Çocuklar
dünya gelirler; bazısı doğuştan, bazısı da sonradan engelli hale gelir. Engelli
çocuk büyütmek, normal bir çocuk büyütmekten çok daha fazla fedakarlık ister. Aile
için kolay bir durum değildir. Bu durumun sosyal, psikolojik, maddi ve manevi her
türlü zorluğuna katlanmak gerekir. Özellikle de her şeyin bir imtihan vesilesi
olduğunu idrak edemeyenler için çok daha zor, çok daha katlanılmaz gelir.
Ebeveyn
olmak hiç kolay değil... Bir çocuğu büyütmek büyük bir çaba ve fedakarlık ister.
Engelli çocuğa bakmak ve onu büyütmek çok daha fazla özen gerektirir. Her engel
grubunun da farklı zorlukları vardır. Çocuk görmüyorsa gözü, duymuyorsa kulağı
olmak, tutmayan eli ayağı olmak, uzun yıllar kucağında veya sırtında taşırmak gerekir.
Eğer çocuk zihinsel engelli ise daha büyük zorlukları vardır. Üzüntüsü de ayrı bir
konudur. Bu nokta da anne ve babalara çok büyük görev düşer. Ancak maalesef ki,
bazı babalar engelli olan çocuğuna gereken ilgiyi göstermez. Bu noktada sınıfta
kalır. Bu durumda da bütün sorumluluk anneye kalır.
Toplumumuzda
babanın çocuğuna karşı görevleri çok sınırlıdır. Çocuk bakımına yardım eden
baba sayısı maalesef azdır. Çoğu baba işten geldiğinde çocuğunu şöyle bir
sever, biraz ilgilenir. Bu onlar için yeterli gelir. Fakat çocuğu engelli ise
bundan bile kaçınır. Uzaktan bakmakla yetinir. Babaya daha büyük görev düşerken
bundan kaçmaları, anneye ne büyük bir yük bindirir. Oysa ki tam tersi
olmalıdır. Böyle bir evladı olan ebeveyn tam bir paylaşım içinde olmalı, bir iş
bölümü yapılmalıdır. Belki en az bir anne kadar fedakarlık yapan babalar da yok
değildir. Onların hakkını da yemeyelim. Ancak sayıları azdır.
Babalar
bazen de engelli bir çocuğu kabullenemez. Kendi çocuğunun engelli olamayacağını
düşünür. Çocuk için hep anneyi suçlar. Hatta
hakaret eder. Böyle durumlarda ise annenin üzüntüsü çok daha da artar. Engelli
çocuk babaları çoğu zaman karısına hiç yardımcı olmaz. Evden kaçar gider, içkiye
düşer, kaba davranır, şiddet gösterir ve boşanmaya kadar gidebilir. Bazen de sadece
maddi katkı sağlar. Eşine, çocuğuna ilgi ve alaka göstermez. Bu noktada
mücadele yine anneye kalır. Onlar bir destek beklerken, bu tutum ne kadar inciticidir.
Oysa
ki çocukların gelişiminde babaların ne büyük rolü vardır. Engelli olan çocuğun
bu ilgiden mahrum kalması, onda daha da olumsuz bir etki bırakır. Engelli
çocuklar, bu dünyaya böyle gelmek istemediler. Bu onların da ve annelerinin de suçu
değildir. Çocuğun ve annenin çok daha fazla desteğe ihtiyacı vardır. Babaların bunu hiç unutmaması gerekir. Her konuda onlara
yardımcı olmaya çalışmalı; hiç bir şey yapamıyorlarsa eşlerine anlayışlı ve
sevecen davranmalıdır. Duyarsız olmamalı; kaba, ilgisiz, sorumsuz davranarak
onların yükünü daha da arttırmamalıdır. Anneler bir de çocuğunun babasıyla
uğraşmak zorunda kalmamalı; anne, baba ve çocuk engelleri hep birlikte
aşmalıdır. Engelli bir çocuğu engellinden çok, engelli nedeniyle istenmemek üzer.
Hele de bu aile fertlerinden biriyse... Engelli çocuk babaları, bu durumu onlara
yaşatmamalıdır. Engelli çocuk da, engelsiz çocukla aynı ilgi ve sevgiyi hak
eder. Onlara da "canım oğlum", "canım kızım", "canım
yavrum" demenize bir engel yok ki...
ALİYE
YÜCEL