> Engeloji

Translate

6 Kasım 2016 Pazar

ÖNCE VE SONRA


Senden Önce Ben (Me Before You) filmi, gazeteci ve yazar Jojo Moyes'in 2012 yılında yazdığı ve Çok Satanlar listesinde yer alan, aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Romanın kahramanının engelli olduğu öğrendiğim için merak ediyor ve okumak istiyordum. Ben okuma listeme aldığımda da romanın filme uyarlandığı haberleri çıktı. "Önce okusam mı? Yoksa seyretsem mi?" diye düşünürken, okumadan önce seyrettim. Artık okur muyum? Bilemiyorum. Ama seyredince yazmadan duramadım.

Filmin konusu şöyle: Will Traynor,  yakışıklı, zengin ve başarılı genç bir adamdır. Geçirdiği bir trafik kazası sonrasında felçli hale gelmiştir. Will, bu durumda yaşamak istemez. Dünyaya küsmüştür ve ölmek istemektedir. Louisa Clark ise bir kafede garsonluk yapan genç bir kızdır. İşten çıkarılınca yeni bir iş aramaya başlar. Ve Will'e bakıcılık yapmak üzere işe alınır. Farklı kültürlerden geldikleri için önceleri anlaşamasalar da zamanla birbirlerine alışırlar. Aralarında gelişen yakınlık ikisini de değiştirmiştir. Artık onları farklı ve zorlu bir sınav beklemektedir...

Senden Önce Ben, 2016 yapımı Amerikan, İngiliz ortak yapımı bir film. Romantik bir dram olan filmin yönetmeni Thea Sharrock. Bir kadının romanını, yine bir kadın filme aktarmış. Sharrock tiyatro yönetmeni, Senden Önce Ben onun ilk filmi. Filmin oyuncuları; Emilia Clarke, Sam Claflin, Jenna Coleman, Charles Dance, Janet McTeer,  Matthew Lewis ve Ben Lloyd-Hughes. Film, çok satan bir romandan filme aktarıldığı için olumlu ve olumsuz pek çok çeşitli eleştiri aldı.


Benim en büyük eleştirim hep aynı hikaye olması, hep aynı konunun ele alınması... Kaza sonucu engelli olan bir adam ve bakıcısının hikayesinin anlatıldığı en az beş film sayabilirim. Bunlar; İspanyol yapımı İçimdeki Deniz (Mar Adento), Bollywood yapımı Guzaarish, ABD ve Fransız ortak yapımı Kelebek ve Dalgıç (The Diving Bell And Butterfly), Fransız yapımı Can Dostum (Intouchables) ve Polonya yapımı Hayat Çok Güzel (Life Feels Good). Saydığım filmlerin hepsinden benzer, hatta birebir aynı sahneler var. Üstelik ikisinde de (İçimdeki Deniz ve Guzaarish) aynı ölüm isteği işleniyordu. Neden özgün bir engelli hikayesi bulunamıyor, anlamak zor.

Bunları söyledikten sonra tavsiye eder miyim? Evet ederim. Romantik filmleri sevenler izlemeli... Film aşka ve sevgiye inanmamızı sağlıyor. Ama yetiyor mu? İşte onun için seyretmek gerekiyor. Anlattığı daha çok şey var. Louisa'nın Will'e yaşama sevinci verme ve değiştirme çabası çok etkileyici. Böyle bir sevgili, eş veya arkadaş bulan bir engelli çok şanslı olmalı diye düşünüyor insan... Will ve Louisa karakterlerini oynayan oyuncular çok başarılılar... Kitabı okurken gözlerimin önüne ikisi gelecek eminim. Film, aslında başımıza her an her şeyin gelebileceği gerçeğini de bize gösteriyor. Ama diğer konular arasında bu fikir kayboluyor sanki...

Senden Önce Ben'de engelli birinin duygu ve düşünceleri çok güzel yansıtılmış... Engelliyseniz filmdeki pek çok sahne sizin için kaçınılmaz olacaktır. Will'in "Benimle birlikte bu sandalyeye bağımlı kalmanı istemiyorum..." demesi engelli biri için çok tanıdık bir cümle... Hayatta isteyeceği ve yapabileceği her şeye sahip olan birinin daha sonra tekerlekli sandalyeye bağımlı olması çok zor, kabul ediyorum. Ancak, empati kurmaya çalışsam Will'den farklı düşünüyorum. Filmin sonunun farklı olmasını bekleyen ve isteyen sadece ben değildim sanırım.

ALİYE YÜCEL


30 Ekim 2016 Pazar

ARKADAŞ İÇİN


Arkadaşlık çok değerli bir kavram. Hangi yaşta olursa olsun insan için arkadaşın önemi büyüktür. Peki bir çocuk arkadaşı için neler yapabilir? Düşünelim... Aklımıza pek çok şey geliyor. Peki bir dil öğrenebilir mi? Biraz zor galiba... Ancak bu gerçek olmuş... Avustralyalı Ross Kelly, işitme engelli arkadaşı Isam Gurung için işaret dilini öğrenmiş. Kaç kişi arkadaşı için bunu yapabilir ki? Bunu duyunca etkilenmemek mümkün değil.

İşitme engelli Isam Gurung, ailesi Sydney'den Canberra'ya  taşındığı için okuduğu işitme engelliler okulundan ayrılmak ve başka bir okula gitmek zorunda kalmış. Burası işitme engelliler okulu olmadığı için Isam'a bir tercüman verilmiş. Ancak yeni okulunda iletişim kurmakta zorlandığı için çekingen davranmış ve okula gitmekte zorlanmış. Okul arkadaşı Ross ise onun utangaç olduğunu düşünmüş.

Ross ve Isam arkadaş olmuşlar. Kendi aralarında iletişim için önce birbirlerine notlar yazmışlar. Ancak biri yazarken diğeri beklemek zorunda kalıyormuş. Yazmayı beklemek onlara zor gelmiş. Birbirlerini seven ve konuşmak isteyen iki arkadaş için bu yeterli olmamış... Daha rahat ve kolayca sohbet etmek istemişler. Bu nedenle Ross işaret dili öğrenmeye karar vermiş. Avustralya'da işitme engellilerin kullandığı Auslan dilini öğrenmeye başlamış. İki ay gibi kısa bir sürede de öğrenmiş...


Çocukların öğretmeni Sara Middleton, Ross'un arkadaşı ile iletişim kurmak için işaret dili öğrendiğine tanıklık etmiş... Bundan çok etkilenen öğretmen, Fred Hollows adına verilen İnsanlık Ödülü için öğrencisini aday olara göstermiş. Vakıf, bu duruma kayıtsız kalamamış. Bir çok aday arasından bu ödül için Ross layık görülmüş. Ross, Fred Hallow Vakfı İnsanlık Ödülü'nü ve ödül için verilen 5000 Avustralya dolarını almış... Ross Kelly'nin yaptığı gerçek bir insanlık örneği olduğu için ödül tam da yerini bulmuş...

Bu arada adına ödül verilen Fred Hollows Avustralyalı ünlü bir göz doktoru. 1993 yılında ölen Fred Hollows kendini hastalarına adamış. Avustralya'da ve başka ülkelerde binlerce kişinin görmesini sağlamış. Onun adına kurulan vakıf her yıl insanlık ödülü veriyor. Fred Hollows'un eşi ve vakfın yöneticilerinden Gabi Hollows  "Çocuklar genellikle akademik ve sportif başarılarından dolayı ödül alıyorlar. İyi bir çocuk oldukları için almıyorlar... Biz çocukları başkaları hakkında düşünmeye teşvik etmek istiyoruz..." diyerek başka çocuklara da örnek olması için bu ödülü Ross'a verdiklerini açıklıyor.

Gabi Hollows'un bu açıklaması düşündürücü ve değerli... Çok haklı. Ödüller hep akademik ve sportif başarılara veriliyor. Akademik ve sportif başarılar da çok önemli... Ancak yapılan sosyal sorumluluk projeleri dikkate alınmalı... Özellikle de çocuklar ve gençlere verilen ödüller arasında yapılan sosyal çalışmalar fark edilip, onlara verilmeli. Yapılan güzel işlere kayıtsız kalınmamalı. Böylece teşvik edici ödüller çocuklara daha düşünceli ve duyarlı olmayı öğretebilir.
                                                                                      
ALİYE YÜCEL

23 Ekim 2016 Pazar

INSTAGRAM'DA ENGELOJİ




Bu hafta hep yapmak istediğim. Ancak ertelediğim, kitabım Engeloji'nin Instagram'da paylaşılan bir kaç fotoğraf ve tanıtımına yer vereceğim.

İlk fotoğraf ve paylaşım Burcu Kumaş'tan;

"Bu kitabı yaklaşık 2 hafta önce sabah haberlerini izlerken İsmail Küçükkaya'nın kurmuş olduğu aşağıdaki cümleler sonucu keşfettim... "Çocukken, bebekleri doğacak kişilerin "Kız ve erkek olsun hiç fark etmez. Eli ayağı düzgün olsun da" sözü içimi acıtırdı. Bu halk arasında çok kullanılan ve iyi niyetle söylenmiş bir dilektir. Ama bu cümle engelli birinin gözlerinin içine bakarak söylendiğinde, onu ne çok incittiğini hiç düşünülür mü? İnsanların bedensel engellerine odaklanmak yerine empati yapmamız gerekiyor..." (3 Aralık 2014)

 

İkinci fotoğraf ve paylaşım Mor Edebiyat'tan;

"Fi'den hemen sonra Engeloji'ye başladım ve kitabı bugün bitirdim. Engelliler üzerine Aliye Yücel'in sözleriyle anlatılmış güzel bir kitap. Yazarın düşüncelerinin yanında kitapta engellileri konulu kitaplardan, filmlerden, sosyal gerçeklerden, sosyal aktivitelerden ve gerçek yaşam öykülerinden de bahsedilmiş. Okumanızı tavsiye ederim. Aslında 'farklı' değil, çoğu zaman farkına varmadığımız bir dünyanın kapılarını gönlünüzde açacak. Mutlu akşamlar." (7 Mar 2015)




Son fotoğraf ve paylaşım Suko_Lata'dan;

"Yeni yıla sadece günler kala ben. Yeni yılda da bol okumalı günlerimiz olsun İnşallah. Kitap: Engeloji - Aliye Yücel" (29 Aralık 2014)

Bunlar beni tanımayan kişiler arasından seçtiklerim. Instagram'da Engeloji ile ilgili daha pek çok paylaşım yer alıyor. Bu da beni çok mutlu ediyor...

ALİYE YÜCEL

16 Ekim 2016 Pazar

MAMA CAX'IN GÜCÜ


Geçenlerde sosyal medyada Mama Cax'ın bir fotoğrafına rastladım. "İşte protez bacaklı bir manken (model) daha..." dedim. Hayatını okuyunca oldukça ilginç olduğunu gördüm. O bir moda ikonu ve blogger. Üstelik tam bir savaşçı, kanseri yenmiş. Mama Cax, 1989 yılında Brooklyn'de doğmuş. Montreal ve Haiti'de büyümüş. Daha 14 yaşında iken kemik ve akciğer kanser teşhisi konmuş. Üstelik 3 haftalık bir ömrünün olduğu söylenmiş. Çocuk yaştaki biri için ne büyük bir travma yaşadığını tahmin etmek zor değil... Ancak, o bir bacağını kaybetse de kanseri yenmiş.

Sağ bacağı kalçasından itibaren kesilen Mama Cax, ampute bacağına takılan protez bacağı ve kol değnekleri ile yürümüş... Daha 17 yaşında iken Kosta Rika'ya gitmiş. Seyahat etmeyi çok sevdiği için o günden sonra tam 5 kıtada 20 ülkeyi gezmiş. Mama Cax, aynı zamanda çok tanınan bir blogger. Kendi adının taşıyan blogunda önce seyahatlerini yazmış. Daha sonra modaya yer vermeye, yediklerini, içtiklerini ve yaşadıklarını yazmaya başlamış. Bir çok markanın da ilham kaynağı olmuş...

Genç kadının, pek çok kişinin umutsuzluğu düşeceği durumu karşısında oldukça metanetli olduğunu yaptıklarından anlıyoruz. Yaşama sevinci ile hayata dört elle sarılmış... Bu duruşu sayesinde moda ve blog dünyasına çok farklı bir renk katmış. Bir röportajında "Bu dünyanın daha fazla bloggera ihtiyacı yok ama farklı deneyimler içeren bloggerlara ihtiyaç var." diyerek farkını ortaya koyuyor. Bedensel engelli bir kadın olarak seyahat blogunun olması da engelliler için çok ilham verici...


Mama Cax, şanslı olduğunu düşünüyor. Çünkü birçok insanın tedavilerini karşılayamadığını ve engelleri yüzünden ayrımcılığa maruz kaldığını biliyor. Engellilerin dünyanın pek çok yerinde politik olarak ve sosyal anlamda dışlandığını görüyor ve bu nedenle "Farklı bir pozisyonda olduğumu görüyorum. Bir gün engellileri savunacağım" diyor. "İnsanlığı düşünmek yada bir şeylerin eksikliğini görmek beni motive ediyor. Dünyadaki iyiliği ve insanların bu yolculukta bana olan desteğini görmek, bana bırakmamam gerektiğini hissettiriyor" diyerek gücünü nereden aldığını açıklıyor.

"Yaralar, izler... Onlardan ne kadar nefret etsek de gün sonunda hala bir parçamız ve hikayemizi ancak onlarla anlatabiliriz" diyen Mama Cax, kendisini ve hikayesini "fiziksel engelli zenci bir kadının deneyimleri" diye tanımlıyor. Blogunun oldukça çok takipçisi olduğu gibi, sosyal medyada da pek çok takipçisi var. Her gün farklı bir protez bacakla bir fotoğraf paylaşıyor. Renkli ve desenli protez bacakları öyle etkileyici ve çarpıcı ki... Görülmeye değer! Bloguma fotoğraf seçerken zorlandım. Hepsini görmenizi isterim.

Her engellinin başarısı beni çok etkiler. Onların başarılarını gönülden destekler ve alkışlarım. Ancak konu mankenlik ve modellik olunca ayrı etkileniyorum. Çünkü, mankenlik ve modellik kavramları ile engellilik kavramı yan yana gelmesi mümkün değil. Bu nedenle engelli manken ve modeller elde ettikleri başarılarının yanı sıra ön yargıları da kırmış oluyorlar. Kusursuz bedenler yerine; kusurlu bedenler görmek farklı bir algı meydana geliyor. Bu da çok etkileyici ve engelli farkındalığı adına çok önemli bir adım...


 ALİYE YÜCEL

9 Ekim 2016 Pazar

BLOGUM 5 YAŞINDA


Bloguma, beş yıl önce başlamış, ilk yazımı 4 Ekim 2011 günü koymuştum. Engeloji, 5 yılını doldurdu. Bloga başlarken yıllarca yazacağımı, beğenileceğini ve bana bir kitap kazandıracağını bilemezdim. "Engelli Hikayeleri" diyerek başladığım ve engelli farkındalığına dair yazılar yazdığım bloguma daha sonra kitabımın adını verdim. "Engeloji" oldu. Engeli ve engelliyi doğru anlama bilimi... İsminin böyle etkili olacağını tahmin edemezdim. Ancak Engeloji çok etkili bir isim oldu.

Blogumu; ne amaçla, neyi eksik gördüğüm için, neyi anlatmamın gerekli olduğunu fark ettiğim için açtığımı defalarca anlattım. Kısaca bahsedersem. Engelliliğin yanlış bilinmesi, engellilerin yanlış tanınması beni bu konuda yazmaya zorladı. Bir engelli olarak bunu anlatmamın gerekli olduğunu düşündüm.  Okuduğum bir kitapta, seyrettiğim bir filmde, bir haberde, duyduğum bir sözde engelli farkındalığını görüp aktarmaya çalıştım.


Dile kolay tam 5 yıl. Genellikle pazar günleri olmak üzere her hafta bir post yayınladım. Ne olursa olsun mutlaka zaman ayırdım ve hiç aksatmadım. Her hafta farklı bir konu ve bu konu ile engelli farkındalığı ortaya koymak kolay değildi. Farklı farklı konularla hep engelliyi ve engelliliği anlattım. Bazen engellilerle ilgili bir gelişmeyi, bazen engellilere yapılan bir haksızlığı, bazen engelli konulu bir kitabı veya filmi yazdım.

Belki başka konularda (moda, kadın, kozmetik, alışveriş, magazin gibi...) yazsaydım. Daha çok ilgi görecek, daha çok okunacaktım. Reklam alacaktım. Bunu biliyorum. Ama anlatmak istediğim, anlatmamın gerektiğine inandığım önemli bir konu varken başka konularda yazmak istemedim. Çünkü, yazılarımın beğenilmesinden çok, engelli  farkındalığı meydana getirmek istiyorum. Bunu her fırsatta belirtiyorum. Bunları yazarken birilerinin sesi olduğuma inanıyorum. Engellilerin anlatmak istedikleri aynı ve pek çok sorunları ortak. Birilerinin de bunu anlatması gerekiyor.

Blogumun 5 yıl içindeki görüntülenme sayısı 250 bini geçti. Bu oldukça iyi bir rakam. Engeloji; düzenli (her hafta mutlaka bir post), özenli, fotoğrafları konu ile alakalı ve niş (niche) bir blog oldu. Bunu ben demiyorum. Bilenler diyor! Geriye dönüp baktıkça bunca zamandır sadece "engelli ve engelliler" konusunda her hafta farklı yazılar yazabildiğime şaşıranlar da oldu. Doğrusu bazen ben de şaşırıyorum!


Bu arada çok önemli bir gelişme de oldu. Blogum ve kitabım sayesinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi 10-16 Mayıs Engelliler Haftası nedeniyle düzenlenen 7. Cemil Meriç Engel Tanımayan Başarı Ödülü'nü kazandım. Ödülü, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İbrahim Karaosmanoğlu'nun elinden  aldım. Cemil Meriç'in adının geçtiği bir ödülü almak çok mutlu ediciydi.

Bu hafta 5. yıl dolayısıyla blogumla ilgili bir şeyler yazmak ve teşekkür etmek istedim. Engelli ve engellilik konularında anlatmak istediğim daha çok şeyin var olduğunu görüyorum. Bu nedenle bugünden sonra da yazmaya ve bir şeyler paylaşmaya devam etmek istiyorum. Bu geçen 5 yıl içinde bloguma giren, okuyan, öneren, takip eden, beğenen, paylaşan, eleştiren, yorum yazan, motive eden herkese çok teşekkür ediyorum. Yeni yazılarda görüşmek dileğiyle...

ALİYE YÜCEL                       

2 Ekim 2016 Pazar

100 ENGELLİ 100 AYAK


Türkiye Beyazay Derneği, Cumhurbaşkanlığı himayesinde "Aşmak İçin Hareket" kampanyasını başlatmıştı. Ulusal bazda hizmet veren kampanya, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın destekleriyle devam ediyor. Kampanya; engelli, engelsiz herkesi engelleri beraber hareket ederek aşmayı ve birlikte yaşama kültürünü geliştirmeyi amaçlıyor. Bu proje kapsamında geçtiğimiz gün İstanbul Ahmet Cömert Spor Salonu'nda "100 Engelli 100 Ayak" etkinliği düzenlendi.

Etkinlik; Türkiye Beyazay Derneği ve Küçükçekmece Dostluk Engelliler Spor Kulübü işbirliği ile yapıldı. Sunuculuğunu ünlü manken Şenol İpek'in yaptığı "100 Engelli 100 Ayak" etkinliğinde, engelli sporcular ve ünlü isimler tekerlekli sandalye basketbol maçı yaptılar. Ayrıca; Modacı Murat Günhan'ın düzenlediği "Murat Günhan Fashion Show" defilesi yapıldı ve Aysun Kaya da sevilen şarkılarını söyledi. Anadolu Ajansı'nın global iletişim ortağı olduğu etkinlikte, Türkiye Beyazay Derneği Genel Başkanı Lokman Ayva "Engellilerin varlığının farkında olmak önemli bir kazanım olacak. Birbirimizi tanıdıkça daha mutlu olacağız..." dedi.

Anadolu Ajansı muhabirinin sorularını cevaplayan Lokman Ayva; engelleri ve ön yargıları aşmak istediklerini belirtip; "Bunun içinde engelli ve engelsizlerin bir arada olması gerekiyor.  Bunun için "Aşmak İçin Hareket" diyoruz. Arkadaşlarımız İnşallah burada önce bir farkındalık meydana getirecekler. Akülü sandalyeye ihtiyacı olan arkadaşlarımıza hediyeleri verilecek. Bu arada yaşama kültürünü bu etkinlik sayesinde başaracağız..." diye konuştu.


Ayva ayrıca; "Engelliler her yerde. Zenginlerden de fakirlerden de engelliler var. Sanat, iş dünyasında da var. O yüzden herkesin bunun farkına varması lazım. Engellilerin nasıl yaşadığının bilinmesi gerekiyor. Şu anda yaşlandıktan sonra engelli olma oranı çok yükseldi. Engellilerin varlığının farkında olmak önemli bir kazanım olacak. Birbirimizi tanıdıkça daha mutlu bir toplum olacağız." diye açıklama yaptı.

Farkındalık meydana getirmek için yapılan etkinliğe engelli engelsiz, ünlü ünsüz birçok kişi katıldı. Engelli sporcular ve ünlü isimler tekerlekli sandalye basketbol maçı yaptılar. Manken Şenol İpek, oyuncu Yıldırım Memişoğlu ve manken Tuğçe Sarıkaya da basketbol maçında oynadı. Küçükçekmece Dostluk Engelliler Spor Kulübü Onursal Başkanı Turgay Kıran, herkesin engelliler adına farkındalık için etkinliğe geldiğini belirtip; emeği geçenlere teşekkür etti. Etkiliğin sonunda da 100 engelliye 100 akülü sandalye dağıtıldı.
 
Spor yapan kişiler farklı farklı olsa da kalpleri ve amaçları bir oluyor. Yapılan bu etkinlikte; engelli ve engelsiz kişiler spor yaparak birlikte oldular. Sporda yaşanan hareketlilik, heyecan, beraberlik, engelli ve engelsiz herkesi birleştirdi. Engelleri beraber hareket ederek aşanlar, böylece birlikte yaşama kültürünü de öğreniyor. Bu nedenle "Aşmak İçin Hareket" kampanyasının etkinliklerinin artarak devam etmesini gönülden diliyorum.  


ALİYE YÜCEL

25 Eylül 2016 Pazar

ENGELLİ DOSTU BANKALAR


Çoğu zaman engellilerin banka isyanı ile ilgili haberlere rastlıyoruz. Yüksek ATM'lerin tekerlekli sandalye kullanan için ne büyük bir zorluk olduğunu söylemeye gerek var mı? Görme engellinin bankadan içeri girdiğinde ne tarafa gideceğini bilememesi ne demek? Bankaya gelen işitme engellinin iletişim kurma çabası... Herkes gibi engellilerin de bankacılık hizmetlerinden faydalanabilmesi gerekli... İşte geçtiğimiz günlerde bununla ilgili güzel bir haber vardı. Bankalarda engellerin kalkmaya başladı haberi...

Bir bankanın girişindeki yüksek basamak nedeniyle içeriye giremediğim ve başka bir şubeye gittiğim olmuştur. Nasıl bir mimar, mühendis ve usta tarafından yapılmışsa öyle bir basamağı vardı ki, engelli olmayanlar bile zorlanıyordu. Bu benim yaşadığım bir zorluk. Bir gerçek var ki engelli müşteriler, bankalardaki çeşitli zorluklar yaşıyor. Her engel grubu farklı engelle karşılaşıyor. Görme engelliler farklı, ortopedik engelliler farklı, işitme engelliler farklı zorluk yaşıyor. İşte bunu gören bankalar, engelli bankacılığı için yatırımlarını arttırmaya başladı.

Türkiye Bankalar Birliği, ihtiyaçlar üzerine engelliler için bankacılık hizmetlerini geliştirmek için çalışmalar yapıyor. Bunun sonucu; banka şubelerinin girişleri ve kapıları ortopedik engellilere uygun hale getiriliyor. Görme engelliler için şubelerinin içine hissedilebilir zemin yapılıyor. Tekerlekli sandalyeyi kullananlar engelliler için alçak gişe bankoları ve alçak ATM'ler yapılıyor. Müşterinin engel bilgileri bankada kayıtlı olursa sıralama sisteminde engelli müşteriye öncelik tanınıyor...


Habere göre; son üç yılda ortopedik engelli kişilere hizmet veren ATM sayısı yüzde 393 oranında artmış ve 4362 sayısına ulaşmış. Görme engellilere hizmet veren post sayısı da yüzde 185 oranında artmış. 2014 yılında engellilere hizmet veren banka sayısı 21 iken, şubelerini engellilerin rahat kullanımı için düzenleyen banka sayısı şimdi 25'e ulaşmış... Bu sayı az. Ancak anlıyoruz ki bu sayı artacak. Çünkü ihtiyaç olduğu görülüyor.

Engellilere hizmet veren 25 bankanın 3229 şubesinde görme, 3754 şubesinde ortopedik engellilere hizmet veriliyor. Bankalar; sadece görme engelliler ve ortopedik engelliler için değil,  işitme engelliler için de çalışmalar yapmaya başlıyor. Bankalarda, işaret dili bilen personel alımı artıyor. Banka çalışanlarından işaret dili eğitimi almak isteyenlere kurs imkanı tanınıyor. Şubede işaret dili bilen personel bulunmadığı zaman da görüntülü destek sunulması zorunlu oluyor.

Engellilerin bankacılık işlemlerine kolayca ulaşması sektöre yeni kaynak girişini de sağlamış. Uzmanlar; engellinin gerek yatırım, gerekse kredi bazında bankalarla ilişkisi olduğunu belirtiyorlar. Her engelli için en az 2 bin liralık işlem yapılsa, 5 milyon engellide işlem hacmi 10 milyar civarında olacağı gözleniyor. Bu bile bankaların engellileri dikkate alması için yeterli oluyor.

Bankaların engellilere bu hizmeti vermesinde yönetmelikte etkili oluyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yapılan yönetmelik ve esaslar belirlendi. Bankalar, engellilerin sorunsuz hizmet alabilmesi için düzenlemelerini 1 Ocak 2018 tarihine kadar tamamlamaları gerekiyor. Dileriz bu süreden bile önce bu düzenlemeler yapılır. Çünkü, bankacılık gibi bir alanda engelli olmak oldukça zor...


ALİYE YÜCEL