> Engeloji

Translate

26 Mart 2017 Pazar

SUSAM SOKAĞI'NDA OTİZMLİ KARAKTER


Susam Sokağı'nı hatırlar mısınız? Çocuklar için hazırlanan bu program Sesame Street'in Türkçe uyarlamasıdır. 1980'li yılların sonları ve 1990'lı yılların başlarında TRT ekranında yayınlanmıştı. O yıllarda çocuk olanlar, hatta büyükler bile hatırlayacaklardır. Sanırım sonraki yıllarda tekrarları da oldu. Biliyoruz ki bir mahalle içinde geçen dizi filmler çok sevilir. Susam Sokağı da bir mahalle de geçiyordu. Çocuklar tarafından çok sevilmiş ve eğitimciler tarafından yararlı bulunmuştu.

Ben o yıllarda çocuk değildim ama yine de seyrederdim. Susam Sokağı'ndaki Muppet Show karakterleri oldukça ilginç gelirdi. Minik Kuş, Edi, Büdü, Kurabiye Canavarı, Kırpık... Bu kuklalar her bölümde çok farklı konulardan bahsederler, pek çok şey öğretirlerdi. 1969 yılından bu yana süren Susam Sokağı'na şimdi de otizmli bir kukla dahil oluyor. Julia isimli 4 yaşında bir kız çocuğu... Turuncu saçlı sevimli Julia; çocuklar ve gençlerin otizmi anlamasını sağlayacak. Onlara engelli farkındalığını öğretecek.

Otizm günümüzde oldukça yaygın. Susam Sokağı'nı hazırlayanlar 2015 yılında otizm farkındalığı için özel bir kitap hazırlamışlar. Bu kitapta Julia isimli otizmle mücadele eden bir karakter yer almış. Bu çizgi karakter şimdi de kukla olarak ekranlara gelecek. Otizmli karakterin bir kız çocuğu olarak seçilmesinin nedeni ise otizmli çocukların büyük çoğunluğunun kız olmasıymış...


Julia'nın kuklacısı Stacey Gordon'un bu role ilgisi farklı... Çünkü onun da otizmli bir oğlu var. Oğlu okulda ağladığında arkadaşlarının korktuğunu söylüyor. "Oğlumun arkadaşları, sınıfta tecrübe etmeden önce televizyon aracılığıyla görselerdi. Ondan korkmayabilirlerdi..." diyor. Gordon, şimdi arkadaşlarının onunla benzer davranışları yapan birini televizyonda gördüklerinde oğlundan korkmayacaklarını düşünüyor. Julia'yı seyreden ve tanıyan çocukların, oğlu gibi otizmli olan çocukları daha iyi anlayabileceğini umuyor.

Julia, ilk bölümde Susam Sokağı'nın en sevilen karakterlerinden Minik Kuş ile tanışıyor. Ancak onu görmezden geliyor. Minik Kuş, bu yüzden onu sevmediğini düşünüyor. Bunun üzerine diğer kuklalar da öyle olmadığını anlatmak için "O sadece bazı şeyleri farklı yapıyor" diyerek, otizmli birinin davranışlarının alışılagelmişten farklı olabileceğini vurguluyor. Bir oyun oynamaya başladıklarında ise Julia; sevinç ve heyecanla hoplayıp, zıplıyor.  Böylece diğer çocuklarda Julia'yı dışlamak yerine, hoplanıp zıplanan bir başka oyun oynamaya başlıyorlar ve onu aralarına alıyorlar.

Susam Sokağı'ndaki bu karakter sayesinde otizmli olmayan çocuklar, otizmin ne olduğunu öğrenecekler. Gerçek hayatta onlarla karşılaştıklarında, onları bildikleri için daha iyi iletişim kurabilecekler ve arkadaş olabilecekler. Yazar Christine Ferraro'nun ise farklı bir dileği var. O, Julia'nın önemli bir karakter olması bekliyor ve otizmli bir karakter olarak değil de "sadece Julia" olarak tanınmasını istiyor. Bu dilek aynı zamanda tüm engellilerin de dileği... Hiç bir engelli yanına bir "sıfat" almak istemez. Herkes gibi sadece adıyla anılmak ister.
                                                                  
ALİYE YÜCEL    


19 Mart 2017 Pazar

EUROVISION'DA ENGELLİ ŞARKICI


Eurovision Şarkı Yarışması'na her yıl dikkat çekici adaylar katılıyor. Bu yıl Ukrayna Kiev'de düzenlenecek yarışmada Rusya'yı engelli bir yarışmacı temsil edecek. Yulia Samoylova küçük yaştan beri engelli ve hayatını tekerlekli sandalye sürdürüyor. Yulia Samoylova, Eurovision 2017'de "Flame Is Burning" isimli parçayı seslendirecek. Parçanın bestesi daha önce Eurovision Şarkı Yarışması'na katılan şarkıcılarla çalışan Leonid Gutkin'e ait. Şarkı bir aşkı anlatıyor.

Yulia Samoylova, 1989 yılı SSCB'de doğumlu. Şarkıcı, normal bir çocuk olarak dünyaya gelmiş. Daha sonra kalıtımsal bir hastalık olan omurilik kası atrofisi nedeniyle sağlık problemleri başlamış. Ailesi, şifacılara başvurmuş ve çare aramış. Ancak sağlık durumu daha da kötüleşmiş, bunun üzerine annesi bu tedavileri kesmiş. Bacakları fonksiyonlarını kaybettiği için tekerlekli sandalye kullanıyor. Rusya'nın standartlarına göre 1. dereceden engelli biri...

Yulia Samoylova, psikoloji eğitimi almış. Ancak küçük yaştan beri hep müzikle iç içe olmuş ve müzikle ilgilenmiş. Bir ara bir müzik grubuyla beraber çalışmış. Daha önce Rusya ve yurtdışında katıldığı pek çok yarışmada ödüller kazanmış. X Factor'un Rusya versiyonu olan Faktor A'nın sezon ikincisi olmuş. Samoylova, 2014 yılında Soçi Paralimpik Kış Oyunları'nda açılış törenine katılmış ve güzel sesi ile çok beğeni kazanmıştı.


Eurovision Şarkı Yarışması'nın yarı finali; bu yıl 9-11 Mayıs, finali de 13 Mayıs tarihlerinde yapılacak. Bu arada Rusya ile yarışmanın yapılacağı Ukrayna arasında gerginlik yüzünden yarışmaya katılıp katılmayacağı konusu da belli değildi. Rusya'nın katılmayacağı düşünülüyordu. Ancak, Rusya'da Eurovision Şarkı Yarışması'nı yayınlayan Channel One (Kanal 1) Rusya'nın Eurovision Şarkı Yarışması'na katılacağı ve yarışmayı Yuliya Samoylova'nın kazandığını açıkladı.

Yapılan haberlere göre, Eurovision Şarkı Yarışması nedeniyle Ukrayna ve Rusya arasında bir gerilim var. Yuliya Samoylova'nın ilhak sonrası Kırım'da sahne almış olması tartışma yarattı. Ukrayna Dışişleri Bakanı Pavel Klimkin bir açıklama yaparak, Samoylova'nın iki yıl önce Kırım'a giderek Ukrayna'nın yasalarını ihlal ettiğini ve bu yüzden yarışma için bile olsa ülkeye alınamayacağını bildirdi. Buna Rusya'dan sert bir yanıt geldi. Sonuç ne olur bilinmez. Bekleyip göreceğiz.

2015 yılında da Eurovision Şarkı Yarışması'nda Finlandiya'yı engelli bir grup temsil etmişti. Pertti Kurikan Nimipaivat (PKN) isimli grubun üyeleri engelliydi. Dört kişilik grup, down sendromlu ve otizmli kişilerden oluşuyordu. Yulia Samoylova, yarışmaya alınır mı? Ne kadar oy alır? Kazanır mı? Bütün bunlar bilinmez. Ancak bir farkındalık sağlayacağı kesin. Çünkü sahneye tekerlekli sandalye ile çıkacak. Bu oldukça dikkat çekecek. Tüm dünya engelleri aşmanın bir örneğini daha görecek.


ALİYE YÜCEL

12 Mart 2017 Pazar

ENGELLİLERE UYGUN ATM HARİTASI


Türkiye Bankalar Birliği (TBB), engelliler için yaptığı bankacılık hizmetlerini geliştirme yönünde çeşitli çalışmalar yapıyor. Bankalar, engelli bankacılığı için yatırımlarını arttırmaya başladı. Bankalarda engeller kalkmaya başladı. Bunun sonucu; banka şubelerinin girişleri ve kapıları ortopedik engellilere uygun hale getiriliyor. Görme engelliler için şubelerinin içine hissedilebilir zemin yapılıyor. Tekerlekli sandalyeyi kullananlar engelliler için alçak gişe bankoları ve alçak ATM'ler yapılıyor. Müşterinin engel bilgileri bankada kayıtlı olursa sıralama sisteminde engelli müşteriye öncelik tanınıyor.

Engelli müşteriler, ATM'lerde büyük zorluklar yaşıyor. Görme engelliler farklı, ortopedik engelliler farklı zorluklarla karşılaşıyor. Yüksek ATM'lerin tekerlekli sandalye kullanan ve boyu kısa olanlar için ne büyük bir zorluk olduğunu söylemeye gerek var mı? Görme engelli birinin ATM'yi kullanamaması ne demek? Herkes gibi engellilerin de bankacılık hizmetlerinden eşit şartlarda faydalanabilmesi gerekiyor.


Türkiye Bankalar Birliği, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan "Bankacılık Hizmetlerinin Erişilebilirliğine Dair Yönetmelik" kapsamında engellilere uygun ATM'lerin adres ve coğrafik konumlarını gösteren bir harita hazırladı ve yayınladı. Bu haritaya, Türkiye Bankalar Birliği'nin internet sitesi üzerinden giriliyor. Engellilere uygun ATM'ler nerede; il, ilçe ve banka seçilerek sorgulama yapılabiliyor.

Haritadaki son verilere göre;
Türkiye genelinde hizmet veren 21 bankanın;
Toplam ATM Sayısı 42485,
Ortopedik Engellilere Hizmet Veren ATM Sayısı: 2897
Görme Engellilere Hizmet Veren ATM Sayısı: 5310.
Gördüğümüz bu sayı oldukça az. Ancak bu sayı artacak. Çünkü engellilerin bankalarla ilişkisi var. İhtiyaç olduğu görülüyor.

Bu harita engelliler için çok önemli... Çünkü, bankacılık gibi bir alanda engelli olmak oldukça zordur. Gittiğimde basamaklarını (öyle yüksekti ki hiçbir engeli olmayan kişiler ve yaşlılar bile zor çıkıp iniyordu) çıkamadığım için başka bir ATM aradığımı bilirim. Şimdi bu haritaya göre gidebileceğim ATM'yi seçebilmek büyük kolaylık. Bulunduğum yere daha uzak bile olsa, bana uygun kolaylıkla erişebileceğim bir ATM'ye gitmeyi tercih ederim. Bunu sadece ben düşünmüyorum sanırım. Çünkü, bankacılık gibi bir alanda herhangi birinden yardım istemek hiç kolay değildir. 
                                                                                                                 
ALİYE YÜCEL


5 Mart 2017 Pazar

NOTER TASDİKLİ PİŞKİNLİK


Engellilerle ilgili uygulamalarda pek çok ilginç olaya rastlıyoruz. Ancak bu yenilir yutulur gibi değil. Pes dedirtti. Duyduğumda kulaklarıma inanamadım. Engelli biri notere gidiyor. Merdiven çıkamadığı için evraklar aşağıya getiriliyor. Bunun için "yol ücreti" alınıyor. Şaka gibi... Binanın engelliye uygun olmaması yüzünde üzülüp utanacağına ve özür dileyeceğine tutmuş ücret istiyor. Pişkinliğe bakın. Hem suçlu, hem güçlü... Devletin notere ceza kesmesi gerekirken, noter engelliye kesmiş!

Gelelim yaşanan olaya; Olay tekerlekli sandalye tenisinde dereceler alan milli sporcumuz Büşra Ün'ün başından geçiyor. Ün, bir işlem için İzmir Şirinyer'deki 16. Noter'e gidiyor. 3. katta hizmet veren ve asansörü olmayan noterliğin merdivenlerini çıkamıyor. Bunun üzerine onun yerine arkadaşı işlem için çıkıyor. Ancak imza gerekiyor ve noter görevlisi imza için evrakları aşağıya getiriyor. Büşra Ün de evrakları imzalıyor.

Buraya kadar her şey normal... İş ücret ödemeye gelince; noter ücretlerinin dışında bir de yol ücreti ekleniyor. "Yol Ücreti: 17.74 TL." Büşra Ün bunu görünce görevliye soruyor. "Evrakı aşağıya getirdik, yol ücreti işlem parası almamız gerekiyor" cevabını alıyor. Ücreti ödüyor.Genç kız bunu sosyal medyada "Engellilik nedir diye soranlara 'Noterde 25 basamak merdiven çıkamadığımda kişilerin aşağıya gelmesi için 17.74 TL. ödemektir' deyin" sözleriyle çok da anlamlı bir ifadeyle paylaşıyor.


Bu konu medyaya yansıyınca çok tepki aldı. Bunun üzerine Adalet Bakanı Bekir Bozdağ olaya el koydu. Bakanın talimatıyla, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Türkiye Noterler Birliği'ne bir  yazı gönderdi. Bu fazla ücretin iadesi ve noter hakkında gerekli işlemin yapılması istendi. Olayla ilgili inceleme başlatıldı. Noterler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Tutar, hata yapıldığını belirtti ve gerekli açıklamayı yaptı. Noterler Birliği adına özür de diledi. 

Konu üzerine hazırlanan rapor doğrultusunda ücret (azlığı çokluğu önemli değil, yapılan yanlıştı) geri ödendi. Eksikliklerle ilgili olarak notere ayrı ceza, engellilere uygun olmadığı için bina sahibine ayrı ceza geldi. 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun hükümlerine göre; kamu kurumu olması nedeniyle notere 15 bin lira, bina sahibine 3 bin lira idari para cezası uygulandı. Noter böylece yaptığına yapacağına pişman olmuştur.

Bu tatsız olay, Rio 2016 Paralimpik Oyunları'nda tenis dalında ülkemizi temsil eden sporcumuzun başına geldi. Medyaya yansıdı. Konu ile ilgili pek çok haber yapıldı. Herkes tarafından duyuldu. Çok tepki aldı. Ama bu tür olaylar her zaman yaşanabiliyor. Her engellinin başına gelebiliyor. Her alanda düzelmesi gereken çok şey var. Bunu yapan noter olamaz, bunu yapan bir devlet kurumu da olamaz. Böyle engel olunmamalı... Engelliler için kanunlar, hükümler ve yaptırımları var. Ama her şey kanunla olmaz ki... Bunu insanlar yapmamalı... Bunu yapan insan olmamalı!


ALİYE YÜCEL

26 Şubat 2017 Pazar

ANDREA BOCELLİ'NİN SESİ


Andrea Bocelli'nin şarkılarını dinleyenler, onun sesinin ne kadar güzel, ne kadar etkileyici olduğunu bilirler. Kazandığı şöhret için görme engelli olmasının etkisi olduğu söyleyenler de olmuştur. Bu ne derece doğrudur bilemeyiz. Belki görme engelli olmasa da bu güzel sesi ile yine dünyaca ünlü olabilirdi. Ama gören bir insan olarak benim bloguma konu olmazdı o ayrı!

1958 yılında doğan Andrea Bocelli, 12 yaşında futbol oynarken başına gelen bir darbe sonucu beyin kanaması geçiriyor ve görme yeteneğini kaybediyor. Küçük yaşta müzik dersleri almaya ve şarkı söylemeye başlıyor. Hukuk eğitimi alsa da müziği hiç bırakmıyor. Ailesi de onun avukat olmasını istiyor, bu konuda ısrar ediyor. Ancak o müziği seçiyor. Dünyaca ünlü tenor olmasının yanı sıra söz yazarı, besteci ve albüm yapımcısıdır. Müzik kariyerine de pek çok başarı ve ödül sığdırıyor. Avukatlık yapsa da çok başarılı olurdu. Ancak, dünya onun insanın içine işleyen, insana huzur veren güzel sesinden mahrum kalırdı.

Bocelli'nin, Luciano Pavarotti ile tanışma hikayesi oldukça ilginç. Bir gün telefonu çalmış ve karşıdaki ses "Ben Pavarotti..." demiş. Andrea Bocelli, önce kulaklarına inanamamış, sonra sesinden tanımış... Pavarotti, onun bir şarkısını dinlediğini çok beğendiğini ve onun için aradığını söylemiş. Düzenlediği bir yardım etkinliğine davet etmiş. Orada tanışmışlar ve daha sonra birlikte düet yapmışlar. Bu harika düeti dinlemeniz gerekir.


Dünyaca ünlü İtalyan tenor yapılan bir röportajda ilk sahneye çıktığında hissettiklerini şöyle anlatıyor: "Kalabalığın büyük alkışını hatırlıyorum. Sevildiğimi hissettim orada..." diyor. Hep derim ya sevilmek sevildiğini hissetmek herkes için çok önemlidir. Ama engelliler için galiba çok daha fazla önemli... Ne kadar ilginç ki, şarkı söyledikten sonra aldığı alkış sonrası başarılı olduğunu değil de sevildiğini hissediyor.
 
Bocelli ile ilgili son haberlerden biri de, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump'ın yemin töreninde şarkı söylemek için adının geçtiği oldu. Bocelli'yi sevenler sosyal medyadan "Bunu yapma, kaç para öderlerse ödesinler buna değmez...", "Lütfen melek sesini bunun için kullanma...", "Trump, engelli insanlarla açıkça alay eden biri. Sen de engelli birisin..." diye yazmışlar. Andrea Bocelli'nin bu tepkiler nedeniyle geri adım attığı ve sahne almaktan vazgeçtiği yazıldı.

Andrea Bocelli, dünyanın en iyi 3 tenorundan biri olarak kabul edilmiştir. Yaşayan en güzel erkek sesi olduğu söylenir. Bu harika sesin sahibinin görme engelli olduğu duyanlar ise hep şaşırıyor. Ne diyeyim bilemedim. Şaşıran kişilere; "Güzel sese sahip olmak için, sanatçı olmak için engelsiz olmak mı gerekiyor?" diye sormak lazım. Ses, Allah vergisi bir yetenek. Güzel bir sese engelli engelsiz herkes sahip olabilir. Engelli bir kişi de dünyaca ünlü bir sanatçı olabilir.


ALİYE YÜCEL 

19 Şubat 2017 Pazar

OTURARAK VOLEYBOL


Oturarak voleybolu duydunuz mu? Pek çok kişi bunu ilk kez duyuyor olabilir. Çünkü, oturarak voleybol (paravolley) Türkiye'de çok duyulan bir spor dalı değil. Oturarak voleybol bir engelli sporu ve bedensel engelliler tarafından oynanan voleybol çeşididir. Oturarak voleybola; ampute, bacağı veya kolları felçli, bacağı kısa, skolyoz, cüce, MS hastası, polio ve beyin felci geçiren bedensel engelliler katılabiliyor.
 
10x6 metrekarelik bir sahada; erkekler için 1.15 metre, kadınlar için 1.05 metre yüksekliğinde filelerde oynanır. Tahmin edileceği gibi, oturarak voleybolun normal voleyboldan bazı farklılıkları vardır. Servis vuruşu, hücum vuruşu ve blok esnasında oyuncunun bir bölümü yerle temas halinde olmak zorundadır. Takımlarda en az 8 sporcu vardır. Yaş sınırlaması da şöyledir; en küçük sporcu 12 yaşında, en yaşlı sporcu da 50 yaşında olabilir.

Oturarak voleybol, dünyanın bir çok yerinde  ve Paralimpik Oyunları'nda (Engelli Olimpiyatları) yıllardır oynanmaktadır. İlk olarak 1956 yılında Hollandalı Spor Komitesi tarafından kurulmuştur. Ülkemizde 2005 yılında tanıtım seminerleri ve antrenörlük kurslarıyla başlamış, 2006 yılında BESF tarafından branş olarak tanınmıştır. Çeşitli şampiyonalar, milli takım kampları ve özel turnuvalar ile devam etmiş. Ancak Türkiye'de  oturarak voleybol ligi  yıllar sonra 2016 yılında kurulmuştur.


Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu (TBESF) tarafından düzenlenen Türkiye Oturarak Voleybol Ligi 1. Lig 1. Etap Karşılaşmaları bu hafta 17-18-19 Şubat tarihlerinde Karabük'te yapıldı. 3 gün süren karşılaşmalarda Karabük, Zonguldak, Samsun, Adana, Konya, Muğla, Diyarbakır ve Karaman'dan 9 takım mücadele etti. 1. Lig 1. Etap karşılaşmaları sonrası A Grubu'nda Zonguldak Ereğli Belediyespor 12 puanla, B Grubu'nda ise Adana Umudun Işığı 9 puanla lider oldu.

Bu hafta yapılan karşılaşmalardan kaç kişinin haberi oldu? Maalesef çok az kişi bunu duydu. Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Asbaşkanı Oğuz Çerik yaptığı açıklamada bundan yakındı ve "Oturarak voleybol sporu dünyada üst sıralara ulaşıyor. Ancak henüz Türkiye'de istenen seviyede değil..." diye bir açıklama yaptı. Ülkemizde maalesef engelli sporlarına ilgi çok az. Bu nedenle oturarak voleybol da bundan payını alıyor. Oysa ülkemizde diğer spor dalları gibi engelli sporu da her türlü ilgi ve desteği görmeli... 

ALİYE YÜCEL  

12 Şubat 2017 Pazar

BENNUR


Medyada yer alan haberlere göre, AK Parti Bursa Milletvekili Bennur Karaburun'un hayatı beyazperdeye aktarılıyor. Geçirdiği trafik kazası sonrası omurilik felci olan ve hayatını tekerlekli sandalyede sürdüren Bennur Karaburun'un hayatı oldukça ilginç... Bennur Karaburun'un bu ilginç hayat hikayesini Diyarbakırlı genç prodüktör ve arkadaşları film yapacaklar. Filmin adı "Bennur" olacakmış. Oldukça çarpıcı bir isim... Ben-Hur'dan sonra Bennur! Bu da bizden bir kahramanlık hikayesi...

Gelelim Bennur Karaburun'un hayat hikayesine; 1973 yılında Bursa'da doğuyor. 23 yaşına kadar profesyonel olarak yüzme ve su sporları ile ilgileniyor. Türkiye dereceleri ve rekorları var. Uludağ Üniversitesi Tekstil Bölümü'nü bitirdikten sonra imalat müdürü olarak çalışıyor. 1996 yılında çalıştığı firmanın aracı ile bir trafik kazası geçiriyor. Kazada boynu kırılınca aylarca hastanede yaşam mücadelesi veriyor. O günden sonra omurilik felçlisi olarak tekerlekli sandalyede hayatını sürdürüyor. Ailesine destek için seyyar satıcılık yapıyor. Bu arada Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümü'nü bitiriyor.

İki dil bilen Karaburun; engelli hale geldikten sonra kök hücre konusunda araştırmalar yapmış. Amerika ve Çin ile bağlantıya geçmiş. Kök hücre ameliyatı yapılmalı yapılmamalı mı diye tartışılırken o ameliyat olmuş... İlk kök hücre ameliyatı olanlardan... Kök hücre ile ilgili ; Eski Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, zamanın başbakanı şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın doktorları ve Sağlık Bakanlığı ile görüşmeler yapmış. Öyle ki bu konuda çalışmalar yapmak için de milletvekili olmak istiyor. 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 yılında milletvekili seçiliyor.


Bennur Karaburun, TBMM'deki yasama çalışmaları, engelli sorunlarına çözüm çalışmalarının yanı sıra AK Parti'nin milletvekili çıkaramadığı illerde gönüllü milletvekili olarak çalışıyor. Partinin programlarıyla Doğu ve Güneydoğu'ya gidiyor. Bennur Karaburun, filmini yapacak Miraç Can Ergenekon ile Diyarbakır'ın Sur ilçesinde mağdur aileleri ziyareti sırasında tanışmış. AK Parti Diyarbakır İl Gençlik Kolları Başkanvekili olan Miraç Can Ergenekon ona refakat etmiş.

Miraç Can Ergenekon, o tanışmadan sonra Bursa'ya gelerek "Hayatınız engellilere güç verecektir. Onların hayata tutunmasına örnek olacaktır..." diyerek Bennur Karaburun'a hayatını film yapmayı teklif etmiş... Çok iyi de etmiş. Böylece gerçek bir engelli hikayesi film olacak. Yapımcı firma ve sponsor belli olmuş. Senaryo çalışmaları halen devam ediyor. Oyuncu kadrosu henüz belli olmamış. Bakalım Bennur Karaburun rolünü kim oynayacak. Benim aklıma bir kaç isim geldi bile...

Biz Bennur Karaburun'u dört yıl kadar önce, yağmurun altında tekerlekli sandalye ile giderken ıslanmaması için yanında şemsiyesini tutan arkadaşı ile birlikte bir fotoğrafta görmüştük. Bu fotoğraf medyada çok yer almıştı. Onun Bursa'dan AK Parti milletvekili adayı olduğunu ve sonra seçildiğini öğrendik. Seçildikten sonra o fotoğraf yine medyada yer aldı. Senarist ne yazar, yönetmen nasıl bir sahne çeker bilmiyorum. Ama "Bennur" filmi benim gözümde işte o yağmur sahnesiyle başlıyor...   

ALİYE YÜCEL