> Engeloji

Translate

29 Ağustos 2021 Pazar

2020 TOKYO PARALİMPİK OYUNLARI


Geçen yıl yapılması gerekirken koronavirüs salgını nedeniyle bu yıla ertelenen 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları başladı. 24 Ağustos - 5 Eylül tarihleri düzenlenecek organizasyona 22 branşta 4 bin 400 civarında sporcu yarışıyor.

Türkiye, 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları'na 13 branşta 87 sporcu ile katıldı. Sporcularımız şimdiden pek çok madalya kazandı. Haftaya bitmiş olacak. Ben de kazandığımız madalyaları yazacağım.

ALİYE YÜCEL

21 Ağustos 2021 Cumartesi

OYUN DEĞİŞTİRİCİ (GAME-CHANGER)

 


"We The 15" isimli topluluk, 1,2 milyar engelli için farkındalık yaratacak bir çalışma başlattı. 2030 yılına kadar 1 milyardan fazla engellinin yaşamını değiştirme için "Game-Changer" (Oyun Değiştirici) olarak tanımlanan küresel bir kampanya hazırladı.

"We The 15", dünya genelinde engellilerin kapsayıcılığını geliştirmek, farkındalık yaratmak ve ayrımcılığa son vermek istiyor. Bu nedenle, Uluslararası Paralimpik Komitesi'nden (IPC) Unesco'ya kadar bir çok organizasyon koalisyonunu bir araya getiriyor.

Kampanyanın lansmanı, 24 Ağustos'ta başlayacak olan ertelenmiş Tokyo 2020 Paralimpik Oyunları'ndan önce yapılacak.

Etkinliği bir sıçrama tahtası olarak kullanan IPC ve Uluslararası Engelliler İttifakı, "engelliler için farkındalığı artırmak, tutumları değiştirmek ve daha fazla fırsat yaratmak" için BM İnsan Hakları ve 500 kadar sanat, iş ve insan hakları örgütleriyle güçlerini birleştirdi.

Kampanya, Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, dünya nüfusunun % 15'ini yani 1,2 milyar kişiyi temsil edecek şekilde kuruldu. 

Bunun bir parçası olarak; IPC, Özel Olimpiyatlar, Invictus Oyunları ve Uluslararası Sağırlar Spor Komitesi, 2030 yılına kadar her yıl büyük bir spor etkinliği ve kampanya platformu olmasını sağlamak için ilk kez işbirliği yapacak.

Farkındalığın artması gerekiyor bu nedenle bu kampanya önemli bir çalışma... Başarıya ulaşması dileğiyle...

ALİYE YÜCEL

15 Ağustos 2021 Pazar

RUH AĞRISI

Unutmayalım ki bedensel engellilerin bazılarının bedenlerinde de çeşitli ağrılar olur. Ancak istisnasız hepsinin ruhları ağrır. 

Bu ağrıların en büyük sebebi de çevresindeki insanlar ve onların engelliye olan yaklaşımlarıdır. Bu durum engelle baş etmekten çok daha zor, çok daha meşakkatlidir. 

ALİYE YÜCEL 

8 Ağustos 2021 Pazar

YAZMASAM DA...


Bloguma yazmadım ancak engelliler konusunda çalışmalara devam ettim. Engelli, engellilik, engelli farkındalığı denilince akar sular duruyor.

Engellilik konusunda iki farklı yerde çalışmalara katıldım. Biri Türkiye Beyazay Derneği'nde birlikte çalışmalar yaptığım arkadaşlarımla birlikte "Engelli Mahremiyeti" adıyla bir instagram hesabında paylaşımlar yapıyoruz. Takip edebilirsiz. Engelliler konusunda bilgileneceksiniz. Bir çok anlamsız paylaşımları takip yerine bilgi edinebilirsiniz ve bir faydası olabilir...

Engelliler konusunda bir diğer çalışmam ise Türkiye Kızılay Derneği'nin kurduğu Engelsiz Kulüp calışmalarına katılmam oldu. Bu konuyu daha sonra yazmayı düşünüyorum.


ALİYE YÜCEL 


1 Ağustos 2021 Pazar

ENGEL SEBEBİM ÇOCUK FELCİ

Ne zaman küçük bir çocuk ağlasa, yıllar öncesine giderim. İçimde bir darlık hissederim. O küçük çocuğun yerine koyarım kendimi... Çocuk felcine yakalandığım günlere giderim... Ben de böyle ağlamış olmalıyım diye düşünürüm hep... Araştırıp okuduğuma göre büyük ağrı ve sancı veriyormuş çocuk felci... 

Çocuk felcinde (poliomyelit) önceleri; ateş, baş ağrısı, halsizlik, kusma, boyunda sertlik, kol ve bacaklarda ağrı oluşuyor... Daha sonra da hastalık etkeni olan virüs omuriliğe geçerek, orada kasların hareketlerini sağlayan sinir hücrelerini tahrip ediyormuş... 

Şimdilik bu kadar.... Bu konuyu yani engel sebebimin devamını uzun uzun yazacağım belki buraya belki de Engeloji 2'ye... 

ALİYE YÜCEL


25 Temmuz 2021 Pazar

CANIM ANNEM

Bugün annemi kaybedeli tam bir yıl oldu... Bir yıl hiç bir şey yapmak istemedim. Bloguma da yazamadım.  Yaptığım her şey anlamsız geldi çünkü.  Onu yazamadım. Ondan başka bir şey yazmak da çok saçma geldi. 

Ancak engelli ve engellilik hakkında söyleyeceklerim galiba bitmedi. Bu nedenle yazmalıyım diye düşünüyorum. Uzun uzun olmasa da... Zaman zaman yazmak istiyorum. 

ALİYE YÜCEL

12 Temmuz 2020 Pazar

ÇATLAK KÜP İLE AÇAN ÇİÇEKLER


Şimdi yazacağım hikayeyi pek çok kişi duymuştur, okumuştur. Ancak bu küçük hikayenin engelli farkındalığını çok etkili anlattığını düşünüyor ve blogumda da mutlaka bulunmasını istiyorum. Gelelim hikayeye:

Zamanın birinde bir çiftçi iki tane küp satın almış. Fakat sonradan farkına varacağı üzere birisinin altında bir çatlak varmış. Çiftçi boynuna dayadığı sopanın iki ucuna asılı olan bu küplerle dereden kasabadaki evine su götürüp bahçesini sulamak için kullanıyormuş. Sağlam küp tamamen su dolu olarak geliyor. Fakat çatlak küpten sürekli su sızıyor ve yolda akıyormuş. Bu nedenle çiftçinin bahçesi sadece sağlam küp ile sulanıyormuş. Bu da çatlak küpün kendini faydasız hissetmesine neden oluyormuş. Bir süre bu şekilde devam etmişler...

Sağlam olan küp gururlanıp, sürekli bu sızdıran küp ile alay ediyor ve dalga geçiyormuş: "Sahibimin bahçesi benim sayemde sulanıyor. Sen çatlak olduğun için bahçeye hiçbir faydan olmuyor..." deyip kahkahalar atıyormuş. Görevini yapamadığını düşünen çatlak ama gururlu küp bir gün dayanamayacak noktaya gelmiş ve sahibiyle konuşmuş: "Kendimden utanıyorum. Hiçbir işe yaramıyorum..." demiş ve çiftçiden kendisini çöpe atmasını istemiş. 


Çiftçi bunun üzerine gülümsemiş ve "Sen sağlam küpün dediklerine kulak asma... Sanırım geçtiğimiz yollarda kendi tarafına hiç bakmıyorsun. Gel seninle bir gezintiye çıkalım..." demiş. Kasabaya giden yola geri dönmüşler. Çiftçi, yoldaki çiçekleri çatlak küpe göstermiş: "Gördün mü? Seni boşuna taşımıyordum. Senin durumunu biliyordum. O tarafa tohumlar ektim. Senden toprağa dökülen sular ile bu çiçekler büyüdü. Sen sızdırmasaydın, yollarda böyle çiçekler açmayacaktı. Bu manzara senin eserin!" demiş.

Benim bu hikayeden çıkaracağım ders: "Herkesin bir kusuru ve eksik yönleri vardır. Hiç kimse kusursuz ve mükemmel değildir..." gibi bir çıkarım olmayacak. Bu hikayeden çıkardığım ders engelli farkındalığı adına... Yani, çatlaklarımız (engellerimiz); bizi, ailemizi ve çevremizi güzelleştiren, renklendiren bir etken olabilir. Bir de bu açıdan bakmanızı söylemek olacak. Bu durumumuzun; kimi, neyi, ne şekilde değiştirdiğini, güzelleştirdiğini biz bilemeyiz. Ama bakmalı ve görmeye çalışmalıyız. Belki bir yerlerde açan çiçekler vardır.  

ALİYE YÜCEL