> Engeloji : Film

Translate

Film etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Film etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Şubat 2012 Pazar

TÜRK FİLMİNE TÜRKÇE ALTYAZI


Başlığı okuyunca, “Bu ne için? Neden?” diyenler olabilir. Bu gereklilik işitme engelliler için… İşitme engelliler sinema bileti alıp, yerli yapım filmleri sinemada izleyemiyor! Çünkü Türk filmlerinde altyazı yok! Altyazı olmayınca sessiz film izlemiş gibi oluyorlar!
Düşünsenize sinemada yabancı bir film izliyorsunuz dublaj yok, altyazı yok… Görüntülerden ve hareketlerden bir şeyler anlıyorsunuz fakat yeterli değil. İşte işitme engelliler için altyazısız filmlerde böyle!
Geçtiğimiz günlerde “Fetih 1453” filminin sinemalarda Türkçe altyazılı olarak vizyona gireceğini öğrendim. Hatta, fragmanı da Türkçe altyazılı olarak verilmişti. Bunun işitme engelliler için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha düşündüm.  
Ülkemizde engelliler birçok problemle karşılaşıyorlar. Bunlardan biri de kültürel faaliyetlerden yararlanamamalarıdır. Ortopedik engelliler mimari engellerden dolayı, görme engelliler betimleme filmlerin olmamasından, işitme engellilerde altyazılı filmlerin olmamasından dolayı sinemaya gidemiyor. İşitme engelliler de Türk Filmi izlemek için sinemaya gitmeli, sinemada film izleme heyecanını mutlaka yaşamalı...
Beyazperdede Türkçe altyazılı olarak hazırlanmış çok fazla film yok. İşitme engelliler daha önce; Başka Dilde Aşk, No Ofsayt ve Atlıkarınca filmlerini sinema salonlarında Türkçe altyazılı seyretme şansını yakalamışlar. DVD seçeneklerinde Türkçe altyazı seçeneği olan bazı filmler var. Ancak yeterli değil. Her hafta bir ya da birkaç yeni yerli film vizyona giriyor. Ama altyazısız olarak!
Sinema Destekleme Kurulu’nun 21 Nisan 2009 yılında Ankara’da gerçekleştirilen toplantısında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Türkçe altyazı seçeneği kullanılması yönünde aldığı karar tavsiye niteliğinde olduğu için yapımcılar filmlerine Türkçe altyazı koymuyorlar. Standart olması gereken Türkçe altyazı az da olsa bir maliyet gerektiriyor ve maalesef ekstra harcama olarak görülüyor.
İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği, sinemada film izleyemeyen işitme engellileri için Türkçe Altyazı Film Kütüphanesi oluşturmuş. Bu konuda büyük bir çaba gösteriyorlar. Ama yeterli değil! Bu konuda olabilecek en doğru şey bir yasanın ya da yönetmeliğin çıkması ve yerli filmlere altyazı konulmasıdır.
Şimdi de Fetih 1453 filmi sinemalarda altyazılı olarak gösterilecek... Bunu sosyal sorumluluk amaçlı olarak ele alan, bu konuda duyarlılık gösteren herkese teşekkürler… Bu konudaki duyarlılığın artması dileğiyle…

ALİYE YÜCEL

12 Kasım 2011 Cumartesi

İSTANBUL, SENİ SEVİYORUM!


“Paris, Seni Seviyorum” (Paris, I Love You) filmini izlediniz mi? Filmde, farklı ülkelerden çok sayıda yönetmen Paris’te geçen bir hikaye anlatıyor. 18 kısa film… Sevginin birçok çeşidi konu edilmiş... Kadın erkek, iki dost, anne çocuk sevgisi gibi… Mutluluk, hüzün, sevinç, ayrılık, tesadüfler ve en önemlisi sevgiye dair ilginç hikayeler…

Film, etrafımızda ne kadar farklı hayatların olduğunu bize hatırlatıyor. Bazılarıyla ortak şeyleri yaşadığımızı ve ortak duygular hissettiğimizi anlıyoruz. 18 kısa filmi arka arkaya seyredip, sonra da “Acaba kaçırdığım bir şey var mı?” diye tekrar izlemek isteği duyabilirsiniz.

Aşk şehri Paris’te geçen bir de engelli hikayesi var! Kısa hikayelerin arasında belki de en iyisi, en güzeli… 7 dakikalık bir film… Ama anlattığı çok şey var. Gerçek bir kısa film! Uzun metrajlı bir film olacak kadar da konsantre!



“Faubourg Saint – Denis”

Ünlü oyuncu Natalie Portman’ın görme duyusunu kaybetmiş gençle yaşadığı aşkı anlatan film…

Güzel bir aktris (Natalie Portman), görme engelli sevgilisini (Melchior Beslon) arayarak ilişkilerinin bittiğini söyler. Genç adam böylece anılarına bir yolculuk yapar. İlişkilerini ve aşklarının süreçlerini kısa cümlelerle ilk günden itibaren anlatır. Her ilişkinin farklı detayları vardır ve önemli olan da budur!

Filmde, görme engelli genç  “Beni duyuyor musun?” diyen sevgilisine “Hayır! Seni duymuyorum. Seni görüyorum!..” diyerek sevginin gücünü gösteriyor.

Yönetmen Tom Tykwer, sevginin önemini kaybetmeye başladığı günümüzde, güzel tesadüflerinde olduğunu, hayatın devam ettiğini ve ümidi gösteriyor.

Film bittikten sonra “İstanbul, Seni Seviyorum” diye bir film olsa ve benim hikayem nasıl olurdu diye düşünmeden edemedim.

Not:
Paris’te geçen bu kısa filmin bir sahnesinde “Star Çankırı Çay Salonu” levhasını görmekte çok şaşırtıcı ve ilginçti.


ALİYE YÜCEL

4 Ekim 2011 Salı

VERA'NIN ŞOFÖRÜNE FARKLI BİR BAKIŞ!



“Vera’nın Şoförü” filminin tanıtım metninin okuduğumda ilk cümlesi ilgimi çekti. “… Film General Serov ve onun fiziksel engelli kızı Vera etrafında döner. Vera, içki ve sigara kullanan, göz alıcı ancak fark edilir fiziksel engeli olan bir kızdır…”

Bir engelli olarak bu filmi mutlaka izlemeliyim diye düşündüm. Her dönemde engellileri konu alan filmler yapılmıştır. Acaba bu film bir engelliyi nasıl ve ne şekilde anlatıyordu!

“Vera’nın Şoförü” filmine yapılan pek çok politik ve sanatsal eleştirinin yanı sıra, başrol oyuncusunun fiziksel engelli olması nedeniyle bu açıdan da bakılmalı…

Yelena Babenko, engelli birini başarıyla oynuyor. Vera, fiziksel engeli olan bir kız olmasına rağmen bu bir engelli hikayesi değil… Ancak, Vera’nın fark edilir engeline rağmen (yaptığı bazı şeyler tasvip edilemese de) kendine güveni olumlu bir sunum…

Birçok eski Türk filminde engellilerin olumsuz sunumunu herkes bilir. Engellilerin başarısız ve trajik bir yaşam sürdükleri, normal bir yaşam sürdürmelerinin zorluğu; yardıma muhtaç ve acınası kişiler oldukları vurgulanmıştır. Bu filmleri izleyenler engellilerinde, asla evlenip anne olamayacaklarını düşünüp üzülmeleri bilinen bir gerçek…

Filmde birkaç küçük sahne dışında Vera, engelinden dolayı farklı bir muamele görmüyor. Yaptıkları doğru yanlış tartışılır ama Vera’nın hayatının bize anlattığı engelli biri de aşık olabilir, evlenir ve çocuk sahibi olur… Bu tür örneklerin sunumunun, engellilerin normal bir hayat sürebileceklerinin gösterilmesinin bizler için önemi çok büyük… Yönetmenin bir engelliyi böyle bir bakış akışıyla görmesi özlenen ve beklenen bir durum…





VERA’NIN ŞOFÖRÜ (Vera's Driver)

Tür : Dram / Romantik
Yönetmen :
Pavel Chukhray
Senaryo :
Pavel Chukhray
Yapım :
2004, Rusya.
Oyuncular : Igor Petrenko (Viktor) , Yelena Babenko (Vera) , Bogdan Stupka (General Serov) , Andrey Panin (Adjutant Saveliev) , Yekaterina Yudina (Maid Lida)

1997’de çektiği Oscar adayı “Hırsız” filmiyle yeteneğini sanat dünyasına kanıtlayan ünlü Rus yönetmen Pavel Chukhray, son filmi Vera’nın Şoförü ile bu kez soğuk savaşın duygusuz yüzüne, bir sevgi filmiyle cevap veriyor.
1960 yılında Sovyet Rusya ve Küba arasında yükselen soğuk savaşın ardındaki insanlık dramını ''Vera''nın Şoförü'' ile öykülendirilen ve Pavel Chukhray imzasını taşıyan film, Sochi Rus Filmleri Festivali'nden En İyi Senaryo, Festivalin Büyük Ödülü, Jüri Özel Ödülü, Nika Festivali'nde En İyi Müzik, Umut Vaat Eden Oyuncu, En İyi Yapım Tasarımı ve Honfleur Rus Filmleri Festivali'nde Büyük Ödül almaya hak kazandı.

Konu:

Rus Yönetmen Pavel Chukhray’ın yönettiği, romantik drama türündeki Vera’nın Şoförü, 1960 yılında Sovyet Rusya ve Küba arasında yükselen, soğuk savaşın ardındaki insanlık dramını anlatıyor.
Film General Serov (Bogdan Stupka) ve onun fiziksel engelli kızı Vera (Yelena Babenko) erafında döner. Vera içki ve sigara kullanan, göz alıcı ancak fark edilir fiziksel engeli olan bir kızdır.
Viktor (Igor Petrenko) genç bir kızıl ordu askeridir. General adına çalışmaktadır. Viktor, Vera’nın özel şoförü olarak göreve atanmıştır. Victor, Vera’yı görür görmez ona ilgi duymaya başlar.
Linda, (Yekaterina Yudina) Generalin uzun boylu sarışın güzel hizmetçisidir. O da Viktor’dan hoşlanmaktadır. Ancak Viktor, yavaş yavaş Vera’ya aşık olmaya başlamıştır. Vera’nın küçük bir sırrı vardır.



ALİYE YÜCEL