> Engeloji

Translate

15 Aralık 2019 Pazar

LEGO KOL


Legoyu bilmeyen, legoyu sevmeyen, legoyla oynamayan çocuk yok gibidir. Lego ile evler, kaleler, arabalar, gemiler ve burada sayamayacağımız birçok şey yapılmıştır. Peki legodan protez (takma) kol yapılabilir mi? Evet yapılmış… İspanya’da yaşayan David Agullar, legolardan kendine protez bir kol yapmış. Şimdi 19 yaşında ve biyomühendislik öğrencisi olan David, sağ kolu olmadan dünyaya gelmiş...

Lego parçaları David için bir oyuncaktan daha fazlası olmuş… Yatağının altında duran legolarla sabahın erken saatlerinde ilginç bir araba, uzay aracı ya da farklı gibi şeyler yapıyor ve ailesini şaşırtıyormuş… Bir gün kendine kol yapmayı düşünmüş ve ilk protez kolunu dokuz yaşında iken yapmış. Ancak bu ona yetmemiş. Daha iyisini yapmak istemiş. Normal bir kolun çalışma prensibini uygulamak istemiş. Dirseğin bükülmesi ve hareket etmesi gibi… Lego setinin yanı sıra olta ipi ve gitar teli de kullanmış… Neyin ne iyi olacağını anlamak için defalarca söküp, tekrar tekrar yapmış.

Yaptığı tasarımları kendi ihtiyaçlarına uyarlamak için çok fazla deneme yapmış. Protezini zaman içinde geliştirmiş. Bugüne kadar dört protez kol yapmış. Her birini yapmak için tek bir lego seti kullanmış. İlk kolunu helikopterden, ikincisini bir uçaktan, üçüncü ve dördüncüsünü de vinçten yapmış… Son yaptığı beş parmağıyla normal kola benzetmiş. Ancak parmakları bağımsız hareket edemiyor. Yeniden yapacağı kolda ise parmakları da hareket ettirmeyi düşünüyor. Kapıları açmak, bir şeyleri eline alabilmek için…



Genç adam, legolarla protez kol yapmaya giden hikayesini kısaca şöyle anlatıyor: “Çocukken diğer insanların önüne çıkmak beni çok geriyordu. Çünkü farklıydım. Ama bu benim hayallerime inanmamı engellemedi” diyor. Sonra da “Kendimi aynada diğerleri gibi görmek istedim, iki elli olarak…” diye ilave ediyor. Tek kol ile doğmak onun için fark etmemiş, her zaman çok bağımsızca hareket etmiş ve yaptığı şeyin en iyisini yapmış.

David, tüm dünyada teknoloji geliştiği için protezlerin de geliştiğini ancak herkesin bu protezlere ulaşamadığını düşünüyor. Çünkü, bir kullanıcıya uygun verimli bir protez için sürekli ölçüm, donanım ve testler gerekiyor. Bunun içinde maddi imkanların olmasının şart olduğunu söylüyor. Kendi de bu konuda zorluk çektiği için ihtiyaç sahiplerine de ucuz robotik kol yapmak istiyor.  Eski bir protezi alıp yeni bir kişiye uyarlamak için protez uzmanı veya biyomühendislik gerektiriyor. David Agullar şu an bunun üzerine çalışıyor.

Çok şanslı olduğunu düşünen David; ailesi, öğretmenleri ve arkadaşlarının desteği ve sevgisi sayesinde engelinin üstesinden geldiğini söylüyor. Engeli onda bir farkındalık sağlamış. Kolunun eksikliği onun herhangi bir engelin üstesinden gelmesini, yeteneğini keşfetmeye ve sınırlarını zorlamaya teşvik etmiş. Engelli olduğunu düşünmüyor. Kendisini "engelli" kelimesi ile özdeşleştirmiyor. Farklı olduğunu düşünüyor bunun da kötü bir şey olmadığına inanıyor. Kendisinin lego setiyle kol yapabildiğini her engellinin de farklı yetenekleri olduğuna inanıyor.

ALİYE YÜCEL

8 Aralık 2019 Pazar

TEKERLEKLİ SANDALYE CURLİNG DÜNYA ŞAMPİYONASI’NIN ARDINDAN



Tekerlekli Sandalye Curling (Körling) B Klasman Dünya Şampiyonası, 27 Kasım - 2 Aralık tarihleri arasında düzenlendi. Dünya Curling Federasyonu (WCF) tarafından düzenlenen şampiyona bu yıl Finlandiya’nın Lohja kentinde yapıldı. Şampiyonada Curling Milli Takımımız da mücadele etti. 3 galibiyet ve 3 mağlubiyet elde eden millilerimiz bir üst tura çıkamadı ve şampiyonaya veda etti.

Millilerimiz şampiyonanın ilk maçını Polonya ile yaptı ve Polonya’yı 8-4 yendi. Japonya’yla yaptığı maçı da 8-6 kazandı. Ancak İsveç’e 12-8, Kanada’ya 10-3 ve İtalya’ya 10-1’lik skorlarla yenildi. Türkiye milli takımı, 6. maçında ev sahibi Finlandiya’yı 8-2 yenmesine rağmen, ilk üç sırada yer alan takımların A klasmanına yükseleceği şampiyonada bir üst tura yükselemedi ve şampiyonayı noktaladı.

Tekerlekli Sandalye Curling B Klasman Dünya Şampiyonası’na Türkiye’yle beraber toplamda 15 ülke katıldı. Bu ülkeler; Amerika, Kanada, Çekya, Danimarka, İngiltere, Almanya, Macaristan, İtalya, Japonya, Polonya, Slovenya, İsveç, Litvanya ve ev sahibi Finlandiya’ydı. Tekerlekli Sandalye Curling Milli Takımımızda; Züleyha Bingöl, Kenan Coşkun, Savaş Şimşek, Turan Akalın ve Deren Özgen yer aldı.


Curling, bir buz pistinin üzerinde stratejik hamlelere dayalı bir spor olduğu için “Buzun Satrancı” diye anılıyor. Curling, dikdörtgen bir buz pistinde 4 kişiden oluşan takımlar halinde oynanıyor. Oyunun amacı granitten yapılmış dairesel taşı buz üzerinde kaydırarak “ev” adı verilen hedefin merkezinde durdurmaktır. Ev, iç içe geçmiş halkalardan meydana gelir. Hangi takım evin merkezine en yakın şekilde taşları ulaştırırsa o oyunun galibi olur.

Curling, Türkiye’de çok bilinmese de dünyada bilinen ve izleyicisi olan bir spor dalı… Zor bir spor olarak kabul edilen curling, bedensel engelliler tarafından da yapılıyor. Bedensel engelliler bu sporu yapmak istedikleri taktirde tekerlekli sandalyeyle oynayabilmeleri için özel ekipmanlar bulunuyor. Tekerlekli Sandalye Curling, paralimpik oyunlarının da en yeni spor dallarından biri... Paralimpik oyunlarına 2006 yılında dahil edildi.

Türkiye’de ilk Tekerlekli Sandalye Curling Takımı 2014 yılında Erzurum’da kuruldu. Geçirdikleri kazalar nedeniyle tekerlekli sandalyede hayatını sürdüren gençler, Tekerlekli Sandalye Curling Takımı’nı kurdular. Önceleri Türkiye’de başka bir takım olmadığı için yurtdışında düzenlenen müsabakalara katıldılar. 2016 yılında da Finlandiya’da dünya şampiyonası elemelerinde yer aldılar. Şampiyonaya katılmaya hak kazandılar ve ülkemizi en iyi şekilde temsil ettiler.

ALİYE YÜCEL

1 Aralık 2019 Pazar

3 ARALIK GELDİ



İşte bir 3 Aralık günü daha geldi. 3 Aralık günü engelliler için özel bir gün… Her yıl, 3 Aralık Uluslararası Engelliler Günü ile ilgili bir şeyler yazıyorum. Bunlar üç aşağı beş yukarı aynı şeyler oluyor. Engelli, engellilik ve engelli farkındalığı adına açtığım blogumda bu konuyu, Uluslararası Engelliler Günü’nü yazmadan olur mu? Aynı şeyler, tekrar cümleler, benzer dilekler olsa da…

Birleşmiş Milletler, 1992 yılında 3 Aralık gününü Uluslararası Engelliler Günü (International Day of Disabled Persons) olarak ilan etti. Bu karadan sonra da Birleşmiş Milletler İnsan Haklar Komisyonu, 5 Mart 1993 tarihli ve 1993/29 sayılı bildiri ile üye ülkelerce 3 Aralık gününün tanınmasını istedi. Böylece ilk kez 1993 yılında 3 Aralık Günü Uluslararası Engelliler Günü olarak kabul edildi, anıldı ve kutlandı.

Uluslararası Engelliler Günü’nün amacı; engellilerin topluma kazandırılması, engellilerin sorunlarına çözüm bulunması, engelli haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanmasıdır. Dünyada yaklaşık bir milyar engelli yaşadığı  varsayılmaktadır. Ancak iletişim nedeniyle ulaşılamayan engellilerin de olduğu tahmin edildiği için bu rakamın daha da fazla olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle 3 Aralık günü önemlidir.



2019 Uluslararası Engelliler Günü’nün teması “The Future is Accessible” yani; “Erişilebilir Gelecek”. Bu tema; insanların önündeki engellerin olmadığı bir geleceğe bakmamızın gerektiği anlamına geliyor. Erişilebilir bir geleceğe yönelik çalışmak, var olan engellerin üstesinden gelmek için çabalamak ve engellinin dışlanmayacağı bir gelecek sağlamak engelli ve engelsiz herkesin sorumluluğundadır.

Engeller farklı farklıdır. Her engellinin farklı gereksinime ihtiyacı vardır. Bazılarının yürüyebilmek için tekerlekli sandalyeye ihtiyacı vardır, bazılarının gezebilmek için beyaz bastona ihtiyacı vardır. Bazılarının iletişim için farklı gereksinimleri vardır. Engelli kişilerde eğitimlerine göre kolaylıkla iş bulabilmeli, engelli çocuklar ayrımcılık olmadan eğitim alabilmeli, mimari engellerin olmadığı şehirler planlanmalıdır… Engelliler de herkes gibi eşit haklara sahip olarak yaşayabilmelidir. Bütün bunlara sahip olmak her engellinin hakkıdır. 

Engellileri bir tek gün hatırlamak, sorunlarını bir tek gün görmek yeterli değil. Her alanda ve el birliği ile çalışmalar yapılmalıdır. Hep birlikte insanların yolunda duran engellerin artık olmadığı bir geleceğe bakmalıyız. Gördüğümüz her yerde engelleri kaldırmak için çalışmalıyız. Erişilebilir bir geleceğe yönelik çalışmak herkesin sorumluluğunda olmalıdır. Engellerin olmadığı bir dünya, engellerin olmadığı bir gelecek hayal değildir.

ALİYE YÜCEL

24 Kasım 2019 Pazar

KIRMIZI BEYAZ BASTON

Görme engellilerin beyaz baston kullandığını biliyorsunuz. Peki bir kişi kırmızı - beyaz bir baston kullanıyorsa o kişinin ayrıca işitme engelinin de olduğunu biliyor muydunuz? Kırmızı - beyaz renkli baston hem görme hem de işitme engelli olan yani her iki engeli de olan kişiler tarafindan kullanılıyor. 

Türkiye'de çok bilinmese de dünyadaki birçok ülkede yaygın... Bir gün bir yerde kırmızı - beyaz bastonlu birine rastlarsanız bunu hatırlayın. 

ALİYE YÜCEL 

17 Kasım 2019 Pazar

DOWN SENDROMLU OYUNCULAR



Mahsun Kırmızıgül'ün senaryosunu yazdığı, yönettiği ve oynadığı Mucize filmini blogumda yazmış ve"Bu engelli hikayesinin devam filmi de olsa..." demiştim. Sonra Mucize 2'nin çekildiği haberi geldi. Onu da konu alan bir yazı yazmıştım. Filmle ilgili bir çok haber yapıldı. Bunları ilgi ile takip ediyorum. Şimdi de "Mucize 2: Aşk" filminde down sendromlu çocuklara rol verdiği haberi yapıldı. Üstelik tam 147 down sendromlu çocuğa... 

Ünlü yönetmen, down sendromlu çocuklara rol vermesiyle ilgili olarak: “Türkiye’nin her bölgesinden Sivil Toplum Kuruluşları’yla görüştük ve sonunda Ulusal Down Sendromu Derneği’ne ulaştık. Böyle bir film için kapılarını çaldığımızda, yöneticiler ve aileler canla başla yanımızda oldular. Cem Ajans’ın İzmir şubesinde ön kayıt oluşturup, özenli bir çalışmayla 23 ilden katılım sağlandı. Toplam 147 down sendromlu çocuğumuz, projemizde rol üstlendi” diye açıklama yaptı.

Mahsun Kırmızıgül, down sendromlu çocukların sayesinde film setinin eğlenceli bir ortama dönüştüğünü söyleyerek “Bütün oyuncularımız, onların sayelerinde güzel vakit geçirdi ve çok mutlu oldular. Bir sahne sonunda çocuklar, derneğin gönüllü üyesi Barış Çağlayan’a “Bir çikolatayı hak ettik, değil mi?” diye sormaları, sette kahkaha tufanına yol açtı. Derneğimize, çocuklarımıza ve ailelerine sonsuz teşekkürlerimizi sunarız” diyor.

Mucize 2: Aşk’ta birbirinden ünlü oyuncular yer alıyor. Filmin başrollerinde; Mert Turak, Biran Damla Yılmaz, Fikret Kuşkan, Erdal Özyağcılar ve Şenay Gürler oynuyor. Diğer rollerinde ise; Meral Çetinkaya, Sinan Çalışkanoğlu, Suna Selen, Eren Hacısalihoğlu ve Erol Aksoy var. Filmde ayrıca 7500 yardımcı oyuncunun yer aldığı açıklanmış. Unutmayalım filminde Mahsun Kırmızıgül’de rol alıyor.

Mucize filminin hikayesinin gerçek hayattan alındığı öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Böyle bir engelli hikayesinin gerçek olması beni derinden etkilemişti. Mucize’de Mert Turak (Aziz) spastik engelli bir genci canlandırıyordu. Devam filminde Aziz’in neler yapacağını çok merak ediyorum. Ayrıca; down sendromlu oyuncuların filmdeki rollerini ve sahnelerinin nasıl olacağını da merak etmemek elde değil.

Mahsun Kırmızıgül’ün yazıp yönettiği ve oynadığı Mucize 2: Aşk’ta engelli birinin hayatını anlatılıp şimdi de down sendromlu oyuncular yer alınca film sosyal sorumluluk projesine benzetiliyor. Film engellilere ve öğretmenlere adandığı açıklandı. Daha önce 1 Mart 2019 tarihinde vizyona gireceği söylenen film. O tarihte vizyona girmedi. Şimdi 6 Aralık 2019 tarihinde vizyonda olacağı açıklanıyor. Mucize’nin başarısı malum… Bakalım Mucize 2: Aşk nasıl bir başarı elde edecek.


ALİYE YÜCEL

10 Kasım 2019 Pazar

ENGELLİYİ YUHALAMAK

Haberi duymusunuzdur. Aksaray'da bir ilkokulda eğitim gören otizmli çocukların sınıflarının kapatılması isteyen veliler çocukları yuhaladı. Olay Aksaray Mehmetçik İlkokulu'nda meydana geldi. 
Veliler, aynı okulda  eğitim gören diğer  öğrencilerin velileri okulun çıkış saatinde toplanarak bu eylemi gerçekleştirdi. Bu olay doğal olarak büyük tepki gördü. Aksaray Valiliği'nden de açıklama geldi. Milli Eğitim Bakanlığı, olayla ilgili soruşturma başlattı.
İşin ilginç yanı bu skandal olaya okul müdürü de ortak. Velilerin, otizmli çocukların kendi çocukları ile aynı okulda eğitim görmesine karşı çıktığı ve okul müdürünün de bu eylemi desteklediği ortaya çıktı.
Otizmli öğrencinin velileri ise otizmli çocukların dışlandığını, onların diğer öğrencilerden farklı yerde yemek yediğini ve eğitim gördüğünü, giriş çıkış yerlerinin bile farklı olduğunu belirterek yine de bu eylem yaptıklarını belirtti.
Çocuklarının ellerinden tutup “otizmli çocukları istemiyoruz” diyerek slogan atan aileler çocuklarını düşünüyor olamazlar. Çünkü  böyle bir olayı yaparak onlara en büyük zararı verdiler.
Utanç verici... Bu durumda kendi çocukları da olabilirdi. Çocuğa karşı eylem olabilir mi? Engelli çocuğa karşı eylem yapılabilir mi?

ALİYE YÜCEL



3 Kasım 2019 Pazar

CÜCE GÖRÜNÜMLÜ DEV OYUNCU



Emmy Ödülleri bu yıl da sahiplerini buldu. Geçtiğimiz eylül ayında yapılan ödül töreninden bu yana yazmak istediğim bir oyuncu var. Peter Dinklage, “Game of Thrones” dizisindeki “Tyrion Lannister” rolü ile 4. kez drama dalında en iyi yardımcı oyuncu ödülünü kazandı. Ünlü oyuncu, aldığı bu ödülle aynı zamanda Emmy Ödülleri tarihinde kategorinin en çok ödül alan ismi de oldu. Peter Dinklage’in en önemli özelliği “akondroplazi” ile doğmuş olması…

Akondroplazi, bildiğimiz cücelik denilen durumdur. Akondroplazi, gendeki (FGFR3 geni) bir anormallikten kaynaklanan kalıtsal bir cücelik tipidir. Doğum sırasında boy normaldir. Çocuk büyüdükçe yaşıtlarından boy olarak geri kalır. Gövde normal büyüklükte olurken kol ve bacaklar anormal derecede kısadır. Baş ise normalden büyük olur. Dünyada ve Türkiye’de akondroplazi yani cüce olan birçok oyuncu var.  Peter Dinklage de en başarılılarından biri…

1969 yılında New Jeysey’de dünyaya gelen Peter Dinklage, film, dizi ve tiyatro oyuncusu.  Aynı zamanda seslendirme de yapıyor. “Game of Thrones” dizisinde Tyrion Lannister rolünü büyük bir başarıyla oynuyor. Dizinin her bölümde ne yapacağı büyük merak uyandırıyor. Birçok kişi diziyi onun için seyrettiğini belirtiyor. Seyreden herkesin ortak yorumu ise o olmadan dizinin eksik olacağı yönünde… 1,35 metre boyuyla cüce görünümlü dev oyuncu olduğu söyleniyor.


2005 yılında tiyatro yönetmeni Erica Schmidt ile evlenen oyuncunun iki çocuğu var. Mutlu bir aile yaşantısı olan Peter Dinklage’nin gerçek hayatında çok eğlenceli olduğu biliniyor. Durumu ile ilgili olarak “Küçükken bu sorunun beni incitmesine izin verdim. Bir ergen olarak acı çekiyordum ve öfkeliydim. Yaşlandıkça büyürsün ve bunun sadece bir mizah anlayışı olduğunu kabul ettim. Bu artık benim sorunum değil, onların sorunu…” diyerek farkını ortaya koyuyor. 

“Game of Thrones” dizisi ve Peter Dinklage için yazılan bir bilgiye göre; dizinin yapımcıları dizideki her karakter için alternatif bir oyuncu ayarlamış ancak Peter Dinklage için alternatif bir oyuncu bulamamış. Yani dezavantaj görülen durumu onu için büyük şans olmuş… Bu roldeki başarısıyla bazı algıları da değiştirmiş olduğu tahmin etmek zor değil. Engelli ya da dış görünüşü farklı olan bu nedenle dışlanan, küçümsenen, alay edilen kişilere bakışı değiştiriyor.

Peter Dinklage, dizinin bir bölümünde Tyrion Lannister rolündeki kendisi için “dünyanın en ünlü cücesi” olduğunu söylüyor. Haklı olduğu kesin… Peter Dinklage, televizyon tarihinde 4. kez ödül olan tek oyuncu…  Bu çok önemli bir başarı… Kısa boyu başarısına engel olmamış. Cüce olduğu için belki de küçümsenen, alay edilen, dışlanan biri; aldığı bir rol ile kendisine hayran bırakabiliyor. Bu da bize insanın boyunun, tipinin, görünüşünün başarılı olmak için engel olmadığının en büyük göstergesi oluyor.

ALİYE YÜCEL