> Engeloji : Birand

Translate

Birand etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Birand etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ocak 2013 Pazar

“MEHMET ALİ BİRAND” OLMAK



Geçtiğimiz gün hayatını kaybeden Mehmet Ali Birand’ın engelli olduğunu pek çok kişinin bilmediğini tahmin ediyorum. Hakkında pek dile getirilmeyen, kendisini sadece televizyonlardan tanıyanların bilmediği bir durum engelli olduğu… Ben de çok geç öğrendim. Ayşe Arman geçtiğimiz ay Mehmet Ali Birand’la yaptığı röportajında merak ettiğim bu konuyu onun ağzından yazmış… Ayşe Arman bu konunun hikayesini Can Dündar’ın Mehmet Ali Birand’ın hayatını yazdığı “Birand - Bir Ömür, Ardına Bakmadan” isimli biyografiden okuyor.  
Öğreniyoruz ki, Mehmet Ali Birand’ın bacağının sakatlığı iki yaşında küçük bir çocukken olmuş… Pek çok engelli birey gibi bunun bedensel ve ruhsal sıkıntılarını çekmiş… Ayşe Arman “Hayatınızdaki dönüm noktalarından biri bacağınızdaki yara.” O kazanın hikayesini bir de sizden dinleyelim.” diyor. Mehmet Ali Birand bacağının nasıl sakatlandığını şöyle anlatıyor:
“Erenköy’de ahşap bir köşk… Kömür sobası iyice ısıtılmış. Üzerinde bakır bir güğüm içinde fokur fokur su kaynıyor. Annem, suyu leğene alıyor, birazdan soğuk suyla ılıştıracak, daha yapmamış sonra abimle beni yıkayacak. Ben de acayip yaramazım, yürümeyi yeni öğrenmişim, arkadan anneme doğru koşup sırtına atlayıveriyorum. Annem, “Amaaan! demeye kalmadan, sol ayağım kaynar suyun içine dalıyor. Annemin çığlıklarıyla benimki birbirine karışıyor. Üzerimde pazen bir pijama var, zor bela çıkarıyorlar. Pijamayla birlikte, bacak derim sıyrılıyor…”
 
Sadece sol bacağı yanıyor ama anlattığından büyük bir hayati tehlike atlattığı anlaşılıyor. Ateşi çıkıyor, bir türlü düşmüyor. Serum veriliyor. Ölümden dönüyor. Sonra da yıllarca sürecek hastane maceralarına başlıyor. Bir yılını hastanede geçiriyor. Hayatını etkileyen beş önemli ameliyat oluyor. Yanlış tedavi ve bacak kemiğinin kendi kendini onaramayışı Birand’ı “aksak” yapıyor.
Ayşe Arman’ın “Kendinize neyi ispat ettiniz?” sorusuna “Benden de bir şey olabilirmiş! O topal, sıradan, vasat ve obez çocuktan…” diye cevap vermesi ne çok şey anlatıyor. Kendine önceki bakışı ile şimdiki bakışı arasındaki fark ve geldiği nokta çok çarpıcı…
Engelli olmasıyla ilgili en vurucu soruyu Ayşe Arman şöyle soruyor: “Sizdeki başarma arzusunun sebebi bu kaza mı?” Mehmet Ali Birand bu soruyu da şöyle cevaplıyor: “Evet muazzam kamçıladı beni! Bacağımın kısalığını kapatabilmenin yolu başarmaktı. Hayatım boyunca bunun için uğraştım. O “Topal” lakabından kurtulmalıydım.” Bunu Mehmet Ali Birand'ın ağzından duymak çok etkileyici… Bazı lakapların engelliyi nasıl incittiğini anlamak hiç de zor değil! Hırsını, azmini, başarma isteğini bacağının durumundan almış… O, topal lakabından kurtulmak için, ona topal denilmesin diye, “Mehmet Ali Birand” olmuş…

ALİYE YÜCEL