> Engeloji : Guzaarish

Translate

Guzaarish etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Guzaarish etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Kasım 2016 Pazar

ÖNCE VE SONRA


Senden Önce Ben (Me Before You) filmi, gazeteci ve yazar Jojo Moyes'in 2012 yılında yazdığı ve Çok Satanlar listesinde yer alan, aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Romanın kahramanının engelli olduğu öğrendiğim için merak ediyor ve okumak istiyordum. Ben okuma listeme aldığımda da romanın filme uyarlandığı haberleri çıktı. "Önce okusam mı? Yoksa seyretsem mi?" diye düşünürken, okumadan önce seyrettim. Artık okur muyum? Bilemiyorum. Ama seyredince yazmadan duramadım.

Filmin konusu şöyle: Will Traynor,  yakışıklı, zengin ve başarılı genç bir adamdır. Geçirdiği bir trafik kazası sonrasında felçli hale gelmiştir. Will, bu durumda yaşamak istemez. Dünyaya küsmüştür ve ölmek istemektedir. Louisa Clark ise bir kafede garsonluk yapan genç bir kızdır. İşten çıkarılınca yeni bir iş aramaya başlar. Ve Will'e bakıcılık yapmak üzere işe alınır. Farklı kültürlerden geldikleri için önceleri anlaşamasalar da zamanla birbirlerine alışırlar. Aralarında gelişen yakınlık ikisini de değiştirmiştir. Artık onları farklı ve zorlu bir sınav beklemektedir...

Senden Önce Ben, 2016 yapımı Amerikan, İngiliz ortak yapımı bir film. Romantik bir dram olan filmin yönetmeni Thea Sharrock. Bir kadının romanını, yine bir kadın filme aktarmış. Sharrock tiyatro yönetmeni, Senden Önce Ben onun ilk filmi. Filmin oyuncuları; Emilia Clarke, Sam Claflin, Jenna Coleman, Charles Dance, Janet McTeer,  Matthew Lewis ve Ben Lloyd-Hughes. Film, çok satan bir romandan filme aktarıldığı için olumlu ve olumsuz pek çok çeşitli eleştiri aldı.


Benim en büyük eleştirim hep aynı hikaye olması, hep aynı konunun ele alınması... Kaza sonucu engelli olan bir adam ve bakıcısının hikayesinin anlatıldığı en az beş film sayabilirim. Bunlar; İspanyol yapımı İçimdeki Deniz (Mar Adento), Bollywood yapımı Guzaarish, ABD ve Fransız ortak yapımı Kelebek ve Dalgıç (The Diving Bell And Butterfly), Fransız yapımı Can Dostum (Intouchables) ve Polonya yapımı Hayat Çok Güzel (Life Feels Good). Saydığım filmlerin hepsinden benzer, hatta birebir aynı sahneler var. Üstelik ikisinde de (İçimdeki Deniz ve Guzaarish) aynı ölüm isteği işleniyordu. Neden özgün bir engelli hikayesi bulunamıyor, anlamak zor.

Bunları söyledikten sonra tavsiye eder miyim? Evet ederim. Romantik filmleri sevenler izlemeli... Film aşka ve sevgiye inanmamızı sağlıyor. Ama yetiyor mu? İşte onun için seyretmek gerekiyor. Anlattığı daha çok şey var. Louisa'nın Will'e yaşama sevinci verme ve değiştirme çabası çok etkileyici. Böyle bir sevgili, eş veya arkadaş bulan bir engelli çok şanslı olmalı diye düşünüyor insan... Will ve Louisa karakterlerini oynayan oyuncular çok başarılılar... Kitabı okurken gözlerimin önüne ikisi gelecek eminim. Film, aslında başımıza her an her şeyin gelebileceği gerçeğini de bize gösteriyor. Ama diğer konular arasında bu fikir kayboluyor sanki...

Senden Önce Ben'de engelli birinin duygu ve düşünceleri çok güzel yansıtılmış... Engelliyseniz filmdeki pek çok sahne sizin için kaçınılmaz olacaktır. Will'in "Benimle birlikte bu sandalyeye bağımlı kalmanı istemiyorum..." demesi engelli biri için çok tanıdık bir cümle... Hayatta isteyeceği ve yapabileceği her şeye sahip olan birinin daha sonra tekerlekli sandalyeye bağımlı olması çok zor, kabul ediyorum. Ancak, empati kurmaya çalışsam Will'den farklı düşünüyorum. Filmin sonunun farklı olmasını bekleyen ve isteyen sadece ben değildim sanırım.

ALİYE YÜCEL


1 Mayıs 2016 Pazar

ÖTANAZİ VE HAYAT


Guzaarish'i izlerken "Bir ötanazi filmi daha..." dedim. 2010 yapımı bu filmi, İçimdeki Deniz filmine çok benzettim. Guzaarish filmi için Bollywood yapımı bir Mar Adentro (İçimdeki Deniz) dersek yanlış olmaz. Aynı onun gibi kaza sonucu kötürüm olan bir adamın ötanazi isteğini işliyor. Ötanazi konusunu ele aldığı için çok dramatik olduğunu düşünmeyin. Aynı zamanda eğlenceli bir film... Filmin yönetmeni Sanjay Leela Bhansali. Bhansali, çok ses getiren Black filminin de yönetmeni... Başrollerinde ise Hint sinemasının iki ünlü ismi: Hrithik Roshan ve Aishwarya Rai Bachchan var.

Filmin konusuna gelince şöyle; Ethan Mascarenhas (Hrithik Roshan) ünlü bir sihirbazdır. Merlin lakabını almıştır. Bir gösteri sırasında kaza geçirir. Kaza sonucunda boynundan aşağısı felçli hale gelir. Ethan evinden hiç çıkmadan, ancak yaşama sevgisini de kaybetmeden 14 yıl böyle yaşamıştır. Engellilere destek olmak için kitaplar yazmıştır. Bir radyoda da ilgiyle dinlenen bir program yapmaktadır. 12 yıl boyunca ona güzeller güzeli hemşiresi Sofia (Aishwarya Rai Bachchan) bakmış, onun her şeyi ile ilgilenmiştir.

Yıllar geçtikçe genç adamın durumu kötüleşmekte, iç organları iflasa doğru gitmektedir. Bu yüzden yaşadığı hayata bir son vermek ister ve ötanazi için mahkemeye başvurur. Avukatlığını da yakın arkadaşı Devyani üstlenir. Ancak, Hindistan yasaları ötanaziye izin vermez. Böylece davayı kaybeder... Ancak ötanazi fikrinden vazgeçmez. Diğer yandan Omer isimli bir genç Ethan'dan sihirbazlık dersi almak için gelir. Ethan, bildiği bütün sihirbazlık sırlarını ona öğretir...



Ethan, ötanazi isteyen bir kişi olarak çok hayat dolu... Espriler yapıyor. Gülüyor, güldürüyor. Gözleriyle ne çok şey anlatıyor. (Göz demişken, Ethan ve Sofia'nın gözleri inanılmaz güzellikte...) Karizması müthiş. Sevgi dolu... Film boyunca ötanazi fikirden vazgeçmesini bekledim. Çevresindeki herkes ona çok iyi davranıyor. Seviyor, seviliyor... Ondan bıkan hiç kimse yok. Üstelik çok da iyi bakılıyor. "Neden ölmek ister ki? Neden ecelini beklemez?" diye düşünmeden edemiyor, insan...

Guzaarish; senaryosu, oyunculukları, görüntüleri, müzikleri oldukça güzel bir film. İlgiyle izlenecek ve üzerinde düşünülecek türden... Çok etkileyici sahneleri var. Garip bir hüzün bırakıyor. Oyuncuların enerjileri yüksek... Çeşitli duygular yaşatan repliklerle dolu... Koşulsuz sevmeyi ve şükretmemiz gereken ne çok şey olduğunu anlatıyor. Ben bir engelli hikayesi olarak baktım. Büyük ve gerçek bir aşk hikayesi aslında...

Gelelim ötanaziye... Durum ne olursa olsun ötanaziyi desteklemem mümkün değil. Başta inancıma ters... Hayata da asla Ethan gibi bakmam, bakamam... Ben de onun çevresindekiler gibi bu isteğinin yanlış olduğunu düşünürüm. Ancak bazı sahneleriyle engelli çaresizliğini öyle güzel ortaya koyuyor ki... İnsan ister istemez empati yapıyor. Tabii bizim bundan alacağımız ders; bu çaresizlikten kaçmak yerine, sabırla hayatı sürdürmek olmalı... Ve her şeye rağmen hayat devam etmeli...


ALİYE YÜCEL