> Engeloji

Translate

18 Eylül 2016 Pazar

2016 PARALİMPİK OYUNLARI BİTTİ


7 Eylül'de başlayan 2016 Paralimpik Oyunları (Engelli Olimpiyatları) bugün sona erdi. Brezilya Rio'da yapılan olimpiyatlar çok ilginç görüntülere sahne oldu.

Paralimpik Oyunları'nda ilk madalyamız judoda Ecem Taşın'dan geldi. Kadınlar Judo 48 kiloda yarışan görme engelli Ecem Taşın, Tayvanlı sporcu ile karşılaştı ve bronz madalya kazandı. 

İlk altın madalya ise Nazmiye Muslu Muratlı'dan geldi. Muratlı, halterde kadınlar 41 kiloda 104 kiloyla dünya rekoru kırarak altın madalya kazandı. Nazmiye Muslu Muratlı 2012 Londra Paralimpik Oyunları'nda da altın madalya kazanmıştı.

2016 Paralimpik Oyunları'nda ikinci altın madalyamız masa tenisinden geldi. Sporcumuz Abdullah Öztürk, 4. Class'da mücadele etti. Çinli rakibini 3-1 yenerek altın madalyanın sahibi oldu.

Kadınlar atıcılık branşında Ayşegül Pehlivanlar, 10 metre havalı tabanca kategorisinde 3. oldu ve bronz madalya elde etti.


Judoda kadınlar 70 kiloda görme engelli Mesme Taşbağ, Belaruslu rakibiyle karşılaştığı maçı kazandı ve bronz madalyanın sahibi oldu.   

İlk gümüş madalyamız masa tenisinden geldi. 7. Class sporcumuz Kübra Korkut, final maçında Hollandalı rakibine yenildi. Gümüş madalya elde etti.

Bir bronz madalyada 4-5 Class'da Masa Tenisi Milli Takımımız'dan geldi. Abdullah Öztürk, Ali Öztürk ve Nesim Turan'dan oluşan grubumuz Çin Milli Takımı'nı mağlup ederek bronz madalya kazandı.

Görme engelliler (T11) 1500 metrede koşan Semih Deniz 3. oldu ve bize bir bronz madalya getirdi. 

Goalball Kadın Milli Takımı, finalde Çin ile oynadığı karşılaşmayı 4-1 kazanarak altın madalyanın sahibi oldu. 

Türkiye; 3 altın, 1 gümüş ve 5 bronz madalya aldı.


ALİYE YÜCEL

11 Eylül 2016 Pazar

2016 PARALİMPİK OYUNLARI BAŞLADI


2016 Paralimpik Oyunları (Engelli Olimpiyatları) görkemli bir açılış töreniyle başladı. Rio 2016 Paralimpik Oyunları 7 Eylül-18 Eylül tarihleri arasında yapılacak. Brezilya Rio'da yapılan olimpiyatlara 160 ülkeden 4148 sporcu 23 branşta katılıyor. Ülkemizi de üç farklı 79 sporcumuz temsil ediyor. Bedensel Engelliler Spor Federasyonu'ndan 49, Görme Engelliler Spor  Federasyonu'ndan 29, Özel Sporcular Federasyonu'ndan bir sporcu ile Paralimpik Olimpiyatları'na katılıyoruz.

79 sporcumuzun federasyonlara göre branşları şöyle; Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu'ndan; atıcılık, masa tenisi, okçuluk, atletizm, halter, yüzme, tekerlekli sandalye tenisi, tekerlekli sandalye basketbol. Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu'ndan; B1 futbol, kadınlar golbol, erkekler golbol, judo, atletizm ve Özel Sporcular Federasyonu'ndan ise atletizm.

Paralimpik Oyunları, çeşitli engel gruplarından sporcuların katıldığı ve farklı sporların yapıldığı bir etkinliktir. “Paralympic” kelimesi İngilizce engelli anlamına gelen “Paralyzed” ve “Olympic” kelimelerinin birleşmesinden meydana gelir. Yaz ve Kış Oyunları olmak üzere olimpiyatların bitmesinden iki hafta sonra yine aynı ülkede yapılır. Engelli olimpiyatlarının fikir babası Sir Ludwig Guttman’dır. Nörolog Doktor Guttman, genç felçli gazilere bakarken, onların rehabilitasyonunda sporun önemini keşfetmiş ve tekerlekli sandalyedeki engellilere aktiviteler düzenlemiştir.


Sir Ludwig Guttman’ın düzenlediği 1. Stoke Mandeville Tekerlekli Sandalye Oyunları, 1948 Londra Olimpiyat Oyunlar ile aynı tarihte yapılmıştır. 2. Dünya Savaşı gazilerinin katılımıyla düzenlenen organizasyon, dört yıl sonra Hollandalı sporcuların katılımıyla uluslararası olmuştur. Engelli sporcular için olimpik stildeki ilk organizasyon ise 1960 yılında Roma Olimpiyatları’nın ardından yapılmıştır. Paralimpik Oyunları, 2008 yılında olimpiyatlardan sonra uluslararası ikinci büyük spor yarışması haline gelmiştir.

Ülkemiz ilk kez 1992 yılında Barcelona'da yapılan Paralimpik Oyunları'na bir yüzücüyle katıldı. 2000 yılında Sidney Paralimpik Oyunları'na da bir sporcu ile katıldı. 2004 Atina'ya 8, 2008 Pekin'e 16 sporcu ile katıldık. Bir önceki Londra 2012 Paralimpik Yaz Oyunları’na ise ülkemizden 69 sporcu ile katılmıştık. Londra'da 1 altın, 5 gümüş ve 4 bronz olmak üzere toplamda 10 madalya kazanmıştık. Bu yılda güzel başladık. Halterde 40 kiloda Nazmiye Muslu Muratlı 109 kiloyla dünya rekoru kırarak altın madalya kazandı.

Rio 2016 Paralimpik Oyunları TRT'den yayınlanıyor. Zaman zaman seyrediyorum. Maalesef devamlı seyretmenin imkanı yok. Öyle etkileyici, öyle güzel görüntüler var ki... Keşke tüm sporseverler seyredebilse... Azmi, başarıları ve yaşama sevincini görebilse... Önümüzdeki hafta bitecek ve kaç madalya aldığımız da belli olacak. Gönlümüz ve dualarımız sporcularımızla... Ay-yıldızlı bayrağımızın daha çok dalgalanması dileğiyle...

ALİYE YÜCEL

4 Eylül 2016 Pazar

REYHAN ÖĞRETMEN


Hakkında yapılan haberleri duydunuz mu bilemiyorum. İngilizce öğretmenliği yapan görme engelli Reyhan Arısoy Levent, velilerin şikayeti ile görevden alınmıştı. Bu haberi okuduğum günden beri sonucunun ne olacağını merak ediyordum. Çok şükür ki bu yanlıştan dönüldü. İzmir'in Karabağlar İlçesinde Duğrallar İlkokulu'nda görev yaparken görevden alınan ve bir süredir derslere giremeyen Reyhan Öğretmen, kaymakamlık talimatıyla görevine kaldığı yerden devam edebilecek...
 
Reyhan Arısoy Levent'in görevden alınma olayı şöyle gelişmişti: Sınıfa giren bazı veliler, Reyhan Öğretmen'in görüntülerini gizlice çekip, bunu sosyal medyada yayınlamıştı. Yayınlanan görüntülerde masada oturan öğretmen, ayağa kalkan öğrenciyi fark etmediği yer alıyordu. Bunun üzerine veliler, görmediği için sınıfta verimli ders işlenemediğini, ders sırasında öğrencilerin dışarı çıktığını ve öğretmenin buna müdahale edemediğini, güvenlik zafiyeti oluşturduğunu söyleyip; ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne dilekçe verdiler ve Reyhan Öğretmen'in görevden alınması istemişlerdi.

Karabağlar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Reyhan Arısoy Levent'in öğretmenlik yapıp yapamayacağı konusunda bir rapor almasına karar vermişti. Ancak rapor daha beklenmeden, 17 yıldır öğretmenlik yapan öğretmenin, görevden alınıp idari hizmetlere alındığına dair bilgi verildi. Reyhan Öğretmen de, bunun üzerine görüntü çeken velinin tespitini isteyip, hukuka başvurdu. Türkiye Beyazay Derneği de ona bu süreçte destek verdi.


Görevden alınma haberi, öğrencilerini çok seven Reyhan öğretmen ve eşi tarafından üzüntüyle karşılandı. Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümü mezunu olan Reyhan Arısoy Levent küçük yaşta geçirdiği ateşli hastalık sonucu görme yeteneği kaybetmiş... Eğitimini tamamladıktan sonra var olan açık nedeniyle İngilizce öğretmeni olarak atanmış... İstanbul ve Karaman'dan sonra 2010 yılından bu yana İzmir'in Karabağlar İlçesinde Duğrallar İlkokulu'nda görev yapmaya başlamış...

Reyhan Arısoy Levent, bu konuda verdiği röportajında bir velinin bu görüntüyü çektiğini belirtip; "Bugüne kadar ne öğretmenlerden, ne okul müdüründen, ne velilerden bir şikayet geldi. Bu olay ortaya çıkınca şoke oldum. Ben dersteyken hiçbir öğrenci dışarı çıkmıyor... Sadece teneffüse 1-2 dakika kaldığında, küçük olduklarından tuvalet ve kantin sırasında ezilmesinler diye onları erken çıkarıyorum. Çocuklar beni çok seviyorlar. Görmemem, kötü bir eğitimci olduğum anlamına gelmez. Çok iyi bir eğitimciyim. Bugüne kadar yetiştirdiğim öğrencilerden de bu belli..." demişti.

Bu konuda yazılacak ne çok şey var. Bir düşünelim. Görmemesi onun kandırılmasını mı gerektirir? Öğrencilerin de dürüst olması gerekmez mi? Ondan bir şeyler öğrenmek yerine onu kandırmaları mı gerekir?  Mesele eğer kopya çekmek ise, öğretmeleri görme engelli olmasa bile kopya çekmezler mi? Reyhan Öğretmen, yabancı dil öğretmeni bu yüzden ağırlıklı olarak konuşmaya dayalı  (ki bence engelliler de her alanda öğretmenlik yapabilir) eğitim vermiyor mu? Üstelik, Reyhan Öğretmen orada gardiyan olarak bulunmuyor ki, "Aman kaçmasınlar..." diyelim. Orada bir şeyler öğretmek için var. Öğrenmek isteyenler de karşısında... Reyhan Öğretmen, öğrencilerine güveniyor. Üstelik o öğrencilerine yabancı dilden daha fazlasını öğretiyor. Güven ve dürüstlüğü... O görmese de gören var!


ALİYE YÜCEL 

28 Ağustos 2016 Pazar

ENGELLİ ATAMALARI


Engellilerin kamu kurum ve kuruluşlarına yerleştirilmelerine ilişkin atama ve kura töreni Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde yapıldı. Yapılan törene Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. İlkokul, ortaokul eğitim seviyesinden 1220, ortaöğretim eğitim seviyesinden 2514, ön lisans eğitim seviyesinden 1340, lisans eğitim seviyesinden 1039 kişi olmak üzere toplam 6113 engelli memurun ataması oldu.

Cumhurbaşkanımız, engelli memur kuralarını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ile birlikte yaptı. Recep Tayyip Erdoğan, törende yaptığı konuşmada engellilere hitaben "Sizler birer kader mahkumu değilsiniz, sizler her şeyinizle, aklınızla, zekanızla, alın terinizle ürettiklerinizle bu ülkenin kalkınmasına katkıda bulunacak insanlarsınız..." diyerek "Engelli vatandaşlarımızın tankların önüne dikildiğini, darbecilerin karşısında aslanlar gibi durduğunu çok iyi biliyoruz. Her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum..." diye belirtti.

14 yıl öncesinden örnek veren ve Türkiye'de böyle bir anlayışın olmadığını kaydeden Erdoğan, "Engelli kardeşlerimizin devlette görev alması gibi bir mekanizma var mıydı? Adeta sıfır noktasındaydı. Biz geldik ve bunu tırmandırmaya başladık. Özel sektör burada biraz ağır hareket ediyor. Bakanlarımızdan rica ediyorum, özel sektörü biraz daha sıkıştıracağız. Onlarda devletten geri kalmamalı. Devlet yüzde 3'lere varıyorsa onlar da en az o kadar, biz parasını verelim, kusura bakmasınlar. Biz sizlerden belli bir iane, sadaka değil, katkıda bulunmak suretiyle, onuruna, şahsiyetine saygı göstermek kaydıyla istihdam istiyoruz..." dedi. 


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu da yaptığı konuşmada; "Kamu kurumlarında ihmal edilmiş, özel sektörde ihmal edilmiş engelli vatandaşlarımıza da el uzatmakta ve onları yeni ve modern bir anlayışla kucaklamaktayız" dedi. Ayrıca; kamuda istihdam edilen memurların en az yüzde üçünün engelli personel olması hususunda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda hükme bağlandığını belirtti. 2002 yılında engelli memur sayısı 5777 iken yapılan atama ile bu sayı 49264 rakamına ulaşacağını açıkladı.

24 Ağustos 2016 tarihi itibariyle yerleştirilen engelli adayı personelin atamaları yerleştirildikleri veya göreve başlatılmadan tercihte bulundukları il Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından gerçekleştirilecek. Engelliler, konu hakkında gerekli bilgileri 81 ildeki müdürlüklerin atama birimlerinden alınabilecekler. Bize de yeni atanan engelli kamu personeline görevlerinde ve kariyer basamaklarında başarılar dilemek düşer. Umarız özel sektördeki engelli eleman alımlarının sayısı da artar...

ALİYE YÜCEL
            

21 Ağustos 2016 Pazar

AŞMAK İÇİN HAREKET


Yurdumuzda 72 ve yurtdışında 7 şubesi ile pek çok engelliye hizmet götüren Türkiye Beyazay Derneği, Cumhurbaşkanlığı himayesinde "Aşmak İçin Hareket" kampanyasını başlattı. Ulusal bazda hizmet veren kampanya, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın destekleriyle yürüyor. Türkiye Beyazay Derneği'nin geliştirdiği "Aşmak İçin Hareket" felsefesi, engelleri beraber hareket ederek aşmayı benimsiyor ve birlikte yaşama kültürünü geliştirmeyi amaçlıyor.

Aşmak İçin Hareket projesi, engelli bireyler ile engelsiz bireyleri tanıştırmak, yüz bin engelli ve yüz bin engelsiz bireyi spor yaptırarak birlikte olmalarını sağlamayı hedefliyor. Engelleri her anlamda yıkacak bu kampanya ile engelli engelsiz kişilerin sosyal uyumları güçleniyor, yaşam standartları gelişiyor, engelli bireylerin toplumdan uzaklaşmalarına izin verilmeden toplumun merkezinde ve hayatla içi içe olmaları sağlanıyor.

Engelli ve engelsiz bireyler düzenlenecek çeşitli etkinliklerle bir araya geliyor ve birlikte düzenli spor yapmaları sağlanıyor. Engelli bireylere hareketlilik, oyun ve spor aktiviteleriyle oluşturulmuş "Spor Eğitim Programı" uygulanıyor. Uygulama sırasında engelli çocuk ve gençlerin yetenekleri doğrultusunda spor branşlarına teşvik ediliyor. Temel teknik ve becerileri doğrultusunda ilgili spor alanlarına yönlendiriliyor.


Kampanya kapsamında, spor eğitimi programı yürütecek spor eğitmenleri özel bir eğitimden geçirilerek Aşmak İçin Hareket kampanyasında görev alıyorlar. Engelsiz bireylere de engellilerle spor yapmak konusunda ön bilgi veriliyor. Çalışan sayısı fazla  olan çeşitli kurum ve şirketlerle görüşülerek çalışanların kampanya dahil  edilmesi sağlanıyor. Böylece her kesimden engelli ve engelsiz kişiler bir araya geliyor. Engelleri hep birlikte spor yaparak aşıyorlar.

Spor insanları birleştiren en önemli unsurlardan biri... Bireyler birlikte spor yaparak bir farkındalık geliştiriyorlar. Bu kampanya ile hareketlilik, sporla yaşanan heyecan, beraberlik, oyunların kattığı özgüven, engelli bireylerimizin bugüne kadar kullanılmayan yeteneklerinin ortaya çıkarılması, içlerindeki başarı inancının,  spor sevgisinin ve hayat motivasyonlarının arttırılması sağlanıyor.

Rastladınız mı bilmem? Türkiye Beyazay Derneği'nin Aşmak İçin Hareket kampanyasının kamu spotu başta TRT olmak üzere bir çok kanalda yayınlanıyor. Spotta "...İnsanlar kendilerini hapsettikleri hapishanelerinden kurtulmuş olurlar..." diyerek engellileri spora ve harekete teşvik ediyor. Spor yapanların bedenleri farklı olsa da yürekleri, kalpleri ve amaçları bir oluyor. Yazımı, Aşmak İçin Hareket'in internet sitesinin ilk sayfasındaki cümleyle bitiriyorum: "Birlikte Daha Aktif... Sen de Aşmak İçin Hareket'e dahil olmak istiyorsan kayıt ol..."


ALİYE YÜCEL

14 Ağustos 2016 Pazar

SESSİZ DÜNYADAN BİR SES


Gazze'den güzel bir haber... Gazze'de işitme engelli ve işitme zorluğu çeken öğrenciler bir yüksekokuldan mezun olmuş... Anadolu Ajansı'nın haberine göre; İşitme engelli ve işitme zorluğu çeken öğrenciler Gazze Şeridi'nde bulunan İslam Üniversitesi'nden mezun olmuşlar. Ön lisans düzeyinde 81 kız ve 33 erkek, toplamda 114 öğrenci eğitim görmüş ve mezuniyetlerini tamamlamış. Projeye destek veren kurum ve kişilerin de katıldığı bir törenle belgelerini almışlar. Bunlar okulun mezun olan ilk engelli öğrencileri...

Engelli öğrencilere eğitim desteği projesi; Körfez İşbirliği Teşkilatı (KİK) Katar El-Fahura Eğitim Kampanyası tarafından finanse edilirken, Katar ve Filistin Kızılay Örgütü ve çeşitli kurumlar tarafından hayata geçirilmiş. Öğrenciler bilgisayar ve teknolojiye ilişkin dallarda eğitim almışlar. İşitme engelli öğrencilere uygun eğitim ortamı, onlara uygun eğitim araç ve gereç sağlanmış... Ayrıca staj yapma imkanı da verilmiş. Öğrencilerin hepsinin de yetenekli ve başarılı olduğu belirtiliyor.

Gazze Sosyal İşler Bakanlığı verilerine göre, Gazze Şeridi'nde 18 yaş altı 1243 ve 18 yaş üstü ise 2409 işitme engelli bulunuyor. Gazze'deki İslam Üniversitesi'nde ilk kez 2014 yılında işitme engelli ve işitme zorluğu çeken öğrenciler için bilgisayar ve teknolojiyle ilgili çeşitli alanlarda ön lisans programı başlatılmış. Üniversite, gelecek eğitim-öğretim yılında da engelli yeni bir grup öğrencinin eğitime başlayacağını açıklamış. 


Engelliler arasında en az sorunsuz olduğu düşünülen grup işitme engellilerdir. Çünkü görünürde bir engelleri yoktur. Ancak bu büyük bir yanılgıdır. İşitme engellilerin iletişim kurmaları zor olduğu için, eğitim almaları diğer engellilere (bedensel ve görme engellilere) göre çok daha güçtür. Bunun pek çok sebebi vardır. İşitme güçlüğü öğrenme güçlüğünü getirir. Bu nedenle eğitim verilmezse, hem günlük yaşantılarında hem de meslek ve iş hayatlarında en çok zorlanan engel grubu işitme engellilerdir. 

Eğitim herkes için, her engelli için çok gereklidir. Ama işitme engelliler eğitim almadıkları takdirde algı ve zihinsel açıdan da gerileme durumunda kalırlar. Üstelik zorunlu eğitimi alsalar bile yüksek eğitim yapma şansları diğer guruplara göre daha azdır. Engelleri nedeniyle özel bir eğitim almaları gerekir. İşte bu nedenle Gazze'de işitme engelli öğrencilerin mezuniyet haberi dikkatimi çekti. Hem de bir yüksekokulu bitirmişlerdi. Bu nedenle öğrencileri takdir ettim. Umarım iş ve kariyer hayatlarında büyük ses getirirler...

ALİYE YÜCEL 

7 Ağustos 2016 Pazar

PAS SİLİNİR, KEMİK İYİLEŞİR


Sonunda Pas ve Kemik (Rust and Bone) filmini seyrettim. Defalarca seyretmek istesem de hep ertelediğim filmi, beklediğimden de iyi buldum. 2012 yılı yapımı Fransız filmi olan Pas ve Kemik (Orijinal adı: De rouille et d'os), Craig Davidson'ın kısa hikayesinden uyarlanmış. Romantik bir dramı işleyen filmin yönetmenliğini Jacques Audiard yapıyor. Oyuncuları; Marion Cotillard, Matthias Schoenaerts, Celine Sallette, Bouli Lanners ve Armand Verdure.

Filmin konusuna gelince: Alain (kısa adıyla Ali), küçük oğlu ile kız kardeşinin yanına yerleşir. Bir gece kulübünde bodyguard olarak çalışmaya başlar. Gece kulübünde meydana gelen kavgada Stephanie ile tanışır. Katil balina eğitmeni olan Stephanie bir akvaryum kazası sonucu iki bacağını dizine kadar kaybeder. Ali ve Stephanie çok farklı kişilikte iki insan olsa da bu kazadan sonra yakınlaşırlar...

Film; doğuştan ya da küçük yaşta engelli olmakla sonradan engelli hale gelmek arasındaki farkı çok iyi yansıtıyor. Doğuştan ya da küçük yaşta engelli olunca buna alışıyor ve kabulleniyorsun. Yetişkin bir yaşta engelli olmak kolay değil. Stephanie'nin bacaklarını kaybettikten sonraki çaresizliği ve acısı çok güzel yansıtılmış... Oyunculuk çok başarılı... Bu arada bacaklarının nasıl böyle göründüğünü merak etmemek elde değil. Gerçekten kesilmiş gibi duruyor. Bunun nasıl olduğunu burada yazmayacağım. Ama çok emek isteyen bir iş olduğu bir gerçek...


"Engelli olmak kadın erkek herkes için aynıdır, cinsiyet fark etmez..." diye düşünenler varsa, şunu belirteyim ki bir kadın olarak engelli olmak çok daha farklı, çok daha zor...  Filmde bu çok iyi bir şekilde verilmiş... Engelli bir kadın olan Stephanie'nin içinde bulunduğu durum çok güzel aktarılmış... Engelli bir kadının psikolojisi çok iyi anlatılmış. Hem de bir çok sahnede sözlere bile gerek kalmadan. Hal, tavır, mimik ve bakışlarla... Bu nedenle yönetmen ve oyuncuyu kutlamak gerek.

Filmde karakterler çok gerçekçi, her şey doğal akışında gidiyor. Belki de Ali'nin hal ve tavırlarından böyle hissediyoruz. Duygular çok yerli yerinde aktarılmış, verilmek istenen çok iyi yansıtılmış... İnsana kolayca geçiyor. Duygusal olarak engelli bir adam ve bedensel engelli bir kadının aşk hikayesi olarak görülse de, her şey bu kadar basit değil. İkisi arasındaki bu yakınlaşma bir mecburiyet olarak görülmemeli... Ya da ben öyle görmek istemedim.

Filmle ilgili çok şey yazılabilir. Muhteşem güzellikte sahneleri var. Blogumda görüp "Ama bu bir engelli filmi..." diye düşünüp izlemekten vazgeçenlere tavsiyem, izlemeniz. Pas ve Kemik, sadece bir engelli filmi değil. İnsan ilişkilerine dair çok şey anlatıyor. Hayata bakışımızı gözden geçirmenizi ve empati kurmanızı sağlıyor. Zorluklara karşı direnme gücü veriyor. "Pas silinir, kemik iyileşir..." diyerek kötü günlerin bir gün geçeceğini söylüyor. İçten içe bir umut aşılıyor. İzleyin! Asla zaman kaybı değil...

ALİYE YÜCEL