> Engeloji : 2012 Londra Olimpiyatları

Translate

2012 Londra Olimpiyatları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2012 Londra Olimpiyatları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Şubat 2013 Pazar

OSCAR’A VEDA


2012 Londra Olimpiyatları’nın efsane ismi, Atletizm Erkekler 400 metre elemelerinde yarışan ilk ampute atlet Oscar Pistorius yine tarih yazdı! Bu kez bir cinayete imza atarak… Başarılarıyla birçok engellinin örnek aldığı Oscar, sevgilisini öldürdü. Oscar Pistorius’un güzeller güzeli sevgilisi Reeva Steenkamp’ı öldürmesi medyada çok yer aldı. Cinayetle ilgili pek çok haber yapıldı. Önce kaza denildi. Pek çok ayrıntı yazıldı. Sonra tutuksuz yargılanmak üzere kefaretle serbest bırakıldı.
Topluma mal olmuş kişilerin yaptıkları hatalar çok dikkat çeker. Ampute atlet Oscar, kimi öldürseydi suçu da cezası da aynı olacaktı ve çok dikkat çekecekti. Ama sevgilisinin ünlü model Reeva Steenkamp olması ve onu sevgililer gününde öldürmesi ayrı bir dikkat çekti. Oscar Pistorius, kendisini az ya da çok tanıyan herkesi şoka sokan bir olayın kahramanı oldu.
Oscar Pistorius, yarışırken stadyumda ve televizyon başında izleyenlere hissettirdikleri kelimelerle anlatılır gibi değildi. Bacakları olmayan bir insanın olimpiyatlarda yarışması ne müthiş bir olaydı. Olimpiyatlarda “Engelli Atlet yarı finalde…” cümlesini duyduk. Böylece onunla gurur duyduk. Yargılanması henüz bitmedi ve cezası kesinleşmedi ama şimdi de “Engelli Atlet hapishanede…” cümlesini duyacağız. Bu hiç olmadı… Kötü… Hem de çok kötü…
 
Oscar Pistorius’un işlediği suç dünyada olan binlerce suçtan biri tek farkı bu suçu başarılı ve bedensel engelli birinin işlemesi… Bu yüzden de daha fazla dikkat çeken bir haber olduğu… Sosyal medyada ve bazı yorumlarda işlediği bu büyük suç üzerine maalesef Oscar Pistorius’un engeliyle ilgili hakaret içeren cümleler ve aşağılamalar da yer alıyor. Ancak bunlar onu bu yolla, yani engeliyle ilgili aşağılamak çok yanlış ve hiç etik değil… Başarılı olmak nasıl insanı insan yapmıyorsa! Engelli olması da suç işlemesine neden olmaz! Bunu asla unutmayalım!
Onunla ilgili haberler hep ilgimi çekti. Hiç unutamadığım “Yapabileceklerim yapamayacaklarımdan çok daha fazla…” sözü olmuştu. Bu sözü ben başarılarının devamlı olacağı olarak algılamıştım. O da bu amaçla söylemişti eminim… Ama yapacağı şeyin böyle bir cinayet olacağı, bir gün sevgilisini öldüreceğini kim bilebilirdi. Böylesine büyük bir başarı hikayesine yakışmayan bir son oldu… Ne büyük bir trajedi…
Sen küçük yaştan beri her türlü zorluğa rağmen engelleri yen… Sebebi her ne olursa olsun öfkeni yeneme… Olay çok üzücü, çok çarpıcı… Bu olaydan önce de Oscar’ın hayatı film olsa, Oscar’a koşar diye düşünüyordum. Ama artık eminim ki başarılarıyla olmasa da işlediği bu cinayetten sonra hayatı film olacak ve bu film belki bir çok dalda da Oscar alacak…  Oscar Pistorius, keşke hep başarılarıyla adından söz ettirmeyi başarsaydı. Ona böyle veda etmeseydik…
 
ALİYE YÜCEL

12 Ağustos 2012 Pazar

OSCAR KOŞUYOR...


“Engelli Atlet yarı finalde…” cümlesini duyduğumda ekrana kilitlendim. Protez bacaklarıyla koşan biri… Bu engelliler olimpiyatı da değildi. Nasıl olur diye çok şaşırdım. Tüm engelliler adına büyük bir gurur duydum. İşte olması gereken bu diye düşündüm.
2012 Londra Olimpiyatları sona erdi. Atletizm Erkekler 400 metre elemelerinde yarışan ilk ampute atlet Oscar Pistorius ise tarih yazdı. Güney Afrikalı engelli atlet 45,44’lük derecesiyle serisinde 2. oldu ve yarı finalde koşmaya hak kazandı. Sonra başarılı olamadı ve madalya alamadı… Ama benim gözümde sanki tüm madalyaları o aldı!
Oscar, 1986 yılında Güney Afrika’nın Johannesburg kentinde doğdu. Ailesinin sevinci buruktu, çünkü her iki fibula (baldır) kemikleri olmadan dünyaya gelmişti. Bu nedenle 11 aylık iken her iki bacağı kesildi. Oscar küçük yaşta spor yapmaya başladı ve engelleri böyle aştı. Protez bacaklarıyla sutopu, tenis, kriket ve rugby yaptı. Dizindeki problem nedeniyle rugbyyi bıraktı ve atletizme başladı.
Oscar, gerekli yeteneği ve performansı olduğuna inanıyordu. “Yapabileceklerim yapamayacaklarımdan çok daha fazla…” diyerek pistlere koştu. Küçükken nasıl protez bacaklarıyla normal arkadaşlarını geçiyorsa, şimdi de herkesle yarışabilirdi. Öyle de yaptı. Bacaklarındaki karbon fiberden yapılan protezlerle koşuyor, yarışıyor, dereceler yapıyordu.
Oscar Pistorius, adından söz ettirmeyi başardı. Atletizmde ilk başarısını 2004 Atina Paralimpik Oyunları’nda 200 metrede altın, 100 metrede bronz madalya alarak kazandı. Fakat sonra karşısına büyük bir engel çıktı. 2007 yılında Uluslararası Atletizm Federasyonu (IAAF) “Avantaj sağlayan her hangi bir ekipmana sahip bir sporcu olimpiyat oyunlarında yarışamaz” diye bir kural koydu. IAAF, Oscar’ın protezleriyle testler yaptı. Sonucunda bacaklarını kullanan atletlere kıyasla daha az enerji harcadığı ve bunun kendisine avantaj sağladığı kararına varıldı.

Pekin Paralimpik Oyunları’nda 100, 200 ve 400 metrede altın madalya kazanan Oscar’ın 2008 Pekin Olimpiyat Oyunları hayali ne olacaktı? Oscar vazgeçmedi ve Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi’ne (CAS) başvurdu. Testlerde avantajlar ölçülmüş, dezavantajlar ölçülmemişti. Aslında protezler Oscar’a avantaj sağlamıyordu. Böylece CAS, IAAF’ın yasağını kaldırdı.
2011 yılında Daegu’da yapılan Dünya Atletizm Şampiyonası’nda ilk kez paralimpik olmayan büyük bir şampiyonada bayrak yarışında gümüş madalya kazanan Oscar, 2012 Londra Olimpiyatları’na iki farklı kategoride koştu. Bu arada Oscar Pistorius’u olimpiyatlara gönderen Güney Afrika’yı çok takdir ve tebrik etmek lazım… Kaç ülke bunu yapardı acaba?
“Bacakları olmayan en hızlı şey” diye bilinen Oscar Pistorius, kurumsallaşmış spor endüstrisinin koyduğu katı normları da kırmış oldu. Çünkü spor örgütleri herkesi sporun içine çekiyor gibi görünürken, bir taraftan da insanlara belli normlara göre roller biçiyor. Bu rollerin dışına çıkmalarını da engelliyor. Örneğin, “normal atletler” normal yarışlarda, “engelli atletler” de paralimpik yarışlarda yarışabilir gibi…
Bacakları olmayan bir insanın olimpiyatlarda yarışması ne müthiş bir olay… 2012 Londra Olimpiyatları denildiğinde akıllara gelen ilk isim olacak… Kendisini stadyumda ve televizyon başında izleyenlere hissettirdikleri kelimelerle anlatılır gibi değil… Belki de bundan sonra farklı engelleri olan sporcuları da izleyebileceğiz olimpiyatlarda… Bunu Oscar’a borçlu olacağız…
“Küçükken annem bana ve kardeşime seslenirken şöyle derdi: Carlos ayakkabılarını giy ve dışarı çık, Oscar sen de protezlerini giy ve çık… Bu yüzden hiç bir zaman bir engelim olduğunu düşünmedim... Hep farklı bir ayakkabılarım olduğunu düşündüm…” diyen Oscar’ın hayatı film olsa Oscar, belki de Oscar’a koşardı…

ALİYE YÜCEL