Translate
Görme Engelli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Görme Engelli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
24 Kasım 2019 Pazar
27 Ekim 2019 Pazar
"UMRE" ÖDÜLLÜ BİLGİ YARIŞMASI
Diyanet İşleri Başkanlığı görme ve işitme engelliler için ödülü umre olan bir bilgi yarışması düzenliyor. Bilgi yarışması için başvurular, 28 Ekim'e kadar il müftülüklerine yapılabilecek.
Diyanet İşleri Başkanlığı bu konu ile ilgili, "Başkanlık tarafından Kur'an kurslarında şu an eğitim gören veya önceki yıllarda eğitim görmüş işitme ve görme engelli öğrencilere yönelik "İşitme ve Görme Engelliler Arası Kur'an-ı Kerim ve Dini Bilgiler Yarışması" düzenlenecek" diye açıklama yaptı.
Başkanlık bu yarışmanın amacını "Görme ve işitme engellilerin dini bilgilerini geliştirmek, Kur'an-ı Kerim'i okumaya teşvik etmek, inanç esasları ve Siyer-i Nebi konularında bilgilerini artırmak" olduğunu açıkladı.
Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Kur'an kurslarında eğitim görmüş veya halihazırda bu kurslarda eğitime devam eden yüzde 55 ve üzeri işitme engelli ya da yüzde 61 ve üzeri görme engelli kursiyerler katılabilecek.
Yarışmaya 12 yaşından büyük, Diyanet İşleri Başkanlığı personeli olmayan, önceki yıllarda düzenlenen yarışmaların herhangi birinde ödül kazanarak umreye gitmemiş engelliler girebilecek.
Yarışma, 30-31 Ekim'de il müftülüklerince gerçekleştirilecek. Yarışma görme engelliler için; Kur'an-ı Kerim'i güzel okuma, ezber ve temel dini bilgiler, işitme engelliler için ise Kur'an-ı Kerim okuma, ezber ve temel dini bilgiler alanlarında yarışacak.
ALİYE YÜCEL
18 Ağustos 2019 Pazar
6. HİS GÖRDÜKLERİNİZ DE ÖTESİNDE
Görme
engelli üç katılımcının çektiği fotoğraflardan oluşan sergi, 16 Ağustos Cuma
günü Muğla'nın Bodrum ilçesinde açıldı. "6. His Gördüklerinizin de
Ötesinde" ismi verilen sergi; her üçü de hiç görme engelli olan, 72 yaşındaki
Cengiz Orçun, 24 yaşındaki Tayfun Cura ve 10 yaşındaki Efe Beray Altın'ın
çektiği fotoğraflardan oluşuyor. Oldukça ilginç ve farklı bir sergi... Görmüyorsun;
ışık, şekil ve renkler senin için bir şey ifade etmiyor. Ama fotoğraf
çekiyorsun...
Doğuştan
görme engelli olan Tayfun Cura ile Efe Beray Altın ve görme yeteneğini kaybeden
Cengiz Orçun'un, hislerini ve duyma yeteneklerini kullanarak yakaladıkları
anlardan oluşan serginin amacının; engellerin bir düşünceden ibaret olduğu, fırsat
verildiğinde engelli bir bireyle sağlıklı bir birey arasında hiçbir fark
olmadığı, somut olarak ortaya koymak ve bu yolla farkındalık meydana
getirmek olduğu açıklanmış...
Fotoğraf
sanatçısı Ömür Erdoğan, sosyal medya üzerinden başvuru aldıklarını ve bu
projeyi hayata geçirdiklerini söylüyor. Görme engelli fotoğrafçılara, gönüllü
eğitmenler Mine Kahraman, Tuncay Özdal ve Murat Aslankar eğitim vermiş. Projenin
editoryal süreci ve medya ilişkilerini Berkem Temizel yürütüyor. Verilen
eğitimler sonucunda hayata geçen projenin koordinatörlüğünü ise Özlem Şen
yapıyor.
Özlem
Şen, proje ile ilgili olarak; "Bir ışık belirdi ve bundan sonra da engelli
bireylerin evlerine hapsedilmesi değil, hayatın içinde aktif olarak çalışması
adına bir başlangıç olduğunu düşünüyorum" diyor. Ayrıca; yüzde yüz görme
engelli bireylerin tamamen işitsel yetileriyle 6. hislerini kullanarak
çalışmalar yaptıklarını, engellerin sadece beyinde ve yürekte olduğunu somut
olarak kanıtladıklarını belirtiyor.
Projeye
çektiği fotoğraflarla katılan Cengiz Orçun, Bodrum'un tanınmış kaptanlarından ve
aynı zamanda müzisyen... 47 yıl önce görme yeteneğini kaybeden Orçun, ilçede
emeği geçenlerin fotoğraflarını düşük enstantane hızıyla çektiklerini belirtiyor.
Fotoğrafını çektiği kişiler arasında balıkçı, saat tamircisi ve terzinin olduğunu
açıklıyor.
Cengiz
Orçun, Tayfun Cura ve Efe Beray Altın'ın fotoğraflarının bulunduğu serginin
medyada büyük ilgi gördüğü açıklandı. Engelliler için bir toplumsal sorumluluk
projesi olan "6. His Gördüklerinizin de Ötesinde" sergisi 25 Ağustos
Pazar gününe kadar Bodrum OASİS AVM'de olacak. 29, 30, 31 Ağustos tarihlerinde
ise Yalıkavak Marina Brandroom'da gezilebilecek. Dilerim sergi, İstanbul'a da gelir ve buradaki fotoğraf severlerle de buluşur.
16 Haziran 2019 Pazar
KUSURSUZ KULAK BAGER
Geçtiğimiz
günlerde Bager Çalışçı'nın haberini okumuştum. Bager, doğuştan görme engelli 7
yaşında küçük bir çocuk... Onun haber olmasını sağlayan ise doğuştan kusursuz
bir kulağa (absolut kulak) sahip olması... Muş'ta yaşayan Bager, duyduğu her
sesi notaya dökebilme yeteneğine sahip. Kusursuz Kulak, geçtiğimiz günlerde
köyünde bir konser vermişti. O konser çok dikkat çekmiş, medyaya yansımıştı.
Bager
Çalışçı, kendisi gibi görme engelli müzik öğretmeni Caner Keser, sayesinde
piyano çalmayı öğrenmiş... Öğretmeni yetenekli öğrencisinin köy çocuklarına
konser vermesi için bir çalışma yapmak istiyor. Diğer öğretmenler ve Bager'in
ailesi de ona destek veriyor. Muş'a 55 kilometre uzaktaki Ağartı Köyü kırsalına
piyano getiriliyor ve konser ortamı oluşturuluyor. Böylece Bager, okul
arkadaşlarına piyona ile klasik müzik dinletiyor. İlk konserini kendi köyünde
veriyor. Bu konserin ardından ona medyadan destek geliyor.
Babası
Mehmet Çalışçı konserin ardından "Bager, dünyaca ünlü piyanist Fazıl ile
tanışmak için konserine gitmek istiyor. Oğlum doğadaki tüm sesleri notaya
dökebiliyor. Bir hayırseverin hediye ettiği piyanoyla bir yıldır kendini
geliştiriyor. Görme engelli olduğu için müzik onun her şeyi oldu. Diğer
çocuklar gibi dışarıda koşuşturup oynayamıyor, onun hayatı ve gözleri piyanosu.
Kendi müzik dünyasında yaşıyor. Bager'in profesyonel bir piyanist olması için
müzik eğitimi alması lazım çünkü Muş'ta bu anlamda çok ciddi sıkıntılar
çekiyoruz" diyordu.
Babasının
anlattıklarına göre onun bir hayali vardı. Ünlü piyanist Fazıl Say'ın konserine
gitmek ve onunla tanışmak... Bager'in bu hayalini okuyunca; Fazıl Say bunu
görür ya da duyarsa mutlaka ona olumlu bir cevap verir ve çağırır diye
düşünmüştüm. Haklı çıktım. Öyle de oldu. Kusursuz Kulak Bager, Fazıl Say ile buluşacak...
Fazıl Say onu, 30 Haziran'da İstanbul'da Lütfi Kırdar Anadolu Auditorium'da
Şanghay Filarmoni Orkestrası ile vereceği konserine davet etti. Babası ve öğretmeni Bager'le
birlikte gidecek...
Babası
bu davet için "Bager'in hayali olan Fazıl Say ile bir araya gelecek
olmasından dolayı çok mutluyuz. Usta sanatçı bize kayıtsız kalmadı ve sosyal
medya hesaplarından bizi paylaşarak duygulandığını aktardı. Ben şahsım adına
Sayın Say'a çok teşekkür ediyorum" diyor. Öğretmeni ise: "Bager'in en
büyük hayali dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say ile tanışmaktı. Sayın Fazıl Say'ın
Bager'in haberini izledikten sonra sosyal medya hesaplarından duygularını
iletmesi, hatta ağladığını belirtmesi bizi hem duygulandırdı hem de
gururlandırdı" diye sevincini dile getiriyor.
Nadir
görülen bir yeteneğe sahip Bager şimdi Fazıl Say ile tanışacak. Onun akademik düzeyde
bir müzik eğitimi alması gerekiyor. Bager ismi; kasırga, bora, fırtına, poyraz,
sert esen rüzgar gibi anlamlara geliyor. İyi bir eğitim alırsa müzik alanında
adına yaraşır şekilde bir yer edineceği kesin... Bakalım kimlerden ve nasıl bir
eğitim desteği alacak. Ona gerekli destek verilirse, Türkiye ve dünya çapında adını
duyuran bir müzisyen olacağından şüphe yok.
2 Haziran 2019 Pazar
YAZ GELDİ
Yaz geldi. Yaz demek bir çok insan için tatil demek... Engellilerin
de herkes gibi tatil yapmaya ihtiyacı var. Ancak gidilecek ve kalınacak
tesisler onlara uygun değil. Son yıllarda bazı tesislerde düzenlemeler
olmaya başladı. Ama bunların birçoğu engellilerin ihtiyacını karşılayacak
düzeyde olmuyor. Karşılayan yerlerinde da bazı alanları engellilere uygun değil.
Çok az tesis engellilere kalabileceği düzenlemelere sahip…
Son yıllarda engelsiz turizm, erişilebilir tatil, engelsiz tatil
gibi çalışmalar yapılıyor. Ancak engelliler için ayrı bir tesis yapmak,
engelli ve engelsiz kişilerin birbirlerine daha da yabancılaşmasına yol açıyor.
Önemli olan engelli ve engelsiz herkesin aynı ortamda tatil yapması... Kültür
ve Turizm Bakanlığı, engellilerin daha rahat konaklayabilmesi için düzenleme
yapan tesislere “Herkes İçin Erişilebilirlik Belgesi” veriyor. Bu belgeyi
almaya hak kazanan tesislerde giriş, merdivenler, odalar, yemekhaneler, havuz,
tuvaletler ve banyolar gibi her alanda engelli bir kişinin tek başına özgürce
tatil yapabileceği şartlar sağlanıyor.
Turistik tesislerin engellilere göre düzenlenmesi denilince,
bedensel engelliler için düzenlenmiş odalar akla geliyor. Bu tamam... Bedensel
engellilerin rahat kalabileceği odalar,
hareket edebileceği alanlar ve denize girebileceği sahiller gerekiyor. Ancak
diğer engel gruplarının da farklı ihtiyaçları var. İşitme engelliler için işaret dili bilen bir
personel... Görme engelliler için de; hissedilebilir zeminler, ses uyarıcıları ve Braille alfabesiyle yazılmış broşür gibi...
Engelliler için yapılacak düzenleme ve uygulamaların maliyetinin
yüksek olacağı düşünülüyor. Ancak uzun vadede kar olacağı unutuluyor. Herkes gibi engellilerde rahat hareket ettiği ve alıştığı ortama
tekrar gelmek isterler. Ayrıca; engelliler için yapılacak bazı düzenlemelerin
yaşlıların hayatını kolaylaştırıyor. Çünkü birçoğu hareket zorluğu yaşıyorlar.
Dünyada yaşlı nüfusun arttığını düşünürsek yapılan düzenlemeler onlara içinde
faydalı oluyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı; "Engelli Dostu" tesislere
“Herkes İçin Erişilebilirlik Belgesi" veriyor. Bu belgeyi almaya hak
kazanan tesisler engellilerin daha rahat konaklayabilmesi için çeşitli
düzenlemeler yapıyor. Bu düzenlemeler tesislere girişten başlıyor. Merdivenler,
odalar, yemekhaneler, havuz, tuvaletler ve banyolar gibi her alanda devam
ediyor. Böylece bir engellinin de tek başına tatil yapabileceği şartlar
sağlanıyor.
Her yerde engellilere uygun otel, motel ve pansiyon ve tesisler
olması gerekiyor. Özellikle de tatil yörelerinde... Çünkü, tatil için gidilecek
yerde rahat hareket edemeyeceğini, zorluk çekeceğini bilmek caydırıcı bir durum... Tatilde dinlenmek yerine zorluk çekmek kim ister. Engellilerde hayatın
her alanında aynı şartlarda yararlanmalıdır. Turizm de bu alanlardan biri... Bu
nedenle bunun göz ardı edilmemesi gerekiyor.
Herkes için erişilebilir bir tatil için gerekli çalışmalar devlet ve özel
sektör iş birliği içinde olmalı...
ALİYE YÜCEL
12 Mayıs 2019 Pazar
BU HAFTA BİZİM
10
Mayıs ile 16 Mayıs arası Engelliler Haftası'dır. Birleşmiş
Milletlere üye olan ülkelerde, engelliler hatırlanır. Bu hafta engelli ve engellilik
konusuna dikkat çekmek içindir. Bu haftayı "Engelli Farkındalığı
Haftası" olarak görüyorum. Bu haftada yapılacak en önemli etkinliğinde
engelli farkındalığının oluşturulması için çaba harcamak olduğuna inanıyorum. Bunun
için de; engellilerle empati kurmak,
dünyaya onlar gibi bakmak gerekir.
Farklı
engel grupları var. Süre bir hafta olunca her gün farklı bir engel grubuna
tahsis edilmiş:
10
Mayıs: Engelliler Haftası'nın Açılışı,
11
Mayıs: Görme Engelliler Günü,
12
Mayıs: İşitme ve Konuşma Engelliler Günü,
13
Mayıs: Ortopedik Engelliler Günü,
14
Mayıs: Zihinsel ve Ruhsal Engelliler Günü,
15
Mayıs: Güçsüz, Yaşlılar ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar Günü,
16
Mayıs: Engelliler Haftası'na Genel Bakış.
Bu
haftanın amacı; engellilerin topluma kazandırılması, engelli farkındalığının
oluşması, insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanmasıdır. Bu
nedenle, engelliler konusunda dikkat çekmek ve duyarlılığı sağlamak için
çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Medyada da bu konu ile ilgili çeşitli
haberler yapılıyor. Engellilerin hayat şartlarını iyileştirme için
yapılanlardan bahsediliyor. Bu yeterli olmuyor. Bir faydası da yok. Çünkü engellilerin
sorunları, sıkıntıları devam ediyor.
Son
yıllarda engelliler adına iyi gelişmelerde oldu. Engellilere yönelik olumlu
yasalar çıktı. Ancak engellilerin sıkıntıları devam ediyor. Eğitim, mimari engeller,
istihdam ve engellilere yönelik yanlış bakış açısı gibi... Sorunların hala
devam etmesinde en büyük etken yanlış bakış açısı. Engelliye bakış açısının
değişmesi gerekiyor. Engelliye doğru bakış küçük yaşta kazandırılır. Bu nedenle
anne, baba ve öğretmenlere büyük iş düşüyor. Çocuk engelliye acımamayı,
küçümsememeyi, alay etmemeyi öğrenmelidir. Büyüdüğünde de engelliye ön yargı ile
bakmamalıdır.
Engellilere
ayrılmış hem bir gün (3 Aralık) hem de hafta var. Bu günlerde yazdıklarım da hemen
hemen aynı şeyler oluyor. Belki bir kişi okur ve bir farkındalık oluşur umudunu
taşıyor ve yazıyorum. El birliği ile her alanda bir şeyler yapılmalıdır.
Engelli olmak diğer bireylerle beraber yaşamaya engel değildir ve olmamalıdır.
Engellerin kalkması ve engelli farkındalığının artması dileğiyle...
ALİYE
YÜCEL
28 Nisan 2019 Pazar
LEGO, BRAİLLE ALFABESİNİ ÖĞRETECEK
Hemen
hemen her çocuk Lego ile oynamıştır. Lego'nun çocukların hayatında çok önemli
bir yeri vardır. Her ihtiyaç grubuna yönelik setler üreten Lego engelli bir
oyuncak üretmiş ve bu ilk engelli figürünü Lego City'ye dahil etmişti. Ünlü
oyuncak firması şimdi de görme engelli çocuklar için özel bir proje hazırlığında...
"Braille Bricks" (Braille Tuğlaları) projesi ile görme engelli
çocukların Braille alfabesini oyun yoluyla eğlenerek öğrenmelerini hedefliyor.
Braille
Bricks projesi için şirkete 2011 yılında Danimarka Görme Engelliler Derneği ve
2017 yılında Brezilya menşeli Dorina Nowill Görme Engelliler Vakfı öneriler
sunuyor. Böylece ortak bir çalışmaya başlanıyor. Braille Bricks, Braille
alfabesindeki harflerin yanı sıra; sayıları, matematik sembollerini ve öğretim
cihazlarını içerecek. Çocukların dokunarak yazma sistemini oyun yoluyla
öğrenmelerini sağlayacak.
Braille
Bricks projesinde kendisi de görme engelli olan Lego Group Sanat
Yönetmeni Morten Bolde de var. Genetik bir göz hastalığı nedeniyle görüşünü
kaybeden Bolde, danışman olarak görev yapıyor. Morten Bolde, Braille Bricks ile
ilgili olarak; bu ürünün görme engelli bebekler ile görme engelli çocukların gelişimindeki
etkisini görmek için harekete geçtiğini söylüyor. Hem öğrenciler hem de
öğretmenlerden gelecek tepkilerin Braille Bricks için ilham kaynağı
olduğunu belirerek, aklındakileri hayata
geçireceğini anlatıyor.
Lego,
Braille Bricks'in yapım parçalarına ait ilk örnekleri yaparak bunları test etmeye başladı. Ancak, setin tamamlanmış
hali 2020 yılında piyasaya çıkacak. Tamamı 250 parçadan oluşacak. Şirket, bir
basın açıklamasında Braille Bricks'in mevcut Lego'nun geniş koleksiyonuna tamamen uyumlu olacağını açıkladı. Ürün ortak
kuruluşlar aracılığıyla çeşitli kurumlara ücretsiz olarak dağıtılacak.
Görme
engelli çocuklar; sesli kitaplar, bilgisayar programları sayesinde Braille alfabesiyle okumayı öğreniyor. Braille Bricks, Braille öğrenmeye eğlenceli bir yaklaşım
olacak. Çocuklar; öğretmenleri, arkadaşları ve aile üyeleri ile birlikte oynayacak böylece de öğrenecekler. Ürünün Braille öğrenmeye olan ilgiye yardımcı olacağına
inanılıyor. Ayrıca, görme engelli çocuklara yeni beceriler geliştirme fırsatı vereceği de umuluyor.
Yıllardır
çocuklar için kaleler, evler, yarış arabaları, gemiler üreten Lego'nun çocukların
gelişimine olumlu katkısı olduğu bir gerçek... Braille Bricks'in bugüne kadar
düşünülmemiş olması ilginç... Bakalım Lego Braille Bricks Türkiye'ye gelecek
mi? Eğer gelirse görme engelli çocuklar çok küçük yaşta Braille alfabesiyle
tanışacak ve okumayı erkenden öğrenecekler. Bu da görme engellilerin eğitimi
açısından çok önemli bir adım olacak...
ALİYE
YÜCEL
20 Ocak 2019 Pazar
MEDYAYA ERİŞİM
Engellilerle
ilgili çalıştayları bloguma yazmasam da takip etmeye çalışıyorum. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)
tarafından gerçekleştirilen "Sağırların, İşitme ve Görme Engellilerin
Görsel, İşitsel Medya Hizmetlerine Erişiminin İyileştirilmesi Çalıştayı" 26
Aralık 2018 - 7 Ocak 2019 tarihleri arasında
yapıldı. Üç ayrı çalışma grubu tarafından yürütülen çalıştayın sonucunda
engellilerin medya hizmetlerine erişimini iyileştireceği düşünülen ilkeler,
uygulamalar ve talepler "Çalıştay Sonuç Bildirisi" olarak kamuoyuyla
paylaşıldı.
Bilkent
Otel ve Konferans Merkezi'nde düzenlenen programın açılış konuşmasını RTÜK
Başkanı ve Çalıştay Koordinatörü Prof. Dr. İlhan Yerlikaya yaptı. Prof. Dr.
İlhan Yerlikaya, engellilere yönelik düzenlemelerin, hayatlarını kolaylaştırmak
açısından çok önemli olduğunu ve yapılacak düzenlemelerin yalnızca eğitim,
sağlık gibi alanlarla sınırlı kalmamasını gerektiğini belirterek: "Medya
alanında engellilere yönelik gerekli
iyileştirmelerin yapılması lütuf değil bir haktır" dedi.
Yerlikaya,
RTÜK'ün engellilerin yayın hizmetlerine erişimlerinin iyileştirilmesi için ilk
adımın 2007 yılında "Özürlülerin Televizyon İzleme ve Dinleme Eğilimleri
Kamuoyu Araştırması" ile atıldığını, 2011 yılında da bu konuda ilk yasal
düzenlemenin yapıldığını, "Yayın Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik"
değişikliğinin 2014 yılında yürürlüğe girdiğini; düzenleme uyarınca dizi, film
ve haber programlarında engellilere yönelik alt yazı hizmetlerinin zorunlu hale
geldiğini açıkladı.
Çalıştayda;
başta engelliler olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, ulusal
yayın kuruluşları temsilcileri, dijital platform işletmecileri, kamu kurumları
temsilcileri ve akademisyenlerin katılımıyla 3 ayrı çalışma grubu oluşturuldu. İşaret
Dili, Ayrıntılı Alt Yazı ve Sesli Betimleme konuları özelinde Üst Kurul'da
çeşitli toplantılar gerçekleştirerek, engellilerin yayın hizmetlerine erişimini
kolaylaştıracak bir dizi madde hakkında görüş birliğine varıldı.
Ana
haber bültenleri ve olağanüstü durum haberlerinin işaret diliyle verilmesinin,
haberde yansıtılan bilgi veren spotların ekrandaki haberi açıklayacak şekilde
olmasının, görme engelliler için bültenlerde sadece görsel içerikle verilen
hava durumu ve mali piyasalar gibi bilgilerin de seslendirilmesinin istendiği
belirtildi. Gündüz kuşağındaki çok izlenen yayınlarda işaret dili çevirisinin
olmasının, bant yayınlanan çok izlenen programın ilk yayınını takiben
tekrarında 48 saat sonraki yayınında; ayrıntılı alt yazı, işaret dili ve sesli
betimleme olmasının beklendiği açıklandı.
Engelliler,
bazı alanlarda hizmet almakta zorlanıyor. İşte bu alanlardan biri de medya
hizmetleri. Oysa medyadaki her türlü hizmetin engellilerin de erişimine uygun hale gelmesi
gerekiyor. Bu çalıştay, işitme ve görme engellilerin yayın hizmetlerine erişimini
kolaylaştırılması amacıyla yapıldı. Çalıştayda görüşülen, konuşulan, ele alınan
konuların ve eksik olan hizmetlerin bir an önce hayata geçirilmesi dileğiyle...
ALİYE
YÜCEL
23 Aralık 2018 Pazar
GÖRMÜYORSAN KAN VEREMEZSİN!
Medyada
3,5 yaşındaki Öykü Arin Yazıcı'nın haberlerini görmüşsünüzdür. Minik Öykü'ye
Dokuz Eylül Üniversitesi'nde nadir görülen Juvenil Miyelomonositik Lösemi (JMML)
teşhisi konmuştu ve ilik aranıyordu. Bunun için kampanyalar başlatıldı. Hala da
devam ediyor. İnşallah uygun ilik bulunur. Görme engelli Yusuf Ak da Öykü'ye kan
vermek istiyor ve bunun için Kızılay'ın kan bağışı noktasına gidiyor. Ancak görme
engelli olduğu ve yanında bir yakını olmadığı için ondan kan alınmıyor.
27
yaşındaki Yusuf Ak, "Çok yerde ayrımcılığa maruz kaldım ancak böylesini
ilk kez yaşadım" diyerek üzüntüsünü anlatıyor. Genç adam "Öykü Arin
için kan vermek amacıyla kan bağışı noktasına gittim. Bana yanımda yakınımın
olması ve onun şahitliği gerektiği söylendi. Yaşanan bu olay beni çok üzdü.
Ağlamaklı oldum. Mevzuatta böyle bir şey yok. Bu; ben, benim gibi engellilere
yapılmış büyük bir haksızlık..." diye devam ediyor. Ayrıca; Kızılay'dan da
kendisinden özür dilemesini istiyor.
Bu konu
ile ilgilenen İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ise bunun kabul edilemez
olduğunu ve Yusuf Ak'ın uğradığı bu haksızlığın takipçisi olacaklarını
söyleyerek "Bu aşamadan sonra Kızılay Bölge Müdürlüğü ile bağlantıya
geçip, yaşanan olayın sebebini öğrenecek ve kurumsal olarak olayın takipçisi
olacağız. Biz mağduriyetin ortadan kaldırılması açısından üzerimize düşeni
yapmaya kararlıyız" diyor.
Bu
durum karşısında şaşırmamak elde değil. Bu belki oradaki kan alan bir görevlinin
hatası... Onun hatasını tüm kuruma mal
etmek doğru olmayabilir. Ama bu tür yerlerde çalışan kişilerin bu konularda
daha bilinçli olması gerekmiyor mu? Görmüyor diye bir kişiden kan alınmaz mı? Yusuf
Ak, bir okulda memurluk yapan yetişkin bir kişi neden kan veremesin? Görmemek
kan vermeye engel olan bir şey mi? Gerçekten inanılmaz bir tutum.
Haberi
okuyunca aklıma Türkiye Beyazay Derneği'nin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü için
yaptığı kampanya geldi. Dernek, Türkiye genelinde "Kan Vermeye 'Engel'
Yok!" kampanyası başlattı. Engelliler ve engelli yakınları kan bağışında
bulundular. Kampanyadaki amaç, kan
bağışında toplumsal farkındalık yaratmak, kan vermenin engel tanımadığını,
sağlığı uygun herkesin rahatlıkla kan verebileceğini göstermekti. Tam da bu
kampanyanın üzerine görme engelli birinden kan alınmaması çok garip geldi.
Kızılay'dan
yetkili bir kişi Yusuf Ak'tan özür diledi mi ya da diler mi? Bunları
bilemiyoruz. Ancak görmemek, işitmemek yada yürüyememek kan vermeye asla engel olamaz. Bunu çok iyi biliyoruz. Artık bu
ayrımcılıktan bir an önce vazgeçilmesi gerekiyor. Engellileri de herkes
gibi görmek gerekiyor. Engelin hiç bir
şeye engel olmadığını bilmek gerekiyor. Engelli ve engelsiz herkes eşit
olduğunu kabul etmek gerekiyor.
ALİYE
YÜCEL
2 Eylül 2018 Pazar
SESSİZ ÇIĞLIK BİSİKLET TURU
Uluslararası
Barikat Film Festivali'ni takip ediyorum. Festival kapsamında çeşitli
etkinlikler düzenleniyor. Çeşitli ülkelere yapılan bisiklet turu da bunlardan
biri... Engellilerin sorunlarına dikkat çekmek ve duyarlılık oluşturmak için
Türkiye'den Hollanda'ya "Sessiz Çığlık Bisiklet Turu" düzenlendi. Tur,
15 Temmuz tarihinde İstanbul Hollanda Başkonsolosluğu önünde yapılan bir
törenle başladı. 49 gün sonra 1 Eylül tarihinde Dünya Barış Günü'nde Lahey
Yüksek Adalet Divanı önünde de sona erdi.
Birleşmiş
Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) ile Bisikletliler Derneği
tarafından desteklenen bu tura; görme, işitme ve ortopedik engellilerden oluşan
15 kişilik bisikletli grup katıldı. "Barikatları Yıkmak İçin Pedallamaya
Hazırız" sloganı ile yola çıkan grup, 10 Avrupa ülkesinde 4 bin 521
kilometre yaptılar. Grup; Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Avusturya, Almanya,
İsviçre, Fransa, Lüksemburg, Belçika ve son olarak Hollanda'ya pedal
çevirdiler.
Uzun
soluklu bir etkinlik olduğu için hemen
her etabında konu ile ilgili pek çok haber yapıldı. "Sessiz Çığlık
Bisiklet Turu Üyeleri Fransa'da", "Sessiz Çığlık Bisiklet Turu
Üyeleri Almanya'da" gibi... Gittikleri
her ülkede uluslararası kuruluşların önünde basın açıklamaları yaptılar. Sessiz
Çığlık Bisiklet Turu'nun spor etkinliği veya yarış olmadığını, engelliler için
yola çıktıklarını belirttiler. Böylece karar alma mekanizmalarının ve
kamuoyunun dikkatini çektiler. Sosyal medyadan yaptıkları paylaşımlarla
gündemde oldular.
Bu
etkinlik kapsamında; Cenevre'de Birleşmiş Milletlere üye ülkelerin engelli
hakları ve onların sanat ile buluşması için alınması gereken önlemler üzerinde
duruldu. Film yapımcılarına; sesli betimleme, alt yazı, dublaj, işaret dili
betimlemesi ile filmlerin üretilmesi istendi. UEFA ve FIFA tüm spor
dallarındaki sunucu ve spor yorumcularının görme ve işitme engellilerin göreceği,
duyacağı, anlayacağı şekilde bir eğitim alarak sertifika almaları, bu şekilde
sunuculuk ve yorumculuk yapmaları gerekliliği belirtildi.
Grup
adına konuşan Hüseyin Nacar: "Çığlığımız, bisikletin tekeri ne kadarsa o
kadar... Strazburg'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önüne geçip
engellilerin mahkemelerde müşteki, sanık ya da kovuşturma aşamasında ne durumda
olursa olsun talepte bulunmaksızın işaret dili tercümanı, pedagog, psikolog,
psikiyatr ve sosyal hizmet danışmanı bulundurma yükümlülüğü yönünde bir
çağrımız oldu..." diye açıklıyor.
Hüseyin
Nacar ayrıca: "Biz Anadolu'dan yola çıktık. İnsanlar 7-8 saat ayaklarını
uzatarak televizyon izleyemezken, 9 saat pedal çeviren insanlar var aramızda. Buradan
çağrımız Avrupa Parlamentosu'na. Demokrasi ve insan hakları sadece Avrupa'dan
ibaret değil. Dünyanın farklı noktalarında hak mahrumiyetleri var..." diyor.
Farklı bir farkındalık çabası gösteren Sessiz Çığlık Bisiklet Turu üyeleri umarız
çığlıklarını duyurmuşlardır.
ALİYE
YÜCEL
25 Mart 2018 Pazar
SESLİ ADIMLAR'IN SESİ DUYULSUN
Tahmin
ediyoruz ki görme ve işitme engellilere mekanların çoğu karmaşık gelir. İşte Türk
Telekom'un görme ve işitme engelliler için geliştirdiği Sesli Adımlar uygulaması
bu sorunu çözüyor. Uygulama ile; mekan haritaları, radyo sinyalleri ve çeşitli
navigasyon özelliklerinin hepsi bir arada kullanılabiliyor. Kapalı alanlarda
keşif ve yönlendirme hizmeti veriyor. Böylece bu mekan karmaşıklığı ortadan
kalkıyor. Kısaca; Sesli Adımlar görme ve işitme engellilere özel iç mekan
navigasyonu diyebiliriz.
Sesli
Adımlar, dünyada ilk kez Türkiye'de ve Türk Telekom Boni A.Ş. işbirliği ile
geliştirilmiştir. Uygulama operatörden bağımsız olarak bütün kullanıcılara
hizmet ediyor. Kapalı Alanlarda Navigasyon, Sesli Kontrol,
Hızlı Erişim Seçenekleri ve Erişebilirlik bölümleri bulunuyor. Şimdilik 8 ülke ve 20 şehirde
kullanılabiliyor. 30 binden fazla kişi tarafından indirildi. 200 binin üzerinde
de kullanıldı. Uygulama ile 2 milyon metre kare alan ile görme ve işitme
engellilere erişim sağlandı.
Sesli
Adımlar'ın nasıl çalıştığını merak edenler için; uygulama" Şu an
neredeyim, etrafımda ne var?" ve "Şuraya nasıl gidebilirim?" gibi
iki temel soruya cevap vererek çalışıyor. Uygulama; alışveriş merkezleri,
havaalanları, hastaneler, üniversiteler, okullar, belediyeler, resmi devler
daireleri, konferans salonları, müzeler ve camiler gibi her türlü kapalı
mekanda kullanılabiliyor. Uygulama sayesinde her türlü kapalı alan ulaşılabilir
ve güvenli hale geliyor.
Sesli
Adımlar, 2014 yılında görme engellilere akıllı telefonlar üzerinden sesli
yönlendirme yapmak amacıyla başlatıldı. Daha sonra 2017 yılında da basit
ikonlarla işitme engellilere hizmet vermeye başladı. Böylece görme ve işitme
engelli kişilerin karmaşık yapılarda yardım almadan hareket etmeleri daha kolay
bir hale geldi. Görme ve işitme engellilerde uygulama sayesinde sosyal hayatın
içinde daha çok yer almaya başladılar.
Sesli
Adımlar, Türkçe ve İngilizce olarak iki dilde ücretsiz hizmet veriyordu. Şimdi,
bunlara yenileri eklendi. Türk Telekom bu konu ile ilgili olarak; Sesli
Adımlar'ın kapsayıcılığını arttırma hedefiyle gerçekleştirilen çok dilli
altyapı çalışmaları esnasında uygulamanın İngilizce, Almanca ve Arapça konuşan
ülkelerde yaygınlığının daha çok olduğu gözlendiğini belirtiyor. Bu veriden
yola çıkarak Sesli Adımlar'ın kullanılabildiği dillere Arapça ve Almanca'yı da ekliyorlar.
Uygulamayı kullananlar dil seçimlerini otomatik olarak yapabiliyorlar.
Görme
ve işitme engelli birilerini bazı kapalı mekanlarda özgürce yürürken görürseniz
bu Sesli Adımlar sayesinde olabilir. Umarız bu uygulamanın kapsamı daha da
genişler. Uygulamayı kullanmayan mekan ve işletme sahipleri Sesli Adımlar için
başvururlar. Oralarda da Sesli Adımlar uygulaması yapılır. Yeni uygulama
alanları ile kapsamı genişletilir. Böylece engelli dostu mekanlar artar. Görme
ve işitme engelliler de özgürce her yerde dolaşabilirler.
24 Aralık 2017 Pazar
AH ŞU ÖN YARGI
Uzun yıllardır devam eden "Kim Milyoner Olmak İster?"
yarışma programına farklı kesimlerden çok farklı kişiler katılıyor. Zaman zaman
engelli yarışmacılar da katılıyor. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan fragmanında
görme engelli bir yarışmacı olduğunu görünce seyretmek istedim. Maalesef o
bölümü kaçırdım. Ancak çok merak ettiğim internetten bulup izledim. Görme
engelli yarışmacı Ahmet Yıldırım'dı.
Ahmet Yıldırım, 5 yaşına kadar az görüyormuş daha sonra görme
yeteneğini tamamen kaybetmiş. Boğaziçi Üniversitesi'ni bitirmiş. Sonra İngiltere'de
yönetim ve organizasyon masteri yapmış. Daha sonra yine İngiltere'de inovasyon
ve girişimcilik alanında doktora yapmaya başlamış. Aynı zamanda bir ulaşım
şirketinde inovasyon alanında çalışıyor. Tanıdığım bir çok görme engelli gibi,
zeki, esprili ve güler yüzlü... Soruları, programın sunucusu Murat Yıldırım
okudu. Ekranı görmediği ve soruları kendisi okumadığı halde soruları bir daha
tekrarlatmadan bir bir cevapladı.
İzlemek için araştırırken; Ahmet Yıldırım'ın başarısı medyanın da
ilgisini çekmiş olacak ki, haberleri yapıldığını gördüm. "Görme Engelli
Yarışmacı İzleyenleri Ekrana Kilitledi" diye başlık atılmış. Ama nedense
adı yazılmamış.. Haberlerin bir çoğunda sadece "Görme Engelli Yarışmacı"
diye bahsediliyordu. Halbuki bir adı var. Bunu bulup yazmak çok mu zor? Bu
kadar takdir ediyorsun, başarısını görüp haber yapıyorsun. Ama adı yerine
"Görme Engelli Yarışmacı" olarak yazıyorsun. Neden? Anlamak zor.
Ahmet Yıldırım, başarılı bir yarışma çıkardı. "Hangi hayvanın
vücudundaki kan basıncı diğerlerinden daha yüksektir?" sorusuna mantık
yürütüp "zürafa" cevabını verdi. Böylece 125 bin liralık soruya kadar
geldi. Cevabından emin olamadığı için çekilme kararı aldı. Yarışmadan 60 bin
lira ile ayrıldı. Onun bu başarısına hiç şaşırmamak gerekir. Anlattığı üzere
anlıyoruz ki, eğitim hayatı da oldukça başarılı bir şekilde geçmiş, halen de
başarılı bir şekilde sürüyor.
Başarıları arasında yarışmadaki başarısı belki de son sıralarda...Tabii
ki Kim Milyoner Olmak İster? yarışmasındaki başarısı da küçümsenmemeli... Bu da
önemli bir başarı (daha ilk sorularda elenen yarışmacılardan sonra)... Ancak "Aaa
bu görme engelli ama soruları da biliyor" diye düşünmek bana anlamsız
geliyor. Görme engelli olması onun başarılı olmasını engelleyecek bir unsur
olamaz ki. Bu neden hep unutuluyor?
Görme engellilerin neler yaptığını, neleri başardığını gördüm, çok
iyi biliyorum. Onların yaptığı bazı işleri ve bunun sonucu gelen başarıları
görme engeli olmayan kişilerin yapamayacağını da çok iyi biliyorum. Her zaman
yazıyor, söylüyorum. Benim şaşırdığım bunun bir türlü bilinmemesi... Bu konu da
bir ön yargı olması... Görme engelliler ne sanılıyorsa? Yarışmalara katılıp
soruları bilip, başarılı olunca neden şaşırılıyor? Böyle düşünmekten, bu ön
yargıdan ne zaman vazgeçilecek?
19 Kasım 2017 Pazar
BRAILLE MATEMATİK KILAVUZU
Milli
Eğitim Bakanlığı tarafından görme engellilerin eğitimi için matematik kılavuzu
hazırlandı. Türkiye'de ilk defa hazırlanan "Braille Matematik Kılavuzu"
öğrenciler için değil onlara ders veren öğretmenler için... Bu kılavuz sayesinde
öğretmenler matematik derslerini daha rahat anlatabilecekler. Böylece görme
engelli ya da az gören öğrenciler de matematik dersini daha kolay anlayacak ve öğrenecekler.
Ülkemizde
Braille matematik sisteminin tam anlamıyla bilinmemesi ve standart olmaması eğitimi
zorlaştırıyor. Görme engelliler öğretmenleri bugüne kadar kendi geliştirdiği
yöntemler ve yabancı dilden çevrilen Braille Alfabesi kitaplarıyla ders
veriyorlardı. Ancak bu yeterli olmuyordu. Bu nedenle bakanlık harekete geçti ve
görme engellilerin matematik öğrenimindeki zorlukların aşılması için 4 bölümden
oluşan Braille Matematik Kılavuzu'nu hazırlattı.
Milli
Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü kılavuz
için; geçtiğimiz yıl bir çalıştay düzenledi. Çalıştaya, Braille matematik konusunda
çalışan araştırmacılar ve uzmanlar, görme engelliler okullarında çalışan
matematik ve özel eğitim öğretmenlerinden oluşan; İstanbul, Ankara, İzmir,
Antalya ve Eskişehir'den gelen bir çalışma gurubu katıldı. Bu çalışma sonucu Braille
Matematik Kılavuzu ortaya çıktı.
Kılavuzda,
1. sınıftan 8. sınıfa kadar matematik derslerinin Braille yazılımları, örnek
sorular ve çözümlerle aktarılıyor. Matematik dersinde tüm işlemlerin
yapılmasını sağlayan defter gibi kullanılan küptaş kasa ve kullanımı
ayrıntısıyla yer alıyor. Matematik terim ve sembolleri, bu sembollerin nasıl
kullanılacağı anlatılıyor. Geometrinin temel konuları, sıcaklık ölçüleri, para
birimleri, tam, üslü ve köklü sayılar, cebirsel ifadeler soru çözümleri bulunuyor.
Ayrıca; matematik dersini eğlenceli hale getirip sevdiren; katamino,
şekilmetri, tangram, Can Ali ile dört işlem, gooblet, satranç ve domino gibi çeşitli zeka
oyunları da yer alıyor.
Görme
engellilerin matematik öğrenmesi gören kişilere göre daha farklı yöntemlerle olduğunu
tahmin etmek zor değil. Görme engelliler, hesap makineleri yerine konuşan hesap
makineleri, kağıt ve kalem ile işlem yapmak yerine hafızalarını ve abaküs
kullanırlar. Matematik görme engelliler için zor bir ders gibi görülebilir. Görme
engelli öğrenciler matematik dersi verecek öğretmenler ve yardımcı olmak
isteyen veliler zorluk çekebilirler. Ancak gerekli yöntem ve eğitim uygulanırsa
onlar da kolayca öğrenebilir ve çok başarılı olabilirler.
Bu
kılavuz görme engellilerin de herkesle eşit bir matematik eğitimi almaları
adına yapılan önemli bir adım. Braille Matematik Kılavuzu, görme engelliler
okullarına ve görme engelliler için çalışan sivil toplum kuruluşlarına
gönderilecek. Bu kılavuz görme engellileri öğretmenlerinin başucu kaynağı
olacak. Artık kılavuz sayesinde görme engelliler için de matematik çok daha kolay
bir ders haline gelecek.
ALİYE
YÜCEL
29 Ekim 2017 Pazar
HERKES ONU HATIRLASIN
Görme
engelli ünlü bir kişi denildiğinde pek çok kişinin aklına ilk gelen isimdir Aşık
Veysel. Veysel, "Dostlar beni hatırlasın" demiş. Kimler onu ne kadar hatırlıyor
bilemiyoruz. Ama, ünlü arama motoru Google, onu hatırladı ve 25 Ekim günü
doğduğunu belirtip, onun için özel bir Doodle yaptı. Ancak kızı Menekşe
Şatıroğlu buna itiraz etti. Doğum tarihinin 25 Ekim olmasının mümkün olmadığını
açıkladı. Doğum günü tam olarak hangi gündür bilinmez. Ama böylece büyük
ustayı bize bir kez daha hatırlatmış oldu.
Aşık
geleneğinin büyük ve son temsilcilerinden olan Aşık Veysel Şatıroğlu'nun hayat
hikayesi ve başına gelenler oldukça ilginçtir. Aşık Veysel, 1894 yılında Sivas'ın
Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde doğuyor. Doğduğu yıllarda Sivas ve
çevresinde çiçek hastalığının çok yaygın olduğu biliniyor. 7 yaşında çiçek
hastalığı yüzünden görme yeteneğini kaybeden Veysel, ne acıdır ki yine iki
kardeşini de bu hastalık yüzünden kaybetmiştir.
Engelli
kişilerin ailesinin, onların engelini aşmasındaki önemini söylemeye gerek var
mı bilemiyorum? Bunun çok önemli ve değerli olduğunu Aşık Veysel'in hayatından
da bir kez daha anlıyoruz. Babası gözleri görmeyen küçük Veysel'in oyalanması ve
üzüntüsünü unutması için bir saz alıyor. Ona, halk ozanlarından da şiirler ezberletiyor.
Veysel de o günden sonra çalıyor, söylüyor. Babası iyi ki o sazı almış ve
müziğe yönlendirmiş... Böylece onu herkesin onu tanımasını sağlamış... Göremeyen
oğlu için böyle bir yol düşünen babasının feraseti de hangi kelimelerle anlatılır?
Aşık
Veysel'in ilginç hayat hikayesinde beni en çok etkileyen ona ihanet edip kaçan
karısı için yaptığıdır. Aşık Veysel'in ilk eşi maalesef bir adama aşık oluyor.
Bir gün, Aşık Veysel'i ve küçük çocuğunu da bırakıp o adamla kaçıyor. Kaçan
karısının yolda ayağına bir şey vuruyor. Ayakkabısını çıkardığında da orada
para olduğunu görüyor. Karısı çok şaşırıyor. Meğerse, Aşık Veysel onun
kaçacağını hissedip, gittiği yerde zor durumda kalmaması için ayakkabısına o
parayı koyuyor... Kaç kişi bunu yapabilir? İnsan inanamıyor. Bunu yapabilmek,
zor... Çok zor...
Okuma
ve yazmayı bilmeyen, üstelik görmeyen bir kişinin; hayata, insana, doğaya
bakışı çok etkileyici değil mi? Görmemesi bir eksiklik olmamış. Belki de tam tersine hayatı daha iyi anlamasına sebep
olmuş... Anlamış ve bize de anlatmış... Örneğin; hayatı "iki kapılı bir
han..." diyerek ne güzel anlatmış... Dünyaya bakışı öyle etkileyici ki, insan "Acaba görse bu eserleri meydana getirebilir miydi?" diye düşünmeden
edemiyor. Gönül gözünün önemini bir kez daha anlıyor.
Aşık
Veysel, hiç kuşkusuz ülkemizin yetiştirdiği önemli sanatçılardan biridir. O, sadece
bir saz ustası değildir. Güzel Türkçe ve sade bir dille yazdığı şiirlerini
bilmeyen, duymayan yoktur. Günümüzde de sosyal medyada sözleri ve şiirleri
daima paylaşılıyor. Gençler de böylece onu tanıyorlar. O, "Dostlar beni
hatırlasın" demiş. Ancak onu herkes hatırlamalı... Üstelik sadece doğum ve
ölüm yıldönümlerinde değil. Daima hatırlanmalı...
ALİYE
YÜCEL
22 Ekim 2017 Pazar
LCW SENSE İLE ENGELSİZ ALIŞVERİŞ
Ünlü
giyim firması LC Waikiki görme engelli kişiler için çok faydalı olacak bir
uygulama başlattı. "LCW Sense" adı verilen uygulama ile mağazalarda satılan
ürünlerin özellikleri barkod okuma teknolojisi ile sesli olarak duyulabiliyor. Bunun
için akıllı telefonların kamerası kullanılıyor. Ücretsiz olarak cep
telefonlarına indirilebilecek bu uygulama ile görme engelliler giysiler
hakkında çeşitli bilgileri kolaylıkla öğrenebilecekler.
LCW
Sense şöyle kullanılıyor: Uygulamanın ana menüsünde, "favorilerim",
"gardrobum", "bilgi", "favorilerimden kaldır", "gardrobuma
ekle" gibi bölümler yer alıyor. Fiyat kartonunun ortasında ve ürünün
içerisinde bulunan yıkama etiketinin kısa parçasındaki kumaşa yakın yerdeki
barkoda oku butonunu tutunca telefonun kamerası aktif hale geliyor. Uygulama
barkodu otomatik olarak okuyor ve ürün hakkında menüde çıkan detaylı bilgilere
ulaşılıyor.
LCW
Sense sayesinde giysilerin etiketlerinde yazan her türlü bilgi kolayca öğrenilebiliyor.
Giysinin rengi, kumaş türü, deseni, beden ölçüsü, yıkama talimatları ve fiyatı gibi...
Ürünün peşin ve taksitli fiyatları da
verilen bilgiler arasında... Çeşitli kombin oluşturma ve ayırt edebilme
konularında çözümler öğrenilebiliyor. Barkodu okunan ürünler favorilere ve
gardroba da eklenebiliyor. Hatta bu bilgileri paylaşmak bile mümkün.
Dünyada
bir ilk olan bu uygulama görme engelliler için çok büyük kolaylık olacak. Görme
engelliler bir başkasına ihtiyaç duymadan alışveriş yapabilecekler. Onlar artık
"Bu kazak ne renk?", "Bu pantolonun fiyatı ne kadar?" gibi
soruların cevaplarını yanındakilere sormadan öğrenebilecekler. Alışveriş yapmak çok
kolay olacağı gibi, tek başına kıyafet alabilmenin mutluluğunu da yaşamış
olacaklar.
Aslında
bu uygulama sayesinde görme engelliler alışverişte büyük bir özgürlük yaşayacağı
gibi daha sonrası için de büyük kolaylık olacak. Çünkü, yalnız yaşayan görme
engelliler artık kıyafetlerinin rengini bilerek giyecek, kıyafetlerinin uyumunu
kimseye sormada sağlayacaklar. Aynı zaman da çamaşır yıkamada da büyük kolaylık
olacak. Uygulama ile renkliler ve beyazları kolayca ayırabilecekler.
LCW
Sense gibi uygulamalara ihtiyaç var. Umarız bu çok faydalı ve kullanışlı uygulama
diğer tüm markalara da örnek olur. Her giyim firması hatta diğer sektördeki firmalar
da bu uygulamayı başlatır. Böylece görme engelliler alışverişlerini hiç bir yardımcıya
ihtiyaç duymadan yapabilirler. Engeller kalkar, hayatları kolaylaşır. Bu önemli
sosyal sorumluluk projesini düşünen ve hayata geçiren LC Waikiki Sosyal
Sorumluluk Platformu Gönüllüleri'ne çok teşekkürler...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)