> Engeloji

Translate

18 Şubat 2018 Pazar

ALO 183



Alo 183, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde hizmet veren bir sosyal destek hattıdır. Alo 183 Çağrı Merkezi'nde; aile, kadın, çocuk, engelli, yaşlı, şehit yakınları ve gazilere yönelik bakanlığın verdiği hizmetler hakkında bilgilendirme ve yönlendirme yapılır. İleri teknoloji ile donatılan çağrı merkezi, hizmetlere erişimde de önemli kolaylıklar sağlıyor. Türkiye'nin her yerinden ücretsiz olarak aranılabiliyor. Hat aracılığıyla vatandaşlarda gelen çağrılar 7 gün 24 hizmet veriliyor.

Aile, kadın, çocuk, engelli, yaşlı, şehit yakınları ve gazilerin yanı sıra  ayrıca; ihmal, istismar ve şiddet vakaları veya töre ve namus cinayetlerinin önlenmesi için tedbir mahiyetindeki ihbarlarda alınmakta olup, durumun aciliyetini göz önünde tutularak, vakanın bulunduğu ilin acil müdahale ekip sorumlusuna ve veya kolluk kuvvetlerine bildirilerek müdahale edilmesi sağlanıyor.

Psikolojik, hukuki ve ekonomik alanlarda danışmanlık hizmetleri sunuyor. Faydalanılacak hizmet kuruluşları hakkında bilgi veriliyor. Merkeze gelen çağrılar; vatandaş temsilcisi, mevzuat uzmanı, mesleki uzman, saha koordinasyon uzmanı tarafından cevaplanıyor. Alo 183 ayrıca; işitme engelliler için işaret dili bilen görevliler, işitme engellilere görüntülü görüşme hizmeti veriyor. İşitme engelliler dışında konuşma engelliler de Alo 183'e ücretsiz mesaj gönderebiliyor. Talepler, ilgili personel tarafından değerlendiriliyor. Yine telefon veya kısa mesaj uygulaması ile vatandaşlara cevap veriliyor.


Engellilerin yasal hakları, eğitim, rehabilitasyon hizmetleri, engellilere yönelik istihdam çalışmaları, ulaşılabilirlik, engellilere verilen yardım ve bağlanan aylıklar, sağlık hizmetleri, engellilerin koruma altına alınması, Bakım Rehabilitasyon veya Engelli Yaşam Merkezleri'ne yerleştirilmesine ilişkin iş ve işlemlere ilişkin istek, tavsiye ve şikayetler değerlendirilerek gerekli bilgilendirme yapılmakta, vatandaşların hizmet alabilecekleri ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına yönlendirilmesi sağlanıyor.

Alo 183 sosyal destek hattı 5 kategoride hizmet veriyor. Çocuk, Kadına Şiddete Hayır, Engelliler, Yaşlılar, Şehit Yakınları ve Gaziler. Geçtiğimiz yıl en çok engelli hizmetleri için aranmış, en çok engelli hizmetleri konusunda başvuru almış... Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Alo 183 Sosyal Destek Hattı'na geçen yıl 329 bin 698 çağrı ile ilgili işlem yapılmış, sorun teşkil eden konular çözüme kavuşturulmuş. Destek hattına en fazla engelli hizmetleriyle ilgili başvuru gelmiş...

Engelli hizmetlerindeki 90 bin 286 müracaat, ağırlıklı olarak evde bakım, engelli bakım ve rehabilitasyon merkezleri, engelli hakları, engelli istihdamı, indirimler, engelli kimlik kartlarında olmuş... Destek hattına en fazla engelli hizmetleriyle ilgili başvuru gelmiş olması, en çok engellilerin araması ilginç geldi. Acaba bunun nedeni nedir? Engelli sayısının çokluğu mu? Engellilerin sorunlarının çokluğu mu? Yoksa engellilerin sorunlarını çözmek için her çabayı göstermesi mi? Merak etmemek elde değil.

ALİYE YÜCEL

11 Şubat 2018 Pazar

BU TUVAL SENİN



Bağcılar Belediyesi ve Türkiye Beyazay Derneği iş birliği ile engelliler için resim yarışması düzenleniyor. "Bu Tuval Senin" isimli yarışmaya % 40 ve üzerinde engeli olan herkes katılabiliyor. Yarışma; yurdumuzda yaşayan, yaş ve engel gurubu ayrımı olmadan bütün engellilere açık olacak. Mülteci ve yabancı uyruklu engelliler de katılabilecek. Yarışmanın sponsorları: İSKİ, PTT ve Altınbaş Üniversitesi.

Yarışmacılar; eserini Bağcılar Engelliler Sarayı'na elden ya da posta ile teslim edecekler. Eserlerin tesliminde yarışmacıların; ad ve soyadlarını, engelli raporlarının fotokopilerini, kısa öz geçmişlerini, iletişim bilgilerini ve eserin adını bildirmeleri gerekiyor. Engelli raporu dışında engelli kimlik kartı gibi belgeler de kabul edilmeyecek. Ayrıca eserlerin uzun kenarlarının 100 cm'den uzun olmaması da gerekiyor.

Sloganı "Renklerin dünyasına sen de katıl" olan resim yarışması için belli bir konu belirlenmemiş. Konusu serbest. Yarışmacılar,  istedikleri resmi yaparken istedikleri malzeme ve tekniği kullanabilecekler. Her yarışmacı sadece bir eserle başvuracak. Bu resimlerin daha önce hiçbir şekilde yayınlanmamış ve hiçbir yarışmada eser sahibi bilinecek şekilde, ödül ile değerlendirilmemiş olması gerekiyor.


"Bu Tuval Senin" yarışmasının jüri üyeleri arasında dünyaca ünlü Ressam Ahmet Güneştekin de var. Eserleri küresel galerilerde çok beğenilen ve dünyaca ünlü sanatçımız, geleceğin ressamlarına önemli tavsiyelerde bulunacak. Diğer jüri üyeleri de tanınmış isimlerden oluşuyor. Demet Sabancı Çetindoğan, Ertuğrul Özkök, Fatih Altaylı ve Fatoş Sarıgül Altınbaş yarışmada jüri olacaklar.
  
Yarışmanın diğer yarışmalardan ayıracak en büyük özelliği Ressam Ahmet Güneştekin'in talebi doğrultusunda derecelendirmenin ilk üç ile sınırlı olmaması... Güneştekin, "İlk üç gibi bir derecelendirme olmamalı, yetenekli bulduğumuz tüm eser sahipleri ödüllendirilmeli. Mesele yeteneklilere ulaşmaksa eğer; katılımcılar, imkanı neyse onunla katılmalı..." diyerek jüriye katılmış. Yani yeteneği olan her eserin sahibi ödül alacak.

Eserlerin son teslim tarihi 30 Mart tarihi. Yetenekli görülen bütün eserler sergilenecek. Eserin sahipleri İstanbul'a davet edilecek ve ödüllendirilecek. Dereceye giren resimlerin her türlü yasal kullanım hakları ve telif hükümleri Türkiye Beyazay Derneği İstanbul Şubesine ait olacak. Ödül töreni 28 Nisan 2018 tarihinde Bağcılar Belediyesi Engelliler Sarayı'nda yapılacak. Bu Tuval Senin, yetenekli engellileri ortaya çıkaracak. 

ALİYE YÜCEL

4 Şubat 2018 Pazar

GÖRÜNTÜLÜ SÖZLÜK: İŞARETÇE


İşaretçe, "görüntülü" bir Türk İşaret Dili sözlüğü. Site işitme engelli olmadığı halde işaret dilini kullanan ve seven Uludağ çifti tarafından hazırlanmış. Başak ile Serdar Uludağ, işaret dilini öğrenirken çeşitli zorluk çekmişler ve yaşadıkları bu zorluklar nedeniyle İşaretçe ortaya çıkmış... www.isaretce.com'a girince; Başak Uludağ'ı el, kol ve ağız hareketleriyle kelimeleri işaret diliyle anlatırken görüyoruz. Videolar, montaj ve kod yazılımı gibi çeşitli teknik işleriyle de eşi Serdar Uludağ ilgileniyor.

Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu Başak Uludağ, özel bir firmada pazarlama müdürü olarak çalışıyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği mezunu Serdar Uludağ ise özel bir firmanın yazılım departmanı danışmanı... Onlar, birbirleriyle zaman zaman işaret diliyle konuşuyorlar. Başak Uludağ'ın ailesinde işitme engelli biri yokmuş, ancak çocukken Göztepe'de evinin olduğu yerde bulunan işitme engelliler ilkokulunun bahçesinde oynanan sessiz oyunlar onun işaret diline ilgi duymasına sebep olmuş...

Uludağ çifti, sitelerinde; işaret dili öğrenmek de aynı dil öğrenmek gibi çok emek ve tekrar gerektiğini, kaynak bulmanın zor olduğunu belirtiyorlar. İşaret dili kurslarını ve işaret dili için hazırlanmış sözlükleri eleştiriyor. Onları yetersiz buluyorlar. Mevcut sözlüklerin ortak sorunlarını görüp onlara çözüm getirmek istiyorlar. Bu nedenle işaret dilini öğrenmek isteyenler için görüntüye dayalı bir site kurduklarını anlatıyorlar.


Onlar: "Bizim, işaret dilini öğrenirken yaşadığımız en büyük zorluk, tekrar etmek ya da hatırlamak istediğimiz işretleri kolayca anlayabileceğimiz bir kaynak bulmak oldu. Mevcut sözlükler ya görüntülü değildi ve bu nedenle işareti doğru anlamak kolay olmuyordu ya da benzer görüntülü sözlüklerin içerikleri tam değildi ve aradığımız kelimeler bulunamıyordu. Bu yüzden işaret dilini, "keşke tam istediğimiz gibi görüntülü, içeriği güncel, arama motoru esnek bir sözlük olsa" diye yakınarak öğrendik. Bir gün "bunu neden biz yapmıyoruz ki" dedik! İşte, İşaretçe böylelikle doğmuş oldu" diyorlar.

İşaretçe çok güzel hazırlanmış. Milli Eğitim Bakanlığı ve Türk Dil Kurumu'nun en güncel Türk İşaret Dili sözlüklerini kaynak olarak kullanmışlar. İki kaynaktaki tüm kelimeler alınmış... En çok kelime onların sözlüğünde... Sitede 3500 kelime bulunuyor. Bu kelimeler arasında bir tek argo kelime yok. Merak edip aramak için argo bir kelimeyi yazdım, karşıma "Lütfen ağzımızı bozmayalım" uyarısı geldi! İşaretçe'de işareti aynı olan kelimeler "eş işaretliler" etiketiyle yer alıyor. Ayrıca diğer sözlüklerde bulunmayan "kategoriler" bölümü de bulunuyor.

Bu site, hem işitme engelliler için hem de işaret dili öğrenmek isteyenler için çok önemli bir kaynak. Onlar, her geçen gün daha iyi olmak ve büyümek için çabalıyorlar. Sözlük çok ilgi de görüyor. Uludağ çifti İşaretçe'yi hiç bir beklentileri olmadan, zaman ve imkanlarını kullanarak hazırlamışlar. Bundan herhangi bir kar amaçları da yok. Uygulama tamamen ücretsiz ve sitede hiç reklam da bulunmuyor. Bunu bir sosyal sorumluluk projesi olarak görüyorlar. Onları tebrik ediyor, herkes adına çok teşekkür ediyorum.


ALİYE YÜCEL                                                             

28 Ocak 2018 Pazar

GÖNÜLLÜLÜK VE GENÇLER


Bir sivil toplum kuruluşu olan Türkiye Beyazay Derneği, 1988 yılından bu yana engelli ve engellilik konusunda çeşitli çalışmalar yapıyor. Engellilerin umut ışığı oluyor. Onların eğitim ve yaşam kalitelerini yükseltiyor. Yurt içinde ve yurt dışındaki pek çok şubesiyle engellilere hizmet veriyor. Dernek, hedeflerini her geçen gün büyütmeye devam ediyor.  Derneğin her şubesi önemli çalışmalara imza atıyor. İstanbul Şubesi de yaptığı etkili çalışmalara bir yenisini ekledi.

Türkiye Beyazay Derneği İstanbul Şubesi, "Engelli çalışmalarında ben de varım" diyen genç gönüllülere bir çağrı yaptı. Üniversite gençliğinin engellilerle ilgili çalışmalarda rol alması ve farkındalık kazanması amacıyla bir çalışma başlattı. Gebze Teknik Üniversitesi öğrencileri ile ortak bir projede buluşuldu. "Gençlerle El Ele Engelleri Aşalım" etkinliği düzenlendi.

Gebze Teknik Üniversitesi'nin gönüllü öğrencileri, Türkiye Beyazay Derneği İstanbul Şubesi'nin düzenlediği "Gençlerle El Ele Engelleri Aşalım" projesi kapsamında eğlenceli bir wokshop etkinliğine katıldılar. Ön yargılar olmadan tanışmalar, daha güzel bir Türkiye için aksiyon planları ile bavula neler sığdırabileceğiz gibi pratik çalışmalar ele alındı. Etkinlikte hep birlikte hem eğlenceli vakit geçirdiler, hem de farkındalık kazandılar.


Gönüllü gençlerin çalışmaları devam ettiği sırada etkinliğe İstanbul Milletvekili ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakçı da katıldı. Derneğin çalışmalarına destek veren Kavakçı, gençlerin engelli çalışmalarında olmaları ve onları desteklemelerinin önemini anlatan bir konuşma yaptı. Gönüllü gençleri tebrik eden Ravza Kavakçı, onlarla kısa bir sohbette bulundu.

Türkiye Beyazay Derneği Genel Başkanı Lokman Ayva ise etkinlikle ilgili olarak şunlar söyledi: "Üniversitelerimiz, liselerimiz kendi bünyelerinde oluşturacakları bu tarz kulüpler ile toplumsal farkındalık çalışmalarına mutlaka destek vermelidir..." Lokman Ayva ayrıca gençlerin her alanda öne çıkmasının önemine dikkat çekti.

Gönüllü çalışmalarında yer alan gençler ile birlikte "Beyazay İstanbul Gençlik Kulübü" oluşturarak farkındalık çalışmalarının renkli aktiviteler ile toplumun tüm kesimine yayılmasını amaçladığını belirten Türkiye Beyazay Derneği İstanbul Şube Başkanı Hanife Baykal "Amacımız Beyazay İstanbul Gençlik Kulübü'nü oluşturarak çalışmalara gençleri de dahil etmektir. Engelliler ile ilgili çalışmalar, toplumun tüm katmanlarına eşit olarak yayılmalıdır" diye açıklama yaptı.  Baykal, gönüllü çalışmalarında gençlerin rolünün büyük olduğunu vurgulayıp tüm gençleri sosyal sorumluluk projelerinde yer almaya davet etti.
                                                         

ALİYE YÜCEL

21 Ocak 2018 Pazar

KARNE ALMAK İSTİYORUM


Engelli küçük kızın karne üzüntüsü haberini gördüğümde ister istemez bir empati kurdum. Haberde Mardin'in Artuklu ilçesinde yaşayan Fikriye Nur Esin'in karne alamamasının üzüntüsü anlatılıyordu. Engelli olan 9 yaşındaki Fikriye Nur, okula devam edememenin üzüntüsünü yaşamış ve bu bir haber yapılmıştı. Yarıyıl tatilinin başladığı ve öğrencilerin karne aldığı gün önemli bir haberdi bu... Okumak ve karne almak isteyen engelli bir çocuk...

Fikriye Nur, arkadaşları gibi okula gidememenin ve karne alamamanın üzüntüsünü yaşıyor ve "Herkes karne alacak ben alamayacağım..." diyerek üzüntüsünü dile getiriyor. Küçük kız daha sonra "Okulumu seviyorum. Benim arkadaşlarım olsun istiyorum. Ben okula gitmiyorum, eğer gitsem arkadaşlarım olurdu. Gazeteci olacağım çünkü gazeteciler çok iyi. Ne olur bana yardım edin. Çünkü ben engelliyim. Engelliyim diye beni kabul etmiyorlar..." diye anlatıyor. İlkokul 2. sınıfa kadar giden küçük kız, okulda yaşanan problem nedeniyle okuluna devam edememiş.

Annesi bu konu ile ilgili: "Öğretmeni kendisiyle engelli olduğu için ilgilenmiyordu. Kendisini okul müdürüne de şikayet ettik. Sürekli kendisine bağırıyordu. Bize "Kızınızı başka okula gönderin. Benim yanıma getirmeyin" diyordu. Bu yüzden okula gönderemedik bu yıl. Bütün çocuklar karne alacak. Kızım alamayacak. Karne almayı çok istiyordu. Engelli olduğu için okuldan geri kalsın istemiyorum. Onun da okumaya hakkı var. Eğer kızım engelli olmasaydı, gelip "neden okula göndermiyorsun" diyeceklerdi. Ama engelli olduğu için istemiyorlar onu. Tek istediğim vatana hayırlı bir evlat olsun. Cumhurbaşkanından bu konuda yardım bekliyorum" diyor.


Bu ailenin anlattığı... Diğer tarafta ise; İhlas Haber Ajansı'nın (İHA) telefonla ulaştığı okul yetkilileri ve öğretmenler ise bu iddiaları yalanlamışlar. Ne dediler, kendilerini nasıl savundular, sebebini ne diye açıkladılar. Bu konuda bilgi verilmemiş. Gerçek nedir? Kim haklı, kim haksız bilemeyiz. Ama ortada bir gerçek var ki o da küçük kızın okula gidemediği ve karne sevincinden mahrum kaldığı... Fikriye Nur da akranları gibi okula gidebilmeli ve eğitim almalı...

Engelli çocukların eğitim alması çok önemli... Bunun içinde "kaynaştırma eğitimi" var. Bu engelli öğrenciler için bir hak. Ancak bu nedense uygulamada bazen böyle olmuyor. Neden olmuyor anlamak zor. Bu olayda aile öğretmeni suçluyor. Bazı okullarda öğrenciler tarafından dışlanıyor. Bazen de öğrenci velileri engelli öğrencileri istemeyebiliyorlar. Eğitim almak isteyen engelli öğrencilerin ve ailelerinin işi oldukça zor. Kendilerini okula ve öğrencilere kabul ettirmek için uğraşmaları, savaşmaları gerekebiliyor.

Engelli çocukların kendi akranlarıyla birlikte eğitim alması; hem onlar, hem de diğer çocuklar için çok kazançlı bir durum. Ama görüyoruz ki bazen amacına ulaşamıyor. Bunun için bir şeyler yapılmalı... Bir çözüm yolu bulunmalı... Bir tek engelli çocuk bile eğitim hakkından mahrum kalmamalı... Kabul etmek gerekir ki bazı engelli çocuklar için özel bir eğitim ve çaba gerekebilir. Ama engelli çocuklar da engeli olmayan çocuklarla aynı okula gidebilir. Sadece bazı hareketleri kısıtlı diye ya da tekerlekli sandalyede diye bir çocuk neden ayrı bir okula gitsin ki?


 ALİYE YÜCEL


14 Ocak 2018 Pazar

ENGELSİZ ŞIKLIK


Ünlü dünya markası Tommy Hilfiger, engellileri düşündü ve onlar için özel bir koleksiyon hazırladı. Daha önce lüks markaların göz ardı ettiği engelliler için kıyafetler tasarladı. Geçtiğimiz yıl ekim ayında bu kıyafetler satışa sunuldu. Koleksiyonda; engelli yetişkin erkekler için 37, engelli yetişkin kadınlar için ise 34 farklı giysi bulunuyor. Engelliler için hazırlanan bu özel tasarımlar, onlara hem şıklık hem de büyük kolaylık sağlayacak türden...

Bu özel koleksiyon Tommy Hilfiger firmasının engellilere yönelik ilk koleksiyonu da değil. Marka, daha önce de "Runway of Dreams" adı altında engelli çocuklar için özel iki koleksiyon hazırlamıştı. Bu koleksiyonda, engelli kız ve erkek çocukların gereksinimini göz önünde bulundurularak hazırlanan çeşitli kıyafetler yer alıyordu. Moda, herkes içindir. Firma böylece modayı engelli çocuklar için de erişebilir bir hale getirmişti.

İşte; şimdi de yetişkin engelliler için; pantolon, gömlek, ceket, kazak, elbise gibi çeşitli kıyafetler hazırladı. Ayarlanabilir dikişler ve kolayca kapanan düğmeler, fermuarlar, mıknatıslar, cırt cırtlar var. Pantolonların bacak iç bölümleri kolaylıkla açılacak türden yapılmış. Gömlekler tek elle bile kolaylıkla giyilebilecek düğme ve manşetlere sahip, yaka kısımları ayarlanabiliyor. Bu özel kıyafetler; engelliler, aileleri ya da refakatçileri için büyük kolaylık sağlayacak.


Markasına ismini veren Tommy Hilfiger, engelliler için hazırlanan bu koleksiyonu için "modanın demokratikleşmesi" olduğunu söylüyor. Hilfiger; "Demokratikleşme ve kapsayıcılık her zaman markamın DNA'sının merkezinde yer alıyor. Bu koleksiyon bahsettiğim vizyonun önemli bir parçası. Güçlendirici ve engelleri aşmamızı sağlayan tasarımlar... Engellilerin günlük hayatını kolaylaştırmak için pratik detayları düşünülerek tasarlanan koleksiyonda toplam 71 parça bulunuyor..." diye koleksiyonunu anlatıyor.

Engelliler, pek çok alanda olduğu gibi giyim alanında da zorluk çekiyorlar. Çoğu zaman uygun kıyafet bulmakta güç olabiliyor. Çünkü engellilerin farklı ihtiyaçları oluyor. İhtiyacı karşılayacak olan kıyafetleri bulmak imkansız gibi... İşte bu koleksiyon, uygun kıyafet bulmakta zorlanan engelliler için çok önemli bir çalışma... Bu giysiler, tekerlekli sandalye kullananlar ve hareketleri zorluğu çekenler ve hareketleri sınırlı olan engelliler için çok faydalı olacak. Bu kıyafetler engellilerin günlük yaşantısını büyük ölçüde kolaylaştıracak.

Şık giyinmek herkesin hakkı... Tommy Hilfiger, "engelli giyimi" konusunda bir farkındalık oluşturması açısından önemli bir adım atmış oldu. Dünyada pek çok engelli bu kıyafetleri alıp giyecek ve böylece daha şık olacak. Umarız yapılan bu çalışma tüm dünya markalarına da ilham verir. Onlar da bu yoldan giderek engelliler için özel koleksiyonlar hazırlarlar. Çünkü buna ihtiyaç olduğunu biliyoruz.


ALİYE YÜCEL

7 Ocak 2018 Pazar

ENGEL IRK KADAR GÖZ ÖNÜNDE


Maysoon Zayid; oyuncu, komedyen, senaryo yazarı ve yapımcı. Serebral palsili oyuncu olan Zayid'in adını duymuştum. Geçtiğimiz gün şu meşhur TED Konferansı'nda yaptığı konuşmasını izledim. Nasıl bir öz güven anlatamam. Öylesine kendisiyle barışık ki... Resmen kendiyle kendiyle dalga geçiyor. Hayran kalmamak elde değil. İnsana ilham veren bir konuşma... Seyretmeniz gerekir. Bu kadından çok etkilendim. Engele, engelliye bakışı tam olması gereken gibi...

Filistin asıllı Amerikalı Maysoon Zayid, 1974 yılında New Jarsey'de doğmuş. Doğum anında sereblal palsi geçirmiş. Ama durumu oldukça iyi. Yürüyebiliyor. Sadece titriyor ve titremesinin çok yorucu olduğu olduğunu söylüyor. "Sarhoş değilim. Ama beni doğurtan doktor öyleydi. Annemi altı farklı yerden altı kere kesmiş, bu arada zavallı ben de boğulmuşum. Sonuç olarak serebral palsi olmuşum, bunun anlamı sürekli titriyorum. Bakın. Bu çok yorucu, Shakira'nın Muhammed Ali'yle birleşimi gibiyim..." diyerek durumunu esprili bir biçimde açıklıyor.

Sereblal palsili kişilerin pek çoğu yürüyemiyor. Ancak Maysoon Zayid, yürüyebiliyor. Çünkü ailesi onun yürüyemediğine inanmamış... "Yapabilirsin" demişler ve yürüyebileceğine inanmışlar... Babası  5 yaşındayken ayaklarının üzerine ayaklarını koyarak yürürmüş. Bir de parayı sallayarak paraya doğru yürümesini sağlarmış... Üç ablası olan Zayid, onlar ne yapıyorsa yapıyormuş. Yerleri siliyorlarsa, o da silermiş. Ablaları devlet okuluna gittikleri için onu almayan eğitim sistemine dava açan ailesi onun da o okula gitmesini sağlamış...Yaz tatilleri genellikle babasının onu tedavi çabalarıyla geçmiş. Fizik tedavi yerine dans okuluna gitmiş. Topuklu ayakkabı giymiş ve topuklularla dans etmiş. Yoga yapmış... Ailesi her şeyi yapabileceğine inanıyormuş. Onun hayali ise oyuncu olmak ve "General Hospital" dizisinde oynamakmış.


Üniversiteye girmiş, bir burs almış. Tiyatro bölümünde herkes onu çok seviyormuş. Her sahne sergilediğinde profesörleri çok beğenseler de, ona hiç rol verilmemiş. Son sınıfta serebral palsili bir genç kızın hayat hikayesini anlatan bir oyun sergilenecekmiş... Sonunda bir rol kapacağını düşünmüş... Ancak rolü başkası almış. Nedeni öğrenmek için ağlayarak tiyatro bölüm başkanına sorduğunda ise, bazı numaraları yapamayacağını düşündüklerini söylemiş. O da "Af edersiniz ama, numaraları ben yapamazsam, asıl karakter de yapamaz" demiş. Kelimenin tam anlamıyla oynamak için doğduğu rolün palsisi olmayan bir oyuncuya verildiğini düşünmüş... "Tekerlekli sandalyedeki birisi nasıl Beyonce'yi oynayamazsa, Beyonce'de tekerlekli sandalyedeki birisini oynayamaz" diyor.

Üniversiteden sonra hayatta da aynı durum ile karşılaşmış. Hollywood'da da perdede engelli karakterleri, engelsiz oyunculara oynatırlar. Bir diziden teklif almayı beklerken anlamış ki; kilolu, etnik, engelli oyuncular seçilmiyor. Sadece mükemmel olanlar seçiliyor. Ama bu kuralın istisnası olduğunu anlamış... Whoopi Golberg, Roseanne Barr ve Ellen gibi ünlülerin ortak noktasının komedyen olduğunu fark ederek komedyen olmuş... Filmlerde, dizilerde oynamış, gösteriler yapmış... Yapmaya da devam ediyor. Çok çeşitli çalışmalar yapan sanatçı, Filistinli göçmen çocuklar için "Maysoon'un Çocukları" adını verdiği bir hayır kurumu da kurmuş.

Bir çok engelli gibi Maysoon Zayid de engelini başına gelen en kötü olgu, hayatındaki en vahim durum olarak görmüyor. "99 sorunum var, palsi bunlardan sadece birisi..." diyor. "Baskı olimpiyatları olsaydı, altın madalya kazanmıştım. Filistinli'yim, Müslüman'ım, kadınım, engelliyim ve New Jersey'de yaşıyorum..." diye ekliyor. Zayid, sosyal medyadan yakınıyor. Küçükken ve yetişkinken kimse onunla dalga geçmemiş... Ama şimdi internetten dalga geçenler oluyormuş. "Neden kıpraşıyor?", "Geri zekalı mı?" gibi yorumlar yazmışlar. Hatta yorum yapan biri engelini de unvanları arasına koymasını istemiş! Engelin ırk kadar göz önünde olduğunu düşünüyor. Engellilerin en büyük azınlık olduğunu ve eğlence dünyasında en az gösterildiğine inanıyor. Engelliler için birlikte daha pozitif bir imaj yaratılabileceğini umuyor.

ALİYE YÜCEL