> Engeloji

Translate

2 Temmuz 2017 Pazar

AVRUPA'NIN EN BÜYÜĞÜ


23. Avrupa Tekerlekli Sandalye Basketbol Şampiyonası, geçtiğimiz günlerde İspanya'nın Tenerife kentinde yapıldı. Türkiye Erkek Milli Takımı yarı finalde Almanya ile karşılaştı. Takımımız başa baş geçen maçı 68-64 kazanarak finale yükseldi. Finalde ise Büyük Britanya'ya rakip oldu. Finalde, Büyük Britanya'yı 76-69 yenerek Avrupa Şampiyonu oldu.

 23. Avrupa Tekerlekli Sandalye Basketbol Şampiyonası'nda şampiyon olan takımımız daha önce tam üç kez finale çıkmış maalesef kazanamamış ve ikincilikle yetinmişti. 2009 yılında İtalya ile, 2013 ve 2015 yıllarında da yine Büyük Britanya ile yaptığı final maçlarını kaybetmişti. Böylece yine Büyük Britanya ile karşılaşarak rövanşı almış oldu. 

Milli takımımız, final maçında ilk periyodu 18-10 üstün kapattı. İkinci periyotta Büyük Britanya farkı indirmeye çalışsa da milli takımımız 36-24 üstünlük sağladı. Üçüncü periyot 58-49 bitti. Son periyotta da üstünlüğünü sürdüren basketbolcularımız maçı 76-69 galip bitirerek şampiyonluğu elde etti. Üstelik bu organizasyonu hiç yenilgi almadan tamamlayarak önemli bir başarı elde etti. Maçın en skorer oyuncusu Özgür Gürbudak oldu. Kaptan Özgür; 25 sayı, 12 asist ve 6 ribaunt ile maçı tamamladı.


Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli Takımımızın Almanya ile yaptığı yarı final ve Büyük Britanya ile yaptığı final maçlarını ilgi ile seyrettim. TRT 3'te yayınlanan karşılaşmalar baştan sona heyecan doluydu. Basketbolcularımızın tekerlekli sandalyeleri ile yaptıkları mücadele görülmeye değerdi. Maçın başından sonuna kadar hiç kopmadan oynadılar. Sergiledikleri oyunu kelimelerle anlatmak zor. Seyretmek gerekirdi.

Tekerlekli sandalye basketbolu dünyada da ülkemizde de en çok bilinen engelli sporudur. Paralimpik Oyunları’nda da  yer alıyor. Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu; Süper Lig, 1. Lig ve 2. Lig olmak üzere üç ligde organizasyonlar düzenliyor. Tekerlekli Sandalye Basketbolu A Milli Takımımız da Avrupa’nın sayılı takımları arasındaydı. Şimdi de Avrupa'nın en büyüğü oldu ve kupayı ülkemize getirdi.
 
Kazanılan bu başarı çok değerli... Millilerimiz göğsümüzü kabarttı. Bayrağımızı göndere çektirip, İstiklal Marşı'mızı söylettiler. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Twitter hesabında Erkek Milli Takımımız için paylaşımda bulundu. Hesabında "12CesurYürek" etiketini kullanarak, "Avrupa Tekerlekli Sandalye Basketbol Şampiyonu olan milli takımımızı gönülden tebrik ediyorum" ifadesini kullandı. Tekerlekli sandalye basketbolundaki bu gelişme ve başarının her alanda olması dileğiyle...

ALİYE YÜCEL 

25 Haziran 2017 Pazar

İŞ VE ENGEL


Engelliler de herkes gibi bir iş sahibi olmak ister. Onlar da çalışmak hem kendilerine, hem de ülkelerine faydalı olmak ister. Bu nedenle; iş bulma konusunda engelli olmayan kişilerden çok daha fazla çaba sarf ederler... İş bulmadaki en önemli aşama iş görüşmesidir. Ancak iş görüşmelerinde genellikle "Yok seni alamam", "Bu işe giremezsin", "Aradığım eleman sen değilsin" bakışlarıyla karşılaşırlar. Sanırım ki bu bakışlarla karşılaşmayan engelli yok gibidir. Çünkü, pek çok alanda olduğu gibi istihdam alanında da engellilere karşı büyük bir ön yargı vardır.

İşverenler genellikle; engellilerin verimli çalışamadıklarını ve verimli olamayacağını düşünürler. Engellileri işten çıkarmak işverene göre güç olabilir. Engeli bir hastalık gibi, engelliyi de hastalıklı olarak görünce sık sık izin alacağı varsayılır. İşverene göre; engelliler diğer çalışanları rahatsız edip ve çalışma temposunu düşünebilirler. Engel durumlarına göre yapılacak bazı özel düzenlemelerin yapılması masraflı olabilir. Engelliler alıngan olabilirler, çabuk sinirlenlenebilir. Ayrıca göz zevkini bozarlar! İşte bu gibi ön yargıları arttırmak mümkün...


Oysa işverenlerin engelliler hakkındaki bu ön yargıları yetersiz ve hatalı bilgilere dayanmaktadır. Engellileri iyi tanımadıkları için böyle düşünebilirler. Halbuki engelliler işleri çabuk kavrarlar ve kesintisiz çalışabilirler. İş bilincine sahiptirler. Sorumluluk sahibidirler. İşlerine zamanında gidip gelirler. İşlerini bırakma ihtimalleri daha azdır. Engelini ön plana çıkararak ayrıcalık istemezler. Duygu sömürüsü yapmazlar. Engelli bir eleman kadar hatta daha da verimli çalışabilirler. Önemli olan işverenin işe alacağı kişinin engelini değil, beceri ve deneyimlerini görebilmesidir.

4857 sayılı İş Kanunu'na göre; işverenler, iş yasasına göre elli ya da daha fazla işçi çalıştırdıkları takdirde engelli çalıştırmak zorundadırlar. Bu oran özel sektörde % 3, kamu sektöründe ise % 4'tür. İş yerleri ve dolayısıyla işverenler bu oranı doldurmak ve ceza almamak için kadrolarına engelli işçi alıyorlar. Oysa bu zorunluluk nedeniyle olmamalı... Herkesin çalışmaya hakkı olduğunu düşünüp engellilerde bu haklarını kullanabilmeliler.

Bazen işverenler mükemmelliği ararken gerçeği kaybedebilirler. Engelliler de  gerçek bir çalışan olabilir. Her işte başarı ile çalışabilir. Aranılan bir eleman olabilir. Engelli eleman çalıştırmak da avantaj bile olabilir. "Onu işe alsam mı?", "Acaba yapabilir mi?", "İstediğim gibi çalışabilir mi?" gibi endişeleri bir yana bırakıp, engellilere bir şans vermek gerekir. Her işveren zorunluluk olarak değil de "Aradığım eleman bu olabilir mi?" diye bakarsa engellilerin istihdamı konusunda önemli bir adım atılmış olur.

ALİYE YÜCEL


18 Haziran 2017 Pazar

SESSİZ BİR KAFE


Nikaragua'nın Managua Granada şehrinde sadece işitme engellilerin çalıştığı bir kafe var. Gülücükler Kafe (Cafe de las Sonrisas) adı verilen bu işletmede tüm personel işitme engelli kişilerden oluşuyor. Garsonlar ve aşçılar dahil kafede çalışan herkes işitme engelli... Oldukça ilginç değil mi? Sadece ellerin konuştuğu, yüzlerin güldüğü sessiz bir kafe...

Kafenin menüsünde ise "Gülümsemeden başka bir evrensel dil yoktur" cümlesi yazılmış... Bu cümle ne kadar anlamlı ve ne çok şey anlatıyor. Gülmek en etkili iletişim aracı ve gülümsemek herkesin anladığı bir dil... Kafedeki duvarlar boydan boya; hesabı isteme, su isteme, "hoş geldiniz", "teşekkür ederim" gibi bazı cümleler ve işaret dili harflerinin yer aldığı çizimlerle dolu...

Bu kafede işitme engelliler çalışsa da sadece işitme engelliler gelmiyor tabii ki...  Gelen müşteri eğer işitme engelli değilse ya da işaret dili bilmiyorsa bile isteğini anlatabiliyor. Müşteri  hiç konuşmadan, bir şey söylemeden menüdeki bir yeri işaret ediyor. Garson müşteriye bakıyor, gülümseyerek başıyla onaylıyor. Böylece sipariş verilmiş oluyor.



Bu kafenin sahibi Antonio Prieto Bunuel isimli bir İspanyol. Çevresindekiler tarafından çok seviliyor. Ona "Antonio Amca" diyorlar. Antonio Prieto Bunuel, Kafesiyle ilgili olarak "Bütün personelin işitme engellilerden oluştuğu bir yer açmaya karar verdim. Görüldüğü üzere kafe sorunsuz işliyor. Hedefim, engelli personel çalıştırma konusunda diğer işletmelerin korkularını yenmeleri için bir örnek oluşturmak..." diyor. Gerçekten de engellilere istihdam sağlayarak, örnek olabilecek bir sosyal hizmet yapıyor.

İşitme engelliler iletişimin çok yoğun olduğu işlerde pek çalıştırılamazlar. Çünkü, hem onlar için, hem de muhatap oldukları kişiler açısından zor olacağı düşünülür. Ancak burada bu engel aşılmış. Birebir iletişimin olması gereken bir işletmede çalışıyorlar. Bu onlar için engelleri aşmada çok önemli bir adım. Gelen kişiler, işitme engelli olmasalar bile duvarların yardımıyla onlarla iletişimin bir yolunu buluyorlar.

Türkiye'de de sadece engellilerin çalıştığı çeşitli işletmeler var. Down sendromlu elemanların çalıştığı kafeler gibi... Ancak bildiğim kadarıyla sadece işitme engellilerin çalıştığı bir yer yok. Ama örneğini gördüğümüz gibi olabiliyor. Keşke ülkemizde de olsa... Böylece işitme engelliler de iletişimin olduğu yerlerde bir iş  bulup çalışabilirler. İşitme engelliler buna hazır. Sadece onlara böyle bir imkan verecek duyarlı işverenler ve işletmelerin olması gerekiyor. 

ALİYE YÜCEL

11 Haziran 2017 Pazar

DERS KİTAPLARI DEĞİŞMELİ


"Ders Kitaplarında Engellilik" konulu araştırmanın bir yenisi daha yapıldı. Bunun sonuçları geçtiğimiz ay yayımlandı. İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (SEÇBİR), Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği (TOHAD) ile Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ortaklığında yürütülen araştırma, Sabancı Vakfı Toplumsal Gelişme ve Hibe Programları "Eğitime Eşit Katılım Projesi" kapsamında desteklendi.

Bu proje kapsamındaki araştırma engellilerin eğitime eşit katılımı için eğitimcilerin güçlendirilmesini amaçlıyor. Ders Kitaplarında Engellilik: Durum Analizi için; 2016-2017 eğitim öğretim yılında yayımlanan, farklı seviye ve branşlardan 37 ders kitabı incelenmiş. Araştırmanın raporunda; engelliliğin kitaplarda nasıl yer aldığının yanında, nasıl ele alınması gerektiğine yönelik tavsiyeler de yer alıyor.

Araştırmanın sonucuna göre; çocukların eğitim aldığı ders kitaplarında engellilik olumlu bir şekilde sunulmamış... Ders kitaplarında engellilerin farklılıklarının altı çiziliyor. Engellilik, sosyal ve maddi  yardımla çözülmesi gereken bir mesele olarak görülüyor. Toplumun genelinde var olan ön yargı, yanlış bakış, engelliyi küçük gören ve rencide eden tutum kitaplara da yansımış.

Ders kitaplarında engellilerin normal bir birey olarak görülmemesi gerçekten çok acı.... Geleceğin büyüklerine engellilerin böyle sunulması çok üzücü. Onlar engellileri böyle mi tanıyacaklar? Umarız ders kitapları değişir. Kitaplarda artık engellileri doğru anlatan ve olumlu sunan ifadeler yer alır. Kitaplarda engellilere ayrımcılık yapılmaması ve sosyal hayatta eşit bir şekilde yer almaları gerektiği vurgulanır.


ALİYE YÜCEL

4 Haziran 2017 Pazar

AKILLI BASTON


Vestel, engelliler için yaptıkları ürünleri açıkladı. Akıllı baston (WeWalk), göz kırparak komut verilen televizyonlar ve engelli moduna gelen telefon bunlardan bir kaçı...
  
Vestel'in, engelsiz teknoloji alanında ürettiği en önemli ürün; görme engelliler için hazırlanan akıllı baston (WeWalk)... Akıllı baston bir hayvandan esinlenerek üretildi. Yarasaların etrafa yaydıkları ultrasonik dalgalar ve bu dalgaların etrafındaki objelerden gelen yansımalara göre gidecekleri yönü belirlemelerinden ilham alınarak yapıldı. Bu baston sayesinde görme engelliler bel ve baş hizasına gelen bir engele rastladıklarında bastondan yayılan titreşim sayesinde uyarılıyor.


Akıllı Baston, Young Guru Academy (YGA) Görme Engelliler Proje Lideri Kürşat Ceylan'ın geliştirdiği bir proje... Bu bastona Birleşmiş Milletler de ilgi gösterdi ve bir sunum yapılmasını istedi. 14-15 Haziran'da yapılacak Birleşmiş Milletler toplantısında akıllı baston anlatılacak.

ALİYE YÜCEL

28 Mayıs 2017 Pazar

ENGELSİZ FİLMLER FESTİVALİ


2013 yılında ilk kez Ankara Engelsiz Filmler Festivali, 5. yıldan itibaren Engelsiz Filmler Festivali adıyla Türkiye'yi dolaştı. 5-7 Mayıs tarihleri arasında Eskişehir, 12-14 Mayıs tarihleri arasında İstanbul ve 18-23 Mayıs tarihleri arasında Ankara'da gerçekleşti. Tüm festival etkinlikleri erişilebilir mekanlarda gerçekleştirilen festivalde tüm filmler; görmeyenler için sesli betimleme, duymayanlar için işaret dili ve ayrıntılı altyazı ile gösterildi.
  
Engelsiz Filmler Festivali'nde "Engelsiz Yarışma",  "Engel Tanımayan Filmler", "Dünyadan",  "Türkiye Sineması", "Sinema Tarihinden", "Uzun Lafın Kısası", "Çocuklar İçin" ve "Otizm Dostu Gösterim" başlıklarıyla 34 film gösterildi.
Engelsiz Yarışma'da beş film yarıştı. Mehmet Can Mertoğlu'nun "Albüm", Kıvanç Sezer'in "Babamın Kanatları", Reha Erdem'in "Koca Dünya", Rıza Sönmez'in "Orhan Pamuk'a Söylemeyin Kars'ta Çektiğim Filmde Kar Romanı da Var" ve Seren Yüce'nin "Rüzgarda Salınan Nilüfer" filmleri yer aldı.

Engelsiz Yarışma jüri üyeleri; yönetmen ve senarist İlksen Başarır, sinema yazarı Mehmet Açar, yazar ve oyuncu Nazan Kesal'dı.  Jüri üyeleri; En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo Ödülünü belirlediler. Seyirciler, yarışmada yer alan filmleri Braille Alfabesi ile basılan pusulalar ile oylayarak Seyirci Özel Ödülünü seçtiler.


Yarışmada En İyi Film ödülü Reha Erdem'in "Koca Dünya" filmi, En İyi Yönetmen Reha Erdem oldu.  En İyi Senaryo "Albüm" filmiyle Mehmet Can Mertoğlu'nun oldu. Seyirci Özel Ödülü Rıza Sönmez'in "Orhan Pamuk'a Söylemeyin Kars'ta Çektiğim Filmde Kar Romanı da Var" filminin oldu.

Filmlerini ilk kez sesli betimleme ve işaret dili çevirisiyle seyreden yönetmen, oyuncu ve film ekipleri; görme ve işitme engelli seyircilerin yaşadıkları sinema denetimlerini de tatmış oldular.

Engelsiz Filmler Festivali'nde bu yıl etkinliklere yenileri eklendi. Seyirciler, iki farklı proje ile sanal gerçeklikle tanıştılar. Körlük Üzerine Notlar: Karanlığa Doğru, adlı projede 1983 yılından itibaren görme yeteneğini yavaş yavaş kaybeden yazar John Hull'un tuttuğu sesli günlükleri görsel ve işitsel olarak deneyim sahibi oldular. Tekerlekli Sandalye Simülatörü ile ise; kullanıcıların hayatını tekerlekli sandalye sürdüren kişilerin şehirde karşılaştığı engelleri deneme imkanı buldular.  

ALİYE YÜCEL

21 Mayıs 2017 Pazar

ENGELLİ HARİTASI


Türkiye'nin engelli politikalarına yön verecek olan engelli haritası için bir adım atıldı. TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, engellilerin hayat şartlarını kolaylaştırmak amacıyla "Engelli Haritası" hazırlatmak için çalışmalar başlattı. Meclis Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu bünyesinde kurulan "Engelli Kadınlar ve Engellilere Bakmakla Yükümlü Kişilerin Sorunları ve Çözümleri" alt komisyonunda gerek sosyal politikalar gerekse de engellilerin yaşamını kolaylaştıracak konulara kaynaklık edecek engelli haritası çıkarılması için bakanlık ve Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) işbirliği yapması kararlaştırıldı.

Hazırlanacak engelli haritası için  Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı TÜİK'e yazı yazarak yapılmasının istediği anket çalışmasının kapsamını anlatacak. TÜİK'in talep edilen çalışmayı yapmasının ardından da ülke genelinde bir tablo ortaya çıkacak. Bu tablo doğrultusunda engellilerin ihtiyaçlarını belirlemek, verilecek destek ve sosyal politikalar yeniden masaya yatırılacak.


Komisyon Başkanı Radiye Sezer Katırcıoğlu "Komisyonda, engelli haritasına ihtiyaç olduğu gündeme geldi. Türkiye için acilen bir engelli haritası oluşturmak gerekir. Türkiye'de hangi bölgede hangi şehirde, ne kadar engellimiz var, bunların cinsiyeti, yaş aralığı, engel oranları nedir? Bunun envanterinin sağlıklı olarak oluşturulması gerekiyor. Burada, engellilere nasıl sosyal yardım politikaları gidiyor, giden yardımlar ne kadar etkin ve kişinin ihtiyacını karşılıyor, geri dönüşlerin alınabileceği bir mekanizmanın, bir iletişim ağının oluşturulması lazım. Buna ilişkin TÜİK ile bir ön görüşme yaptık, görüşmelere devam ediyor. Bir çalışma başlatacağız. Alt fizibilite çalışması yaptık. Dünyada da bir engelli haritası oluşturma süreci başladı. Biz, Türkiye'de bunun daha önce yapmak istiyoruz ki sosyal politikalarımızı doğru kurgulayalım ve etkin bir sosyal politikalarla ihtiyaçları doğru karşılayalım."

Nüfus ve Konut Araştırması 2011 Yılı sonuçlarına göre, nüfusun yüzde 6,6'sının en az bir engeli bulunduğu belirten Katırcıoğlu, engelli bireylerin tüm temel hak ve özgürlüklerden diğer bireyler gibi tam ve eşit şekilde yararlanmasını teşvik etme ve insan onuruna olan saygıyı güçlendirmenin en temel görevleri arasında olduğunu kaydetti. Engelli Haritası'nı oluşturmak için Sağlık Bakanlığı; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ile diğer paydaşlarla ortak bir sistem kurmak gerektiğine dikkati çekti ve çalışmaların sürdüğünü belirtti.

Böyle bir harita çok gerekli... Çünkü, elde edilen sonuçlar yapılacak çalışmalara yön verecek. Türkiye'de nerede ve ne kadar engelli var? Cinsiyeti ve yaşı nedir? Engelli nedir ve engel oranı ne kadardır? Tüm bunların mutlaka bilinmesi gerekiyor. Yoksa atılan bazı adımlar, yapılan bazı çalışmalar boşuna olur. Daha önce de bu yönde çalışmalar yapılmıştı. Ancak yeterli olmadığı ortada... Engellilerin için yapılacak her türlü çalışmaya doğru bir yön verecek olan bu haritanın bir an önce oluşturulması dileğiyle...

ALİYE YÜCEL