> Engeloji : 1.12.2016 - 1.01.2017

Translate

25 Aralık 2016 Pazar

BENİM HİKAYEM


25 Aralık doğum günüm... Benim hikayem bugün başladı. Bugün yazmayı düşündüğüm başka bir konu vardı. Ancak "25 Aralık" olunca kendi hikayemden bahsetmek istedim. Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde doğdum. Doğduğum yıllarda çocuk felci çok yaygın bir hastalıkmış... Ben de 9 aylık iken çocuk felci geçirdim. Bu nedenle bedensel (ortopedik) engelliyim. Çocukluğum ev, okul ve hastane üçgeninde geçti.  Ameliyatlar, doktor kontrolleri, fizik tedavi süreçleri...

Ailem benim için en büyük şans... Çok farklı karakterde olan annem ve babamdan ayrı ayrı konularda, ayrı ayrı güçler aldım. Annem, babam ve kardeşlerim bana hiç bir zaman engelli gibi davranmadılar. Eksikliklerimi gördüler ama hep artılarımı ön plana çıkardılar. Bu da beni daha güçlü yaptı. Böyle olunca çevreden gelen olumsuz etkilere aldırmamayı öğrendim. Ailem eğitim almam konusunda da maddi ve manevi desteği hiç esirgemedi.

Eğitim herkes için ilk şart... Ancak engelliyseniz bu çok daha önem kazanıyor. Sadece çalışan bir birey olmak için değil... Çevreye kendini kabul ettirmenin de bir yolu bu... Başarılı bir öğrenciydim. Tabii böyle olunca çevrede bir kabul görüyorsunuz, bu da bir özgüven sağlıyor... Özgüven çok önemli. Yoksa engelli olmak çok daha zor.


İlk, orta ve lise öğrenimimi ilçemde, Mustafakemalpaşa'da tamamladım. Üniversite öğrenimi için İstanbul'a geldim. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ilk tercihimdi. Oradan mezun oldum. Mezun olduğum yıllarda maalesef engellilere öğretmenlik hakkı verilmiyordu. Bu nedenle öğretmen olduğum halde, mezuniyet için gerekli olan stajımı yaptığım halde, mesleğimi  yapamadım.

Sevdiğim bir alan olduğu için medya sektöründe çalışmaya başladım. 1989 – 1990 yıllarında Kadın ve Aile Dergisi’nde editör olarak; 1991 – 1994 yılları arasında engellilere yönelik Yaşama Sevinci Dergisi’nde editör, yine engellilere yönelik hazırlanan ve TRT’de yayınlanan Her Şeye Rağmen programında yapım yardımcısı olarak çalıştım. Sonra TGRT'ye girdim.

TGRT'de uzun yıllar çalıştım. 1994 ile 2010 yılları arasında... Metin Yazarlığı, Yapım - Yönetim Yardımcılığı (Kadın ve Sağlık Programlarında), TGRT - Basın ve Halkla İlişkiler Basın Tanıtım Sorumlusu ve TGRT HABER Medya Sorumlusu olarak görev yaptım. 2010 yılından bu yana da Beyazay Derneği ve İŞ-KUR’un ortak projesi olan engelli istihdamına yönelik Engelli Kariyeri’nde Değerlendirme Uzmanı olarak çalıştım.

Bu arada engellilere yönelik çeşitli projelerde çalıştım. Danışmanlık yaptım. 2011 yılında yazmaya başladığım halen yazmaya devam ettiğim engelli ve engellilik hakkında yazdığım "Engeloji" isimli kişisel bir blogum var. Bu yazıyı okuduğunuza göre  biliyorsunuz! Ve aynı isimli bir kitabım var.

ALİYE YÜCEL

18 Aralık 2016 Pazar

ALTIN PETEK'TE ENGELLER KALKTI


Kanalları gezerken rastladığımda seyrettiğim bir yarışma programı var. TRT 1 ekranında yayınlanan Altın Petek Bilgi Yarışması... Bizdeki yarışmaların çoğunun patenti yabancıdır. Altın Petek ise tamamen yerli bir yapım. Yarışmayı ünlü ve sevilen oyuncu Engin Hepileri sunuyor. Yarışmanın geçtiğimiz haftalarda yayınlanan iki bölümünde 3 Aralık Dünya Engelliler günü dolayısıyla engelliler yarıştı. Bu özel bölümlerden birini kendi gününde, diğerini ise tekrarında izledim.

Yarışmanın bir bölümüne; Paralimpik Oyunları'nda 5. olan Milli Okçu Naci Yenier ve bir okulda memur olarak görev yapan Merve Karahan katıldı. Yenier ve Karahan, bedensel engelliydi ve yarışmaya tekerlekli sandalyeleriyle katıldılar. Milli Eğitim Bakanlığı'nda şef olarak çalışan Tevfik Keleş ve emekli İngilizce Öğretmeni Aykut Coşkun ise görme engelliydi. Görme ve bedensel engelli yarışmacıların yer aldığı bölümlerde zaman zaman yarışmacılarla sorunları, beklentileri ve istekleri hakkında sohbetler de yapıldı.

Milli Okçu Naci Yenier'e ilk soruda "2016 Rio Paralimpik Oyunları'nda 5. olan Milli Okçumuz kimdir?" diye soruldu. Cevabı "kendisi" olan bu soru çok anlamlı bir jest oldu. Verilen cevap stüdyoda ve ekran karşısında izleyenlere bir şey daha öğretti. Yenier, "Bizler engelli değiliz, ben işime tekerlekli sandalye ile gidiyorum, siz arabayla. Arabanızı kullanacak yol  olmasa siz engelli mi olacaksınız?" diye ilginç bir soru sordu. Sonra da "Bizi engelli hale, kaldırımdaki rampanın önüne park edenler ve bize engel olan mimari getiriyor" dedi. Naci Yenier, 15 bin liralık ödülle ayrıldı.


Tekerlekli sandalyedeki genç yarışmacı Merve Karahan ise; hem memur olarak çalıştığını hem de Açık Öğretim'de de "Sağlık Yönetimi" okuduğunu söyledi. "Çevremde çok güzel insanlar var, sokakta da çok güzel insanlarla karşılaşabiliyoruz" dedi. Ayrıca; "Normal insanların bile zorlandığı koşullarda bir daha çok zorlanıyoruz, insanlara laf anlatmak zor, insanlar araçlarını kaldırıma park ediyor ve bunun hata olduğunu bile bile yapmaya devam ediyor..." diyerek her engellinin en çok istediği bir şeyi dile getirdi ve empati yapılmasını istedi. Merve Karahan, 5 bin lira ödül aldı.

Yarışmacılardan görme engelli Aykut Coşkun da performansıyla dikkat çekti. Altıncı soruya kadar hiç joker kullanmadı. Yarışmadan 15 bin lira ödül kazandı. Görme engelli Tevfik Keleş ise en başarılı yarışmacı oldu. Keleş, Altın Petek'e kadar çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı'nda şef olarak çalışan Keleş, jokerlerini kullandığı için son sorularda jokersiz devam etti. 11. soruda Altın Petek'e ulaştı. Altın Petek sorusu da oldukça ilginçti. "Uzaya Sovyet vatandaşı olarak çıkıp, Sovyetler Birliği'nin dağılması ile Rus vatandaşı olarak dönen Kozmonot kimdir?"sorusuna "Sergei Krikalev" olarak cevapladı. Böylece büyük ödül 100 bin lirayı kazandı.

Engellilere ayrılan yarışmanın dekoru da engelsiz hale getirilmişti. Altın Petek, #EngelOlmayalım hashtagi engellilere dikkat çekti ve bir farkındalık ortaya koydu. Sosyal medyadaki tepkilerden ilgi ile izlendiğini ve beğenildiğini gördüm. 3 Aralık Dünya Engelliler günü dolayısıyla iki bölümünü engellilere ayıran yapımcılara teşekkür etmek gerekiyor. Engellileri fazla tanımayan seyirciler için güzel örnekler gösterilmiş oldu.

ALİYE YÜCEL 

11 Aralık 2016 Pazar

SMA HASTASI BEBEKLER İÇİN


Geçtiğimiz gün binlerce kişi Müge Anlı'nın atv'deki programında yeni bir hastalığı öğrendi. SMA (Spinal Müsküler Atrofi), Türkiye'de kullanılan adıyla Gevşek Bebek Sendromu. Programa, ünlü diyetisyen ve Akupunktur Derneği Başkanı Dr. Murat Topoğlu katıldı. Topoğlu, 2,5 yaşındaki minik oğlunun hastalığı olan SMA'ya dikkat çekti. Bu hastalığın tedavisi için yeni bulunan bir ilacın Türkiye'ye gelmesi için yetkililerden yardım talep etti.

SMA, hareket sinir hücrelerinden kaynaklanan genetik bir hastalık. Omurilikteki ön boynuz adı verilen bölgenin hareket sinir hücrelerini etkiliyor. Doğuştan gelen ve kasların çalışmasını engelleyen SMA, 4 farklı evrede görülüyor. En ağırı SMA Tip 1 adı verilen evre. Daha bebekken fark edilmeye başlıyor. Bebekler kol ve bacaklarını hareket ettiremiyor, yutkunma ve solunum zorluğu yaşıyor, desteksiz oturamıyor. Destek ünitesiyle yaşıyorlar. Bebekler maalesef çok yaşayamıyor. Çoğu 2 yaşını bile göremiyor. Hastalık nedeniyle dünyada ve Türkiye'de pek çok çocuk hayatını kaybediyor.

Sağlıklı beslenme ve obezite çalışmalarıyla tanınan Dr. Murat Topoğlu, bu kez Müge Anlı'nın programında oğlu Kemal'in hastalığını anlattı. Ünlü doktor gözyaşları içinde yaşadıklarından ve yaptığı mücadeleden bahsetti. Felçli olarak kalmasına razı olduğunu, sadece nefesinin kesilmemesini dilediğini söyledi! Bir baba olarak kendi çocuğu ve bu hastalığı taşıyan diğer çocukların ölmeden önce tedaviye başlanmasını istedi. Ayrıca; bu hastalığın olmasını önlemek için eşlerin mutlaka SMA testinin yapmasının öneminden bahsetti.


Amerika'da bir ilaç firması tarafından bulunan bir ilaç ile SMA hastalığının tedavisinde önemli bir adım atılmış. Yurtdışında deneme safhasında ilacı kullanan çocuklarda çok olumlu gelişmeler görülmüş. Böylece ilaç bu hastalığı taşıyan çocukların ailesi için büyük bir umut kaynağı olmuş. Ancak ilaç henüz onay aşamasında... Öncelikli Değerlendirme kapsamı içinde Türkiye yok. 

İşte Topoğlu'nın isteği Türkiye'nin de Öncelikli Değerlendirme kapsamı içine girmesiydi. Bunun için yetkilere seslendi ve gerekli çalışmaların bir an önce yapılmasını istedi. SMA'nın tedavisi için bulunan ilaç kişisel olarak elde edilemiyor. Vatandaşı olunan ülkenin Sağlık Bakanlığı tarafından başvuru yapılması gerekiyor. Murat Topoğlu, bu nedenle medyanın gücünü kullanarak sesini duyurdu. 

Bu seslenişin ardından kısa zamanda Sağlık Bakanlığı'ndan cevap geldi. İlacın Türkiye'ye gelmesi için gerekli girişimlerde bulunulduğunu ve gerekenin yapılacağı açıklandı. Bu açıklama Dr. Murat Topoğlu ve bu hastalığı taşıyan çocukların aileleri için sevindirici oldu. İlacın bir an önce ülkemize gelmesi ve bu sayede çocuklar tedavi edilmesi dileğiyle...

ALİYE YÜCEL                       

4 Aralık 2016 Pazar

7. ULUSLARARASI BARİKAT FİLM FESTİVALİ


3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle çeşitli kurum ve kuruluşlarda pek çok organizasyon düzenleniyor. Bu yıl da öyle oldu. Farklı etkinlikler yapıldı. Ama benim ilgimi en çok (Belki de jüri üyesi olarak adım geçtiği için...) Uluslararası Barikat Film Festivali çekti. Festival, 1-4 Aralık tarihleri arasında düzenlendi. Bu yıl 7.'si düzenlenen festival, engellilik alanında ilk uluslararası festival olma özelliğini de taşıyor.

"Barikatsız Bir Dünya İçin Hazırlanıyoruz" sloganıyla yola çıkan festivalde; engelli temalı kısa filmler yarıştı. Engellilerin beklentilerini, duygularını, hayata bakışlarını, yaşama katılımlarını, hayatın içinde aktif rol alarak üretici bir düzeye erişebilmelerini, çağın en etkili ve en yaygın aracı olan sinema yoluyla ortaya koyabilecekleri düşüncesiyle gerçekleştirildi.

Festival komitesi amaçlarını şöyle sıralıyor;
Engelli olmayanların zihinlerindeki, engellilere yönelik barikatlara dikkat çekmek için,
Engellilerin kendi algılarında ve kendilerine ilişkin olarak oluşan, dış dünyaya yönelik barikatlara dikkat çekmek için,
Engellilere karşı, onların isteği ve iradesi dışında oluşan, düşünsel, psikolojik ve fiili sayısız barikatlara dikkat çekmek için,
Sorunun, romantik söylemlerle yumuşatılamayacak kadar ciddi olduğuna dikkat çekmek amacıyla, "sert sessizlerin" sesi olmak için,
Engelliler Günü (3 Aralık) özür dileme ya da günah çıkarmaktan arındırmak ve onların da yaşamın her alanında olduklarını göstermek için,
Ve bu amaca hizmet edecek en önemli araçlardan biri kuşkusuz sinema olduğu için.


Festivale çeşitli ülkelerden uzun ve kısa metrajlı filmler yer aldı. Filmlerde "engellilik" temasını işleniyor olması katılım için ön şarttı. Başvuruda bulunan ve seçilen belgesel, kurmaca, animasyon türlerindeki filmlerin festival boyunca gösterimi yapıldı. Bu gösterimde yer alan filmler her engel grubuna ulaştı. Görme engelliler için sesli betimleme uygulaması, işitme engelliler için de Türkçe alt yazılı olarak gösterildi.
 
Festivalde; katılan filmlerin gösteriminin yanı sıra engelli konulu yerli ve yabancı film gösterimi yapıldı. Ayrıca; paneller, yürüyüşler, bisiklet etkinliği de yapıldı. Festivale katılan filmlerde; engelliliğin her alanına vurgu yaptıkları için kamuoyunda bu konuya dair bir farkındalık ortaya konuldu. Engellilerin üretme, sunma ve değerlendirme (yapım, yönetim, oyunculuk, jüri) gibi çok çeşitli alanlarda başarı ile yer aldığı kamuoyuna gösterilmiş oldu.

ALİYE YÜCEL