Beden Olumlama Hareketi (Body Positive Movement) ile ilgili
yazıları ilgi ile okuyorum. Bu yeni moda bir akım gibi görünse de bana göre
yüzyıllardır var. En azından biz engelliler için... Biz bunu zaten yapıyorduk
ama böyle dillendiremiyorduk galiba. Şişmanlar (obezler) buna öncülük etti. Beden
olumlama, önce şişman kişiler için
başlasa da; daha sonra uzuvlarını kaybetmiş, bedeninde bir engeli olan yada
görüntüsü ile normalin dışında olan insanlar için bir hareket haline geldi.
Beden olumlama hareketi, kişiyi mutlu etme amacıyla bedenlerindeki
kusurları kabullenmesini sağlamaya çalışma hareketidir. Temelde bedenin her
türlü halinin belli bir standardı olmadan herkes tarafından kabul
görmesini istemektir. Şişman, zayıf,
uzun, kısa, kolu olmayan, bacağı olmayan, orantısız vücutlu, bedeninde
deformasyon olan, cildi problemli kısaca her şekil ve tipte olan bedenleri olduğu
gibi kabul etmek gerektiğini ifade ediyor. Bizlere diretilen güzellik algısına
karşı koyup bedenini kimseyle kıyaslamamak gerekiyor.
Sosyal medyada beden olumlama hareketinin sadece "şişman
kadınlar" için olduğu gibi yanlış bir algı var. Halbuki kişinin kendi
bedeniyle mutlu olması gerektiği savunan bir hareket olduğu için; her
cinsiyeti, her türlü ten rengini ve bedensel engelliler gibi kabul görmek
isteyen herkesi ilgilendiriyor. Bu akım çok hızla büyüyor. Sosyal medyada da çok
yer alıyor. Ülkemizde ve dünyada bir çok kişi dayatılan güzellik anlayışının tersine
çok çeşitli fotoğraflar paylaşıyor.
Bir insan bedeninden dolayı suçlanabilir mi? Dış görünüş bu kadar
önemli mi? Kişinin bedeniyle ilgili kusur kimi ilgilendirir? Kişi bedenini her
haliyle kabul etmesi gerekmez mi? Her beden güzel olmak zorunda mı? İnsanın
değeri bedenin mükemmelliği ile ölçülür mü? gibi pek çok soru akla geliyor. Bedenin
mükemmelliği insanın elinde olan bir şey değil. Öyle ise, değiştiremeyeceğimiz
şeyleri dert etmenin de bir anlamı yok. İşte bu noktada beden olumlama devreye
giriyor.
Skolyoz (omurga eğriliği) olan bir arkadaşıma bir tanıdığı
"Ben saçımın bir yanı bile istediğim gibi olmazsa dışarı çıkamıyorum. Sen
bu halinle nasıl dışarıya çıkıp dolaşabiliyorsun?" demiş... Soruya bakar
mısınız? Arkadaşım bunu bana anlattığında çok şaşırmıştım. Nasıl mı çıkıp dolaşıyoruz?
Biz engelliler kendimizi olduğu gibi kabul ediyoruz. Kimsenin bedeniyle
kendimizi kıyaslamıyoruz. İşte bu kadar... Yani beden olumlamayı şişmanlardan önce engelliler zaten yapıyordu.
Bedensel engelliler, dayatılan ideal vücut algısına karşı çıkmak durumundalar. Toplum tarafından ötekileşmeye karşı
çıkıyorlar. Onlara önyargı ile yaklaşanları umursamamayı mecburen öğreniyorlar.
Ayrıca, engelli bir bedenle de mutlu olabilirsin. Ama vücudu güzel olduğu halde,
boyu biraz kısa olduğu için dert edinip, mutsuz olan kişiler var. Bu nasıl göründüğünden
çok ne hissettiğinle ilgili... Bu akımın amacı kendiyle barışık olma durumu ise
engelliler bunu pekala başarıyor.