Kur’an-ı
Kerim’de engellilerle
ilgili pek çok hüküm bulunmaktadır. Çeşitli ayetlerde bedensel, görme, işitme,
konuşma, zihinsel engellilik ve bazı hastalıklardan söz edilmektedir. Ancak
bunlar birer kusur ve eksiklik olarak görülmemiştir. Kur’an-ı Kerim’de geçen engellilikle
ilgili kavramların birçoğu mecaz manadadır.
Bilindiği
gibi bir kelimenin hakiki anlamının dışında başka bir anlamda kullanılmasına
mecaz, oluşan anlama da mecaz mana denir.
Mecazın diğer söz sanatlarından farklı olan bir yönü doğrudan “mana” ile
alakalı oluşudur. Mecaz manada iki kelime bir yönüyle benzerlik ilişkisi
kurularak birbirine benzetilir. Böylece anlatım güçlenir, renklenir; daha
etkili ve derin olur.
Anlatılmak
istenen bir şeyin çarpıcı ve etkili bir biçimde aktarılması olan mecaz Kur’an-ı
Kerim’de çokça yer almaktadır. Bazen mecaz mana ile gerçek mana karıştırılır. Ayetlerdeki
bazı hükümlerde böyle bir karışıklık olursa engelliye bakış açısından yanlışa
düşülür. Bir örnekle anlatırsak; Kur’an-ı Kerim’de görme engelli anlamındaki kör
(a’ma) kelimesi hem gerçek, hem de mecaz olarak kullanılmıştır.
Mecaz
manaya bir örnek verecek olursak;
İsra
Suresi 72. Ayet: “Şu dünyada kör (a’ma) olan kimse ahirette de kördür, yolu
daha sapıktır.”
Bu
ayette geçen “kör” sözcüğü mecaz manasıyla kullanılmıştır. Burada anlatılmak
istenen mana şüphesiz ki gerçek mana değildir. Yani bu dünyada görme engeli
olan kimse ahirette de aynen görme engelli olacak; görmeyecek demek
değildir. Ayetin sonundaki “… yolu daha
sapıktır” ifadesine göre de delaletle ilgili olduğunu anlatılmaktadır. Buradaki
körlük; görme engeli değil, “doğru yolu bulamamayı” ifade etmektedir. Bu
durumda “Dünyada doğru yolu göremeyen, ahirette de kurtuluşa eremeyecektir.”
Anlamını taşımaktadır. Ancak Yüce Allah, bunu bu şekilde değil… Daha çarpıcı ve
etkili olması için mecaz olarak ifade etmiştir.
Kur’an-ı
Kerim’de engellilikle ilgili gerçek bir kullanıma örnek verecek olursak;
Nur
Suresi 61. Ayet: “Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur; hastaya da güçlük
yoktur.”
Bu
ayette kör, topal ve hasta gerçek manalarında kullanılmıştır. “Bunlara
yapamayacakları görev yüklenmez, yapamadıklarından dolayı sorumlu tutulmazlar”
anlamını taşımaktadır.
Engellilikle
ilgili bir başka mecaz mana da şu ayette geçer:
Hacc
Suresi 46. Ayet “Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki onları akıl edecek kalpleri,
işitecek kulakları olsun. Gerçek şudur ki, gözler kör olmaz, fakat asıl
göğüslerin içindeki kalpler kör olur.”
Bu
ayette Allah’ın bize anlatmak istediği; esas yanlış gerçekleri bile bile
görmezden ve duymazdan gelmektir. Yoksa görmemek, duymamak gibi fiziki olan
kusurlardan bahsedilmemiştir. Fiziki eksiklikler ve engellerin Allah katında
önemi yoktur.
Bu
örneklerden başka pek çok ayet mecaz mana yüklüdür. Mecazi kullanımın farklı
bir etkisi vardır. Dil bilimcileri ve İslam alimlerinin çoğunluğu mecazın
varlığını kabul etmiştir. Kabul edilmemesi mümkün görülmemektedir. Çünkü o
zaman bazı olgu ve durumları açıklamakta zorluğa düşeriz. Kur’an-ı Kerim’de geçen
engellilikle ilgili kavramlarda bunlardandır…
ALİYE YÜCEL