> Engeloji : 1.06.2015 - 1.07.2015

Translate

28 Haziran 2015 Pazar

PARK DEĞİL ÇARK EDELİM


Engelli park alanlarına, engelsiz kişilerin park ettiği araçları görmüşsünüzdür. Bu durumu görünce insan hayrete düşüyor. Bir insan bunu nasıl yapar? Bir kişiyi zor durumda bırakacağını nasıl anlamaz? Engelliye zarar vereceğini nasıl düşünmez? Bir insan empatiden nasıl bu kadar yoksun nasıl olur? diye... Ama bu manzara ile maalesef çokça karşılaşıyoruz. Bununla ilgili pek çok fotoğraf yayınlanıyor. Haber yapılıyor...

Gelelim bu konuda yazmama neden olan ilginç habere... Brezilya'da bir sürücü engeli olmadığı halde engellilere ayrılan yere park ediyor. Sen misin buraya park eden! Duyarsız sürücü geldiğinde otomobilini tanınmaz bir halde buluyor. Otomobilinin üzeri baştan sona mavi çıkartmalarla kaplanıyor ve üzerine de engelli logosu yerleştiriliyor. Otomobil görülmeye değer... Gelip geçen herkes ilgiyle seyrediyor.

Aracını bıraktığı gibi bulamayan sürücü büyük bir şok yaşıyor. Aracına biniyor, pencerelerde kaplı olduğu için göremiyor dışarı çıkıyor. Çıkartmaları sökmeye çalışıyor. Yaptığına bin pişman oluyor ve çok öfkeleniyor. Çevredekiler, bu durumu görenler onun bu cezayı hak ettiği için gülerek "Oh olsun" der gibi bakıyor. Böylece sürücü engelli yerine park etmenin cezasını çekiyor. Umarız bu ona bir ders olur. Onu ve arabasını bu halde görenlere de örnek olur.


Rusya'da da engelli park yerine araç bırakmayı önlemek için çok çarpıcı bir uygulama yapılmıştı. Otoparktaki engelli park alanına kameralar yerleştirilmişti. Kamera gelen aracın ön camında "engelli" işaretini görmeyince (engelli aracı değilse) aracın önüne bir engelli kişinin hologramı beliriyor. Bu hologram duyarlılık göstermeyen sürücüleri uyarmak için konuşmaya başlıyor. Sürücülere  bunu neden yaptığını diye soruyor. Bu yaptıklarının yanlış olduğunu, engelli park yerine park etmemeleri gerektiğini çok etkileyici bir biçimde anlatıyor. 

Ülkemizde de engelli yerine park etmenin yanlışlığını anlatmak için çeşitli farkındalık çalışması yapılıyor. Bunlardan en anlamlılarından biri de engelli park alanlarına yazılan bir slogan... Bu sloganda "Yerimi aldın. Engelimi de alır mısın?" yazıyordu. Oldukça etkileyici olan bu söz pek çok park yerinde kullanılmış ve oldukça ses getirmişti. Bu uyarıcı söz keşke tüm otoparklara yazılsa... Böylece duyarsız kişilerin gözüne sokulsa... 

Türkiye'de ve dünyada engelli park yerine aracını bırakmanın yanlışlığı çeşitli şekilde ortaya konuluyor. Ama çok doğal bir durummuş gibi hala park edenler sürücüler oluyor. Bu yanlış hep devam ediyor. Kişi hiç düşünmüyor. Bu engel kendisinde olsaydı ve park yeri bulamasaydı ne yapardı. Biraz empati yapalım ve bu alanlara park etmeyelim. Bir engelliye zarar vermeyelim, onu zor durumda bırakmayalım. Bu alanlar engelliler için... Bu yanlıştan dönelim. Artık park değil, çark edelim!
                                                                                       
ALİYE YÜCEL         

21 Haziran 2015 Pazar

BENNUR KARABURUN MECLİSTE


AK Parti Bursa Milletvekili Bennur Karaburun Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne kaydını yaptırdı ve mazbatasını aldı. Biz onu iki yıl kadar önce, yağmurun altında tekerlekli sandalye ile giderken ıslanmaması için yanında şemsiyesini tutan biri ile birlikte fotoğrafta görmüştük. Bu fotoğraf medyada çok yer aldı. Sonra onun Bursa'dan AK Parti 9. sıradan milletvekili adayı olduğunu öğrendik. Seçilmeyi başardı. Şimdi meclisteki iki engelli vekilden biri...

Bennur Karaburun, 1973 yılında Bursa'da doğuyor. 7 yaşından 23 yaşına kadar profesyonel olarak yüzme ve su topu ile yapıyor. Bu konuda dereceleri ve rekorları var. Uludağ Üniversitesi Tekstil Bölümü'nü bitirdikten sonra imalat müdürü olarak çalışıyor. Son çalıştığı firmanın aracı ile bir trafik kazası geçiriyor. Kazada boynu kırılınca aylarca yaşam mücadelesi veriyor. O günden sonra omurilik felçlisi olarak tekerlekli sandalyede hayatını sürdürüyor. Bu arada Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni bitiriyor. Halen de  Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümü son sınıf öğrencisi...

İki dil bilen Karaburun; engelli hale geldikten sonra kök hücre konusunda araştırmalar yapmış. Amerika ve Çin ile bağlantıya geçmiş. Kök hücre ameliyatı yapılmalı yapılmamalı mı diye tartışılırken o ameliyat olmak istemiş ve olmuş... İlk kök hücre ameliyatı olanlardan... Kök hücre ile ilgili; Eski Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, zamanın başbakanı şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın doktorları ve Sağlık Bakanlığı ile görüşmeler yapmış. Öyle ki bu konuda çalışmalar yapmak için de milletvekili olmak istemiş...


Bennur Karaburun, kaydını yaptırmasının ardından çok heyecanlı olduğunu belirterek "Engelli bir milletvekili olarak burada olmak gerçekten çok güzel. Bu ben olduğum için değil, başka bir engelli kardeşimiz de olmuş olsaydı yine aynı mutluluğu yaşardım. Bundan sonraki süreçte de İnşallah engelli kardeşlerimizin, kadınlarımızın, bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının vekili olmak için elimden gelen her şeyi yapacağım. Hizmet odaklı bir partiyiz ve hizmet anlamında elimizden gelen her şeyi yapacağız..." diyor.

"Meclis engelli bir milletvekiline hazır mı?" sorusuna ise "İnanın hazır, rampa ile ilgili hiç bir sıkıntı yaşamadım. Kapıdan buraya gelene kadar bir sıkıntı yaşamadım. Bundan sonra nasıl olur bilmiyorum ama..." diyerek gerektiğinde seyyar rampayı kullanabileceğini böylece engeli aşacağını açıklıyor. Bennur Karaburun; güzel bir ekiple çalıştığını, hiçbir zorluk yaşamadığını ve destekleyici bir güçle orada olduğunu belirtiyor. 

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılacak çalışmalar engelliler açısından büyük önem taşıyor. Bennur Karaburun, 2015 Genel Seçimleri'nde milletvekili olan iki engelliden biri. Engelli milletvekillerinin sayısını artsın isterken maalesef azaldı. Geçen dönem dört milletvekili vardı. Şimdi ise sayı ikiye indi. Engelli sorunlarının çözümünün engelli bireylerden geçtiğine inandığım için kendisinden çok şey bekliyorum. Özellikle de Bursalı ve engelli biri olarak...


ALİYE YÜCEL                                                 

14 Haziran 2015 Pazar

ŞANSLI BALIK


Hayvanlar için yapılan yürüme aparatlarını görmüştüm. Sanırım pek çok kişi de görmüştür. Kedi, köpek, at, kaplumbağa gibi pek çok çeşitli hayvan sakat kalıp, engelli hale geliyor. Ama takılan bir aparat sayesinde rahatça yürüyor, hayatını böyle sürdürüyor. Ancak bir balık için yapılanını görünce şaşırmamak elde değil. Bir balık bir aparat sayesinde akvaryumda rahatça yüzüyor. Çok ilginç...

Paylaşılan fotoğraf gören herkesi yüreğinden yakalayacak türden... Balık çok sevimli ve çok tatlı görünüyor. İnsanı gülümsetiyor. Bir Japon balığı bir aparat sayesinde karın üstü durabiliyor, su altında kalabiliyor ve tek başına rahat rahat yüzebiliyor. Garip geliyor değil mi? Kimin aklına gelir? Balığa böyle bir şey yapmak... Engelli bir balık "yüzer tekerlekli sandalye" ile akvaryumda... Şaşırtıcı bir görüntü...

Fotoğraftaki Japon balığını görünce önce şaşırıyor ve gülümsüyoruz. Sonrada bir balığın bile engelli olabileceğini ve bir aparata ihtiyaç duyabileceğini anlıyoruz. Solungaçlarındaki bir problem yüzünden, sindirim sistemi bozukluklarında ya da çeşitli hastalıklar nedeniyle yüzme engeli olan balıklar bu sayede yüzebilecek ve böylece hayatta kalabilecek. İlginç bir buluş...


Balık için yapılan bu aparatın yani yüzer tekerlekli sandalyenin uzman biri tarafından yapılmış versiyonları vardır ve satılabilir. Ama bu kolayca evde yapılacak kadar basit... Bir mantar ve bandaj birbirine tutturularak bir düzenek hazırlanmış... Bu da engelli balığa takılmış. Balık dik duramıyor ve yüzemiyor işte bu aparat onun yüzmesini sağlıyor. Bir tür şamandıra...

Bu aparat hayat kurtarıcı... Çünkü takılmasa yüzemeyen balık su yüzeyine çıkıp yem yiyemeyecek ve ölecek... Sahibinin bunu fark edip yüzemeyen balığa bu yardımı yapması ne etkileyici. Nasıl fark etti acaba? Nasıl düşündü? Nasıl yaptı? Balık farkında değil ama çok şanslı... Böyle bilinçli bir bakıcısı var. Tebrik etmek gerekir. Balığın durumunu görmüş ve bu aparatı yapmış. Yoksa yüzemeyecek, yem yiyemeyecek ve ömrü daha az olacaktı, bu kesin.

Her canlı gibi bu balıkta daha iyi bir hayatı hak ediyor. Sahibi bu aparatı yaparak hem balığa büyük bir yardım yapmış... Hem de bize bir balığın bile engelli olabileceğini... Ve ona nasıl bir yardım yapılabileceğini göstermiş... Hayat çok garip... İnsan yaşadıkça nelerle karşılaşıyor. Bir yanda balığın engeline çözüm bulan bir insan, diğer yanda engelli insana çözüm bulmak şöyle dursun, ona engel olan insanlar var.

ALİYE YÜCEL

7 Haziran 2015 Pazar

SEÇELİM SEÇİLELİM


Bugün milletimiz açısından önemli bir gün. Genel seçimler yapıldı. Yeni milletvekillerimiz belli olacak. Hangi parti kaç millet vekili çıkaracak henüz belli değil. Ama çok istediğim bir şey var. Engelli olan ya da engelliyi iyi bilen, iyi tanıyan milletvekillerinin mecliste olması... Belki pek çok kişi; hangi parti önde olacak, hangi parti kaç milletvekili çıkaracak, koalisyon mu  olacak diye merak ediyor. Ancak ben bütün bunların yanı sıra, kaç engelli milletvekilinin de meclise gireceğini merak ediyorum.

Engelli sorunları ve çözümü açısından bu noktada her partiye eşit mesafede olmak durumundayım. Hangi partiden olursa olsun engelliyi temsil edecek birilerinin mecliste olması gerektiğine inanıyorum. Maalesef meclisteki engellilerin sayısı oran olarak çok az... 9 milyon engelliyi temsil için bir elin parmakları kadar bile olmayan milletvekili sayısı olur mu? Bu hiç iyi bir gösterge değil. Üstelik bu seçimlerde de engelli aday sayısı çok azdı. Hepsi meclise girse bile yetersiz kalır.

Mecliste daha önceki dönemlerde engellileri temsil eden milletvekilleri vardı. En çok tanınanları, ilk engelli milletvekili olan AK Parti Milletvekili Lokman Ayva ve CHP Milletvekili Şafak Pavey gibi...  Biri görme engellileri diğeri, ise bedensel engellileri temsil ediyordu. Bundan başka de engelli vekillerimiz oldu. Şu an ki mecliste de 4 engelli milletvekili var. Bu milletvekillerinden biri CHP'den Şafak Pavey, diğer üçü ise AK Parti'den Gürsoy Erol, Mehmet Doğan Kubat ve Abdurrahim Akdağ.


Engellilerle ilgili önemli çalışmalar yapıldı. 2005 yılında Engelliler Yasası çıkarıldı. 2010 yılında da engellilere çeşitli haklar verildi. Ama bunlar yeterli değil... Çok eksik noktalar ve yapılması gereken pek çok şey var. Yeni dönemde bunların tamamlanmasını gerekiyor. Partilerin tüzüklerinde engelliler için yapılması planlanan neler var. Tam olarak bilmiyorum. Ama yapılacak çalışmalar engelliler açısından büyük önem taşıyor.

Ülkemize engellilerin yaşam kalitesini yükseltmek için çalışmalar yapan milletvekilleri gerekli... Engellilerin sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda hayata katılmalarını sağlayacak önlemler almalı, bu yönde çalışmalar yapmalı... Gönül ister ki her engelli grubunu temsil edecek milletvekilleri olsun. Görme, işitme, bedensel engelli ve zihinsel engelli yakını gibi... Ancak bu sayı birkaç milletvekili ile sınırlı olmamalı... Sayıları çok daha fazla olmalı...

Sorunların büyük bir bölümünün çözümü siyasetten geçiyor. Engelli sorunlarının çözümü için engeli olmayan birinin çok başarılı olacağına inanmıyorum. İşte bu yüzden engelliler siyasette ve Türkiye Büyük Millet Meclisi sıralarında daha çok yer almalı... Seçmeli, seçilmeli... Engelli olmasa bile bu konuda duyarlı ve farkındalığa sahip milletvekilleri yok değil. Fakat benim sorunumu en iyi ben bilirim. Çözümünü de en iyi ben sunarım. Bunun aksini söyleyecek biri var mıdır? Sanmıyorum. Varsa da lafügüzaf...


ALİYE YÜCEL