> Engeloji : Engelli İşçi

Translate

Engelli İşçi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Engelli İşçi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Kasım 2018 Pazar

ENGELLİ MEMUR ALIMI



Engelli memur alımı ilanı için tercihler büyük bir merakla bekleniyordu. Sonunda beklenen açıklama geldi. Başvurular yakında başlıyor. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, 2 bin 504 engelli alım ilanı için tercihlerin 29 Kasım 2018 Perşembe günü başlayacağını ve 7 Aralık 2018 Cuma gününe kadar da devam edeceğini açıkladı.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, kurumların talepleri doğrultusunda; İlköğretim düzeyinde 198, Ortaöğretim düzeyinde 534, Ön lisans düzeyinde 773, Lisans düzeyinde ise 999 olmak üzere, toplam 2 bin 504 kişilik bir kadronun ataması yapılmak üzere Devlet Personel Başkanlığı'na bildirildiğini açıkladı.

Tercih kılavuzunun Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı'na gönderildiğini açıklayan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk, adayların "2016 - EKPSS" veya "2018 - EKPSS" sonuçları ile "2016 - Kura" veya "2018 - Kura" kayıtlarına göre tercih işlemlerini www.osym.gov.tr internet adresi üzerinden yapabileceklerini belirtti.
  
Engelli memurlar için yapılan sınav ilk kez 2012 yılında Özürlü Memur Seçme Sınavı (ÖMSS) adıyla yapılmıştı. Biliyoruz ki yıllarca, “Özürlü mü?” yoksa “Engeli mi?” diye iki kavram üzerinde tartışmalar oldu. Sonra "özürlü" yerine "engelli" doğru kabul edildi. Böylece isimler de değişti. Özürlü Memur Seçme Sınavı (ÖMSS) da Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı (EKPSS) oldu.


Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı (EKPSS);  ilköğretim, ortaöğretim, ön lisans, lisans eğitimi düzeyindeki engellilerin katıldığı merkezi sınav sistemidir. Sınav engel grupları ve eğitim durumlarına göre yapılır. Sonuçlarına göre engelliler; devlet memuru ile kamu kurum ve kuruşlarına işçi olarak atanırlar.

Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı'na doğuştan veya sonradan, bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yetenekleri bakımından özür oranının % 40 veya üzerinde olduğunu sağlık kurulu raporuyla belgeleyen herkes girebilir. Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı'na girmek için yaş sınırı da yoktur. İstekleri halinde engellilere engel grubuna uygun refakatçi temin edilebilir.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk bu konu ile ilgili olarak "Engelli kardeşlerimizi kamuda istihdam ederek hayatlarını kolaylaştırmaya, umutlarını güçlendirmeye, heyecanlarına ortak olmaya devam edeceğiz..." diye açıklama yaptı. Bakanımızın yaptığı bu açıklama çok değerli... Çünkü, engellilerin iş bulması ve istihdamı çok daha güç oluyor.

Bu başvuru sonucunda 2 bin 504 engelli arkadaşımız istihdam edilecek, bir iş sahibi olacak. Hem de kamu kurum ve kuruluşlarında… Keşke daha fazla kontenjan olsaydı. Ama buna da şükür diyelim. Dileriz arkadaşlarımız personel tercihlerini dikkatli ve doğru yaparlar. Hem kamu kurumlarının ihtiyacı olduğu alanlara, hem de kendi eğitimine, yeteneğine ve engeline uygun bir kadroya atanırlar. Bol şanslar...
                                                           
ALİYE YÜCEL

20 Ağustos 2017 Pazar

TERCİH CEZA ÖDEMEK


Anadolu Ajansı'nın haberine göre; CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrukulu yazılı bir soru önergesiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu'na, 2012-2017 yılları arasında ülke genelinde engelli işçi çalıştırması gerektiği halde çalıştırmayan işverenlere ne kadar para cezası kesildiğini soruyor. Bazı işverenler engelli çalıştırmıyorlar ve onun yerine ceza ödüyorlar. Bu yıllardır süren ilginç bir durumdur.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu bu konu ile ilgili: "Bakanlığımızca yürütülen programlı teftişlerle incelemelerden oluşan program dışı teftişlerde 2002 yılından 2017 yılları arasında mevzuat uyarınca engelli işçi istihdam etme yükümlülüğü bulunan 11 bin 504 iş yerinde tespit yapılmıştır. Engelli işçi istihdamı yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverenlikler hakkında kanun maddesi uyarınca 33 milyon 339 bin lira idari para cezası uygulamıştır." diye açıklamış.

Bakan bu konu ile ilgili ayrıca: "2017 yılı Nisan ayı itibarıyla 4857 sayılı İş Kanunu'nun "Engelli ve Eski Hükümlü Çalıştırma Zorunluluğu" başlıklı 30. maddesi kapsamında, elli ve üzeri sigortalı çalıştıran işverenden kontenjan dahilinde veya kontenjan fazlası engelli sigortalı çalıştıran işverenler ile engelli çalıştırmakla yükümlü olmadıkları halde engelli çalıştıran işverenlerin çalıştırdıkları her bir engelli sigortalının prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan işveren hissesinin tamamı devlet tarafından karşılanan ve bu kapsamda çalışan engelli sigortalı sayısı ise İstanbul'da 21 bin 579, Türkiye genelinde 88 bin 873'tür" diyor.


4857 sayılı İş Kanunu'nun 30. maddesine göre; işverenlerin, iş yasasına göre elli ya da daha fazla işçi çalıştırdıkları takdirde meslek, beden ve ruhi durumlarına göre engelli çalıştırmak zorundadırlar. Bu oran özel sektörde % 3, kamu sektöründe ise % 4'tür. Aynı il sınırları içinde birden fazla iş yeri olan işverenler, çalıştırmakta yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısına göre hesaplanır.  Ancak buna rağmen pek çok iş yeri maalesef bu yükümlülüğü yerine getirmiyor.

İşverenlere verilen bu ceza; çalıştırılmayan her engelli ve çalıştırılmayan her ay için uygulanıyor. Çok uzun süreden beri engelli çalıştırmayan işverenler yüksek ceza ödemek zorunda kalıyorlar. Engelli çalıştırmayan iş yeri sayısı 11 bin 504 olarak açıklanmış. Az bir sayı değil. İşverenler engelli işçi almak yerine; ceza ödemeyi, cezalı olmayı tercih ediyorlar. Çünkü, istihdam alanında engellilere karşı büyük bir ön yargı var.

Biliyoruz ki işverenler engellilerin başarılı olamayacaklarını ve verimli çalışamadıklarını düşünüyorlar. Yoksa neden çalıştırmasınlar? Eleman almak yerine ceza ödüyorlar.  Oysa ki her işe ve her iş yerine uygun engelli bir eleman vardır. Bu elemanı bulmak çok zor değil. Keşke her işveren engelli eleman çalıştırsa... Bir deneseler ve görseler. Böylece engellilerin verimli olamayacağı ön yargısı bir kırılsa...


ALİYE YÜCEL

25 Haziran 2017 Pazar

İŞ VE ENGEL


Engelliler de herkes gibi bir iş sahibi olmak ister. Onlar da çalışmak hem kendilerine, hem de ülkelerine faydalı olmak ister. Bu nedenle; iş bulma konusunda engelli olmayan kişilerden çok daha fazla çaba sarf ederler... İş bulmadaki en önemli aşama iş görüşmesidir. Ancak iş görüşmelerinde genellikle "Yok seni alamam", "Bu işe giremezsin", "Aradığım eleman sen değilsin" bakışlarıyla karşılaşırlar. Sanırım ki bu bakışlarla karşılaşmayan engelli yok gibidir. Çünkü, pek çok alanda olduğu gibi istihdam alanında da engellilere karşı büyük bir ön yargı vardır.

İşverenler genellikle; engellilerin verimli çalışamadıklarını ve verimli olamayacağını düşünürler. Engellileri işten çıkarmak işverene göre güç olabilir. Engeli bir hastalık gibi, engelliyi de hastalıklı olarak görünce sık sık izin alacağı varsayılır. İşverene göre; engelliler diğer çalışanları rahatsız edip ve çalışma temposunu düşünebilirler. Engel durumlarına göre yapılacak bazı özel düzenlemelerin yapılması masraflı olabilir. Engelliler alıngan olabilirler, çabuk sinirlenlenebilir. Ayrıca göz zevkini bozarlar! İşte bu gibi ön yargıları arttırmak mümkün...


Oysa işverenlerin engelliler hakkındaki bu ön yargıları yetersiz ve hatalı bilgilere dayanmaktadır. Engellileri iyi tanımadıkları için böyle düşünebilirler. Halbuki engelliler işleri çabuk kavrarlar ve kesintisiz çalışabilirler. İş bilincine sahiptirler. Sorumluluk sahibidirler. İşlerine zamanında gidip gelirler. İşlerini bırakma ihtimalleri daha azdır. Engelini ön plana çıkararak ayrıcalık istemezler. Duygu sömürüsü yapmazlar. Engelli bir eleman kadar hatta daha da verimli çalışabilirler. Önemli olan işverenin işe alacağı kişinin engelini değil, beceri ve deneyimlerini görebilmesidir.

4857 sayılı İş Kanunu'na göre; işverenler, iş yasasına göre elli ya da daha fazla işçi çalıştırdıkları takdirde engelli çalıştırmak zorundadırlar. Bu oran özel sektörde % 3, kamu sektöründe ise % 4'tür. İş yerleri ve dolayısıyla işverenler bu oranı doldurmak ve ceza almamak için kadrolarına engelli işçi alıyorlar. Oysa bu zorunluluk nedeniyle olmamalı... Herkesin çalışmaya hakkı olduğunu düşünüp engellilerde bu haklarını kullanabilmeliler.

Bazen işverenler mükemmelliği ararken gerçeği kaybedebilirler. Engelliler de  gerçek bir çalışan olabilir. Her işte başarı ile çalışabilir. Aranılan bir eleman olabilir. Engelli eleman çalıştırmak da avantaj bile olabilir. "Onu işe alsam mı?", "Acaba yapabilir mi?", "İstediğim gibi çalışabilir mi?" gibi endişeleri bir yana bırakıp, engellilere bir şans vermek gerekir. Her işveren zorunluluk olarak değil de "Aradığım eleman bu olabilir mi?" diye bakarsa engellilerin istihdamı konusunda önemli bir adım atılmış olur.

ALİYE YÜCEL