Prof. Dr. Onur Güntürkün tekerlekli sandalyede hayatını sürdüren çok
başarılı bir bilim adamı… Bu nedenle bilim çevrelerince “Türk Hawking” adını
almış… Güntürkün, insan beyninin çok önemli bir sırrını çözüp; beynin iki
yarısının farklı çalıştığını kanıtlayarak, geçtiğimiz Aralık ayında Almanya’nın
en büyük ödülü Leibniz Bilim Ödülü’nü kazandı. Böylece Nobel adayları arasına
girdi.
1958 yılında doğan Onur Güntürkün engelli olma hikayesi 4 yaşında
iken o yıllarda çok yaygın olan çocuk felci geçirmesiyle başlıyor. Bir gece
ateşleniyor ve tüm vücudu tutmaz hale geliyor. Görüyor, anlıyor, konuşuyor. Fakat
hareket edemiyor. O günden sonra da hayatını tekerlekli sandalyede sürdürüyor.
Ama başardıklarını görünce bu durumun onun hayatını asla olumsuz etkilemediğini
anlıyoruz.
Güntürkün tedavisi için Almanya’ya gidiyor. Tedavisi yapılırken bir
yandan da eğitimini sürdürüyor. Okulundaki
tek engelli ve tek Türk öğrenci olan Güntürkün küçük yaşlarda bilime ilgi
duyuyor. Arkadaşları koşup oynarken o zamanının çoğunu kitap okuyarak
geçiriyor. Hayvanlar üzerine çeşitli deneyler yapıyor. Ortaokulu Almanya’da
bitiriyor, oturma izinleri bitince Türkiye’ye dönüyorlar. Liseyi İzmir’de
okuyor. Lise son sınıfta TÜBİTAK’ın Bilimsel deneyler yarışmasında balıkların
siyah beyaz gördüğünü kanıtlayarak finale kalıyor. Liseyi birincilikle bitirip
üniversite eğitimi için tekrar Almanya’ya dönüyor.
Lisans eğitimini Psikoloji üzerine yapıyor. Ancak bitirme tezinin
konusu “Beyin” olarak seçiyor. Çünkü en merak ettiği konu insan beyninin nasıl
çalıştığı oluyor. Bu konudaki her türlü yayını okuyor. İnsan beynine benzeyen
güvercin beyni üzerine çeşitli çalışmalar yaparak öğrenme ve davranışlarda
beynin sağ ve sol yarısını farklı çalıştığını buluyor. Üniversiteyi pekiyi
derece ile bitirip yardımcı araştırmacı olarak doktoraya başlıyor.
Onur Güntürkün, 35 yaşında Almanya’nın en genç profesörü oluyor.
39 yaşında ise mesleğinin zirvesine yükseliyor ordinaryüs profesör oluyor. Şu
anda ise Almanya RUB Üniversite’sinde Psikoloji bölümünde dekan olarak görev
yapıyor. Üniversitenin sayfasındaki kariyer basamaklarına baktığınızda
inanamıyorsunuz. Bu kadar yıla sığdırılamayacak kadar başarı… Birçok önemli buluş,
pek çok ödül…
Türk Hawking, çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor. İnsanı
tanımaya ve hafızayı anlamaya çalışıyor. Unutkanlığı tarih yapmak için
uğraşıyor. Sadece kariyer yapmakla kalmayan Prof. Dr. Güntürkün mutlu bir aile
babası… İş dışında bütün vaktini eşi ve çocuklarıyla geçiriyor.
Prof. Dr. Güntürkün’ün bilim tutkusunun engelinden mi kaynaklı
olduğunu düşünüyor insan… O da bunu düşünmüş ve bu soruyu kendine sormuş, cevap
olarak “Bu durumda olmasam da bilimle ilgilenirdim” diyor. Engelini ve tüm
engelleri aşarak büyük bir başarı hikayesinin mimarı oluyor. Başarının hangi şartlarda
olursa olsun, istenirse nasıl elde edilebileceğinin en canlı örneği oluyor. Kim
bilir belki de bir gün Nobel Tıp Ödülü’nü kazanan ilk Türk olacak…
ALİYE YÜCEL