> Engeloji

Translate

25 Temmuz 2021 Pazar

CANIM ANNEM

Bugün annemi kaybedeli tam bir yıl oldu... Bir yıl hiç bir şey yapmak istemedim. Bloguma da yazamadım.  Yaptığım her şey anlamsız geldi çünkü.  Onu yazamadım. Ondan başka bir şey yazmak da çok saçma geldi. 

Ancak engelli ve engellilik hakkında söyleyeceklerim galiba bitmedi. Bu nedenle yazmalıyım diye düşünüyorum. Uzun uzun olmasa da... Zaman zaman yazmak istiyorum. 

ALİYE YÜCEL

12 Temmuz 2020 Pazar

ÇATLAK KÜP İLE AÇAN ÇİÇEKLER


Şimdi yazacağım hikayeyi pek çok kişi duymuştur, okumuştur. Ancak bu küçük hikayenin engelli farkındalığını çok etkili anlattığını düşünüyor ve blogumda da mutlaka bulunmasını istiyorum. Gelelim hikayeye:

Zamanın birinde bir çiftçi iki tane küp satın almış. Fakat sonradan farkına varacağı üzere birisinin altında bir çatlak varmış. Çiftçi boynuna dayadığı sopanın iki ucuna asılı olan bu küplerle dereden kasabadaki evine su götürüp bahçesini sulamak için kullanıyormuş. Sağlam küp tamamen su dolu olarak geliyor. Fakat çatlak küpten sürekli su sızıyor ve yolda akıyormuş. Bu nedenle çiftçinin bahçesi sadece sağlam küp ile sulanıyormuş. Bu da çatlak küpün kendini faydasız hissetmesine neden oluyormuş. Bir süre bu şekilde devam etmişler...

Sağlam olan küp gururlanıp, sürekli bu sızdıran küp ile alay ediyor ve dalga geçiyormuş: "Sahibimin bahçesi benim sayemde sulanıyor. Sen çatlak olduğun için bahçeye hiçbir faydan olmuyor..." deyip kahkahalar atıyormuş. Görevini yapamadığını düşünen çatlak ama gururlu küp bir gün dayanamayacak noktaya gelmiş ve sahibiyle konuşmuş: "Kendimden utanıyorum. Hiçbir işe yaramıyorum..." demiş ve çiftçiden kendisini çöpe atmasını istemiş. 


Çiftçi bunun üzerine gülümsemiş ve "Sen sağlam küpün dediklerine kulak asma... Sanırım geçtiğimiz yollarda kendi tarafına hiç bakmıyorsun. Gel seninle bir gezintiye çıkalım..." demiş. Kasabaya giden yola geri dönmüşler. Çiftçi, yoldaki çiçekleri çatlak küpe göstermiş: "Gördün mü? Seni boşuna taşımıyordum. Senin durumunu biliyordum. O tarafa tohumlar ektim. Senden toprağa dökülen sular ile bu çiçekler büyüdü. Sen sızdırmasaydın, yollarda böyle çiçekler açmayacaktı. Bu manzara senin eserin!" demiş.

Benim bu hikayeden çıkaracağım ders: "Herkesin bir kusuru ve eksik yönleri vardır. Hiç kimse kusursuz ve mükemmel değildir..." gibi bir çıkarım olmayacak. Bu hikayeden çıkardığım ders engelli farkındalığı adına... Yani, çatlaklarımız (engellerimiz); bizi, ailemizi ve çevremizi güzelleştiren, renklendiren bir etken olabilir. Bir de bu açıdan bakmanızı söylemek olacak. Bu durumumuzun; kimi, neyi, ne şekilde değiştirdiğini, güzelleştirdiğini biz bilemeyiz. Ama bakmalı ve görmeye çalışmalıyız. Belki bir yerlerde açan çiçekler vardır.  

ALİYE YÜCEL

5 Temmuz 2020 Pazar

ENGELLİLİK ÇALIŞMALARI



Katılmayı çok istediğim ve bana büyük bilgi birikimi kazandıracağına inandığım bir çalışma var. Boğaziçi Üniversitesi'nin düzenlediği "Engellilik Çalışmaları"... Bu yıl 1 Eylül - 11 Eylül 2020 tarihleri arasında yapılacak programa başvurular başladı. Program, Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu ile Research Worldwide İstanbul ortaklığıyla düzenleniyor.

Daha önceki yıllarda bizzat katılım yoluyla yapılan eğitim, bu yıl koronavirus (kovid-19) salgını nedeniyle uzaktan eğitim yoluyla yapılacak. Boğaziçi Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, lisansüstü düzeyde engellilik çalışmaları alanında araştırma yürüten ya da yürütmeyi planlayan öğrencilere yönelik eğitim programı Güz Okulu'nda olacak. 

Eğitim kadrosunda uzman kişilerin bulunduğu programın katılımcılara; hukuk, eğitim bilimleri, sosyal politika, siyaset bilimi, sosyoloji, mimarlık, tıp, toplumsal cinsiyet çalışmaları ve psikoloji gibi engellilik çalışmaları açısından önemli disiplinlerin engelliliğe yaklaşımlarına ilişkin perspektif kazandırması hedefleniyor. 


Engellilik Çalışmaları'nda farklı disiplinlerden engellilik alanında eğitim ve araştırma faaliyetlerinde bulunan öğretim üyelerinin katkılarıyla; engellilik kuramları ve modelleri, engelliliğin farklı disiplinlerde ele alınış biçimleri, engelli hakları yaklaşımını araştırma kurgusu, yöntem ve analize eklemleme yolları ele alınacak.  

Eğitim dili Türkçe olacak program ücretsiz olacak. Program toplam 9 ders (9 saat süren video dersleri) ve katılımcıların sunumlarını içeren iki tam gün süren oturumlardan oluşuyor. Eğitimin son gününde ise katılımcılar araştırma önerilerini sunacaklar ve öğretim üyeleri ile diğer katılımcılardan geri bildirim alacaklar.  Eğitimin tüm aşamalarına tam katılım göstermek zorunlu olacak. 

Engellilik alanında (tercihen sosyal bilimler alanında) lisanüstü düzeyde akademik araştırma yapmaya istekli; yüksek lisans, doktora öğrencisi ya da yeni kabul almış adaylar 20 Temmuz tarihine kadar online başvuru yapabilecekler. Adayların, engellilik alanında 600 kelimeyi geçmeyecek şekilde araştırma özeti yazmış olmaları ve başvuru formuna bu araştırma özetini ekleyip göndermeleri gerekiyor. Kabul edilen adaylar 14 Ağustos günü açıklanacak. 

ALİYE YÜCEL

28 Haziran 2020 Pazar

2020 ENGELSİZ ÜNİVERSİTE ÖDÜLLERİ


"Engelsiz Üniversite Ödülleri", 2018 yılından bu yana geleneksel olarak veriliyor. Bu ödüllerin çok faydalı olduğunu düşünüyor ve ilgi ile takip ediyorum. Engelsiz üniversiteler için; üniversite kampüslerinde ve fakültelerde engelli öğrencilerin tek başlarına, yardım almadan hareket etmeleri için engelli çalışma gurubu ile birlikte olması gereken standartlar tespit ediliyor. Üniversiteler, "Engelsiz Üniversite Bayrakları" ve "Engelsiz Program Nişanları" alabilmek için Yükseköğretim Kurumu'na başvuruyorlar. 

Bu yıl 2020 Engelsiz Üniversite Ödülleri, koronavirüs tedbirleri kapsamında video konferans yöntemiyle düzenlendi. YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, törende yaptığı konuşmada, geçen yıl 80 üniversiteden 668 başvurunun yapıldığı Engelsiz Üniversite Ödülleri'ne bu yıl 116 yükseköğretim kurumundan 841 başvuru aldıklarını açıkladı. 

Engelsiz Erişim" ve "Engelsiz Eğitim" temalarıyla düzenlenen törende yükseköğretim kurumlarına "Mekanda Erişebilirlik", "Eğitimde Erişilebilirlik", ve "Sosyokültürel Faaliyetlerde Erişilebilirlik" olmak üzere 3 kategoride "Engelsiz Üniversite Bayrak Ödülleri" ile farklı engelli gruplarına erişilebilir kılan üniversitelerin ilgili programlarına "Engelsiz Program Nişanı" verildi.



"Engelsiz Üniversite Bayrak Ödülleri" kapsamında"Mekanda Erişileilirlik" sağlayanlar üniversitelere "Turuncu Bayrak" verildi. "Mekanda Erişim Bayrak Ödülü" için 431 başvuru oldu. 41 üniversite 118 "Turuncu Bayrak Ödülü" almaya hak kazandı. "Eğitimde Erişilebilirlik" sağlayan üniversitelere "Yeşil Bayrak" verildi. "Eğitimde Erişilebilirlik Bayrak Ödülü" için 141 başvuru oldu. 8 üniversiteye 9 "Yeşil Bayrak Ödülü" verildi. 

"Sosyokültürel Faaliyetlerde Erişilebilirlik" sağlayan üniversitelere "Mavi Bayrak" verildi. "Sosyokültürel Faaliyetlerde Erişilebilirlik Bayrak Ödülü" için 141 başvuru oldu. 12 üniversiteye 17 "Mavi Bayrak Ödülü" verildi. Programlarını farklı engelli gruplarına erişilebilir kılan üniversitelerin ilgili programlarına verilen "Engelsiz Program Nişanı" için yapılan 114 başvuru arasında  toplamda 4 üniversiteden 66 programa da "Engelsiz Program Nişanı" verildi.

Ödül alan üniversitelerin tamamını buraya yazmak mümkün değil. Sadece en çok ödül alan üniversitelerin isimlerini yazacağım. Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi ile Afyon Kocatepe Üniversitesi 13 bayrak alarak ilk sırada yer aldılar. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi 8 bayrak ile ikinci, Ondokuz Mayıs Üniversitesi de 6 bayrak ödülü ile üçüncü oldu. Üniversitelerin bayrak sayılarının artması dileğiyle... 

ALİYE YÜCEL

21 Haziran 2020 Pazar

OTİZMLİ BUĞRA'NIN AZMİ

Buğra Çankır'dan bahsedeceğim bu yazımda... Otizmli bir gencin büyük başarısından... Genç yetenek, üniversite eğitimi ile yetinmeyip yüksek lisans yaptı. Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzik Anasanat Dalı Yüksek Lisans tezini başarıyla tamamladı ve mezun oldu.  Buğra otizmli ve iletişim kurma konusunda ağır engeli var. Ancak o dünyadaki 645 üstün yetenekli otizmlilerden biri... 
Buğra Çankır, henüz 2 yaşında iken otizmli olduğu anlaşılmış... Ama o farklı olduğunu göstermiş ve 3,5 yaşında okumaya başlamış. 10 yaşında geldiğinde de müziğe olan yeteneği keşfedilmiş. İletişimde güçlükler yaşasa da "mükemmel kulak" ya da "tam kulak" olarak nitelenen ve doğadaki tüm sesleri nota olarak tanımlayabilen özel  bir yeteneği var. 2004 yılında California Üniversitesi tarafından yapılan "mutlak kulak" testinde o güne dek yapılan sınavlardan en yüksek puanı (tam puan) alan Çankır, 2007 yılında ise Wisconsin Medical Society tarafından "Müzikal deha" olarak literatürde yerini aldı. 

Buğra Çankır, 2011 yılında İngiliz Kraliyet Akademisi lisans öncesi programını  tamamladı. Piyano dalında "Associated Board of the Royal School of Music, Piano Grade 8" sertifikasını aldı ve kaynaştırmalı öğrenci olarak Hatay Bedii Sabuncu Güzel Sanatlar Lisesi'ni bitirdi. 2016 yılında İskenderun Teknik Üniversitesi Mustafa Yazıcı Devlet Konservatuarı'nı bitirdi. 2018 yılında ise AKÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzik Anasanat Dalında yüksek lisansa başladı. Bu yılda yüksek lisansını bitirdi. 

Buğra Çankır ile ilgili yapılan haberleri okuyunca ailesinin çok büyük desteği olduğunu gördüm. Onunla gurur duyuyorlar. O bu yönden çok şanslı... Babası Kemal Çankır, yapılan bir röportajda oğlunun müziğe olan ilgisi ve yeteneklerini keşfettikleri günden sonra ailece otizmin olumsuz yönünü geride bırakıp Buğra'nın müziğe olan ilgisine odaklandıklarını belirtiyor. Böylece bu bakış açısının ne kadar değerli olduğunu bize anlatmış oluyor. Oğluna olan güvenini belirtip onun daha bir çok başarılara imza atacağını her fırsatta dile getiriyor. 

Buğra, ilköğretimi öğretmen olan annesinin yanında yapıyor. Annesi, engelli çocuğu olan ailelere hitaben "Hangi engelle karşılaşırlarsa karşılaşsınlar eğitim camiasında olur, oturdukları muhitte komşularından olur pes etmesinler. Buğra'nın bir misyonu oldu. Engelli çocuk aileleri, çocuklarının peşini asla bırakmamalı. Bütün anne babalar çocuklarıyla bir şekilde ilgileniyorlar ama bir noktada çevreden bir şey gördüğünüzde demoralize olabiliyorsunuz, orada canınız yanıyor. O zaman aileler bırakabilir ama o noktada asla çocuklarını bırakmamalılar" diyor.

Otizmli bazı kişiler çok özel yeteneklere sahip oluyorlar. Bu bir ya da daha fazla alanda olabiliyor. Üstünlük gösterdikleri yerler; hafıza, sanatsal veya müzikal alanlarıdır. Buğra Çankır da bunlardan biri... Buğra'nın yeteneği de müzikal alanda... O, onun durumundaki çocuklara imkan ve fırsat verildiğinde nerelere gelinebileceğini bize gösteriyor. Bu nedenle ailelere ve öğretmenlere büyük iş düşüyor. Bu çocukları fark etmek ve onları yeteneklerine göre yönlendirmek...

ALİYE YÜCEL

14 Haziran 2020 Pazar

AYRI SORU


Haberi görünce şaşırdım dersem yalan olur. Maalesef bu tür olaylara rastlanıyor. Haberde, görme engelli bir üniversite öğrencisine görsel bir soru sorulduğu ve bu yüzden başarısız olduğu yazıyordu. Görme engelli olan Ayşenur Asar, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Fen Edebiyat  Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitim görüyor. Vize ve final sınavlarında ona görsel soru sorulduğu için başarısız oluyor.

Ayşenur Asar, UZEM (Uzaktan Eğitim) sınavlarında işitsel soru sorulması yerine görsel soru soruluyor. Bunun üzerine de bazı derslerden düşük not alıyor. Halk Edebiyatı dersinden de bütünlemeye kalıyor.Yaşadığı bu durumu öğretmenleriyle de paylaşınca onlardan da olumsuz cevap alıyor. Üstelik hocası "Ona ayrı soru mu hazırlayacağız?" diyor. Genç kız bu mağduriyetini sosyal medyaya taşıyor ve "Lütfen buna sessiz kalmayalım" diyor. Buna sessiz kalmak mümkün mü? İşte engellenmek bu, engelli olmak bu...

Twitter'da bu paylaşımı görenler buna tepkisiz kalmıyor. Mağduriyetini paylaşınca büyük destek görüyor. Bu durumdan Yüksek Öğretim Kurumu haberdar oluyor ve duruma el atıyor. YÖK üniversite yönetimiyle görüşerek durumu düzeltmelerini istiyor. Bunun üzerine sınavın yenilenmesine karar veriliyor. Bülent Ecevit Üniversitesi yönetimi bunu düzelteceklerini Ayşenur Asar'a bildiriyor. Genç kız da bu durumu da paylaşıyor. Konu ile ilgili olarak gazetecilerle de görüşmek istemiyor.

Fen Edebiyat  Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şadi Şen konunun bu boyuta geldiğine kendisinin ve hocaların da çok üzgün olduğunu söylüyor. Başarılı bir öğrenci olduğu için bütünlemeye kaldığından dolayı telaşla böyle bir paylaşım yaptığını belirtiyor. Genç kız yeni bir paylaşımla bunu da açıklıyor. Üniversite yönetiminin onu arayarak sorunu çözeceklerini belirtiyor. Destek olan herkese çok teşekkür ediyor.

Ayşenur Asar, bu paylaşımı yapmasa bu durumdan haberdar olamayacaktık. Belki onun bu mağduriyeti giderilemeyecekti. Bir öğrenci var. Bir kurumda eğitim alıyor ama onun ihtiyacına uygun bir eğitim verilemiyor. Ayrı soru sormak bu kadar zor mu? Bu da ayrı bir soru... Anlamak zor...

ALİYE YÜCEL 

7 Haziran 2020 Pazar

INSTAGRAM'DAN BİRKAÇ PAYLAŞIM



İnstagram'dan birkaç paylaşım...

@hix.52 (Hasan İnce)

Tarih: 30 Mayıs 2019 
ilk defa bir kitap önerisinde bulunacağım. Kitap hakkında düşüncelerimi yoruma bırakıyorum.

İnstagram hesabımda ilk defa bir kitap önerisinde bulunacağım; Engeloji... Engeloji, diplamasını almak için öğretmenlik stajını tamamlamak zorunda bırakılan fakat o dönem engellilere öğretmenlik hakkı verilmediği için bu güzel hayalini gerçekleştiremeyen meslektaşımız Aliye Yücel hocamın kitabı.
Engeloji ile çıkarığım Özel Eğitim dergime içerik oluştururken tanışmıştım. İlk olarak adı dikkatimi çekmişti. Engeloji ifadesine çok yabancıydım. Bu başlığın altında ise bir o kadar daha ilginç bulduğum ikinci bir başlık yer alıyordu; Kör Topal Giden Bilim...
Kitap hakkında ufak bir araştırma yaptım. Aliye Hocamın Engeloji'yi ''engeli ve engelliyi doğru anlama bilimi'' olarak tanımladığını gördüm. Bu doğrultuda yazığı kitapla da insanları bedensel eksikliklerine odaklanmak yerine, yeni bir bakış açısı getirmeyi hedefliyordu.
Yeterince ilginç bulduğum bu kitabın kapak tasarımını da çok beğenince alıp okumam kaçınılmaz oldu.
Engeloji- Kör Topal Giden Bilim; engelli farkındalığına dair bir kitap...
Her türlü engel, olumlu ve olumsuz yönleriyle ve birbirinden ilginç başlıklarla anlatılmış.
Okudukça toplum olarak birçok şeyi hiç bilmediğimizi ya da yanlış bildiğimizi gördüm. Daha sonra araştırmak üzere kendimce notlar aldım. Aldığım notların ilintili olduğu birkaç konu başlığını paylaşmak istiyorum:
Atasözü ve deyimlerde engelliler, Ders kitaplarında engelliler, Kas erimesi Hastası Luka'nın çok şey anlatan fotoğrafları, Çizgi film karakterlerinde engelli farkındalığı, Görme engelli Akunpunkturistler...
Bunun dışında toplumun her kesiminden örnekler vererek engellilerin hayatımızdaki yerinin algısını gözler önüne seriyor. Kitabın sayfaları arasında ilerledikçe aslında doğru bildiğimiz, normal karşıladığımız, belki de takdir ettiğimiz davranışların bilmeden engellileri incittiğine şahit oluyoruz.

Engellileri anlamak için engelli olmamıza gerek olmadığını, ''Engellileri Anlama Kılavuzu'' niteliğindeki bu kitabı okuyarak da çok öğrenebileceğimizi gördüm. Kitabı okuduktan sonra kendimi bir gözden geçirdim. Özel Eğitim öğretmeni olmam hasebiyle birçok öğrenci ve engelli arkadaşla bir araya geliyoruz. Bu birlikteliklerde onları üzecek söz ve davranışlarsa bulunup bulunmadığımı düşündüm. Düşününce hatırlanmıyor ama bundan sonra daha dikkatli olacağım. Kullandığım her cümleyi biraz daha tartarak kullanacağım. Engellilere saygı duymak, anlamak, yardımcı olmak gibi kavramların üzerinde daha sıkı düşünmeye başlayacağım. Hayatımızdaki engellerin ortadan kalkması için Aliye Yücel hocam bu eseri ortaya koymuş. Bir röportajında bir eser ortaya koymanın zorluğu hakkında bir şey söyleyemeyeceğini fakat okutmanın gerçekten zor olduğunu ifade ediyor. Mutlaka okunması gerektiğini düşündüğüm bu kitabın bilinip okunmasına ''karıncanın ateşe taşıdığı su misali'' bir katkıda bulunmak için bu paylaşımı yapıyorum.
Bu tür paylaşımların ve farkındalıklarımızın artması dileğiyle...

diyerek paylaşmış...




                                                        @maktass_ (Merve Uğur)

                                                     Tarih: 13 Şubat 2018 

Kitap Fuarı'ndaki güzel bir hediyeleşmenin sonucu şimdi minik kalplere ulaşmak. Çocuklarımızda farkındalık oluşturmaya vesile olduğunuz için çok teşekkürler Aliye Hanım. Emeğinize, kaleminize sağlık. 😊 

diyerek paylaşmış... 





                                                       Tarih: 4 Ocak 2019 

Merhaba. Yeni yıla girdik. Şimdiden 4 gün geçti bile. Nasılsın? İyi misin?😊
✨
Yeni yılın ilk paylaşımı olan çok özel bir kitapla geldim. Kitabı ilk defa bir yıl önce yazarın beni takip etmesiyle gördüm. O zaman alamamıştım. Yazarla küçük bir sohbetten sonra alacağıma söz vermiştim. Aradan aylar geçti ve ben Aralık ayında aldım. Ayın bitimine doğru okuyup bitirdim. Şimdi ancak paylaşıyorum😁
✨
Aliye Yücel Bursa doğumludur.9 aylıkken çocuk felci geçirmiş. Marmara Üniversitesi İlahiyat fakültesi mezunu olmuş. Aslında öğretmen olarak eğitim alıpta -her engelli de olduğu gibi- engelli olduğu gerekçesiyle görevini yapmasına izin vermeyen adaletsiz bir sistemin kurbanı olmuş. Haliyle kendisi de medya sektörüne yönelmiş. Engellilere yönelik çeşitli dergilerde editörlük yapmış. TRT ve TGRT gibi kanallarda çeşitli görevlerde bulunmuş. 2010 yılından bu yana Beyazay Derneği ve İŞKUR’un ortak projesi engelli istihdamına yönelik Engelli Kariyerinde Değerlendirme Uzmanı olarak çalışmakta. Kişisel bir blog sayfası var. Ve hayatı hep engellilere yönelik projelerle geçmiş.
✨
Engeloji kitabı blogunda yazdığı yazılardan oluşuyor. 7 ayrı bölümden ve küçük alt başlıklardan oluşan kitapta her konu çok güzel işlenerek anlatılmış. Her türden engelli insanların maddi manevi bütün sorunlarını ele alarak bilgilendirmiş. Kitabın amacı belli. Engelsiz insanlara engellileri anlatmak, engellileri bir nebze olsun anlamak, aptal bakış açımızı değiştirmek ve farkındalık yaratmak amacıyla yazılmış bir kitap.
✨
Okudukça bilgilendim. Bazı şeyleri yaşadım gördüm.”Evet bu böyle”dediğim yerler oldu. Okudukça“aaa ben bu şekilde hiç düşünmemiştim”dedim. Hikayelerimde beğendiğim kitaptan alıntılar paylaştım. Yazarla sohbetlerimizde bana “Benim tek amacım var. insanların kitabı okuyarak farkındalık kazanmasını istiyorum”dedi. Gerçekten çok özenle yazılmış. Engellileri en iyi anlayan değerli bir insanın böylesi harika bir kitap yazması beni fazlasıyla mutlu etti. Siz hep yazın olur mu? İyi ki varsınız @aliyeyucel16 🙏
✨
Google’la “Engeloji veya Aliye Yücel ”yazarsan Hürriyetteki röportajı, Milliyetteki Ali Eyüpoğlu’nun yazısını okumalısın. Şiddetle kitabı öneririm. Okumalısın!!


diyerek paylaşmış...

Bu hafta İnstagram'da Engeloji'den bahseden paylaşımlara yer veriyorum. Blogumda kalsın ve kalıcı olsun istedim. Bunlar ilk aramalarda seçtiklerim. Beni tanımayan kişilerin paylaşımları... Daha pek çok paylaşım var. Gördüğümde ne kadar mutlu olduğumu söylememe gerek yok değil mi?

ALİYE YÜCEL