Şarkıcı
Çılgın Sedat'ın (Sedat Kapurtu) engelli oğluna sosyal medyadan yapılan hakareti
duymayan kaldı mı bilmem? Buraya yazmaya utanacağım kadar ağır bir hakaret...
İnsanın aklından bile geçirmeye, diyelim ki bunu düşündü, çevresindeki en yakın
kişiye bile söylemeye utanacağı bir şeyi, hiç çekinmeden sosyal medyada paylaşmış.
Bir insan bunu nasıl yapar? Bir insan bu kadar vicdansız olabilir mi? Anlamak çok
zor.
Tahmin
ettiğim kadarıyla bunu yapan şahsın Çılgın Sedat ile alıp veremediği bir şeyler
olmalı... Şarkıcının canını yakmak istemiş... İstemiş ki böyle insanlık dışı,
utanç verici şeyler yazmış... Diyelim ki bir sebepten Çılgın Sedat'a kötü bir
şeyler yazmak istedin. İyi de bu bir çocuk üzerinden neden yapılır ki? Üstelik
yazılan o iğrenç hakaretlerin ne olduğunu bile anlayamayacak bir masum
üzerinden... İşte bunu insanın aklı almıyor. Ama biliyoruz ki kötü söz sahibinindir.
Sedat
Kapurtu, küçük yaşta beyin felci geçirip engelli hale gelen oğluna yapılan bu hakaret karşısında sessiz kalmadı. Çok
üzülen baba, "Bedeli, sonu nereye varırsa varsın bu işin peşini
bırakmayacağım. Reklam yapıyor diyen zihniyet dahil, aileme özellikle hiçbir
şeyden haberi olmayan masum kuzuma dillerini uzatanların adalet cezasını
verecek" diyerek Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda
bulundu. Konuyu yargıya taşıdı.
Çılgın
Sedat'ın oğluna yapılan bu hakaret kamuoyunu da çok etkiledi. Okuyan, duyan herkes
büyük tepki gösterdi. Sosyal medya kullanıcıları yazdıklarıyla şarkıcıya destek
verdi. Twitter'da paylaşılan "Siraçlar Melektir Dokunmayın" hashtag'i
kısa sürede Trend Topic oldu. Herkes kınadı. Zaten buna tepki göstermemek mümkün
olabilir mi? Aklı başında herkes bunun ne kadar yanlış, ne kadar insanlık dışı olduğunu
idrak eder ve tepki gösterir.
Engelli
bir yavruya bunu yazan kişiyi çok merak ediyorum. Nasıl bir zihniyete sahip?
Peki onun yarın ne olacağı, çocuğu, torunu ya da bir yakınının başına ne
geleceği belli mi? Ne olacağını kim bilebilir? Kendi başına gelmeyeceğinin bir
garantisi var mı? Yazarken hiç mi düşünmez, hiç mi korkmaz? Umarım en kısa
zamanda bulunur. Bulununca bir ceza alır. Ama düşünüyorum da, bu yapılanın
cezası; ne para cezası olmalı, ne de hapis... Her ikisi de yeterli olmaz. "Peki
ne olabilir? Cezası ne olmalı?" derseniz. Bunu bilemem! Ancak Allah bilir!
Bu
konu ile ilgili gerek yapılan haberlerde, gerekse sosyal medyada bir çok şey
duydum, okudum. Ancak beni en çok etkileyen Çılgın Sedat'ın eşi Özlem
Kapurtu'nun sözleri oldu. Özlem Hanım, telefonla katıldığı bir televizyon
programında yapılan bu hakaretle ilgili olarak "Biz oğlumuzu çok seviyoruz.
Onun durumuyla ve zorluklarıyla baş edebiliyoruz. Ancak işte bu bakış açısı
bizi çok üzüyor, etkiliyor..." dedi. Gerçekten engelli ya da engelli
yakını için en zor durumda işte budur. Engellerle baş edebilirsin, her türlü
zorluğun üstesinden gelebilirsin. Durumunu kabullenebilirsin. Ancak çevrenin bu
olumsuz bakışını ve ön yargıyı yok etmek, onun üstesinden gelmek çok zordur.
ALİYE
YÜCEL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder