> Engeloji : Ceyda Düvenci

Translate

Ceyda Düvenci etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ceyda Düvenci etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Temmuz 2018 Pazar

OTİZMLİ YÜZÜCÜ



Medyada Can Demirci'nin barajı geçip yarışmaya hak kazandığı halde otizmli olduğu için Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı'na katılmasının engellendiği yazıldı. Bu bir skandal olarak değerlendirildi. Sadece Can'ın değil, onun gibi otizmli Melih Onur Şırlak'ın da yarışmaya giremeyeceği bildirilmişti. Daha sonra sosyal medyadan gelen büyük destek üzerine son gün katılmasına izin verilen Can Demirci ve Melih Onur Şırlak büyük başarı göstererek birincilik ve ikinciliği paylaştılar.

Otizmli Can Demirci'nin yarışmaya alınmayacağı sosyal medyada büyük tepki gördü. #canötekilestirmesinyarışakatılsın hashtagı ile bir kampanya başlatıldı. Ünlü oyuncu Ceyda Düvenci de çektiği vido ile Can Demirci'ye destek oldu. Ceyda Düvenci'nin engel ve engellilik konularında çok hassas olduğunu biliyoruz. Düvenci, bir video ile herkese şöyle seslendi: "Can lütfen ötekileştirmesin. Sosyal medyanın gücünü hep birlikte görelim..." Ben de bu konuyu Ceyda Düvenci'nin videosunu seyredince öğrendim. Sonucunu merak ve takip ettim.

Kamuoyunda büyük tepki çeken olayla ilgili, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) internet sitesinden bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamaya göre yüzücülerin gerekli başvuruları yapmadıkları gerekçesiyle yarışmaya alınmayacağı bildirildi. Can ve Onur'un isimlerinin Türkiye Bedensel Engelliler Futbol Federasyonu'nun (TBESF) listesinde olmadığını bu nedenle yarışa dahil edilmedikleri açıklandı. TMOK ise bedensel engelliler ve özel sporcuların başvurularının muhatabı TBESF ve Türkiye Engelliler Spor Federasyonu (TESF) olduğunu açıkladı.


Ceyda Düvenci, sadece video ile kamuoyunun dikkatini çekmekle kalmayıp Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi yetkililerine Can için ricada bulundu. Dilekçeyi de paylaşarak başvuruların yapıldığını anlatan bir paylaşım yaptı. Eşi Bülent Şakrak'ta yapılan başvuru belgesini sosyal medyada yayınladı. Bütün bunlar çok dikkat çekti ve ses getirdi. Bunun üzerine Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu devreye girdi ve konuyla ilgilendi. Böylece Can ve Onur yüzme yarışlarına kabul edildiler.

Bu yıl 30. su yapılan yarışma geçtiğimiz hafta 22 Temmuz Pazar günü gerçekleşti. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi'nin geleneksel olarak düzenlediği Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı, Anadolu Yakası'nda Kanlıca'dan başlıyor ve Avrupa Yakası'nda Kuruçeşme Cemil Topuzlu Parkı'nda son buluyor. Yerli ve yabancı toplam 2 bin 400 yüzücünün katıldığı yarışta kendi kategorilerinde Can Demirci birinci olurken, Melih Onur Şırlak da ikinci oldu.

Medyada otizmli oldukları gerekçesiyle yarışlara alınmayacakları söylense de bunun böyle olamayacağını düşündüm. Bir kişinin otizmli olduğu için yüzme yarışmasına alınmaması nasıl bir durum anlamak çok zor. İnsan sadece otizmli diye yarışmasına izin verilmediklerine inanmak istemiyor. Bu konuyu tam olarak anlayabilmiş değilim. Eğer böyle ise durum gerçekten çok vahim. Biz bu engelleri nasıl aşacağız? Engel olunmasın ki yüzebilsinler, engel olunmasın ki başarsınlar, engel olunmasın ki şampiyon olabilsinler.

ALİYE YÜCEL   

24 Kasım 2012 Cumartesi

CANIM ÖĞRETMENİM


 
Bazı özel günler büyük anlam taşır. Biz kutlasak da kutlamasak da… Bize birilerini hatırlatır! Bizi bir yerlere götürür! Öğretmenler Günü de böyledir.  “Bugün Öğretmenler Günü” cümlesini duyunca herkes öğretmenini ya da öğretmenlerini düşünür. Her öğretmenim benim için çok değerlidir. İlkokul, Ortaokul, Lise ve Fakültedeki tüm öğretmenlerim ve hocalarım… Bazısı ise çok özeldir. Lisedeki müzik öğretmenim Zümrüt Düvenci gibi... Müzik, çok sevdiğim bir dersti. Ama sevmesem de, o bu dersi bana sevdirirdi eminim.
1981 yılıydı. Mustafakemalpaşa Lisesi’nin Bursa’ya bir okul gezisi vardı. Bu geziye öğrencilerle beraber Zümrüt Hanım’da gitmişti. Dönüş yolunda otobüs kaza yapmıştı. Yaralılar vardı. Sevgili Zümrüt Hanım’da bunlardan biriydi… Başından büyük darbe almış, ağır yaralanmıştı. Hastaneye kaldırıldığında komadaydı. Hayatından endişe edilirken, çok şükür hayati tehlikeyi atlatmıştı.
Kazada başından çok ağır bir darbe aldığı için göz sinirleri kopmuştu. Defalarca ameliyat olmuştu. Ama gözleri görmüyordu. İlçemizde onun güzelliği dillere destandı. Mavi gözleri öyle güzeldi ki... Kazadan sonra görmediğini duyan herkes “Nazar değdi” demişti.
 
İlçemiz bu kaza ile çalkalanmıştı. Kazayı duyduğum an Zümrüt Hanım’ım ağır yaralanmasına çok üzülmüştüm. Sonra onun yaşadığını öğrenmiştim. “Gözleri görmüyormuş” dediler. Ben olsun yaşıyor ya, diye sevinmiştim. Engelli olarak yaşamak zor olsa da, o bunu başaracak güçteydi. Bunu çok iyi biliyordum. Ailece, eşi İsmail Ağabey’i (İsmail Düvenci) de tanıdığımız için, evine ziyaretine gitmiştik. Kapıyı küçük Ceyda açmıştı. Evet yanılmamıştım. Canım öğretmenim, çok güçlü olarak karşımdaydı. O engeliyle baş etmesini biliyordu.
Zümrüt Düvenci, mesleğini seven bir müzik öğretmeniydi. Kazadan sonra öğretmenlik yapmadı. Tüm öğrencileri ona hayrandı. Hem iç, hem dış güzelliği mükemmeldi. Bir insan bu kadar güzel, bu kadar şık, bu kadar alımlı olur da bu kadar mütevazı olabilir miydi? Zor... Çok zor… Ama Zümrüt Hanım böyle biriydi. Onun için ne yazsam az olabilir…
İlçemiz küçük olduğu için çevrede onunla ilgili pek çok haber ve yorumlar yapılıyordu. Ama o ve eşi İsmail Ağabey tüm olumsuz yorumlara rağmen, beraberce her şeyin üstesinden geldiler. Mutlu yaşamlarını ve beraberliklerini devam ettirdiler.
Kızı Ceyda Düvenci nedeniyle yıllardır medyada onunla ilgili haberleri görüyor, ilgiyle takıp ediyorum. Örgü örüyor, ev işlerini kendi yapıyor, saçını bile kendi boyuyordu.  Yanılmamışım, canım öğretmenim hiç engelli gibi yaşamıyordu.
Şimdi yollarımız ayrıldı. İstanbul’da olduğumuz halde görüşemedik. Birkaç yıl 24 Kasım’da aradım. Sonra irtibatımız koptu. Şimdi her 24 Kasım’da aramak istediğim ilk kişi o oluyor. O görmese de, ben onun gözlerinin ışıltısını hep hatırlıyorum.
 
ALİYE YÜCEL