Elsiz
– Ayaksız Hattat Bolulu Mehmet Efendi’den bahsedip de yine engelli bir hattat
olan Esad Yesari Efendi’den bahsetmeden olmaz… Hattat Mehmet Esad Yesari
Efendi’nin de ilginç bir hayat hikayesi var. O da azmin ve çalışmanın insanı nerelere
götürdüğünün en güzel örneğini gösteriyor.
Mehmet
Esad Yesari Efendi doğduğunda sağ tarafı tamamen felçli, sol tarafı da
güçsüzdü. Ama o bu durumunun hayatını devam ettirmeye, çalışmaya, bir işte çok
başarılı olmaya engel olmayacağını kanıtlarcasına yaşadı! Çok küçük yaşta hat
sanatına ilgi duymaya başlamıştı. Sağ kolu ve eli tamamen felçli olduğundan sol
eliyle yazıyordu. Bu nedenle “Yesari” (Solak) diye anılmış ve bu isimle tanınmıştı.
Babası,
Esad Yesari’yi hat dersi aldırmak için önce ünlü hattat Şeyhülislam Veliyüddin
Efendi’ye götürdü. O, Yesari Efendi’nin çolak olduğunu görünce “Bu işi yapamaz”
deyip kabul etmedi. Ama hat öğrenme aşkı Yesari Efendi’yi başka bir hocaya yönlendirdi.
Bu kez Dedezade Mehmet Said Efendi’ye gitti. Mehmet Said Efendi kimseyi kırmak
ve incitmek istemezdi. Esad Yesari’ye baktı, güzel yazı yazabileceğine aklı
yatmadı ama üzmemek için onu öğrenciliğe kabul etti. Hat çalışması için bir
meşk verdi “Buna benzet ve bana getir” dedi. Yesari, bir süre uğraştı ve
çalıştığı meşki getirdi. Hocası bakıp “Evladım benim sana verdiğim örneği niye
bana gösteriyorsun, sen bana kendi yazdığını göster bakayım" diyerek
Yesari’nin yazdığına inanamadı. Yesari Efendi, “Ama hocam bu zaten benim
yazdığım” deyince bir kere de gözünün önünde yazdırdı. Esad Yesari, titrek
eliyle aynı güzellikte yazdı. Dedezade hayretler içinde kaldı.
Böylece
Yesari, Dedezade’den ders görüp, icazet almaya hak kazandı. İcazet töreninde onu
kabul etmeyen Veliyüddin Efendi de vardı. Yesari Efendi’nin eşsiz hatlarını ve
başarısını gören Veliyüddin Efendi onu reddettiğini hatırladı. Ağlayarak “Yazıklar
olsun ki. Bu çocuğun hocası olma şerefine ben erecektim. Bilemedim ve kaçırdım.
Yüce Allah bu kişiyi bizim kirlenen burnumuzu (kibrimizi) kırmak için
göndermiştir!” diye takdir etti.
Esad
Yesari Efendi, hat sanatında çok ilerlemiş, devrinin en ünlü hattatları
arasında yer alarak Enderun-ı Hümayun’a hat hocası olarak tayin edilmişti.
Sultan 3. Selim’in de takdirini kazanmıştı. Yesari Efendi’ye gelene kadar bir
hat yazma çeşidi olan “Ta’lik’ yazıda İran hattatları önde gelmekteydi. Esad
Yesari Efendi, “Ta’lik’ yazıya en mükemmel şekli kazandırmış ve hat sanatının
bu çeşidinde Osmanlı sanatçılarının da mükemmel eserler verebileceğini
göstermişti.
Yesari
Efendi çok alçak gönüllüydü. Herkes tarafından çok taktir ediliyor, seviliyor,
sayılıyor ve itibar görüyordu. Sanatını öğretmek konusunda da çok istekliydi.
Bu konudaki bütün bilgisini öğrenmek isteyen herkese veriyordu. Evi bir okul
gibiydi. Bu sanatı öğrenmek isteyen herkes belirli günlerde gelip ondan ders
alıyordu. Kendi oğlu Hattat Mustafa İzzet Efendi dahil pek çok öğrenci
yetiştirmişti. Yesari Efendi 1798 yılında İstanbul’da vefat ettiğinde geriye
çok sayıda eşsiz eser bırakmıştı.
ALİYE
YÜCEL