmiş. 15 yaşında iken yerel halktan biri onun Toplumsal Başarı Ödülü için aday gösterilmesini istemiş. Bunun üzerine ebeveynlerinin cevabı da: "Çok hoş! Ancak bariz bir problem var. Kızımız hiç bir şey başarmadı ki..." olmuş.
Young, Osteogenesis İmperfecta (Cam Kemik Hastalığı) hastası olarak dünyaya gelmiş. Kemiklerde kolayca kırılmalara yol açan bu genetik hastalık nedeniyle hayatını tekerlekli sandalyede sürdürmüş. Böyle bir durumda aile çok önemli... O daima yanında olan bir aileye sahipmiş. 15 yaşında iken yerel halktan biri onun Toplumsal Başarı Ödülü için aday gösterilmesini istemiş. Bunun üzerine ebeveynlerinin cevabı da: "Çok hoş! Ancak bariz bir problem var. Kızımız hiç bir şey başarmadı ki..." olmuş.
Engelliler
hakkındaki bazı yargılar Stella Young'a çok saçma gelmiş... Söylenenleri anlamsız
bulmuş. Bir konuşmasında "Hayattaki en büyük engel kötü bakış açısıdır"
cümlesini ele alıp: "Bu cümle beş para etmez. Çünkü gerçek değil ve engelli
sosyal modeline aykırı. (Doğru cümleler şunlar:) 'Hiç bir gülümseme merdivenleri
rampaya dönüştüremez!' " Bu konuşması (gülüşmeler ve alkışlar eşliğinde)
şöyle devam ediyor: " 'Televizyon ekranına gülerek, duyma engelli bir
insan için kapalı olan altyazıyı görünür kılamazsınız!' ve 'Kitapçıda saatler
geçirmeniz ve etrafa pozitif sinyaller vermeniz o kitapları kabartma harfli
(Braille Alfabesiile yazılan) kitaplara dönüştürmeyecektir!' " diyor. Farkındalığını
görebiliyor musunuz?
Stella
Young, pek çok engelli gibi engelli olmanın özel değil, normal kabul edildiği
bir dünyada yaşamak istiyor. 15 yaşında kız çocuğunun yatak odasında Buffy the
Vampire Slayer seyretmesinin bir şeyleri başarmak kabul etmediği bir dünyada
yaşamak istiyor! Engelli birinden, sabah yataktan kalktığı ve ismini
hatırladığı için tebrik edilmediği (beklentinin bu kadar düşük olmadığı) bir
dünya istiyor! Melbourn'de bir lisede öğrencilerin, öğretmeninin tekerlekli
sandalye kullandığını göründüğünde şaşırmadığı bir dünyada yaşamak istiyor!
Engellilerin
ilham olarak gösterilmesine karşı çıkan küçük dev kadın, kendisinin
engellilerden sürekli bir şeyler öğrendiğini, çünkü zekice fikirleri olduğunu
belirtiyor. Ancak öğrendiklerinin birbirlerinin gücünden ve sabrından olduğunu,
bedenlerinden ya da rahatsızlıklarından olmadığını açıklıyor. Söylediklerinin hepsi
çok etkileyici, hepsi insanı düşündürüyor. Son olarak yine onun bir sözüyle
bitirmek istiyorum. Şöyle diyor: "Engeller sizi özel kılmaz. Düşüncelerinizi
sorgulamak sizi özel kılar!" Ne muhteşem değil mi?
ALİYE
YÜCEL