Hiç duymayan biri için sesin ne ifade ettiğini hep merak
etmişimdir. Bir olgu var. İnsanlar bunu biliyor. Onun yardımıyla anlaşıyor. Pek
çok şeyi onunla algılıyor… Siz işitme engelliyseniz bu olgudan asla haberdar
olamıyorsunuz! Ses sizin için ne ifade
eder? Sesi nasıl algılarsınız? Bunu Christine Sun Kim’le ilgili yazıyı okuduğum
ve kısa filmi izlediğimde anladım. The Selby projesiyle bilinen Todd Selby
Christine’in ilginç çalışmalarını kısa film haline getirmiş…
İşitme engelli olan Christine Sun Kim, Amerika’da yaşayan Asyalı
bir performans sanatçısı… Christine, hep “Sese sahip olmak nedir?” sorusunu
düşünerek büyümüş… “Doğal olarak duyabilen insanlar sesi sahipleniyor ve onun
hakkında konuşma hakkına da sahip oluyor. Neyin doğru ses olduğuna dair bir
sürü geleneksel fikir vardı, etrafta… Bana sessiz olmamı söylerlerdi. Geğirme,
ayağını sürüme, yüksek sesler çıkarma gibi… Onların seslerine saygı duymayı
öğrendim. Sesi onların tekelinde görüyordum…”diyor.
Christine, küçükken ailesiyle kurduğu iletişim çoğu zaman onun kafasını
karıştırmış… Ailesi aynı anda hem İngilizce hem de işaret dili öğrenmeye
çalışıyormuş. Çünkü farklı dillerden ve dilbilgisi kurallarından parçalar öğreniyormuş.
Kafası bu yüzden çok karışmış... İfade etmek istediği fikirleri varmış ama
ifade edemiyormuş. Bu onu çok yıpratmış… Sesinin boğulduğunu hissediyormuş ve sanki
gerçekten boğuluyormuş gibi oluyormuş… Kendi dil kısıtlamalarının içinde
hapsolmuş. O anlatırken ne kadar zorluk çektiğini anlıyorsunuz.
İşitme engelli Christine, ses dünyasının dışında kalmak istemediğinden,
ses ile başka bağlantılar kurmanın yollarını aramış... Şimdi ise yaptığı
performans çalışmalarıyla ses üzerinde hak iddia ediyor. Sesi anlamak, sesi
tanımak, sesi keşfetmek için yaptığı çalışma çok ilginç… Christine Sun Kim,
“Sesin fiziksel biçimlerini” keşfetmek için yola çıkıyor. Bir kayıt aletiyle
sokağın sesini, gelip geçenlerin konuşmalarını, araç ve korna seslerini
kaydediyor. Sonra da stüdyosunda kayıt aletinden çıkan bu seslerin etkisini
başka nesneler üzerinde deniyor.
Performansı ile ilgili olarak “Benim çalışmalarım sesin fiziksel
haliyle ilgili… Sesin kabaca başka bir biçime çevrilmesi, aynı zamanda
performans da içeriyor. Sesin ne olduğunu bir şey aracılığıyla, yorumlamadan
sesi keşfetmek istiyorum. Sesin anlamını kendi deneyimlerimle bulmak istiyorum.
Daha büyük kitlelerle bağlantı kurmak ve onlara ulaşmak için sesi bir vasıta
olarak kullanmak istedim. Benim misyonum buydu” diyor.
Performans alanında çok özgür olduğunu söyleyen Christine,
“Performans sırasında her şey bedenimin içinde başlıyor, organik ve ham… Bazen
etkisi şiddetli ve sert oluyor. Bu da titreşimleri bedenimde hissetmeme yol
açıyor. Fiziksel bir şey oluyor. Bedenimi hareket ettiriyor. İşaret dilinin
aksine ses titreşimleri organları etkileyebiliyor ve içsel işaret dili ise
kinetik nedeniyle daha dışsal ve mekânsal. Sadece kulaklarımızla değil,
gözlerimizle de duyalım! Asıl o ideal olur. Büyük resme bakalım…” diyor.
Böylece sesi duymuyor belki ama yaptığı performanslarla sesi görüyor!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder