> Engeloji : Disabled

Translate

Disabled etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Disabled etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Kasım 2024 Cuma

ENGELOJİ MARKA YENİLEME


İsim hakları tarafıma olan "Engeloji' 10 yılını doldurdu. Bu nedenle yenilendi.

Engeloji'yi bulduğum an "İşte bu..." dedim. Engeli ve engelliyi doğru anlamak bir bilimdi! Engeloji de bunu anlatıyordu. Yani "Engeloji" Türkçeye ilk defa girmiş oldu.

Sonra marka tescilini aldım. Bu yıl da 10 yılını doldurduğu için yenilendi. 

ALİYE YÜCEL 

30 Ekim 2024 Çarşamba

DİNAMİK ENGELLİLİK

Engelli" terimini her duyduğumuzda, aklımızda genellikle belirli bir resim belirir. Tekerlekli sandalye, baston veya diğer hareketlilik yardımcılarını düşünebiliriz. Ancak gerçekte, engellilikler çok çeşitlidir, her türlü farklı şekil ve biçimde olabilirler ve birçoğu dışarıdan hiç görünmez!

Hiç kendinize şu soruları sordunuz mu? 
"Engelim toplumca engel olarak kabul ediliyor mu?”
"Mücadelelerim bir engellilik olarak sayılabilir mi?" 
"Kronik bir hastalığım olduğu için kendime engelli diyebilir miyim?"
Ve semptomlarınız günden güne çok fazla dalgalanıyor mu?

İşte tam bu noktada " dinamik engellilik " terimi yardımcı olabilir.

Brianne Bennes 2019'da bu terimi şöyle açıklamıştı:
"Engelliliğim statik değil, dinamiktir. İhtiyaçlarım ve yeteneklerim günden güne farklıdır. O zaman belki de uğraştığınız şey dinamik bir engelliliktir!"

Dinamik engellilik, bir engellilik veya sağlık durumunun değişken semptomlarıyla karakterize edilir. Bu, insanların "iyi günleri" ve "kötü günleri" olabileceği ve her günün farklı veya öngörülemez olduğu anlamına gelir. 

Dinamik engellilik, zaman içinde şiddeti ve etkisi değişen bir durumu veya bozukluğu ifade eder. Ampütasyon veya felç gibi sabit kalan statik bir sakatlığın aksine, dinamik bir sakatlığın iyileşme veya alevlenme dönemleri olabilir.

Engelliliğin bu tipik resmine uymayan birçok kişi, engelli olarak sayılıp sayılmadıklarını - ait olup olmadıklarını kendilerine sorar. Özellikle engellilik toplumumuzda hala çok damgalandığı için, insanların engelli olarak tanımlanmalarıyla yüzleşmeleri çok uzun ve zor bir yol olabilir.

Ve unutmayın: Tüm engeller görünür değildir ve tüm engeller statik değildir.

ALİYE YÜCEL 


10 Ekim 2024 Perşembe

BLOGUM 13 YAŞINDA

 

Blogum 13 yaşında... 2011 yılı Ekim ayında blogumu açmış ve yazmaya başlamıştım. 3, 5, 10 derken yazmaya başlayalı tam 13 yıl oldu. 

"Engelli Hikayeleri" diyerek başladığım ve engelli farkındalığına dair yazılar yazdığım bloguma daha sonra kitabımın adını verdim. "Engeloji" oldu. Engeloji, yani engeli ve engelliyi doğru anlama bilimi... İsminin böyle etkili olacağını tahmin edemezdim. Ancak Engeloji oldukça etkili bir isim oldu. İsim annesi olarak bundan çok mutluyum.


Engeloji, temasal bir blog. Sadece engelli ve engellilik hakkında yazıyorum. Engelli  farkındalığı meydana getirmek istiyorum. Blogumu en çok engeli olmayanların okumasını istiyorum. Okuyup anlasınlar, nasıl engellediklerini görsünler istiyorum. Birgün biri okur ve engellileri yanlış tanıdığını anlar diye yazıyorum. Engelliliğin yanlış bilinmesi, engellilerin yanlış tanınması beni bu konuda yazmaya zorluyor.

Engellilik ve engellilik ile ile ilgili konular hiç bitmiyor. Ben de yapabildiğim sürece yazacağım galiba... Okuyan, takip eden, beğenen, teşvik eden herkese çok teşekkür ediyorum.

ALİYE YÜCEL

10 Eylül 2024 Salı

PARALİMPİK OYUNLARINDA TARİHİ BAŞARIMIZ

 2024 Yaz Paralimpik Oyunları, Fransa'da 28 Ağustos ile 8 Eylül 2024 tarihleri arasında gerçekleşti.

Paralimpik Oyunları, çeşitli engel gruplarından sporcuların katıldığı ve farklı sporların yapıldığı bir etkinliktir. 

Orijinal haliyle “Paralympic” kelimesi İngilizce engelli anlamına gelen “Paralyzed” ve “Olympic” kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. 

Paralimpik Oyunları Yaz ve Kış Oyunları olmak üzere olimpiyatların bitmesinden iki hafta sonra yine aynı ülkede yapılır.

Türkiye; 6 altın, 10 gümüş ve 12 bronz madalyayla toplamda 28 madalya kazandı. Böylece ülkemiz tarihinin en başarılı paralimpik oyunlarını geçirdi. 

Paris 2024 Paralimpik Oyunları'nda madalya kazanan milli sporcular ve branşları şöyle:

Branş Sporcu / Takım Madalya

Golbol Golbol Kadın Milli Takımı - Altın

Para okçuluk Öznur Cüre Girdi (Kadınlar makaralı yay) - Altın

Para yüzme Umut Ünlü (50 metre serbest S3) - Altın

Para yüzme Umut Ünlü (200 metre serbest S3) - Altın

Para tekvando Mahmut Bozteke (Erkekler K44 63 kilo) - Altın

Para judo İbrahim Bölükbaşı (Erkekler +90 kilo J2) - Altın

Para okçuluk Sadık Savaş-Merve Nur Eroğlu (Klasik yay karışık takım) - Gümüş

Para atletizm Aysel Önder (Kadınlar 400 metre T20) - Gümüş

Para atletizm Muhammet Khalvandi (Erkekler cirit atma F57) - Gümüş

Para halter Abdullah Kayapınar (Erkekler 49 kilo) - Gümüş

Para halter Besra Duman (Kadınlar 55 kilo) - Gümüş

Para masa tenisi Kübra Korkut (Kadınlar S7) - Gümüş

Para tekvando Alican Özcan (Erkekler K44 58 kilo) - Gümüş

Para tekvando Fatih Çelik (Erkekler K44 70 kilo) - Gümüş

Para tekvando Gamze Gürdal (Kadınlar K44 57 kilo) - Gümüş

Para atıcılık Aysel Özgan (Kadınlar P2 10 metre havalı tabanca SH 1) - Gümüş

Para atletizm Fatma Damla Altın (Kadınlar uzun atlama T20) - Bronz

Para judo Ecem Taşın Çavdar (Kadınlar 48 kilo J1) - Bronz

Para judo Cahide Eke (Kadınlar 48 kilo J2) - Bronz

Para judo Nazan Akın Güneş (Kadınlar +70 kilo J1) - Bronz

Para halter Nazmiye Muratlı (Kadınlar 45 kilo) - Bronz

Para halter Sibel Çam (Kadınlar 73 kilo) - Bronz

Para yüzme Sevilay Öztürk (Kadınlar 50 metre kelebek S5) - Bronz

Para masa tenisi Ali Öztürk (Erkekler Sınıf 5) - Bronz

Para masa tenisi Abdullah Öztürk-Nesim Turan ( Erkekler Sınıf 4 çiftler) - Bronz

Para masa tenisi Ebru Acer (Kadınlar Sınıf 11) - Bronz

Para tekvando Meryem Betül Çavdar (Kadınlar K44 52 kilo)  - Bronz

Tekerlekli sandalye eskrim Hakan Akkaya (Erkekler epe A kategorisi) - Bronz

Sporcularımız tebrik eder, daha nice başarılar dilerim.

ALİYE YÜCEL 



22 Temmuz 2024 Pazartesi

AYRILMAZ BİR PARÇA



Biliyor musunuz?

Engellilerin bir çoğu, engelliliğini kimliklerinden ayrılması gereken bir şey olarak değil, kim olduklarının ayrılmaz bir parçası olarak görürler!

ALİYE YÜCEL 



4 Mart 2024 Pazartesi

CANNES ÖDÜLÜ ENGELLİ ROLÜNE

Kuru Otlar Üstüne filmini Merve Dizdar, Cannes'da En İyi Kadın Oyuncu olduğu için merak ediyor ve seyretmek istiyordum. Süresine bakınca (197 dakika) vazgeçecektim. Ama merakım ağır bastı. 

İyi ki de öyle olmuş... Bir de ne göreyim? Filmde bir engelli hikayesi var! Merve Dizdar yani Nuray, patlama sonucu bir bacağı ampute olan biri... Spoiler vermek istemiyorum. Ama bunu yazmadan da edemedim. Bu arada Merve Dizdar, 76. Cannes Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü bir engelli rolüyle almış biliyor muyduk? Bunu yazan oldu mu? Yok...

Film, usta yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın... Filmin senaryosunu Nuri Bilge Ceylan, Ebru Ceylan ve Akın Aksu ile birlikte yazmışlar. Oyuncular ise; Deniz Celiloğlu (Samet), Merve Dizdar (Nuray), Musab Ekici (Kenan), Ece Bağcı (Sevim), Erdem Şenocak (Tolga), Yüksel Aksu (Vahit), Münir Can Cindoruk (Feyyaz), Onur Berk Arslanoğlu (Bekir), Yıldırım Gücük (Mustafa), Nail Cengiz Bozkurt (Emin).

Filmde toplumsal ve sosyal bir çok konu ele alınmış. Bunlarla ilgili bir çok yazı kaleme alınmıştır. Ben her zamanki gibi engelli ve engelli farkındalığı yönünden ele aldım. Nuray (Merve Dizdar), engelli biri; engelli bir öğretmen, engelli bir kadın olarak karşımızda... 

Engellilikle ilgili öyle etkili cümleler var ki, film yeni seyretmeyen çoktur diye yazmamalıyım diye düşündüm. Ama hepsini buraya yazmak isterdim. Seyretmeyecek olanlar okusun diye. 

Bir engelli olarak duygularını ve düşünceleri çok iyi anladım. Aynı durumu yaşayanlar aynı duygu ve düşüncelere sahip oluyor. Bazılarının altına imzamı atarım. 

Engelli kadın ve engelsiz erkek ilişkisi de ilginç bir biçimde anlatılıyor. Ne açıdan baktıkları gözler önüne seriliyor. Engellilerin filmlerde olumlu, daha doğrusu normal sunumu beni sevindiriyor. Bir farkındalık ortaya konuluyor. Böylece engelliye bakış yavaş yavaş değişir diye umuyorum. 

ALİYE YÜCEL

26 Haziran 2023 Pazartesi

DOWN SENDROMLU BARBİE


Ünlü oyuncak üreticisi Mattel ayrımcılığa son vermek için Down sendromlu Barbie'yi tanıttı. Barbie, down sendromlu bebeğiyle artık tüm çocukları temsil edecek.

Mattel, oyuncak endüstrisinde kapsayıcılığı ve çeşitliliği teşvik etme çabaları sürdürüyor. Şimdi de Down sendromlu yeni bir Barbie bebeği tanıttı. Yeni oyuncak bebek, engelli çocukların olumlu bir temsili olarak engelli farkındalığını ve kabulünü geliştirmeyi amaçlıyor.

Bebek, badem şeklindeki gözleri, daha küçük bir başı ve daha düz yüzü ile Down sendromlu bir çocuğun özelliklerine sahip...

Down sendromlu yeni Barbie bebek, markanın farklı vücut tiplerini, cilt tonlarını, saç dokularını ve stillerini içeren "Fashionista" serisinin bir parçası olarak geliyor.


Mattel'in bu hamlesi, engelli çocukların oyuncak sektöründeki temsilini artırmaya yönelik önemli bir adım.

Engelli çocuklar medyada genellikle yeterince temsil edilmiyor, bu da onların özgüvenlerini ve aidiyet duygularını etkiliyor. Mattel, Down sendromlu Barbie bebeği tanıtarak kabullenmeyi teşvik etmeye ve farklılıkları normalleştirmeye yardımcı oluyor.

Yeni Barbie bebeğin ayrıca çocukları engelli çocukların günlük yaşamlarında karşılaştıkları zorluklar konusunda eğitmesi bekleniyor. 

Down sendromlu ve diğer engelli çocuklar için bir empati ve anlayış duygusu oluşturmaya yardımcı olabilecek ve oyun yoluyla çocuklar farklılıkları ve onları takdir etmeyi ve öğrenebilecek.

Down Sendromlu bebek olumlu bir değişimi temsil edecek ve engelli çocukların farkındalığını, anlayışını ve kabulünü geliştirmeye yardımcı olacak. Bu bebek bir umut sembolü ve herkesin temsil edilmeyi ve kutlanmayı hak ettiğini güçlü bir şekilde hatırlatacak.

ALİYE YÜCEL 

3 Aralık 2017 Pazar

BİRİ BİZİ ENGELLİYOR


Bugün, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü… Engellilerin sorunlarının alındığı, dile getirildiği ve engellilerin hatırlandığı gün… Belki daha önce yazdıklarıma benzer şeyler yazacağım. Ancak, engelli farkındalığını anlattığım blogumda bugün başka bir konu yazamazdım. Dünya Engelliler Günü'nün amacı; engelliler adına pozitif ayrımcılık yapılması, engellilerin topluma kazandırılması ve en önemlisi engelli farkındalığının meydana gelmesidir.

Birleşmiş Milletler, 1992 yılında aldığı bir kararla 3 Aralık gününü Uluslararası Engelliler Günü (International Day of Disabled Persons) olarak ilan etti. 1993 yılından itibaren de kutlanmaya başladı. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü ülkemizde de kutlanıyor. Türkiye’de de engelliler konusunda dikkat çekmek ve duyarlılığı sağlamak için çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Medyada bu konu ile ilgili çeşitli haberler yapılıyor. Engellilerin hayat şartlarını iyileştirme için yapılanlardan bahsediliyor.

Dünya Engelliler Günü için düzenlenen ve yapılan her şey önemli. Ancak, engellileri bir gün hatırlamak, bir tek gün onların sorunlarını görmek ve çözüm aramak yetmez. Son yıllarda engelliler adına iyi gelişmelerde olsa da engellilerin sıkıntıları devam ediyor. Üstelik pek çok alanda... Eğitim, mimari engeller, istihdam, engellilere yönelik yanlış bakış açısı ve ön yargı…


Bugün en çok sarf edilen cümleler: "Herkes bir engelli adayıdır...", "Bizler de birer potansiyel engelli adayıyız..." Bunlar anlam olarak doğru ve iyi niyetle söylenen cümlelerdir. Ancak beni en çok rahatsız eden de bu cümleler... Engelliye olan yaklaşım ve duyarlılık "Ya ben de bir gün ben de engelli olursam..." düşüncesinden yola çıkarak olmamalıdır. Bir gün engelli olmasak da bu duyarlılıkta olmalıyız. Nasıl hayvan haklarını savunmak için hayvan, kadın haklarını savunmak için kadın olmak gerekmiyorsa; engelli haklarını savunmak için de bir gün engelli olacağımızı düşünmek anlamsız...

Bir de sadece yetkililer değil bir şeyler beklemek ok yanlış... Herkes engellilerin sorunlarına karşı ilgili ve duyarlı olmalı... El birliği ile her alanda bir şeyler yapılmalıdır. Engellilerin de herkes gibi eşit haklara sahip olması gerekir. Engelli olmak diğer bireylerle beraber yaşamaya engel olmamalı... Yoksa bugün için söylenen sahte dilekler çok yersiz olur. "Dünya Engelliler Günü" demenin de bir anlamı olmaz.

"3 Aralık" bana göre engelli farkındalığı günüdür. Engellileri fark etme günüdür. Empati kurup, dünyaya onlar gibi bakma günüdür. Hep beraber engelleri kaldırma günüdür. Ama elinizden hiç bir şey gelmiyor ve yapamıyorsanız; engellilere küçümseyen gözlerle bakmayın. Onlara acımayın. Engelli park alanlarına park etmeyin. Engelli rampalarının önlerini kapatmayın... Biri bizi engelliyor! Bu siz olmayın!

ALİYE YÜCEL


7 Nisan 2013 Pazar

ÖZÜRLÜ MÜ? ENGELLİ Mİ?




“Özürlü mü?” yoksa “Engelli mi?”, bu iki kavram yıllardır tartışılıp durdu. Kimi engelliyi uygun gördü, kimi de özürlüyü… Devletimizce kabul edilen de özürlüydü. Özürlü Memur Seçme Sınavı (ÖMSS), Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü gibi… Ben hep engelliyi daha doğru buldum. Sonunda devletimizde engelliyi doğru buldu ve yanlış düzeltildi. Böylece bazı isimler de değişti. Özürlü Memur Seçme Sınavı (ÖMSS): Engelli Memur Seçme Sınavı (EMSS) oldu. Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü: Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü oldu.

Sakat, özürlü, engelli… Aslında tabir ne olursa olsun. Alay, küçümseme ve hakaret olarak söylenmesin yeter… Ama özürlü kelimesi de hiç uygun değildi. Türk Dil Kurumu’nda “Özür” kelimesinin anlamına bakarsak: 1- Bir kusurun hoş görülmesini gerektiren sebep, mazeret. 2- Bir kusurun, bir suçun elde olmadan yapıldığını ileri sürme, mazeret. 3- Sakatlık, bozukluk, eksiklik veya elverişsizlik. 4- Kusur, defo. Görüldüğü gibi hep olumsuz anlamlar taşıyor. Aşağılayıcı, suçlayıcı, küçümseyici…

Halk arasında özürlü kelimesinin hakaret anlamında kullanıldığı ve aşağılayıcı bir anlam taşıdığı bir gerçek… Bir kelimeyi hakaret anlamında kullanıp, sonra da bir kısım insana sıfat olarak kullanırsak, maalesef çok iyi niyetli gibi görünmüyor! Mutlaka herkes bu anlamda kullanmıyor ve pek çok kişi de kötü niyetli değil… Ancak, bir düşüncesizlik olduğu ve söz konusu kişiyi ikinci sınıfa düşürdüğü de ortada…



Özürlü diyerek bir kusur aranıyormuş gibi kullanılan kavram yerine engelli olarak tanımlanmak daha doğru… Engelli terimi ilk bakışta kişide kusur olduğunu da düşündürmüyor. Sadece bir nedenle engel taşıdığını anlatıyor. Çünkü herkes herhangi bir sebepten dolayı engelli olabilir. Bulunduğu durum ve çevre kişiyi engelli veya engelsiz yapabilir.

Ne ilginçtir ki İngilizce’de de engelliler için “Disabled” veya “Handicapped” terimleri olsa da onların yerine “Differently Abled” tanımlaması kullanılabiliyor. Yani aynı tartışma orada da sürüyor. Çünkü “Differently Abled”;“Disabled” veya “Handicapped” terimlerine göre daha olumlu bir anlam taşıyor. Onlar gibi aşağılayıcı, suçlayıcı, küçümseyici bir anlam yüklemiyor. Bu nedenle tercih edilebiliyor.

Bu konu da yazılacak çok şey var. Ancak, sonuç olarak; engeli olan kişinin görmeye, yürümeye, konuşmaya, duymaya ya da düşünmeye engel olan bir durumu vardır. Bu nedenle, engelli terimi özürlü teriminden daha uygundur. Ayrıca var olan engele çözümler getirmeyi çağrıştırdığı ve kolaylaştırdığı için daha doğrudur! Böylece; engel durumlarının ortadan kaldırılmasına yapılan çalışmalara da yön verebilir… Engellerin kalkması için bir şeyler yapılabilir… Engelliler için daha yaşanılabilir bir hayat sağlanabilir…


ALİYE YÜCEL