> Engeloji : Sessizliğe Konuşanlar Sessizliğe Susanlar

Translate

Sessizliğe Konuşanlar Sessizliğe Susanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sessizliğe Konuşanlar Sessizliğe Susanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Aralık 2018 Pazar

İNCİ'NİN KİTABI



Ekranların sevilen yüzü ve benim canım arkadaşım İnci Ertuğrul'un ilk kitabı çıktı. İlk diyorum çünkü devamı gelecek buna inanıyorum. İnci, kitabının çıktığını bana söylediğinde kendi kitabım çıkmış gibi sevindim. Yazdıklarını da çok merak ettim. "Sessizliğe Konuşanlar, Sessizliğe Susanlar" isimli kitabı imzalı olarak elime geçti. Büyük bir merak ve heyecanla okudum. Her ne kadar onu tanısam da yazdıklarından İnci Ertuğrul'u daha iyi tanıyacaktım. Öyle de oldu. Bilmediğim bazı yönlerini de öğrenmiş oldum.

TGRT'nin bana kazandırdığı en güzel dostlardan biridir İnci. Onu görenler ne kadar güzel olduğunu biliyor. Ancak onu tanıyanlar yüreğinin de ne kadar güzel olduğunu çok iyi bilirler. Ekranda yaptığı programlarında ilginç hikayelere şahit olan İnci Ertuğrul'un bunlardan etkilenmemesi ve bunları kağıda dökmemesi mümkün değildi. Bunu tahmin etmek hiç de zor değil. Bir gün yazacağını biliyordum.

Her okuduğum kitabı bloguma yazamıyorum. Yazdıklarım malum; engelli, engellilik ve engelli farkındalığı konusunda... İnci'nin kitabında çok etkileyici engelli hikayeleri var. Onların her cümlesini, her kelimesini farklı bir merakla okudum. Onlardan ortak bir duygu yakalamak için... Görme, işitme, bedensel ve zihinsel engelli kişilerin yaşadıkları vardı. Altı çizilecek cümlelerle dolu bu hikayeler çok tanıdık geldi. TGRT'den sonra engellilerle ilgili bir projede İnci'yle beraber çalışmak kısmet olmuştu. Engelli duyarlılığını iyi bildiğim için o hikayelerdeki farkındalık beni bir başka etkiledi.


İnci, duygu ve düşüncelerini anlatmaktan öte gözlemlerini de çok etkili bir biçimde aktarmış, bu da empati yeteneğini bize gösteriyor. Sessizliğe Konuşanlar, Sessizliğe Susanlar'da öyle hikayeler var ki gerçek olduğunu bilmek insanın içini acıtıyor ve çok üzüyor. Bir kısmını ekranda gördüğüm konuların hikayesini okumak ilginç geldi. Bazı konular hakkında bilgim vardı. Bazıları hakkında da bilmediğim yönleri gördüm. Ne çok tanıdık duygu ve düşünce vardı. Bazen gözyaşlarımı zor tuttum. Bazen de tutamadım.

İnci Ertuğrul kitabının arka kapağında: "Birlikte ağlamaktan fazlasını yapalım diye anlatıyorum size isimsiz kadınların hikayelerini. Onları tanıyalım, anlayalım diye. "Biz" diye başladığımız cümlelerin devamında, hakkında ahkam kestiğimiz isimsiz kadınların yaşamlarındaki farklılıkları görebilelim diye. Kendi kararlarını alıp uygulayabilen, ayaklarının üstünde durabilen, birey olan kadınların sayısı artsın diye..." diyerek bizlere sesleniyor.

İnci'nin kadınları anlatması tesadüf değil. Hayatının her döneminde kadınları dinlemiş, kitap bu doğal süreç içinde ortaya çıkmış gibi... Sanki her kadının hayatından öğreneceği çok şey var da hepsiyle konuşmak istemiş gibi... Bunu okurken anlıyorsunuz. Anlattıklarının ayrıntılarını merak ediyorsunuz. Sanki bitmesin ve daha uzun olsun istiyorsunuz. Bu da hikayelere bir gizem katıyor. Ve her hikaye bir roman olabilir diye düşündürüyor. Yazdığı hikayeler arasında kendi hikayeleri de var. Ne kadar da içtenlikle anlatmış kendini ve yaşadıklarını... Okuduğun bir kitabın yazarını tanımak, sevdiğin birinin kitabını okumak çok güzel.

ALİYE YÜCEL