Demirhan Kadıoğlu'nu şahsen tanıyor, çalışmalarını biliyordum.
Engelsiz Kalemler Uluslararası Yayım Dergi ve İletişim Fuar Programı sayesinde
günlerce aynı ortamda bulundum. Böylece kendisi ve eşiyle tanışma fırsatım oldu.
Zaman zaman sohbetler ettik. Biri sorsa "Tanıyorum" derdim. Ama onu
gerçekten tanımam "Yetiştirilmiş Hayatlar" sayesinde oldu. "Onu tanıyorum"
diyebilmek için kitabının okunması gerektiğine inanıyorum. Yoksa bir şeyler
eksik kalır...
Demirhan Kadıoğlu; karikatürist, yazar, televizyoncu ve radyocu...
Çalışmalarını burada sıralamak mümkün değil. Böylesine yazabilmek ve çizebilmek
herkesin harcı değil. Resim yeteneğine neler yazılır bilemiyorum. Fuar boyunca
isteyen herkesin resmini bir kaç dakika içinde çizmesi hangi takdir
cümleleriyle anlatılır? Kendi deyimiyle "en etkili iletişim ve etkileşim
alanı olan çizgi" onun için çocuk oyuncağı...
"Yetiştirilmiş Hayatlar" roman tadında bir
otobiyografi... Demirhan Kadıoğlu, yetiştirme yurdundaki anılarını ve oradaki
hayatını yazmış... Kitabında bize bilmediğimiz bir dünyanın kapılarını
aralıyor. Bildiğimizi sandığımız ama asla tam anlamıyla bilemeyeceğimiz, empati
yapmakta da zorluk çekeceğimiz bir dünyanın... Yetiştirme yurtlarındaki
hayatın... İnsan yazılanların bazılarına inanamıyor, inanmak istemiyor. Okurken
bir duygu seline kapılmamak, gözyaşlarına hakim olmak zor...
Yetim ve öksüz kavramları içimizi sızlatır. Ne derin manalar
taşır... Ama gerçek yetim ve öksüzler yetiştirme yurtlarında galiba... Bunu bir
kez daha sarsıcı bir şekilde anladım. Çünkü diğer anne ve babası olmayan
çocuklar eğer yakınlarının (babaanne, anneanne, dede, hala, teyze, amca, dayı
gibi) yanında kalıyorsa sevgi, şefkat, merhamet ve yakınlık görebiliyor. Oysa
yurttaki çocuklar bundan mahrum kalıyor. Çocuk ve yetiştirme yurtlarındaki hayatlar
tahmin bile edemeyeceğimiz türden... Oradaki çocuklar; annesiz, babasız,
kardeşsiz, ailesiz olmaktan daha farklı acılar da yaşıyormuş, bunu anladım.
Demirhan Kadıoğlu, küçük yaşta iken çocuk felci geçirmiş ve onun
izlerini taşıyor. Ancak kitabında engelliliğinden çok fazla bahsetmemiş...
Çocuk felci geçirdiği zamanı ve bazı zorluk çektiği noktaları yeri gelince
anlatmış. Ancak yaşadığı şeylerin yanında engellilik hep ikinci planda
kalmış... Dünya imtihan dünyası... Herkesin bir imtihandan geçtiğini biliyoruz.
İnsanların hangi imtihandan geçtiğini biz asla bilemeyiz ya da yanlış teşhiste
bulunabiliriz. Ancak nedense ben kitabını okurken Demirhan Kadıoğlu'nun asıl
imtihanının (aynı kendim gibi) "engellilik" olmadığını düşündüm!
"Yetiştirilmiş Hayatlar" herkesin yüreğine dokunacak
türden... O nedenle mutlaka okunmalı... Demirhan Kadıoğlu, ajitasyon yapmadan
yaşadıklarını çok etkileyici bir biçimde yansıtmış... Annesizliği, babasızlığı,
kimsesizliği ve yalnızlığı çok çarpıcı bir şekilde anlatmış... Yetiştirme yurdu
çocuklarının gerçek hikayesini bize aktarmış... Günümüzde şartlar ve imkanlar
değişti. Bunu biliyoruz. Ancak çocuk yüreklerde annesiz, babasız, ailesiz olmak
hiç bir zaman değişmez. "Bir gün mutlaka gelecek" umuduyla anne ve
babayı beklemek her dönemde aynıdır. Öyle değil mi?