> Engeloji : İsmail Düvenci

Translate

İsmail Düvenci etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İsmail Düvenci etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Kasım 2012 Cumartesi

CANIM ÖĞRETMENİM


 
Bazı özel günler büyük anlam taşır. Biz kutlasak da kutlamasak da… Bize birilerini hatırlatır! Bizi bir yerlere götürür! Öğretmenler Günü de böyledir.  “Bugün Öğretmenler Günü” cümlesini duyunca herkes öğretmenini ya da öğretmenlerini düşünür. Her öğretmenim benim için çok değerlidir. İlkokul, Ortaokul, Lise ve Fakültedeki tüm öğretmenlerim ve hocalarım… Bazısı ise çok özeldir. Lisedeki müzik öğretmenim Zümrüt Düvenci gibi... Müzik, çok sevdiğim bir dersti. Ama sevmesem de, o bu dersi bana sevdirirdi eminim.
1981 yılıydı. Mustafakemalpaşa Lisesi’nin Bursa’ya bir okul gezisi vardı. Bu geziye öğrencilerle beraber Zümrüt Hanım’da gitmişti. Dönüş yolunda otobüs kaza yapmıştı. Yaralılar vardı. Sevgili Zümrüt Hanım’da bunlardan biriydi… Başından büyük darbe almış, ağır yaralanmıştı. Hastaneye kaldırıldığında komadaydı. Hayatından endişe edilirken, çok şükür hayati tehlikeyi atlatmıştı.
Kazada başından çok ağır bir darbe aldığı için göz sinirleri kopmuştu. Defalarca ameliyat olmuştu. Ama gözleri görmüyordu. İlçemizde onun güzelliği dillere destandı. Mavi gözleri öyle güzeldi ki... Kazadan sonra görmediğini duyan herkes “Nazar değdi” demişti.
 
İlçemiz bu kaza ile çalkalanmıştı. Kazayı duyduğum an Zümrüt Hanım’ım ağır yaralanmasına çok üzülmüştüm. Sonra onun yaşadığını öğrenmiştim. “Gözleri görmüyormuş” dediler. Ben olsun yaşıyor ya, diye sevinmiştim. Engelli olarak yaşamak zor olsa da, o bunu başaracak güçteydi. Bunu çok iyi biliyordum. Ailece, eşi İsmail Ağabey’i (İsmail Düvenci) de tanıdığımız için, evine ziyaretine gitmiştik. Kapıyı küçük Ceyda açmıştı. Evet yanılmamıştım. Canım öğretmenim, çok güçlü olarak karşımdaydı. O engeliyle baş etmesini biliyordu.
Zümrüt Düvenci, mesleğini seven bir müzik öğretmeniydi. Kazadan sonra öğretmenlik yapmadı. Tüm öğrencileri ona hayrandı. Hem iç, hem dış güzelliği mükemmeldi. Bir insan bu kadar güzel, bu kadar şık, bu kadar alımlı olur da bu kadar mütevazı olabilir miydi? Zor... Çok zor… Ama Zümrüt Hanım böyle biriydi. Onun için ne yazsam az olabilir…
İlçemiz küçük olduğu için çevrede onunla ilgili pek çok haber ve yorumlar yapılıyordu. Ama o ve eşi İsmail Ağabey tüm olumsuz yorumlara rağmen, beraberce her şeyin üstesinden geldiler. Mutlu yaşamlarını ve beraberliklerini devam ettirdiler.
Kızı Ceyda Düvenci nedeniyle yıllardır medyada onunla ilgili haberleri görüyor, ilgiyle takıp ediyorum. Örgü örüyor, ev işlerini kendi yapıyor, saçını bile kendi boyuyordu.  Yanılmamışım, canım öğretmenim hiç engelli gibi yaşamıyordu.
Şimdi yollarımız ayrıldı. İstanbul’da olduğumuz halde görüşemedik. Birkaç yıl 24 Kasım’da aradım. Sonra irtibatımız koptu. Şimdi her 24 Kasım’da aramak istediğim ilk kişi o oluyor. O görmese de, ben onun gözlerinin ışıltısını hep hatırlıyorum.
 
ALİYE YÜCEL