> Engeloji : Türk Kızılayı

Translate

Türk Kızılayı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türk Kızılayı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Aralık 2018 Pazar

GÖRMÜYORSAN KAN VEREMEZSİN!



Medyada 3,5 yaşındaki Öykü Arin Yazıcı'nın haberlerini görmüşsünüzdür. Minik Öykü'ye Dokuz Eylül Üniversitesi'nde nadir görülen Juvenil Miyelomonositik Lösemi (JMML) teşhisi konmuştu ve ilik aranıyordu. Bunun için kampanyalar başlatıldı. Hala da devam ediyor. İnşallah uygun ilik bulunur. Görme engelli Yusuf Ak da Öykü'ye kan vermek istiyor ve bunun için Kızılay'ın kan bağışı noktasına gidiyor. Ancak görme engelli olduğu ve yanında bir yakını olmadığı için ondan kan alınmıyor.

27 yaşındaki Yusuf Ak, "Çok yerde ayrımcılığa maruz kaldım ancak böylesini ilk kez yaşadım" diyerek üzüntüsünü anlatıyor. Genç adam "Öykü Arin için kan vermek amacıyla kan bağışı noktasına gittim. Bana yanımda yakınımın olması ve onun şahitliği gerektiği söylendi. Yaşanan bu olay beni çok üzdü. Ağlamaklı oldum. Mevzuatta böyle bir şey yok. Bu; ben, benim gibi engellilere yapılmış büyük bir haksızlık..." diye devam ediyor. Ayrıca; Kızılay'dan da kendisinden özür dilemesini istiyor.

Bu konu ile ilgilenen İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ise bunun kabul edilemez olduğunu ve Yusuf Ak'ın uğradığı bu haksızlığın takipçisi olacaklarını söyleyerek "Bu aşamadan sonra Kızılay Bölge Müdürlüğü ile bağlantıya geçip, yaşanan olayın sebebini öğrenecek ve kurumsal olarak olayın takipçisi olacağız. Biz mağduriyetin ortadan kaldırılması açısından üzerimize düşeni yapmaya kararlıyız" diyor.


Bu durum karşısında şaşırmamak elde değil. Bu belki oradaki kan alan bir görevlinin hatası... Onun hatasını  tüm kuruma mal etmek doğru olmayabilir. Ama bu tür yerlerde çalışan kişilerin bu konularda daha bilinçli olması gerekmiyor mu? Görmüyor diye bir kişiden kan alınmaz mı? Yusuf Ak, bir okulda memurluk yapan yetişkin bir kişi neden kan veremesin? Görmemek kan vermeye engel olan bir şey mi? Gerçekten inanılmaz bir tutum.

Haberi okuyunca aklıma Türkiye Beyazay Derneği'nin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü için yaptığı kampanya geldi. Dernek, Türkiye genelinde "Kan Vermeye 'Engel' Yok!" kampanyası başlattı. Engelliler ve engelli yakınları kan bağışında bulundular.  Kampanyadaki amaç, kan bağışında toplumsal farkındalık yaratmak, kan vermenin engel tanımadığını, sağlığı uygun herkesin rahatlıkla kan verebileceğini göstermekti. Tam da bu kampanyanın üzerine görme engelli birinden kan alınmaması çok garip geldi.

Kızılay'dan yetkili bir kişi Yusuf Ak'tan özür diledi mi ya da diler mi? Bunları bilemiyoruz. Ancak görmemek, işitmemek yada yürüyememek kan vermeye asla  engel olamaz. Bunu çok iyi biliyoruz. Artık bu ayrımcılıktan bir an önce vazgeçilmesi gerekiyor. Engellileri de herkes gibi  görmek gerekiyor. Engelin hiç bir şeye engel olmadığını bilmek gerekiyor. Engelli ve engelsiz herkes eşit olduğunu kabul etmek gerekiyor.


ALİYE YÜCEL

2 Aralık 2018 Pazar

KAN VERMEYE ENGEL YOK



Yarın 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. 3 Aralık günü ülkemizde çeşitli kurum ve kuruluşlarda etkinlikler düzenleniyor.  Bu etkinlikler günün anlamı nedeniyle engelli, engellilik ve engelli farkındalığı üzerine oluyor. Türkiye Beyazay Derneği ise bu yıl 3 Aralık günü farklı bir etkinliğe imza atıyor. "Kan Vermeye 'Engel' Yok!" kampanyası ile  engelliler ve engelli yakınları kan bağışında bulunacaklar.

Bir sivil toplum kuruluşu olan Türkiye Beyazay Derneği, 1988 yılından bu yana engelli ve engellilik konusunda önemli çalışmalar yapıyor. Yurt içi ve yurt dışı şubeleriyle başta engellilerin eğitimi ve istihdamı olmak üzere toplumsal farkındalık çalışmaları yürüten Türkiye Beyazay Derneği 3 Aralık Dünya Engelliler Günü etkinlikleri çerçevesinde yurt genelinde kan bağışı kampanyası başlatacak.

Kan bağışı kampanyası ile ilgili olarak Genel Başkan Nejla Sümer "Kan Vermeye 'Engel' Yok! sloganı ile başlattığımız kampanyamızda yurt genelinde 80 şubemizdeki engelli ve engelli yakınlarımız ile toplu kan bağışında bulunacağız. Bu kampanyadaki amaç, kan bağışında toplumsal farkındalık yaratmak, kan vermenin engel tanımadığını, sağlığı uygun herkesin rahatlıkla kan verebileceğini kamuoyu ile paylaşmaktır..." diyor.


Türkiye Beyazay Derneği Genel Başkanı Nejla Sümer, kan bağışının hayati önemine dikkat çekerek sözlerine şöyle devam ediyor "Kızılay'ın verilerine göre ülkemizde her 4 saniyede bir ünite kana ihtiyaç var. Her bir kan bağışı üç kişinin hayatını kurtarabilir. Böylesine insani ve ulvi bir olayda engellilerin de desteğinin olması önemlidir."

Türkiye Beyazay Derneği, kampanya ile ilgili olarak yaptıkları afişte "3 Aralık Dünya Engelliler Günü saat 11:00 de Beyazay ailesi olarak Türkiye genelinde kan veriyoruz. Sen de bize katıl 3 kişiye can ver!" diyorlar. İrtibat olarak da  yurt içindeki bütün Türkiye Beyazay Derneği şubelerini gösteriyorlar. Verebilecek durumda olan bütün üyelerini Beyazay - Kızılay işbirliği ile eş zamanlı kan bağışı yapmak üzere davet ediyorlar.

Kan vermenin önemini söylemeye gerek var mı? Kan demek can demek... Bu hayati sıvıyı elde etmenin bir tek yolu var. O da kan bağışı... Başka yolu yok. Kan bağışlamakla hayat kurtarıyoruz. Bu yüzden Türkiye Beyazay Derneği'nin kan bağısı için kampanya yapması çok değerli. Umarım gereken ilgi gösterilir ve engelliler için önemli olan bu günde sadece engelli farkındalığı değil de farklı bir farkındalık adımı da atılmış olur.

ALİYE YÜCEL

8 Temmuz 2018 Pazar

MAYA'NIN HİKAYESİ



Suriyeli küçük bir kızın bacakları olmadığı için babasının PVC boru ve konserve kutusundan yaptığı protez bacaklarla gezdiğinin haberini okumuştum. 8 yaşındaki Maya Merhi ve ailesi Halep'in güneyinden kaçıp İdlib'te bir kampa sığınmıştı. Türkiye sınırına yakın Ser Ceble kampında yardım kuruluşlarının dağıttığı çadırda yaşıyorlardı. Maya, bacakları olmadan doğmuştu. Doğuştan bacaklarının dizden aşağısı olmadığı için babası ona PVC boru ve konserve kutusundan protez yapmıştı. Onlara yürüyor ve okula gidiyordu.

Haberde Maya'nın okula çamur ve toz içinde sürünmeden protez bacaklarla gideceği günü hayal ettiği yazıyordu. Okuduğumda "Maya, eğer Türkiye'de olsaydı. Şimdi protezlere sahip olur ve daha kolay yürürdü... " diye aklımdan geçirdim. Onu, PVC boru ve konserve kutusundan bacaklarla zorluk ve acı ile yürüdüğünü görenler dayanamamış olacak ki "Sosyal medyadan çok sayıda doktor ve hayırsever protez bacak yapmak için Maya'yı arıyor..." haberleri yapıldı.

Anadolu Ajansı'nın yaptığı haberleri ve sosyal medyada paylaşımları görenler hemen harekete geçtiler ve "Suriyeli Maya protez bacaklar için Türk Kızılay'ı tarafından İstanbul'da..." haberleri geldi. Protez Uzmanı Mehmet Zeki Çulcu'nun Maya'nın protezlerini yapmayı istemesi üzerine, Türk Kızılayı Başkanı Dr. Kerem Kınık harekete geçti ve Maya protezlerinin yapılması için İstanbul'a getirildi. Küçük kız İstanbul'a babasıyla beraber geldi.


Ali Merhi de kızı gibi konjenital bozukluk (doğumsal anomali) nedeniyle engelli... Bundan anlıyoruz ki Maya'nın engeli genetik... Merhi, "Kızım birilerinin yardımı olmadan bir şey yapamıyor. Bu durum beni çok mutsuz ediyor. Onu kimseye muhtaç olmadan okula giderken, ihtiyaçlarını giderirken görmek istiyorum" diyor. Savaş nedeniyle Suriye'de protez yaptıramadıklarını kızının durumuna üzüldüğünü ve yürüyebilmesi için PVC boru ve ton balığının konserve kutusundan protez yapma fikri aklına geldiğini anlatıyor.

Protez Uzmanı Mehmet Zeki Çulcu, sadece Maya'ya değil, babasına da protez yapmak istiyor. Her ikisinin de protezlerini üstlenen Çulcu, küçük kızın durumunu görüp çok etkilendiğini "Her ne kadar Maya doğumsal problemli bir kızımız olsa da benzer durumda, bu savaşın ortaya çıkardığı parçalanmış hayatlara bir örnek. Maya gerçekten bayrak bir çocuk oldu, simge bir çocuk oldu. Bunun gibi çokça çocuğumuz var..." diyerek Suriye'de onun durumunda olanlara dikkat çekiyor.

Maya'nın muayenesi yapıldı. Ölçüleri alındı ve protezleri yapıldı. Şimdi yeni yapılan protez bacaklarla yürümeye çalışıyor. Protezleriyle ayakta durma ve denge çalışması yapıyor. Protezlerine alışıyor. Onu öyle görmek çok etkileyici... Maya'nın önceki hali ile bir çok fotoğrafları yayınlandı. Bir boru ve konserve kutusuyla yürümeye çalışmak oldukça zor olmalı... Üstelik canı nasıl da yanmıştır. Nereden nereye... Maya'yı yeni protezleriyle adım atarken görmek çok etkileyici... O, artık daha kolay yürüyebilecek, okuluna rahatça gidebilecek... Maya'nın hikayesini haber yapanlara, onu İstanbul'a getiren Türk Kızılayı'na ve protezlerini yapan Mehmet Zeki Çulcu'ya ne kadar teşekkürler etsek azdır. Küçük bir kızın hayatını böyle değiştirdikleri için...

ALİYE YÜCEL