> Engeloji

Translate

14 Ağustos 2016 Pazar

SESSİZ DÜNYADAN BİR SES


Gazze'den güzel bir haber... Gazze'de işitme engelli ve işitme zorluğu çeken öğrenciler bir yüksekokuldan mezun olmuş... Anadolu Ajansı'nın haberine göre; İşitme engelli ve işitme zorluğu çeken öğrenciler Gazze Şeridi'nde bulunan İslam Üniversitesi'nden mezun olmuşlar. Ön lisans düzeyinde 81 kız ve 33 erkek, toplamda 114 öğrenci eğitim görmüş ve mezuniyetlerini tamamlamış. Projeye destek veren kurum ve kişilerin de katıldığı bir törenle belgelerini almışlar. Bunlar okulun mezun olan ilk engelli öğrencileri...

Engelli öğrencilere eğitim desteği projesi; Körfez İşbirliği Teşkilatı (KİK) Katar El-Fahura Eğitim Kampanyası tarafından finanse edilirken, Katar ve Filistin Kızılay Örgütü ve çeşitli kurumlar tarafından hayata geçirilmiş. Öğrenciler bilgisayar ve teknolojiye ilişkin dallarda eğitim almışlar. İşitme engelli öğrencilere uygun eğitim ortamı, onlara uygun eğitim araç ve gereç sağlanmış... Ayrıca staj yapma imkanı da verilmiş. Öğrencilerin hepsinin de yetenekli ve başarılı olduğu belirtiliyor.

Gazze Sosyal İşler Bakanlığı verilerine göre, Gazze Şeridi'nde 18 yaş altı 1243 ve 18 yaş üstü ise 2409 işitme engelli bulunuyor. Gazze'deki İslam Üniversitesi'nde ilk kez 2014 yılında işitme engelli ve işitme zorluğu çeken öğrenciler için bilgisayar ve teknolojiyle ilgili çeşitli alanlarda ön lisans programı başlatılmış. Üniversite, gelecek eğitim-öğretim yılında da engelli yeni bir grup öğrencinin eğitime başlayacağını açıklamış. 


Engelliler arasında en az sorunsuz olduğu düşünülen grup işitme engellilerdir. Çünkü görünürde bir engelleri yoktur. Ancak bu büyük bir yanılgıdır. İşitme engellilerin iletişim kurmaları zor olduğu için, eğitim almaları diğer engellilere (bedensel ve görme engellilere) göre çok daha güçtür. Bunun pek çok sebebi vardır. İşitme güçlüğü öğrenme güçlüğünü getirir. Bu nedenle eğitim verilmezse, hem günlük yaşantılarında hem de meslek ve iş hayatlarında en çok zorlanan engel grubu işitme engellilerdir. 

Eğitim herkes için, her engelli için çok gereklidir. Ama işitme engelliler eğitim almadıkları takdirde algı ve zihinsel açıdan da gerileme durumunda kalırlar. Üstelik zorunlu eğitimi alsalar bile yüksek eğitim yapma şansları diğer guruplara göre daha azdır. Engelleri nedeniyle özel bir eğitim almaları gerekir. İşte bu nedenle Gazze'de işitme engelli öğrencilerin mezuniyet haberi dikkatimi çekti. Hem de bir yüksekokulu bitirmişlerdi. Bu nedenle öğrencileri takdir ettim. Umarım iş ve kariyer hayatlarında büyük ses getirirler...

ALİYE YÜCEL 

7 Ağustos 2016 Pazar

PAS SİLİNİR, KEMİK İYİLEŞİR


Sonunda Pas ve Kemik (Rust and Bone) filmini seyrettim. Defalarca seyretmek istesem de hep ertelediğim filmi, beklediğimden de iyi buldum. 2012 yılı yapımı Fransız filmi olan Pas ve Kemik (Orijinal adı: De rouille et d'os), Craig Davidson'ın kısa hikayesinden uyarlanmış. Romantik bir dramı işleyen filmin yönetmenliğini Jacques Audiard yapıyor. Oyuncuları; Marion Cotillard, Matthias Schoenaerts, Celine Sallette, Bouli Lanners ve Armand Verdure.

Filmin konusuna gelince: Alain (kısa adıyla Ali), küçük oğlu ile kız kardeşinin yanına yerleşir. Bir gece kulübünde bodyguard olarak çalışmaya başlar. Gece kulübünde meydana gelen kavgada Stephanie ile tanışır. Katil balina eğitmeni olan Stephanie bir akvaryum kazası sonucu iki bacağını dizine kadar kaybeder. Ali ve Stephanie çok farklı kişilikte iki insan olsa da bu kazadan sonra yakınlaşırlar...

Film; doğuştan ya da küçük yaşta engelli olmakla sonradan engelli hale gelmek arasındaki farkı çok iyi yansıtıyor. Doğuştan ya da küçük yaşta engelli olunca buna alışıyor ve kabulleniyorsun. Yetişkin bir yaşta engelli olmak kolay değil. Stephanie'nin bacaklarını kaybettikten sonraki çaresizliği ve acısı çok güzel yansıtılmış... Oyunculuk çok başarılı... Bu arada bacaklarının nasıl böyle göründüğünü merak etmemek elde değil. Gerçekten kesilmiş gibi duruyor. Bunun nasıl olduğunu burada yazmayacağım. Ama çok emek isteyen bir iş olduğu bir gerçek...


"Engelli olmak kadın erkek herkes için aynıdır, cinsiyet fark etmez..." diye düşünenler varsa, şunu belirteyim ki bir kadın olarak engelli olmak çok daha farklı, çok daha zor...  Filmde bu çok iyi bir şekilde verilmiş... Engelli bir kadın olan Stephanie'nin içinde bulunduğu durum çok güzel aktarılmış... Engelli bir kadının psikolojisi çok iyi anlatılmış. Hem de bir çok sahnede sözlere bile gerek kalmadan. Hal, tavır, mimik ve bakışlarla... Bu nedenle yönetmen ve oyuncuyu kutlamak gerek.

Filmde karakterler çok gerçekçi, her şey doğal akışında gidiyor. Belki de Ali'nin hal ve tavırlarından böyle hissediyoruz. Duygular çok yerli yerinde aktarılmış, verilmek istenen çok iyi yansıtılmış... İnsana kolayca geçiyor. Duygusal olarak engelli bir adam ve bedensel engelli bir kadının aşk hikayesi olarak görülse de, her şey bu kadar basit değil. İkisi arasındaki bu yakınlaşma bir mecburiyet olarak görülmemeli... Ya da ben öyle görmek istemedim.

Filmle ilgili çok şey yazılabilir. Muhteşem güzellikte sahneleri var. Blogumda görüp "Ama bu bir engelli filmi..." diye düşünüp izlemekten vazgeçenlere tavsiyem, izlemeniz. Pas ve Kemik, sadece bir engelli filmi değil. İnsan ilişkilerine dair çok şey anlatıyor. Hayata bakışımızı gözden geçirmenizi ve empati kurmanızı sağlıyor. Zorluklara karşı direnme gücü veriyor. "Pas silinir, kemik iyileşir..." diyerek kötü günlerin bir gün geçeceğini söylüyor. İçten içe bir umut aşılıyor. İzleyin! Asla zaman kaybı değil...

ALİYE YÜCEL

                                                                                                  


31 Temmuz 2016 Pazar

ENGELLERİ KALDIRAN ÇİZGİLER


İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 'Engelsiz İzmir 2016 Uluslararası Kongresi' kapsamında düzenlenen "Engelleri Kaldıralım" konulu uluslararası karikatür yarışması sonuçlandı. Bu yıl ikincisi düzenlenen uluslararası yarışmaya 31 ülkeden 205 karikatür sanatçısı 530 eser ile katıldı. Yarışmada ilk üç derece; İranlı, Polonyalı ve Türk karikatürcüler arasında paylaşıldı.

İranlı karikatürist Hamed Mortazavi Alavi birinci, Polonyalı karikatürist Karolina Gniterek ikinci, Türk karikatürist Muammer Kotbaş ise üçüncü oldu. İranlı karikatürist Saeed Sadeghi, Türk karikatürist Kaan Saatçi ve Kazakistanlı karikatürist Galym Boranbayev ise mansiyon ödülü aldılar. 6 eser ödül alırken, 40 karikatür de sergilenmeye değer bulundu.

"Engelleri Kaldıralım Uluslararası Karikatür Yarışması" İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından engelli sorunlarına dikkat çekmek amacıyla düzenledi. Başvuruları 17 Temmuz'da sona eren yarışmanın şartnamesinde; karikatürlerin daha önce yayınlanmış olabileceği ancak başka bir yarışmada ödül almamış olması yer alıyordu.


Yarışmanın jürisinde karikatüristler; Yoshiaki Yokota, Musa Gümüş, Massoud Shojai Tabatabai, Eray Özbek, İzel Rozental ve Ömer Çam, İzmir Büyükşehir Belediyesi Tanıtım Şube Müdürlüğü Etkinlikler Şefi Betül Gündüz ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Tanıtım Şube Müdürlüğü Grafik Tasarımcı Özgür Saraçoğlu bulunuyordu. Jüri üyelerinin seçmede zorlandığı karikatürler çok etkileyici...

Engelleri Kaldıralım Uluslararası Karikatür Yarışması'nda dereceye girenlerin ödüllerini 3-5 Kasım tarihlerinde düzenlenen bir törenle alacaklar. Yarışma sonucunda derece alanlara plaket ve para ödülü verilecek. Birinciye 8 bin TL, ikinciye 5 bin TL, üçüncüye 3 bin TL verilecek. Mansiyon kazanan karikatüristler ise bin TL alacaklar.

Karikatür, engelli sorunlarına ve engelli farkındalığına dikkat çekmek doğru bir seçim... Çünkü; biliyoruz ki karikatür gülümsetirken düşündürür, düşündürürken gülümsetir... Dileriz ki engelsiz bir hayata ve engelli farkındalığına dikkat çekmek için yapılan bu yarışmanın karikatürlerini gören herkes sadece gülüp geçmez! Engelli farkındalığı artar. Her türlü engelleri görür ve engelleri kaldırma adına bir çaba gösterir.


Not: Karikatürler derece sırasına göredir.


ALİYE YÜCEL


24 Temmuz 2016 Pazar

ALBİNO HAYVANLAR


Albinizm (Albino) genetik bir metabolizma hastalığıdır. Albinizm; cilde, saça ve gözlere renk veren melanin pigmentinin vücutta hiç bulunmaması ya da az bulunmasına deniyor. Bu nedenle Abinizm; gözleri, deriyi, saçları ve vücudun farklı bölümlerini etkileyebiliyor. Bu ilginç hastalık, sadece  insanlarda değil hayvanlarda da olabiliyor. Üstelik hemen hemen her hayvan türünde albinizme rastlanıyor. Bu hayvanların fotoğraflarını görünce şaşırmamak elde değil...

Karada, denizde ve havada, her yerde yaşayan hayvanlar arasında albino olanlar var. Bildiğimiz rengarenk hayvanlar tamamen beyaz renge bürünmüşler... Timsah, kirpi, aslan, sincap, köpek, yılan ve maymun gibi pek çok hayvan bu hastalığın etkisinde kalabiliyor. Çok farklı, özel ve güzel renklerde olan kuşlar, böcekler, sürüngenler arasında bile albinolar var. Hepsi de birbirinden etkileyici...


Güneş ışınları albinolar için zararlı oluyor. Ancak, albino hayvanlar için zararlı olan sadece güneş değil. Onlar doğal şartlara da uyum sağlamakta zorlanıyorlar. Kamuflaj özellikleriyle diğer hayvanlara yem olmamak hayvanların en önemli özelliğidir. Fakat beyaz renkleri nedeniyle kamufle olma özelliklerini kaybettikleri için çabuk fark edilip yem olabiliyorlar. Hayatta kalma ve avlanma şansları azalıyor. Beyaz renkleri yüzünden çok daha rahat görünebilen bu hayvanlar diğer hayvanlardan daha fazla saklanma ihtiyacı duyarlar. Bembeyaz olan albino hayvanları doğada kolay kolay görmemiz mümkün değil.

Kolay görünmemelerine rağmen yine de pek çok fotoğraf var. Nadir olarak görünen albino hayvanlar iyi ki fotoğraflanmışlar... Albino hayvanların fotoğraflarını hepsini görmeniz gerekir. Bembeyaz tüyleri, kürkleri, derileriyle ve pespembe gözleriyle öyle güzeller ki... Beyazın bir hayvanı bu kadar ilgi çekici yapacağına insan inanamıyor. Allah'ın bir hikmeti bu hayvanlar... Bir yaratılış sanatı... İnsan öyle etkileniyor ki, bunun bir hastalık ve bir eksiklik olduğunu düşünemiyor.

Albino hayvanlar öylesine çarpıcı ki... Renkli dünyanın bu beyaz hayvanları çok güzeller. Yazı için fotoğraf seçerken bu kadar zorlandığım başka bir yazı olmamıştı galiba... Hepsini görmenizi isterdim. Hangisini seçeceğimi bilemedim. Öyle çok ki... Bir kaç tanesini buraya koyabiliyorum. Ama merak edip biraz araştırdığınızda çok ilginç fotoğraflara rastlayabilirsiniz. Görmeye alışageldiğimiz hayvanları bir de böyle görmek insanda ne büyük bir etki bırakıyor. Sadece bana güzel gelmiyor eminim...


ALİYE YÜCEL 

17 Temmuz 2016 Pazar

10 Temmuz 2016 Pazar

BİR FAZLASINI ÖĞRETİR


Bu yıl, Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı'na (EKPSS) katılan adaylar arasından 498 engelli öğretmen atanma hakkı elde etti. Milli Eğitim Bakanlığı, bu konuyla ilgili yazılı bir  açıklama yaptı. Açıklamaya göre; 2016 yılında yapılan Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı'na katılan adaylar arasından EKPSS puanına göre atandılar. Adaylar, bu atamaların sonuçlarını "www.meb.gov.tr" internet adresinden öğrenebilecekler. 

Aday olan engelli öğretmenler, atanmak istedikleri tercihleri 27-30 Haziran tarihleri arasında elektronik başvuru formunu doldurmak suretiyle yapmışlardı. Başvurusu kabul edilen 1712 aday arasından; puan üstünlüğü, tercihleri ve alan kontenjanlarına göre 498 öğretmen adayının ataması gerçekleşti. Ataması yapılan öğretmenlerin görev yerleri valiliklerce belirlendi. Şimdi görevleri ve öğrencileri onları bekliyor.

Daha önce engelli öğretmen atamaları yapılacağı haberleri medyada yer almıştı. Hatta sayı olarak da 250 civarı verilmişti. Oysa neredeyse iki katı, 498 öğretmen adayının ataması gerçekleşti. Gönül isterdi ki başvurusu kabul edilen 1712 engelli öğretmen adayının tamamı bir yerlere atanabilsin. Ancak ne diyelim, buna da çok şükür... Çünkü daha önceki yıllarda bu hak da yoktu. Engellilere öğretmenlik yapma hakkı tanınmıyordu.


Engelli kişilerin öğretmen olmasına, bu mesleği yapmalarına başka bir açıdan bakıyor ve çok önemsiyorum. Engelli farkındalığı açısından... Engelli öğretmenler uzun yıllar çalışacaklar ve yüzlerce öğrenci yetiştirecekler. Bu çocuklar engelli kavramını öğretmenleri vasıtasıyla öğrenecekler. Böylece çocuklar, bir engellinin de meslek sahibi olabileceğini, başarı gösterebileceği anlayacaklar. Sanıldığının aksine aciz olmadığını görecekler. Engellerin aşılabileceğine en yakından tanık olacaklar...

Okulun ve dolayısıyla öğretmenlerin çocukların hayatındaki önemi söylemeye gerek var mı bilmiyorum? Öğretmenler, anne ve babadan sonra çocuk için en büyük örnektir. Çocuklar önce evde ebeveyn tarafından, sonra da okulda öğretmenleri tarafından eğitilirler. Eğer; bir öğretmen mesleğini seviyorsa, araştırıyorsa, milli ve manevi değerlere sahipse, idealleri varsa ve doğru örnek oluyorsa bir çocuk için ömür boyu rol modeldir. 

Ancak bir öğretmen engelliyse; çocuğa diğer öğretmenlerinden fazladan bir şeyi daha öğretir! Doğru engelli algısını... Çocuk; engelli bir bireyin yapabileceklerini, azmini ve engelli farkındalığını öğretmeni sayesinde öğrenir. Bu nedenle, engellinin olumlu sunumu gösteren belki de en önemli mesleklerden biri öğretmenlik... Düşünsenize; engelli bir öğretmeni tanıyan ve seven bir çocuğun bütün hayatı boyunca engelliye karşı bir ön yargısı ve olumsuz bir düşüncesi olabilir mi? Asla olmaz... Bu nedenle engelli öğretmenlerin hepsinin başarılı olması ve sayısının artmasını diliyorum. 

ALİYE YÜCEL 

3 Temmuz 2016 Pazar

DÜNYA ŞAMPİYONU İŞİTME ENGELLİLER


İşitme Engelliler Erkek Milli Futbol Takımımız, 19 Haziran - 02 Temmuz tarihleri arasında yapılan İşitme Engelliler Dünya Şampiyonası'na katıldı ve dünya şampiyonu oldu. İtalya'nın ev sahipliği yaptığı şampiyonada 16 takım mücadele etti. Türkiye Futbol Federasyonu'nun "Türkiye Futbol Oynuyor" projesi kapsamında destek verdiği millilerimiz, 2012 yılında da dünya şampiyonu olmuştu. Böylece üst üste 2. kez şampiyonluğu elde etti. 

Erkek milli takımımız bu şampiyonaya Avrupa ve Dünya Şampiyonu unvanlarıyla katıldı. Bayan Milli takımımız ise, ilk kez bir uluslararası turnuvada mücadele etti. İşitme engellilerin futbolunda; 55 desibel ve üzerinde duyma kaybı olan oyuncular yer alıyor. Kurallar FİFA'nın belirlediği şekilde uygulanıyor. Her bir takımda 11 oyuncu yer alıyor.

İşitme engelli erkek milli takımımızın şampiyona serüveni şöyle; 19 Haziran'da başlayan şampiyonanın ilk iki maçında hem  İsveç'i ve hem de Suudi Arabistan'ı 2-1 mağlup etti. Arjantin ile 1-1 berabere kalıp grup lideri olarak çeyrek finale yükseldi. Çeyrek finalde ise Mısır ile karşılaştı. Normal süresi golsüz biten maçta uzatmalara gidildi. Uzatmalarda ise Mısır'ı 1-0 mağlup edip yarı finale çıktı.


Yarı finalde Rusya ile karşılaşan işitme engelli millilerimiz onları da 1-0 mağlup etti ve final hakkını kazandı. Finalde Almanya ile eşleşti. Türkiye, Almanya karşılaşmasının ilk yarısı golsüz bitti. Millilerimiz ikinci yarıda 77. dakikada Mehmet Sert'in golüyle 1-0 öne geçti. Ancak maç 85. dakikada Almanya'nın attığı golle 1-1 berabere tamamlandı ve uzatmalara gidildi.

Türkiye, uzatmanın 118. dakikasında Murat Şimşek'in golüyle Almanya'yı 2-1 mağlup etti. Böylece İşitme Engelliler Milli takımımız dünya şampiyonu oldu. İşitme engelli millilerimiz, 2008 yılında yine Almanya ile final oynamış ve mağlup olmuştu. Bu kez Almanya'yı mağlup ederek hem rövanşı aldı, hem de şampiyon oldu.

Millilerimizin finale kaldığını öğrendiğinde büyük bir gurur ve sevinç duydum. Bu yazıyı ay-yıldızlı millilerimiz şampiyon olmasaydı yazmayı düşünüyordum. Çünkü final maçı oynayıp kaybetselerdi bile dünya ikincisi olacaklardı. Bu da çok büyük bir başarı... Ancak maalesef bu şampiyonluktan ve bu önemli başarıdan çok az kişinin haberi var. Oysa biliyoruz ki Türkiye'de futbol çok ilgi görüyor. Şampiyonlarımızı kutluyor, engelli futbolunun da gereken ilgi ve desteği görmesini diliyorum. 


ALİYE YÜCEL